Zekât verilmesi gereken yerler, sekizdir.Allah Teâlâ bu yerleri Kur'an-ı Kerim'de en güzel bir şekilde açıklayarak bunun farz olduğunu, ilim ve hikmet üzere binâ olunduğunu haber vermiştir.
Allah
Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
الصَّدَقَاتُ
لِلْفُقَرَاءِ وَالْمَسَاكِينِ وَالْعَامِلِينَ عَلَيْهَا وَالْمُؤَلَّفَةِ
قُلُوبُهُمْ وَفِي الرِّقَابِ وَالْغَارِمِينَ وَفِي سَبِيلِ اللَّهِ وَابْنِ
السَّبِيلِ فَرِيضَةً مِنَ اللَّهِ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ[ سورة التوبة الأية:
٦٠]
"Zekâtlar,
Allah'tan bir farz olarak, ancak fakirlere, düşkünlere, zekât toplayan
görevlilere (memurlara), kalpleri (gönülleri) İslâm'a ısındırılacak olanlara,
(hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda
savaşanlara ve (muhtaç kalmış) yolculara mahsustur. Allah her şeyi hakkıyla
bilendir, hikmet sahibidir." (Tevbe Sûresi: 60)
Bu
âyette zikredilen sekiz sınıf, kendilerine zekât verilmesi gereken kimselerdir.
Birincisi
ve ikincisi: Fakirler ve düşkünler (miskinler)
İhtiyaç
ve gereksinimlerini gidermeleri için bu kimselere zekâttan verilir. Fakirler ve
düşkünler (miskinler) arasındaki fark şudur: Fakirler daha muhtaç kimselerdir.
Fakir, kendisi ve âilesinin yılın yarısına (altı aya) yetecek kadar bir şey
bulamayan kimsedir.
Düşkünler
(miskinler), fakirlerden durum olarak daha iyidirler.Çünkü düşkünler, yılın
tamamına değil de, yarısına veya yarısından fazlasına yetecek kadar ihtiyaca
sahip olan kimselerdir. İhtiyaçlarından bunlara da zekât verilir.
Kendilerine
ve âilelerine bir yıl yetecek kadar ihtiyaçları bu kimselere verilir. Çünkü
malların üzerinden bir tam yıl geçtikten sonra zekâtlarının verilmesi gerekir.
Zekâtın farz olması için bir tam hicrî yılın geçmesi nasıl takdir edilen zaman
ise, zekât verilmesi gereken yerlerden fakirler ve düşkünlere verilen ihtiyaçlar
için de yılın takdir edilen zaman olması gerekir. Bu güzel ve iyi bir görüştür.
Yani bizler, fakir ve düşküne, hem kendisine, hem de âilesine bir tam yıl
yetecek olan şeyi ya yiyecek ve giyecek olarak, ya da kendisine uygun olanını
satın alması için para olarak veririz. Veyahut da terzi, marangoz ve demirci
gibi sanaatkâr birisi ise, bu takdirde kendisine âlet (makina) satın alıp
veririz.Önemli olan, bir tam yıl hem kendisine, hem de âilesine yetecek olan
şeyi ona vermemizdir.
Üçüncüsü:
Zekât toplayan memurlar (şuan islamın bir devleti yok)
Dördüncüsü:
Kalpleri (gönülleri) İslâm'a ısındırılacak olanlar
Bunlar,
İslâm'a ısındırılmak istenen kimselerdir.
- Bu,
müslüman olması ümit edilen kâfir olabilir.
-
Müslüman olabilir, ama kalbindeki îmânı güçlensin diye ona zekâttan veririz.
- Kötü
birisi olabilir.Müslümanlara kötülüğü dokunmasın diye ona zekâttan veririz.
Beşincisi:
(Hürriyetlerini satın almaya çalışan) köleler
Allah
Teâlâ'nın yukarıda zikredilen âyette geçen:
وَفِي
الرِّقَابِ
"...
(hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere,..."
Emri
gereği kölelere zekât verilmesi gerekir.
Altıncısı:
Borçlular
"el-Ğurm"
kelimesi, Arapçada borç anlamına gelir.
Yedincisi:
Allah yolunda savaşanlar
Âyette
geçen:
الغارمين
"...
Allah yolunda savaşanlara ..."
Bundan
kastedilen, cihaddan başka bir şey değildir.Bundan, her türlü hayır ve iyilik
yolları kastedilir denilmesi, doğru değildir. Şayet her türlü hayır ve iyilik
yolları kastedilse idi, âyette geçen:
إِنَّمَا
الصَّدَقَاتُ لِلْفُقَرَاءِ وَالْمَسَاكِينِ وَالْعَامِلِينَ عَلَيْهَا
وَالْمُؤَلَّفَةِ قُلُوبُهُمْ وَفِي الرِّقَابِ وَالْغَارِمِينَ وَفِي سَبِيلِ
اللَّهِ وَابْنِ السَّبِيلِ فَرِيضَةً مِنَ اللَّهِ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ[
سورة التوبة الأية: ٦٠]
"Zekâtlar,
Allah'tan bir farz olarak, ancak fakirlere, düşkünlere, zekât toplayan
görevlilere (memurlara), kalpleri (gönülleri) İslâm'a ısındırılacak olanlara,
(hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda
savaşanlara ve (muhtaç kalmış) yolculara mahsustur. Allah her şeyi hakkıyla
bilendir, hikmet sahibidir." (Tevbe Sûresi: 60)
Hasr
(sınırlama) edâtı olan "İnnemâ"nın kullanılmasının hiçbir anlamı
kalmazdı. Zirâ hasr edâtının hiçbir fonksiyonu kalmazdı.
Âyette
geçen "Allah yolunda" lafzından kasıt; Allah yolunda cihaddır. Bu
sebeple Allah'ın sözü yücelsin diye Allah yolunda savaştıkları belli olan
mücâhidlere, nafaka ve silah temini gibi ihtiyaç duydukları kadarı zekâttan
verilir.Zekâttan onlara silah satın almak da câizdir. Fakat savaşın, Allah
yolunda olması gerekir. Allah yolunda cihadı Peygamber -sallallahu aleyhi ve
sellem- açıklamıştır.
Nitekim
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e, hamiyet (şövenizm, ırkçılık) ve
insanlar kendisini cesur görsünler ve Allah yolundaki makamı görülsün diye
savaşan kimse hakkında sorulduğu zaman şöyle buyurmuştur:
مَنْ قَاتَلَ لِتَكُونَ كَلِمَةُ اللهِ هِيَ الْعُلْيَا، فَهُوَ
فِي سَبِيلِ اللهِ عَزَّ وَجَلَّ [ متفق عليه ]
"Kim
Allah'ın sözü (İslâm) yücelsin diye savaşırsa, işte o Allah -azze ve celle-'nin
yolundadır.(Bunun dışında savaşanlar, Allah yolunda olmazlar)." Buhârî ve Müslim
Sekizincisi:
(Muhtaç kalmış) yolcular
Bu
kimse, yolda kalmış ve nafakası kendisine yetmemiş yolcudur. Bu kimseye -belde
veya ülkesinde zengin de olsa- yaşadığı belde veya ülkesine ulaştıracak kadarı
zekâttan verilir.Çünkü o, muhtaç durumdadır. Bu durumda bulunan kimseye: Borç
alman ve borcunu ödemen gerekir, demeyiz.Çünkü böyle dersek, onu bu durumda onu
borç almaya mecbur kılmış oluruz. Fakat bu kimse, kendisi borç almayı ister ve
zekâttan almayı kabul etmezse, bu kendisine kalmıştır.Örneğin Mekke'den
Medine'ye giden yolcu birisini bulduğumuzda yolculuk sırasında nafakası
kaybolmuş ve kendisi Medine'de zengin olmasına rağmen yanında kendisini oraya
ulaştıracak hiçbir şeyi yoksa, bu takdirde ona, Medine'ye ulaştıracak kadar
zekâttan veririz. Çünkü onun ihtiyacı budur. Kendisine bundan daha fazlasını
vermeyiz.
