Bu Blog içinde Ara

7 Nisan 2021 Çarşamba

ZEKAT MADDE MADDE

Zekât verilmesi gereken yerler, sekizdir.Allah Teâlâ bu yerleri Kur'an-ı Kerim'de en güzel bir şekilde açıklayarak bunun farz olduğunu, ilim ve hikmet üzere binâ olunduğunu haber vermiştir.

Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

الصَّدَقَاتُ لِلْفُقَرَاءِ وَالْمَسَاكِينِ وَالْعَامِلِينَ عَلَيْهَا وَالْمُؤَلَّفَةِ قُلُوبُهُمْ وَفِي الرِّقَابِ وَالْغَارِمِينَ وَفِي سَبِيلِ اللَّهِ وَابْنِ السَّبِيلِ فَرِيضَةً مِنَ اللَّهِ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ[ سورة التوبة الأية: ٦٠]

"Zekâtlar, Allah'tan bir farz olarak, ancak fakirlere, düşkünlere, zekât toplayan görevlilere (memurlara), kalpleri (gönülleri) İslâm'a ısındırılacak olanlara, (hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda savaşanlara ve (muhtaç kalmış) yolculara mahsustur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir, hikmet sahibidir." (Tevbe Sûresi: 60)

Bu âyette zikredilen sekiz sınıf, kendilerine zekât verilmesi gereken kimselerdir.

Birincisi ve ikincisi: Fakirler ve düşkünler (miskinler)

İhtiyaç ve gereksinimlerini gidermeleri için bu kimselere zekâttan verilir. Fakirler ve düşkünler (miskinler) arasındaki fark şudur: Fakirler daha muhtaç kimselerdir. Fakir, kendisi ve âilesinin yılın yarısına (altı aya) yetecek kadar bir şey bulamayan kimsedir.

Düşkünler (miskinler), fakirlerden durum olarak daha iyidirler.Çünkü düşkünler, yılın tamamına değil de, yarısına veya yarısından fazlasına yetecek kadar ihtiyaca sahip olan kimselerdir. İhtiyaçlarından bunlara da zekât verilir.

Kendilerine ve âilelerine bir yıl yetecek kadar ihtiyaçları bu kimselere verilir. Çünkü malların üzerinden bir tam yıl geçtikten sonra zekâtlarının verilmesi gerekir. Zekâtın farz olması için bir tam hicrî yılın geçmesi nasıl takdir edilen zaman ise, zekât verilmesi gereken yerlerden fakirler ve düşkünlere verilen ihtiyaçlar için de yılın takdir edilen zaman olması gerekir. Bu güzel ve iyi bir görüştür. Yani bizler, fakir ve düşküne, hem kendisine, hem de âilesine bir tam yıl yetecek olan şeyi ya yiyecek ve giyecek olarak, ya da kendisine uygun olanını satın alması için para olarak veririz. Veyahut da terzi, marangoz ve demirci gibi sanaatkâr birisi ise, bu takdirde kendisine âlet (makina) satın alıp veririz.Önemli olan, bir tam yıl hem kendisine, hem de âilesine yetecek olan şeyi ona vermemizdir.

Üçüncüsü: Zekât toplayan memurlar (şuan islamın bir devleti yok)

Dördüncüsü: Kalpleri (gönülleri) İslâm'a ısındırılacak olanlar

Bunlar, İslâm'a ısındırılmak istenen kimselerdir.

- Bu, müslüman olması ümit edilen kâfir olabilir.

- Müslüman olabilir, ama kalbindeki îmânı güçlensin diye ona zekâttan veririz.

- Kötü birisi olabilir.Müslümanlara kötülüğü dokunmasın diye ona zekâttan veririz.

Beşincisi: (Hürriyetlerini satın almaya çalışan) köleler

Allah Teâlâ'nın yukarıda zikredilen âyette geçen:

وَفِي الرِّقَابِ

"... (hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere,..."

Emri gereği kölelere zekât verilmesi gerekir.

Altıncısı: Borçlular

"el-Ğurm" kelimesi, Arapçada borç anlamına gelir.

Yedincisi: Allah yolunda savaşanlar

Âyette geçen:

الغارمين

"... Allah yolunda savaşanlara ..."