1..ZEKATIN VUCUBİYETİ BABI
Ömer r.anh şöyle
dedi. Bir gün biz Rasulullah,ın yanında bulunuyor iken birden yanımıza elbisesi
bembeyaz saçı simsiyah üzerinde yolculuk eseri olmayan ve bizden kendisini
kimsenin tanımadığı bir adam çıkageldi. Nihayet Nebi s.a.v.in yanına oturdu iki
dizini onun dizine dayadı iki elini dizlerinin üzerine koydu ve; Ya Muhammed
bana islam,ı haber ver dedi. Rasulullah s.a.v islam Allah,tan başka ilah olmadığına
ve Muhammed,in Allah,ın Rasulu olduğuna şehadet etmen Namazı kılman Zekatı
vermen Ramazan orucunu tutman yoluna gücün yeterse beyti hac etmendir buyurdu. O
adam: Doğru söyledin dedi. Ömer dediki Biz buna hayret ettik, hem soruyor hemdr
Rasulullah,ı tasdik ediyordu. ...."sahihi müslim...
İbn Ömer r.anh.den
Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu: " İslam beş esas üzere kurulmuştur:
Allah,tan başka ilah olmadığına ve Muhammed,in Allah,ın Rasulu olduğuna şehadet
etmek, Namaz kılmak, Zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak, ve Hac
etmektir." ..müslim, buhari, nesai, tirmizi, ibn huzeyme, ibn hibban,ve
diğer kaynaklarda.
İbn Abbas r.anh
şöyle dedi. Rasulullah s.a.v. muaz b. Cebeli yemene gönderirken ona şöyle
buyurdu şüphesiz ki sen ehli kitap bir kavme gidiyorsun onların yanına vardığın
vakit önce onlara la ilahe illallah muhammeder Rasulullah,a şehadet getirmeye
davet et Eğer onlar şehadet getirmede sana itaat ederlerse Allah,ın kendilerine
her gün ve gecede beş vakit namaz kılmayı farz kıldığını haber ver . Onlar bu
beş vakit namaz kılma hususunda sana itaat ederlerse .
Allahın
kendilerine zekatı farz kıldığını bu zekatın onların zenginlerinden alınıp
fakirlerine verileceğini de haber ver Onlar bu zekat hususundada sana itaat
ederlerse onların yanında en kıymetli olan malı zekat malı olarak almaktan
sakın ve mazlumun bedduasından kork. Çünkü mazlum ile Allahın arasında perde
yoktur. (onun duasına icabet eder) ....buhari..müslim...
Ebu hureyre r.anh.
şöyle dedi: Rasulullah s.a.v. vefat ettiği zaman Ebu bekir halife oldu Arap
kabilelerinden bazıları küfre dönüp irtidat ettiler. Ebu bekir de onlara karşı
ordu göndermeye bailadığında Ömer Ebu bekire şöyle dedi sen bu insanlarla nasıl
savaşırsın Oysa Rasulullah s.a.v. ben insanlar la ilahe illallah deyinceye
kadar onlarla savaşmakla emrolundum kim bu sözü söylerse o kimse o kimse islam
hukukunun dışında benden malını ve canını korumuş olur ( haddi gerektirmeyen
günahlarının) hesabı ise Allah,a aittir buyurdu.
Ebu bekir Allah,a
yemin ederim,ki, ben namaz ile zekat vermenin arasını ayıran kimselerle
savaşırım Çünkü zekat malın üzerindeki bir haktır. Vallahi onlar Rasulullah,a
zekat olarak verdikleri dişi oğlağı bana vermezlerse o dişi oğlağı vermeleri
için elbette onlarla savaşırım dedi. Bunun üzerine Ömer şöyle dedi vallahi bu
(savaş isteği)Allah,ın Ebu bekirin gönlünü açmasından başka bir şey değildi ben
bildimki bu haktır." ......buhari..müslim.....
2..ZEKAT VERMEYENLERİN GÜNAHI BABI.
Ebu hureyre
(r.anh.)den Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu. " Altın ve gümüşün zekat
hakkını ödemeyen sahipleri kıyamet günü olduğunda o altın ve gümüşleri
kendileri için ateşten levhalar halinde getirilir ve cehennem ateşinde iyice
kızdırılır sonra bu kızgın levhalarla onların böğrü alnı ve sırtı dağlanır
levhalar soğudukça azap için kızdırma tekrar iade olunur.
Bu azaplandırma
miktarı elli bin sene olan bir gün içinde kullar arasındaki haklar ödeninceye
kadar devam eder neticede o kimseye ya cennete ya cehenneme giden yol
gösterilir. Ya Rasulullah zekatı verişmeyen develerin durumu nedir denildiğinde.
Rasulullah s.a.v. develerinden zekat hakkını ödemeyen her deve sahibi de o
hayvanlardaki haklardan biri de su başlarına geldikleri gün sürülerinin
sağılması fakirlere ve yolculara içirilmesidir.
Kıyamet gününde
geniş ve düz bir araziye yatırılır develer semiz oldulkları halde ve onlardan
bir tek yavru dahi eksiltilmeksizin hepsi ayaklarıyla onu çiğner ve ağızlarıyla
da ısırırlar develerin sonuncusu ona uğrayıp geçince baş tarafı o kimseye terar
uğratılır bu azplandırma miktarı elli bin sene olan bir gün içinde kullar
arasındaki haklar ödeninceye kadar devam eder.
Neticede o kimseye
ya cennete ya cehenneme giden yol gösterilir buyurdu ya Rasulullah zekatı
verilmeyen sığır ve davarların durumu nedir denildiğinde Rasulullah s.a.v.
sığır ve davarların zekat hakkını ödemeyen her sığır ve davar sahibi de geniş
ve düz bir araziye yatırılır bu hayvanlardan hiç birini kaybetmeksizin ve
içlerinde ne iki boynuzu kıvrık ne bonuzsuz ve nede boynuzu kırılmış olmaksızın
hepsi (tam ve düzgün bonuzlu olduğu halde) o kimseyi toslayacak ve ayaklarıyla
çiğneyecekler.bu sürünün baş tarafı onun üzerinden geçtiğinde sonu tekrar geri
döndürülür bu azaplandırma miktarı elli bin sene olan bir gün içinde kullar
arasındaki haklar ödeninceye kadar devam eder. Neticede o kimseye ya cennete
yada cehenneme giden yol gösterilir buyurdu ya Rasulullah zekatı verilmeyen
atların durumu nedir denildiğinde Rasulullah s.a.v. atlar üç kısımdır At bazı
kimseler için günah bazı kimseler için bir perde bazı kimseler içinde sırf
hayırdır.
At kendisi için
künah olan kimseye gelince o atın gösteriş övünüp böbürlenmek ve müslümanlara
savaş için besler işte bu at o kimse için büyük günahtır.
At kendi ihtiyacı
için bir perde olana gelince o kimse atını Allah yolunda bağlar sonrada gerek
hayvanların sırtındaki Allah,ın hakkını cihat için binme veya bindirmek gerek.
Muayyen Allah,ın
hakkı olan zekatı unutmaz işte bu at o kimse için perdedir.
At kendisi için
hayır olana gelince o kimse atını müslümanların lehine Allah yolunda cihat
maksadıyla bağlamıştır Atı bol otlu geniş bir çayırlıkta beslenirseatın bol
otlu çayırlıktan yediği bitkilerin sayısınca sahibi için bi çok haseneler
yazılır Atın gübreleri ve bevilleri içinde ona haseneler yazılır atın yıları
kopsa şahlanarak bir veya iki yüksek tepeye raks ederek neşeyle koşsa yerde
tırnaklarının bıraktığı izleri ve gübreleri sayısınca sahibine Allah haseneler
yazar. Hayvan bir nehre uğrayıp ondan içse sahibi sulamak istememiş olsa bile
Allah okimse için atının içtiği su sayısınca haseneler yazar buyurdu.
Ya Rasulullah
zekatı verilmeyen eşşeklerin durumu nedir denildiğinde Rasulullah s.a.v.
eşşekler hakkında bana bir şey indirilmedi ancak bana her hükmü içeren
emsalsiz....
Her kim zerre
miktarı bir hayır işlerse onu görecek her kim zerre miktarı bir şer işlerse onu
görecektir zilzal 7.8.ayeti indirildi buyurdu. ......müslim-987./.24.......
Ebu hureyre
r.anh.den Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu. " herkim Allah,ın kendisine mal
verir de o malın zekatını vermezse kıyamet gününde zekatı verilmeyen mal sahibi
için çok zehirli bir yılan şekline dönüşür bu yılanın iki gözü üstünde iki
nokta vardır bu azgın yılan kıyamet gününde mal sahibinin boynuna gerdanlık
yazılır sonra yılan ağzı ile sahibinin çenesini iki tarafından yakalar sonra
ben senin çok sevdiğin malınım ben senin hazinenim der.
Ebu hureyre
dediki: Bundan sonra Rasulullah s.a.v. Allahım kereminden kendilerine vrrdiğine
cimrilik edenler onu kendileri için hayırlı sanmasınlar bilakis o kendileri
için şerlidir cimrilik ettikleri şeyler kıyamet günü boyunlarına dolandırılacaktır
göklerin ve yerin mirası Allah,ındır Allah yaptıklarınızı haber alandır. Ali
imran 180. Ayetini okudu. ...buhari.1403 .ter 1329..
Ebu hureyre
r.anh.Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu. Deve sahibi devesinin zekat kakkını
ödemediği zaman kıyamet günü en kuvvetli ve besili haliyle sahibinin üzerine
gelir onu ayaklarıyla çiğner.
Koyun sahibi
koyunun zekatını vermediği zaman kıyamet günü en kuvvetli ve besili haliyle
sahibinin üzerine gelir onu ayaklarıyla çiğner boynuzlarıyla ona toslar.
Nebi s.a v. Devamla
bu hayvanların haklarından biri de sütlerinin sağılması ve fakirlere ondan
içirilmesidir.
Hiç biriniz
kıyamet günü zekatını ödemediği davarını omzunda meler bir halde ya muhammed
bana yadım et diyerek yanıma gelmesin çünkü o vakit ben ona ben senin için bir
şey yapmaya malik değilim ben sana bu günü tebliğ etmiştim derim .
Sizden hiç kimse
zekatını vermediği devesini omzunda böğürür bir halde ya muhammed bana yardım
et diyerek yanıma gelmesin çünkü o vakit ben ona ben senin için bir şey yapmaya
malik değilim ben sana bu günü tebliğ etmiştim derim. ...Buhari.1402. .ter
1328....
Ebu hureyre r.anh.
şöyle dedi: Rasulullah s.a.v. vefat ettiği zaman Ebu bekir halife oldu Arap
kabilelerinden bazıları küfre dönüp irtidat ettiler.
Ebu bekir de
onlara karşı ordu göndermeye bailadığında Ömer Ebu bekire şöyle dedi sen bu
insanlarla nasıl savaşırsın Oysa Rasulullah s.a.v. ben insanlar la ilahe
illallah deyinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum kim bu sözü söylerse o
kimse o kimse islam hukukunun dışında benden malını ve canını korumuş olur (
haddi gerektirmeyen günahlarının) hesabı ise Allah,a aittir buyurdu.
Ebu bekir Allah,a
yemin ederim,ki, ben namaz ile zekat vermenin arasını ayıran kimselerle
savaşırım Çünkü zekat malın üzerindeki bir haktır. Vallahi onlar Rasulullah,a
zekat olarak verdikleri dişi oğlağı bana vermezlerse o dişi oğlağı vermeleri
için elbette onlarla savaşırım dedi.
Bunun üzerine Ömer
şöyle dedi vallahi bu (savaş isteği)Allah,ın Ebu bekirin gönlünü açmasından
başka bir şey değildi ben bildimki bu haktır." ......buhari..müslim.....
3..ZEKAT NİSABI (MİKTARI) BABI.
Enes bin malik
r.anh şöyle rivayet etti. " ebu bekir r.anh enesi bahreyne zekat amili
olarak gönderdiği vakit onun için şu mektubu yazmış. Bismillahirrahmanirrahim
(Rahman va Rahim olan Allah,ın adıyla) Bu Allah,ın Rasulüne emrettiği ve
Rasulullah s.a.v. müslümanlar üzerine taktir ettiği zekat farizasıdır.
Her kimden bu
mektupta bildirilen miktarda zekat istenirse o kimse zekatını versin . Bundan
fazlası istenirse fazlasını vermesin .
Devenin yirmi dört
tanesi ve daha aşağısında koyundan (vacip olan zekat) her beş deveye bir
koyundur.
Deve sayısı yirmi
beşe erişince otuz altıya kadar bir bintu mahad.
Otuz yediye
erişince kırk beşe kadar bir bintu lebun.
Kırk altıya
erişince altmışa kadar bir hıkka.
Altmış bire
erişince yetmiş beşe kadar bir cezea.
Yetmiş altıya
erişince doksana kadar iki bintu lebun.
Doksan bire
erişince yüz yirmiye kadar iki hıkka zekat vermek vacibdir.
Deve sayısı yüz
yirmiden daha fazla olursa her kırk devede bir bintu lebun her elli devede bir
hıkka zekat vardır.
Yanında dört
deveden gayrı bulunmayan kimse gelince o miktarda zekat yoktur ancak deve
sahibi kendi vermek isterse bu müstesnadır .
Deve adeti beşe
ulaştığında ondan bir koyun zekat vermek vaciptir.
Yaylakta kalan
koyunun zekatında koyun sayısı kırk olunca yüz yirmiye kadar bir koyundur.
Yüz yirmiden
fazlada iki yüze kadar iki koyundur.
Koyun sayısı iki
yüzden fazla olursa üç yüze kadar üç koyundur.
Koyun sayısı üç
yüzden fazla olursa her yüz koyuna bir zekat vardır.
Bir kimsenin
yayılır koyunu kırktan bir koyun noksan olursa bu noksan koyunda zekat yoktur.
Ancak sahibi diler
verirse bu müstesnadır.
İki yüz dirhem
gümüşün onda birinin dörtte biri ( yani kırkta biri miktarı) zekat vaciptir .
Gümüş miktarı yüz
doksan dirhem olursa bundada zekat yoktur Ancak gümüş sahibi diler verirse bu
müstesnadır. ...Buhari. 1454... ter.1380.1381.
İZAH.
İbnu mehad bir
yaşını doldurmuş ve iki yaşına basmış erkek deve...
Bintu mehad bir
yaşını doldurmuş ve iki yaşına basmış dişi deve..
İbnu lebun iki
yaşını doldurmuş üç yaşına basmış erkek deve..
Bintu lebun iki
yaşını doldurmuş üç yaşına basmış dişi devedir..
Hıkk üç yaşını
doldurmuş dört yaşına basmış deve...
Hıkka üç yaşını
doldurmuş dört yaşına basmış dişi deve...
Cez'a dört yaşını
doldurmuş beş yaşına basmış erkek deve..
Cezea dört yaşını
doldurmuş beş yaşına basmış dişi deve...
Ebu sait el hudri
r.anh. den Nebi s.a.v.şöyle buyurdu beş ukiyyeden az miktar gümüşte zekat
yoktur.
En aşşağı üç
yaşındaki beş deveden aşşağısında zekat yoktur.
Beş vesk
miktarının aşağısındaki hububatında zekatı yoktur. ...Buhari.1405..ter.1331.. ...müslim.979/1..
.....İZAH....
Bir ukiyye kırk
dirhemdir.
Beş ukiyye ise iki
yüz dirhem eder.
Vesk..bir vesk
Rasulullahın saı ile atmış sa miktarıdır. Bir sa ise binkırk dirhem ayarındaki
bir ölçektir...beş vesk ise net bin kilo gram etmektedir..
Ebu sait el
hudri.r.anh.den Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu. Beş vesk miktarından aşağıdaki
hurmada zekat yoktur.