Bundan kastedilen, cihaddan başka bir şey değildir.Bundan, her türlü hayır ve iyilik yolları kastedilir denilmesi, doğru değildir. Şayet her türlü hayır ve iyilik yolları kastedilse idi, âyette geçen:

إِنَّمَا الصَّدَقَاتُ لِلْفُقَرَاءِ وَالْمَسَاكِينِ وَالْعَامِلِينَ عَلَيْهَا وَالْمُؤَلَّفَةِ قُلُوبُهُمْ وَفِي الرِّقَابِ وَالْغَارِمِينَ وَفِي سَبِيلِ اللَّهِ وَابْنِ السَّبِيلِ فَرِيضَةً مِنَ اللَّهِ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ[ سورة التوبة الأية: ٦٠]

"Zekâtlar, Allah'tan bir farz olarak, ancak fakirlere, düşkünlere, zekât toplayan görevlilere (memurlara), kalpleri (gönülleri) İslâm'a ısındırılacak olanlara, (hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda savaşanlara ve (muhtaç kalmış) yolculara mahsustur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir, hikmet sahibidir." (Tevbe Sûresi: 60)

Hasr (sınırlama) edâtı olan "İnnemâ"nın kullanılmasının hiçbir anlamı kalmazdı. Zirâ hasr edâtının hiçbir fonksiyonu kalmazdı.

Âyette geçen "Allah yolunda" lafzından kasıt; Allah yolunda cihaddır. Bu sebeple Allah'ın sözü yücelsin diye Allah yolunda savaştıkları belli olan mücâhidlere, nafaka ve silah temini gibi ihtiyaç duydukları kadarı zekâttan verilir.Zekâttan onlara silah satın almak da câizdir. Fakat savaşın, Allah yolunda olması gerekir. Allah yolunda cihadı Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- açıklamıştır.

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e, hamiyet (şövenizm, ırkçılık) ve insanlar kendisini cesur görsünler ve Allah yolundaki makamı görülsün diye savaşan kimse hakkında sorulduğu zaman şöyle buyurmuştur:

مَنْ قَاتَلَ لِتَكُونَ كَلِمَةُ اللهِ هِيَ الْعُلْيَا، فَهُوَ فِي سَبِيلِ اللهِ عَزَّ وَجَلَّ [ متفق عليه ]

"Kim Allah'ın sözü (İslâm) yücelsin diye savaşırsa, işte o Allah -azze ve celle-'nin yolundadır.(Bunun dışında savaşanlar, Allah yolunda olmazlar)." Buhârî ve Müslim

Sekizincisi: (Muhtaç kalmış) yolcular

Bu kimse, yolda kalmış ve nafakası kendisine yetmemiş yolcudur. Bu kimseye -belde veya ülkesinde zengin de olsa- yaşadığı belde veya ülkesine ulaştıracak kadarı zekâttan verilir.Çünkü o, muhtaç durumdadır. Bu durumda bulunan kimseye: Borç alman ve borcunu ödemen gerekir, demeyiz.Çünkü böyle dersek, onu bu durumda onu borç almaya mecbur kılmış oluruz. Fakat bu kimse, kendisi borç almayı ister ve zekâttan almayı kabul etmezse, bu kendisine kalmıştır.Örneğin Mekke'den Medine'ye giden yolcu birisini bulduğumuzda yolculuk sırasında nafakası kaybolmuş ve kendisi Medine'de zengin olmasına rağmen yanında kendisini oraya ulaştıracak hiçbir şeyi yoksa, bu takdirde ona, Medine'ye ulaştıracak kadar zekâttan veririz. Çünkü onun ihtiyacı budur. Kendisine bundan daha fazlasını vermeyiz.

 

1..ZEKATIN VUCUBİYETİ BABI

Ömer r.anh şöyle dedi. Bir gün biz Rasulullah,ın yanında bulunuyor iken birden yanımıza elbisesi bembeyaz saçı simsiyah üzerinde yolculuk eseri olmayan ve bizden kendisini kimsenin tanımadığı bir adam çıkageldi. Nihayet Nebi s.a.v.in yanına oturdu iki dizini onun dizine dayadı iki elini dizlerinin üzerine koydu ve; Ya Muhammed bana islam,ı haber ver dedi. Rasulullah s.a.v islam Allah,tan başka ilah olmadığına ve Muhammed,in Allah,ın Rasulu olduğuna şehadet etmen Namazı kılman Zekatı vermen Ramazan orucunu tutman yoluna gücün yeterse beyti hac etmendir buyurdu. O adam: Doğru söyledin dedi. Ömer dediki Biz buna hayret ettik, hem soruyor hemdr Rasulullah,ı tasdik ediyordu. ...."sahihi müslim...