Beş ukiyyeden az
miktar gümüşte zekat yoktur. En aşağı üç yaşındaki beş deveden aşağısına zekat
yoktur. ....Buhari.1459..ter.1385...
İbn ömer r.anh.den
Nebi s.a.v.şöyle buyurdu. Semanın ve pınarların veya sulanmaksızın kendi
damarlarıyla topraktan su emip yetişmiş olan mahsuller için uşr yani onda bir
zekat.
Kuyu ve dolaplarla
sulananlarda ise yirmide bir zekat vardır... ....buhari ..1483..ter.1412...
Enes bin malik
r.anh. şöyle rivayet etti.. Ebu bekir r.anh. Enes,e (zekat amili
yaptığında)Allah,ın Rasulu muhammed,e emrettiği zekat miktarlarını açıklayan
bir mektup yazmıştı (O mektupta) kimin zekat bedeli bintu mehad,a ulaşır ve mal
sahibinin yanında bintu mehad ve onun yanında bintu lebun olursa o kabul
edilir.
zekat amili mal
sahibine (yaş farkı olarak) yirmi dirhem veya iki koyun verir mal sahibinin yanında
bintu mehad bulunmaz ve onun yanında ibnu lebun bulunursa o kabul edilir mal
sahibine (yaş farkı olarak) bir şey verilmez.. ...Buhari...
............İZAH........
Bintu mehad bir
yaşını doldurmuş ve iki yaşına basmış dişi deve..
İbnu lebun iki
yaşını doldurmuş üç yaşına basmış erkek deve.
Bintu lebun iki
yaşını doldurmuş üç yaşına basmış dişi deve..
4..ZEKAT OLARAK VERİLMEYECEK MALLAR BABI
Enes bin malik
r.anh şöyle rivayet etti . Ebu bekir r.anh. enes,e ( onu zekat amili
yaptığında) Allah,ın Rasulu muhammed,e emrettiği zekat miktarlarını açıklayan
bir mektup yazmıştı. (O mektupta). Zekat verirken malın yaşlısı kusurlusu
damızlık döl hayvanı çıkarılmaz ancak zekat amilinin bunları kabul etmesi
müstesnadır... ...Buhari..1455.ter.1382....
5..ZEKAT MALINDA TOPLU OLAN DAĞITILMAZ
DAĞINIK TOPLANMAZ BABI.
Enes bin malik
r.anh.şöyle rivayet etti. Ebu bekir r.anh. Enese (onu zekat amili yaptığında)
Allah,ın Rasulu Muhammed,e emrettiği zekat miktarlarını açıklayan bir mektup
yazmıştı (o mektupta) zekat verme endişesiyle ayrı ayrı bulunan zekat malları
bir araya toplanmaz . Toplu bulunanların arasıda ayrılmaz.. ....Buhari..1450.ter.1375.....
Enes bin malik
r.anh.şöyle rivayet etti. Ebu bekir r.anh. Enes,e (onu zekat amili yaptığında)
Allah,ın Rasulu Muhammed,e emrettiği zekat miktarlarını açıklayan bir mektup
yazmıştı (o mektupta) iki karışık sürüden oluşan sürünün zekatında bu karışık
sürünün sahipleri kendi aralarında adaletli bir seviyede müracat ederler... .....Buhari
1451.ter.1376...
Suveyt bin Gafele
r.anh. şöyle dedi ben gittim yahut Rasulullah,ın zekat amili ile giden haber
verdi Rasulullah,ın (yazdığı zekat) ahdi şöyle idi sütlü hayvanları alma ayrık
olanları birleştirme toplu olanların arasını ayırma.. ....Ebu davut 1579..
Nesei 2456. İbn mace..
6.MADENLERİN ZEKATI BABI..
Ebu hureyre
r.anh.den Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu. Hayvanın zararı hederdir. Kuyunun
zararı hederdir. Madenin zararı hederdir. (Tazminat lazım gelmez). Rikazda
beşte bir oranında vergi vardır... Buhari 1499.ter.1429. Müslim.1710.
..........İZAH........
Rikaz gömülü olan
herhagi bir maden hazine ve benzeri şeylerdir..
7..İSTİFADE EDİLEN MALLARDAN ZEKAT BABI.
İbni ömer
r.anh.den Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu. Her kim bir mal (elde ederse ve on)
dan istifade ederse onun üzerinden bir sene geçmedikçe o mala zekat yok. ..Tirmizi.631.ter.626.
..Begavi 1576.eş-şerh..
8..ZEKAT AMİLLERİNİ MEMNUN ETME BABI.
Cerir bin abdullah
r.anh.şöyle dedi. Nedevilerden bazı kimseler Rasulullah s.a.v. a gelip zekat
amilleri bize heliyor ve bizlere zulm ediyor dediler. Bunun üzerine Rasulullah
s.a.v. Zekat amillerini (zekatlarınızı güzellikle ödeyerek) razı ediniz
buyurdu. ....müslim 939/29..
9..ZEKAT VERENLERE ZEKAT AMİLLERİNİN DUA
ETMESİ BABI.
Abdullah bin ebu
evfa r.anh. şöyle dedi. Her hangi bir kavim Rasulullah s.a.v. e zekatlarını
hetirdiği zaman Nebi Allahumme salli ala fulan der dua ederdi . Babam ebu evfa
zekatını getirdiğinde Nebi Allahumme salli ala Ebu evfa diye dua etti. ...Buhari
.1497.ter.1424. ...Müslim.1078.
10.ZEKAT AMİLLERİNİN ZEKAT VERENLERE ZULMETMEMESİ
BABI.
İbni Abbas r.anh.
şöyle dedi. Rasulullah s.a.v. Muaz bin cebeli yemene gönderirken ona şöyle
buyurdu şüphesiz ki sen ehli kitap bir kavme gidiyorsun onların yanına vardığın
vakit önce onlara la ilahe illallah muhammeder Rasulullah,a şehadet getirmeye
davet et Eğer onlar şehadet getirmede sana itaat ederlerse Allah,ın kendilerine
her gün ve gecede beş vakit namaz kılmayı farz kıldığını haber ver . Onlar bu
beş vakit namaz kılma hususunda sana itaat ederlerse .
Allah,ın
kendilerine zekatı farz kıldığını bu zekatın onların zenginlerinden alınıp
fakirlerine verileceğini de haber ver Onlar bu zekat hususundada sana itaat
ederlerse onların yanında en kıymetli olan malı zekat malı olarak almaktan
sakın ve mazlumun bedduasından kork. Çünkü mazlum ile Allah,ın arasında perde
yoktur. (onun duasına icabet eder) ..Buhari.1496.ter1423.. ..Müslim.19/29..
11.KÖLE VE BİNİTE ZEKAT OLMADIĞI BABI.
Ebu Hureyre r.anh.
den Nebi s.a.v. şöyle buyurdu müslüman kimseye atı ve kölesi için zekat yoktur.
..Buhari.1463.ter.1390.1391.. ..Müslim.982/8...
12.GEREKTİĞİNDE VAKTİ GELMEDEN ZEKAT
VERMENİN CAİZLİĞİ BABI.
Ebu Hureyre r.anh.
şöyle dedi. Rasululla s.a.v. Ömer,i zekat toplamak için gönderdi. İbnu Cemil
Halid bin Velid ve Rasulullahın Amcası Abbasın zekatlarını vermediği kendisine
söylendi Rasulullah s.a.v. İbnu Cemil zekattan nasıl imtina edilebilirki O
fakir iken Allah kendisini zengin etmişti. Halid,e gelince siz ona haksızlık
ediyorsunuz Halid zırhını ve bütün silahlarını Allah yolunda hapsetmiştir. Abbas
Bin Abulmuttalip,e gelince onun zekatı (daha önce verilmiş olup) bir misli ile
beraber benim üzerimdedir buyurdu. ..Buhari.1468.ter.1397. ..Müslim.983/11..
13.ZEKATIN SARF EDİLECEĞİ YERLER.
Allahu teala şöyle
buyurmuştur. Sadakalar(zekatlar) Allah,tan bir farz olarak fakirlere miskinlere
zekat amillerine kalpleri islam,a ısındırılacak olanlara kölelik altında
bulunanlara borçlulara Allah yolunda cihat edenlere ve (yolda kalmış) yolculara
mahsustur. Allah bilendir hüküm ve hikmet sahibidir.. ...Tevbe 60 ...
14.ZENGİNLERE ZEKAT VERİLMEYECEĞİ BABI.
İbni Ömer r.anh.
den Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu. Zekat almak zengin ve uzuvlarında
noksanlık olmayan kimselere helal değildir.. ..Buhari. 3/329.T.kebir. ..Ebu
davut 1634.. ..Nesei 252.. ..Tirmizi.652..
15.EHLİ BEYTİN ZEKAT AMİLLİĞİ YAPAZLIĞI
BABI.
Abdulmuttalip bin
Rabia Bin El Haris Rivayet edip şöyle dedi. Rabia Bin El-Haris ve Abbas Bin
Abdulmuttalip toplanıp (Beni ve Fadl,ı kastedetek) Vallahi şu iki oğlanı
Rasulullah,a. s.a.v. göndersek bunlar onunla konuşsalar o da bunları zekat
üzerine amil tayin etse. Zekat amili
kimselerinin yaptıklarını yapsalar onların aldığı ücreti bunlarda alsalar
şeklinde konuştular. Abdulmuttalip dedi ki onlar bu şekilde konuşurlarken Ali
Bin Ebi Talib bunu yapmayın Vallahi Rasulullah s.a.v. bunu yapmaz dedi. Rabia
Bin el-Haris itiraz edip vallahi sen bunu bize hasedinden yapıyorsun sen
Rasulullahın s.a.v. damatlığına eriştinde biz seni asla hased etmedik dedi.
Ali peki iki
oğlanı gönderin dedi ikisi çıkıp gittiler Ali de yan üstü uzandı. Abdulmuttalib
dedi ki Rasulullah s.a.v. öğlen namazını kıldırınca ondan önce hücresine gidip
hücrenin yanında durduk. Nihayet Rasulullah s.a.v. geldi ve kulaklarımızı
tuttuktan sonra içinizdeki sakladığınız şeyleri çıkarın buyurdu sonra hücreye
girdi bizde yanına vardık kendisi o gün zeyneb binti cahş,ın yanındaydı biz her
ikimiz de sözü diğerimize havale edib söze başlamasını bekledik sonra birimiz
şöyle konuştu Ya Rasulullah s.a.v. sen insanların en iyisisin ve insanlara pek
çok iyilikler ulaştırırsın bizler buluğ çağına varmış haldeyiz biz sana şu
zekatlardan bazısına bizleri zekat amili(memuru)tayin etmen için geldik.
Eğer amill
(memur)tayin edersen onların eda ettiği görevi bizde eda ederiz onların isabet
ettiği gelire bizde isabet ederiz dedi.
Rasulullah s.a.v.
uzun müddet hatta biz tekrar konuşmak isteyinceye kadar sukut etti. Tam bu
sırada zeyneb perdenin arkasından bizlere Rasulullah s.a.v. ile konuşmayın diye
işaret etmeye başladı bundan sonra Rasulullah s.a.v. şüphesiz bu zekat amilliği
muhammedin ailesine yaraşmaz sadaka insanların kirleridir mahmiyyeyi (Bu şahıs
ganimetlerden alınan beşte bir gelirin sorumlusu idi) ve Haris bin
Abdulmuttalib oğlu Nevfeli bana çağırın dedi bunlar yanına geldiklerinde Rasulullah
s.a.v. mahiyye kızını Fadl,a nikahladı sonra Rasulullah s.a.v. Nevfel bin el
Harise kızını bu gence nikahla buyurdu o da kızını bana nikahladı. müteakiben Rasulullah s.a.v. Mahiyyeye bu
gençler için kızlara humus malından şu kadar şu kadar mihir ver buyurdu.. ..Müslim.1072/167..
16.EHLİ BEYTİN ZEKAT ALMASI YASAKLANMIŞTIR
BABI
Ebu Hureyre r.anh.
şöyle dedi. Ali r.anh.nın oğlu Hasan r.anh. zekat hurmasından bir hurma alıp
ağzına koydu. Nebi s.a.v. kıh kıh onu at dedi. Sonrada sen bizim zekat
mallarından yemediğimizi bilmiyor musun buyurdu. ..Buhari.1491.Ter.1419.1485.. ..Müslim.1069/161..
Ebu Hureyre r.anh.
şöyle dedi. Nebi s.a.v.ye yiyecek bir şey getirildiğinde bu hediye midir yoksa
sadakamıdır diye sorardı Eğer o safakadır denilirse ashabına yiyin der kendi
yemezdi . Eğer o hediyedir denilirse elini ona vurur ashabı ile beraber ondan
kendisi de yerdi. ..Buhari.2576... ..Müslim.1077/175..
Enes bin Malik
r.anh.şöyle dedi. Berire r.anh. kendisine sadaka olarak verilmiş olan bir et
parçasını Rasulullah s.a.v.e hediye etti Rasulullah s.a.v.bu et berireye bir
sadakadır bize ise bir hediyedir buyurdu. ..Buhari.1495.ter.1422.. ..Müslim.1074/170..
17.ALTIN VE GÜMÜŞÜN ZEKAT ORANI.
........GÜMÜŞ.......
200..Dirhem gümüş.
Günümüz karşılığı
595.600..Gr gümüş
.......ALTIN......
22..Dinar.
Günümüz karşılığı.
24.Ayar altın . 85
Gr altın
22.Ayar altın. 97
Gr altın
18.Ayar altın.113
Gr altın
Üzerinden 1 yıl
geçtikten sonra bu oranların kırkta biri zekat olarak verilir.
Ehnef ibnu Kays
r.anh. Şöyle dedi. Kureyş kavminin ileri gelenlerinin yanına oturdum . Bu
esnada kaba saçlı kaba elbiseli ve kaba saba bir kimse geldi . O topluluğun
yanında durdu ve selam verdi sonra şöyle dedi . Altın ve gümüşleri biriktirip
infak etmeyenlere üzeri cehennem ateşinde kızdırılmış taşlarla azap
olunacakları haberini ver . Sonra bu taşlar onlardan her birinin göğsünün
ortasına konulur ve bu taş sıcaklığından dolayı iki kürek kemiğinden ortasından
çıkar böylelikle o kızgın taş kürek kemikleri ile göğsü arasında gider gelir
... .............BUHARİ............
18.KOYUNUN ZEKAT ORANLARI.
40-120. Arası için
bir koyun.
120-200. Arası
için iki koyun.
200-300. Arası
için üç koyun.
300, den sonrası
için her yüz koyunda bir koyun.
Ebu Hureyre
r.anh.şöyle dedi. Allah Rasulu s.a.v. şöyle buyurdu. Kıyamet günü deve
kendisinin zekat hakkını vermeyen sahibine gelir ve en iyi haliyle ve onu
tabanlarıyla çiğner . Yine kıyamet günü hakkı verilmeyen koyun en iyi haliyle
sahibini tırnaklarıyla çiğner ve boynuzuyla ona vurur . Bu hayvanların hakkı su
başlarında sütlerinin sağılması ve oradaki miskinlere ve ihtiyaç sahiblerine
dağıtılmasıdır. Kıyamet günü sizden hiçbiriniz omzunda koyunu meleşir bir halde
taşıyarak gelip ey Muhammed s.a.v.demesin ben ona derimki ben senin için hiç
bir şey yapamam ben size bunu tebliğ ettim bu hükümleri size açıkladım .
Sizden hiç biriniz
devesini böğürür bir halde taşıyarak yanıma gelib de ey Muhammed s.a.v.demesin
ben ona derimki ben bu gün senin için bir şey yapamam ben bunları tebliğ
etmiştim.. .......Buhari....
19.SIĞIRIN ZEKAT ORANI
30-39.Arası..
1yaşını doldurmuş
bir erkek yada dişi sığır.
40-50.Arası..
2 yaşını doldurmuş
bir dişi sığır
60 sayısına
ulaşınca..
1 yaşını doldurmuş
iki sığır.
60 sayısı üzeri
her 30 sığır için..
1 yaşını doldurmuş
sığır.
60 sayısı üzeri
her 40 sığır için.
2 yaşını doldurmuş
bir dişi sığır
Ebu Zer r anh.o
şöyle dedi. Allah Rasulu s.a.v.nun yanına vardım o şöyle buyurdu. Nefsim elinde
olan Allaha yemin olsunki veya da O,ndan başka hiç bir ilah bulunmayana veya da
nasıl yemin ettiyse öyle yemin etti . Develeri veya sığırları veya koyunları
olupda bunların haklarını yani zekatlarını vermeyen kimseye muhakkak kıyamet
günü bu hayvanlar en güçlü ve en semiz halleriyle getirilecekler ve onu
ayaklarıyla çiğneyecek boynuzlarıylada ona vuracak . İnsanlar arasında hüküm
verilinceye kadar o sürülerin sonları geçtikçe ön tarafları tekrar o adam
üzerine döndürülecektir. ...........BUHARİ...........
20.DEVENİN ZEKAT ORANI
1-24.arası deve
için .
Her beş deve için
bir koyun.
25-35.arası deve
için.
Bir yaşını
doldurmuş dişi deve.
36-45.arası deve
için.
İki yaşını
doldurmuş bir dişi deve.
46-60.arası deve
için.
Üç yaşını
doldurmuş bir dişi deve.
61-75.arası deve
için.
Dört yaşını
doldurmuş bir dişi deve .
76-90.arası deve
için .
İki adet iki
yaşını doldurmuş deve.
91-120.arası deve
için.
Üç yaşını
doldurmuş iki adet dişi deve.
Yüz yirmi deveden
sonra her kırk deve için iki yaşını doldurmuş bir dişi deve .
Her elli deve için
üç yaşını doldurmuş bir dişi deve.
Ebu Zer r.anh. O
şöyle dedi. Ben Allah Rasulu s.a.v. yanına vardım o şöyle buyurdu. Nefsim
elinde olan Allaha yemin olsunki veya da O,ndan başka hiç bir ilah bulunmayana
veya da nasıl yemin ettiyse öyle yemin etti . Develeri veya sığırları veya
koyunları olupda bunların haklarını yani zekatlarını vermeyen kimseye muhakkak
kıyamet günü bu hayvanlar en güçlü ve en semiz halleriyle getirilecekler ve onu
ayaklarıyla çiğneyecek boynuzlarıylada ona vuracak . İnsanlar arasında hüküm
verilinceye kadar o sürülerin sonları geçtikçe ön tarafları tekrar o adam
üzerine döndürülecektir. ...........BUHARİ...........
1.SADAKANIN FAZİLETLİ OLDUĞU VE ONA TEŞVİK
BABI.
1. Ebu Hureyre
r.anh.den Rasulullah s.a.v.şöyle buyurdu. Her kim helal kazancından bir hurma
değerinde bir sadaka verirse ki Allah helal maldan verilen sadakadan başka hiç
bir sadakayı kabul etmez.
Allah bu sadakayı
sağ eliyle kabul eder sonra onu dağ gibi olana kadar sizin birinizin sütten
kesilmiş tayını büyüttüğü gibi onu sadaka sahibi için büyütür. ..Buhari.1410
ter1337.. ..Müslim.1014/63..
2. Ebu Hureyre
r.anh.den Rasulullah s.a.v.şöyle buyurdu. Aziz ve Celil olan Allah . Ey kulum
sen infak etki bende sana infak edeyim buyurdu. Rasulullah s.a.v.devamla şöyle
buyurdu Allah,ın eli doludur harcamak onu eksiltmez o gece ve gündüz aralıksız
devam eder. Allah,ın göğü ve yeri yarattığı günden beri infak ettiği nimetleri
düşündünüz mü şüphesiz ki onun elindeki nimetlerden hiç bir şey eksilmemiştir. Onun
arşı (tahtı) su üzerindedir. Adalet terazisi onun elindedir terazinin kefesi
bazen aşağı iner bazende yukarı kalkar. Bu sebeble bazı kullarına yetecek kadar
bazı kullarınada fazla rızık verir .. ..Buhari.4684.ter.4459.4460.. ..Müslim.993/36..
3. Ebu Hureyre
r.anh.den Nebi s.a.v.şöyle buyurdu. Benim uhud dağı kadar altınım olsa
üzerimdeki bir borç için sakladığım hariç üçüncü gece gelirken omdan benim
yanımda bir dinarın bulunması beni sevindirmez.. ..müslim..991/31..
4. Ebu Musa
r.anh.den Nebi s.a.v. Şöyle buyurdu. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki
o zamanda bir kimse Altınının sadakasını vermek için dolaşacak da elinden sadakasını
alcak bir fakir bulamıyacak . O zamanda erkeklerin azlığından ve kadınların
çokluğundan kırk kadının bir erkeğin arkasından gitmekte olduğu ve onun
himayesine sığındığı görülecektir.. ..Buhari.1414.ter.1340.. ..Müslim.1012..
5. Ebu Hureyre
r.anh.den Nebi s.a.v.şöyle buyurdu. Kulların sanaha erdiği her gün içerisinde
iki melek iner bu iki melekten biri ey Allah,ım infak edene sen bir bedelini
ver der . Diğeri de ey Allahım infak etmeyene sen malına telef ver der. ..Buhari.1442.ter.1364.1365..
..Müslim.1010..
6. Adiy bin el
Hatim r.anh. şöyle buyurdu. Ben Nebi s.a.v.nin yanında bulunduğum sırada ona
bir adam geldi ve fakirlikten şikayet etti . Sonra ona başka bir adam geldi ve
yol kesilmesinden şikayet etti Nebi s.a.v. ya Adiy sen hira şehrini gördünmü dedi
ben onu görmedim fakat orası hakkında bana haber verildi dedim . Nebi s.a.v.
eğer hayatın uzun olursa sen hevdeci içinde yolculuk eden kadının hira
şehrinden hareket edip Allahtan başka kimseden korkmadan gelip kabe yi tavaf
edeceğini göreceksin Ben buna hayret ederek kendi kendime beldelerde fitne ve
fesat çıkarmış olan Tay kabilesinin eşkiyaları nerede ki acaba dedim eğer
hayatın uzun olursa göreceksinki kisranın hazineleri fethedilecektir buyurdu
ben kisra bin hümüz,ün hazineleri mi dedim Nebi s.a.v.evet kisra bin hümüz,ün
hazineleri . Eğer hayatın uzun olursa göreceksin ki bir kimse elinin dolusu
altını veya gümüşü sadaka olarak çıkaracak da bunu kendisinden kabul edecek bir
kimse arayacak fakat onu kendisinden kabu edecek hiç kimseyi bulamıyacak . Yemin
ederimki biriniz Allah,a kavuşacağı gün Allah ile kendisi arasında konuşmayı
tercüme edecek bir tercüman olmaz halde Allah,a kavuşacak Allah ona ben sana
Rasul göndermedim mi diye soracak.
O kul da evet
gönderdin diyecek Allah ben sana vermedim mi bu şekilde sana ihsanda bulunmadım
mı diyecek kul evet diyecek derken kul sağına bakar cehennem den başka bir şey
görmez soluna bakar yine cehennem den başka bir şey görmez .
Adiy r.anh. şöyle
dedi ben Nebi s.a.v.den işittim şöyle buyuruyordu O halde hepiniz yarım hurma
tanesi ile veya onuda bulamazsa güzel bir sözle olsun kendisini cehennemden
korusun ..
Adiy r.anh.şöyle
dedi ben hira şehrinden hevdeci içinde yolculuğa çıkıp Allah,tan gayrı hiç
kimseden korkmadan gidip kabe yi tavaf eden kadını gördüm ben kisra bin
Hümüz,ün hazinelerini fetheden ordunun içinde bulundum yemin olsun eğer
sizlerin hayatı uzun olursa Nebi Ebu Kasım s.a.v.ın söylediği elinin dolusu
altını sadaka olarak çıkaracak kimseleri de siz göreceksiniz.. ..Buhari.3595.ter.3371..
2.HER MÜSLÜMANA SADAKANIN GEREKLİLİĞİ BABI
1. Ebu Musa
el-Eşari r.anh.den Nebi s.a.v.şöyle buyurdu. Her müslüman üzerine sedaka vermek
vacibdir. Sahabeler ey Allah,ın Nebisi sadaka verecek bir şey bulamaz ise ne
yapar Dediler . Nebi s.a.v. Eliyle çalışır hem kendine fayda verir hem de
tasadduk eder buyurdu çalışmaya,da güç bulamaz ise ne yapar dediler. Nebi
s.a.v. şiddetli ihtiyaç sahibine bunalmış mazluma yardım eder buyurdu .
Sahabeler bunda
güç bulamaz ise ne yapar dediler Nebi s.a.v.Maruf işlesin Münker işlemesin bu
da o kimse için bir sadakadır buyurdu. ..Buhari.1445.ter.1368.6022. ..Müslim.1008..
2. Ebu Hureyre
r.anh.den Rasulullah s.a.v.şöyle buyurdu. İçerisinde güneşin doğduğu her günde
insan bedeninden her bir eklem için sadaka vardır. İki kişi arasında adalet bir
yapmak sadakadır Binitine binmek isteyen ve ya eşyasını ona yüklemek isteyen
kimseye yardım edip binitine bindirmek yahut eşyasını kaldırıp yüklemek bir
sadakadır. Güzel söz bir sadakadır Namaza giderken sahibinin attığı her adım
sadakadır . Yoldan geçenlere eziyet veren şeyleri oradan gidermek bir
sadakadır. ..Buhari.2989.ter.2791.2707.. ..Müslim.1009/56
3. Ebu Zer
r.anh.den Nebi s.a.v. Şöyle buyurdu. Sizden her birinizin bedeninde her bir
eklem için sadaka vardır. Her tesbih bir sadakadır . Her tahmid bir sadakadır. Her
tahlil bir sadakadır. Her tekbir bir
sadakadır. İyiliği emretmek bir
sadakadır. Kötülüğü yasaklamak bir sadakadır. Bir kimsenin kuşluk vakti
kılacağı iki rekat namaz onlar(dan bazısın)a kifayet eder. ..Müslim.720/84..
........İZAH............
Tesbih.
subhanallah demektir.
Tahmid.
elhamdulillah demektir.
Tahlil. la ilahe
illallah demektir.
Tekbir. Allah,u
ekber demektir.
3.HER MAARUF SADAKADIR.
1. Cabir bin
Abdullah r.anh.den Nebi s.a.v.şöyle buyurdu . Her maaruf (iyi ve hayırlı şeyler)
Bir sadakadır. ..Buhari.6021.ter.6011. ..Müslim.1005/52..
4.HANGİ SADAKANIN DAHA FAZİLETLİ OLDUĞU BABI.
1. Ebu Hureyre
r.anh.şöyle dedi. Bir adam Nebi s.a.v.ye geldi ve ya Rasulullah ecir ve sevab
yönünden hangi sadaka daha büyüktür dedi. Rasulullah s.a.v. senin sıhhatli çok
cimri olduğun fakirlikten korktuğun ve zenginliği ümit ettiğin halde infak
ettiğin sadakadır . Can boğaza ulaşıp bu malım falan içindir bu malım filan
içindir diyeceğin ve bunlarda mirasçıların olacağı için sadakanı geri bırakma
buyurdu. ..Buhari.1419.ter.1345.. ..Müslim.1032/92..
5.ZEVCENİN VEYA HİZMETKARIN SADAKASI
1. Aişe r.anh dan
Rasulullah s.a.v.şöyle buyurdu.. Kadın evinin yiyeceğinden ifsat etmeden infak
ettiği vakit onun için ifakı sebebiyle bir sevap vardır bu malı kazanması
sebebiyle kocası için bir sevap vardır malı bekleyen için bekleme sebebiyle bir
sevap vardır . Bunlardan bazılarının ecri diğerlerinin ecrinden hiç bir şeyi
noksanlaştırmaz.. ..Buhari.1425.ter.1352.. ..Müsli.1024/80..
6.SADAKANIN İMKAN NİSBETİNDE OLACAĞI BABI
1. Esma bin Ebu
Bekir r.anh. Şöyle dedi. Ben ya Rasulullah benim hiç malım yoktur. Ancak malım
kocam Zübeyr bin Avvam,ın bana getirdiği mallardır ben bu mallardan tasadduk
edeyim,mi diye sordum . Rasulullah s.a.v. tasadduk et malı kap içinde saklama
sonra o sanada saklanır buyurdu. ..Buhari.2590.ter.2386.. ..Müslim.1029/88..
7.ÇANLITI VEYA HAKSIZ YERE ALINMIŞ MALDAN
SADAKA KABUL EDİLMEZ BABI.
1. İbni Ömer
r.anh.dedi ki Ben Rasulullah s.a.v.ı işittim Abdessiz hiç bir namaz . Hiyanetle
elde edilmiş maldan, da sadaka kabul olunmaz buyurdu. ..Müslim.224.. ..Tirmizi.2..
..ibni mace.272.. ..Ahmet.1965.. ..Albani.120 el irva..
8.AKRABA VE YAKINLARA SADAKA VERMENİN FAZİLETİ
BABI.
1.Enes bin Malik
r.anh.şöyle dedi. Ebu Talha r.anh. Medine,de hurmalık mal yönünden ensar,ın en
zengini idi mallarının kendine en değerlisi de beyruha (bostanı) idi beyruha
mescidin hemen karşısındaydı . Rasulullah s.a.v. beyruha,ya girer onun içindeki
güzel sudan içerdi . Enes r.anh. dediki (siz
sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe ermiş olamazsınız . Her
ne infak ederseniz şüphesiz Allah onu bilir... Ali imran 92.) Ayeti inince Ebu
Talha r.anh.kalkıp doğru Rasulullah s.a.v.a geldi . Ya Rasulullah s.a.v. e
Allah,u Tebareke ve Teala (sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla
iyiliğe ermiş olamazsınız...) buyuruyor bana malımın değerli olanı beyruha,dır
beyruha Allah için sadakadır . Bu sadakanın hayrını ve onun Allah katında bir
iyilik ve azık olmasını ümid ediyorum . Allah,ın sana gösterdiği cihete onu koy
sarfet dedi. Ennes r.anh.dedi ki Rssulullah
s.a.v. bunun üzerine Ne hoş işte bu kazançlı bir maldır işte bu kazançlı bir
maldır. Ben senin söylediğin sözü işittim Ben bu bostanı akrabalarına infak
etmeni uygun görüyorum buyurdu. Ebu Talha r.anh. ya Rasulullah ben de senin
istediğin gibi yaparım dedi . Sonra Ebu Talha r.anh. Beyruha,yı akrabaları ve
amca oğulları arasında taksim etti ..... ..Buhari.1462.ter.1388.. ..Müslim.998/42..
Ticaret Mallarında Zekâtın Hesaplanması
Ticaret mallarında
zekâtın farz olduğu bilinen bir gerçektir. İslâm bilginleri bu hükme, zekâtı
farz kılan nassların genelinden (umumu) ulaşmışlardır. Çünkü ilgili nasslarda
zikredilen varlıkların geneli içerisine öncelikle ticaret malları girer.
Yüce Allah konuyla
ilgili olarak şöyle buyurmuştur: "Onların mallarından sadaka (zekât) al
ki, bununla onları temizleyip arıtmış olasın. Ve onlara dua et. Şüphesiz ki
senin duan onlar için bir sükûnettir. Allah; işitendir, bilendir."
et-Tevbe, 9/ 103
"Onların
mallarında yoksullar ve muhtaçlar için de bir hak vardır." ez-Zâriyât,
51/19
"Ey iman
edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak size yerden
çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse, gözünüzü yummadan
almayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir,
övgüye lâyıktır." el-Bakara, 267
Semure b. Cudeb'in
(r.a.) rivayet ettiği "Hz. Peygamber satışa arz ettiğimiz mallarımızdan
zekât vermemizi emrederdi" Ebû Dâvud, "Zekât", 2 mealindeki
hadis de ticaret malından zekâtın verilmesinin gerekli olduğunu gösterir.
Hz. Peygamber
(s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Deve, sığır ve kumaş gibi mallardan zekât
gerekir". ed-Dârekutnî, II, 100
Nevevî der ki:
"İsabetli olan ticaret mallarında zekâtın farz olduğu şeklindeki görüştür.
Sahabe, tabiîn ve onlardan sonra gelen İslâm âlimlerinin tümü bu görüştedir.
İbnü'l-Münzir, bütün ilim ehlinin ticaret mallarında zekâtı farz gördüğünü, Hz.
Ömer, İbn Abbas (r.a.), Medine'nin meşhur yedi fakîhi ve dört imamla birlikte
birçok fakihden de bu görüş nakledilmiştir."
Ticaret mallarına
gelince onlar için zekât farzdır. Zira İbnü'l-Münzir şöyle demiştir: Üzerinden
bir yıl geçen ticaret mallarından zekât gerekir.
Bu görüş Hz. Ömer
ve oğlu, İbn Abbas, yedi Medine fakîhi, Hasenu l-Basrî, Câbir b. Zeyd, Meymûn
b. Mehrân, Tavus, Nehâ'î, Sevrî, Evza'î, Ebû Hanife, Ahmed b. Hanbel, İshak b.
Râhuye ve Ebû Ubeyd gibi İslâm bilginlerinden nakledilmiştir.
Ebû Davud'un
kitabında Semure'den (r.a.) şöyle bir rivayet yer alır: "Hz. Peygamber
(s.a.v.) ticaret için ayırdığımız mallardan zekât vermemizi emrederdi."
Ebû Dâvud, "Zekât", 2
Hammâs'dan da
şöyle bir bilgi nakledilir: "Bir gün Hz. Ömer bana uğradı ve,
"Malının zekâtını ver" dedi. Ben de malım yalnızca okluk ve
tabaklanmış derilerden oluşuyor" dedim. Bunun üzerine "Değerini
belirle ve zekâtını ver" dedi. İbn Kudâme, el-Muğnî, IV, 249
İmam Mâlik ve onun
yolunu izleyenlere göre işadamları iki kısma ayrılır: Birincisi bekleyen diğeri
ise işini sürdürendir. Bekleyenden şu kişi kastedilir: Kişi malı alır,
piyasaları gözetler, öyle olur ki bazen bu mal yıllarca satılmaksızın o kişinin
elinde kalabilir. İşte bu şekildeki bekleyen tacire bu mal için zekât gerekmez.
Ancak mal satıldığında, satıldığı yılın zekâtını verir.
Mâlik'in dayanağı
şudur: Zekât çoğalan mallarda farz kılınmıştır. O tüccar, dükkânında bekleyen
mal için her yıl zekât verirse -ki bu malın talep yetersizliğinden dolayı
değeri de düşebilir-maliyetinin altına düşer ve bu durumda o kişi zarar eder.
Oysa mal satıldıktan sonra verilen zekât, malda birikmiş olan kârın zekâtıdır.
Kâr nisaba ulaşmazsa zaten zekât gerekmez, nisabı aşan miktarın ise az olsun
çok olsun zekâtı verilmelidir.
İşini sürdürene
gelince, o malı yıl içerisinde, yanında bekletmeksizin satar ve dolayısıyla yıl
içindeki bütün kazancından zekâtını verir. Kendisine zekât hesaplayacağı bir
tarih belirler ve bu tarih gelince elindeki ticaret mallarını, nakitleri ve
ödeme gücü bulunan güvenilir kişilerdeki garantili alacaklarını hesaplar ve
bakiye, bir dirhem dahi olsa zekâtını verir. Eğer malı nakit satmamış; bedel o
yıl içinde tahsil edilmeyecekse bu durumda o malın zekâtını o yıl içinde
vermesi gerekmez."
Dolayısıyla
kendisine zekât farz olan kişi şöyle bir yöntem takip etmelidir. Zekât vermeyi
kararlaştırdığı ay girince, dükkanındaki mevcut ticaret malları, nakitleri ve
insanlardaki garantili alacaklarını toplar, bu malların piyasa fiyatından
değerini belirler ve bu miktara yıl içinde elde ettiği kâr, tasarruflar ve
garantili alacaklarından oluşan nakitlerini ekler ve varsa borçlarını öder
sonra kalanın %2,5'u oranında zekâtını verir.
Örneğin, zekât
vermek isteyen bir tüccar Ramazan ayı girince mal varlığını hesaplıyor ve
sonuçta dükkânda piyasa değeri 120 bin Lira olan satılmamış mal, kasada nakit
40 bin Lira, 65 bin Lira garantili alacak ve 25 bin Lira da borcunun bulunduğunu
görüyor. Bu kişinin mallarının değeri ile nakit ve alacakları toplamının 225
bin Liraya ulaştığı görülür. Toplam meblağdan borçlar ödenince geriye 200 bin
Lira kalır. İşte bu kişi, kalan 200 bin Liranın %2,5 luk kısmını zekât olarak
verir ki bu da 5 bin Lira tutar.
Ancak şurası
önemle belirtilmeli ki raf, dekor ve makine-donanım gibi işyeri için gerekli
olan malzemeler zekât malı kapsamına girmez. Örneğin, iş yerinde kullanılmak
üzere araba, buzdolabı, depo, bina, vb. eşyalar olsa bunlar zekât malı kapsamında
hesaplanmaz. Zira zekât ticarete ayrılmış ve devri daim eden mallardan
verilmelidir. Nitekim Semure b. Cündeb'-in rivayet ettiği hadiste Hz. Peygamber
"Satışa arz edilmiş olan mallarda zekâtı emrettiği" belirtilir.
Fukahanın
çoğunluğuna göre zekâtı verilmek üzere malların değeri hesaplanırken, o günün
toptan satış fiyatı esas alınır. Tüccarın zekâtını, ticaretini yaptığı malların
bizzat kendisinden vermesi caizdir. Örneğin, gıda maddeleri satan bir tüccar
zekâtını pirinç, un ve şekerden verebilir.
Arsa ve Daire Zekâtı:
Arsalar iki
maksadla alınır: Ya üzerinde ev veya akar getiren bir bina yapmak için, Ya da
arsayı arsa olarak tutup kâr elde etmek için... Birinci niyetle alınan
arsalarda ticaret niyeti olmayıp mülk edinmek gayesi olduğundan, kıymetleri
itibariyle zekâta girmezler. Getirdikleri kira bedelinden zekâtları verilir.
Ticaret maksadı
ile satın alınan arsalar parsellenerek veya tüm olarak satışa
arzedildiklerinden ticaret eşyası kısmına girerler. Bunların kıymetleri
üzerinden zekâtları verilir.
İnşa edilerek
kiraya verilen veya oturulan binaların kıymeti üzerinden zekât yoktur,
getirdikleri kiralardan zekat verilir.
Satış için inşa
edilen bina ve apartman daireleri, ticaret malı kısmına girdiklerinden,
bunların da kıymetleri üzerinden zekâtları verilir.
Ev, tarla, arsa
gibi gayri menkullerin zekatı yoktur. Bunların gelirleri varsa gelirlerinden
zekat verilir.
Ancak ev, arsa
veya tarla alım satımı yapılıyorsa, yani bu gayrimenkulleri ticari eşya gibi
alıp satıyorsa, bunlara da zekat gerekir.
Buna göre:
Ticaret, yatırım,
paranın değerini koruma gibi amaçlarla edinilmiş ev, arsa gibi istenildiği
zaman hemen satılamayan ve fiyatı da zaman içinde değişen malvarlıklarının
zekatı, satılmadığı sürece, "maliyeti ile raic bedelinin ortalaması"
üzerinden ödenmelidir.