İbn Ömer r.anh.den Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu: " İslam beş esas üzere kurulmuştur: Allah,tan başka ilah olmadığına ve Muhammed,in Allah,ın Rasulu olduğuna şehadet etmek, Namaz kılmak, Zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak, ve Hac etmektir." ..müslim, buhari, nesai, tirmizi, ibn huzeyme, ibn hibban,ve diğer kaynaklarda.

İbn Abbas r.anh şöyle dedi. Rasulullah s.a.v. muaz b. Cebeli yemene gönderirken ona şöyle buyurdu şüphesiz ki sen ehli kitap bir kavme gidiyorsun onların yanına vardığın vakit önce onlara la ilahe illallah muhammeder Rasulullah,a şehadet getirmeye davet et Eğer onlar şehadet getirmede sana itaat ederlerse Allah,ın kendilerine her gün ve gecede beş vakit namaz kılmayı farz kıldığını haber ver . Onlar bu beş vakit namaz kılma hususunda sana itaat ederlerse .

Allahın kendilerine zekatı farz kıldığını bu zekatın onların zenginlerinden alınıp fakirlerine verileceğini de haber ver Onlar bu zekat hususundada sana itaat ederlerse onların yanında en kıymetli olan malı zekat malı olarak almaktan sakın ve mazlumun bedduasından kork. Çünkü mazlum ile Allahın arasında perde yoktur. (onun duasına icabet eder) ....buhari..müslim...

 

Ebu hureyre r.anh. şöyle dedi: Rasulullah s.a.v. vefat ettiği zaman Ebu bekir halife oldu Arap kabilelerinden bazıları küfre dönüp irtidat ettiler. Ebu bekir de onlara karşı ordu göndermeye bailadığında Ömer Ebu bekire şöyle dedi sen bu insanlarla nasıl savaşırsın Oysa Rasulullah s.a.v. ben insanlar la ilahe illallah deyinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum kim bu sözü söylerse o kimse o kimse islam hukukunun dışında benden malını ve canını korumuş olur ( haddi gerektirmeyen günahlarının) hesabı ise Allah,a aittir buyurdu.

Ebu bekir Allah,a yemin ederim,ki, ben namaz ile zekat vermenin arasını ayıran kimselerle savaşırım Çünkü zekat malın üzerindeki bir haktır. Vallahi onlar Rasulullah,a zekat olarak verdikleri dişi oğlağı bana vermezlerse o dişi oğlağı vermeleri için elbette onlarla savaşırım dedi. Bunun üzerine Ömer şöyle dedi vallahi bu (savaş isteği)Allah,ın Ebu bekirin gönlünü açmasından başka bir şey değildi ben bildimki bu haktır." ......buhari..müslim.....

2..ZEKAT VERMEYENLERİN GÜNAHI BABI.

Ebu hureyre (r.anh.)den Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu. " Altın ve gümüşün zekat hakkını ödemeyen sahipleri kıyamet günü olduğunda o altın ve gümüşleri kendileri için ateşten levhalar halinde getirilir ve cehennem ateşinde iyice kızdırılır sonra bu kızgın levhalarla onların böğrü alnı ve sırtı dağlanır levhalar soğudukça azap için kızdırma tekrar iade olunur.

Bu azaplandırma miktarı elli bin sene olan bir gün içinde kullar arasındaki haklar ödeninceye kadar devam eder neticede o kimseye ya cennete ya cehenneme giden yol gösterilir. Ya Rasulullah zekatı verişmeyen develerin durumu nedir denildiğinde. Rasulullah s.a.v. develerinden zekat hakkını ödemeyen her deve sahibi de o hayvanlardaki haklardan biri de su başlarına geldikleri gün sürülerinin sağılması fakirlere ve yolculara içirilmesidir.

Kıyamet gününde geniş ve düz bir araziye yatırılır develer semiz oldulkları halde ve onlardan bir tek yavru dahi eksiltilmeksizin hepsi ayaklarıyla onu çiğner ve ağızlarıyla da ısırırlar develerin sonuncusu ona uğrayıp geçince baş tarafı o kimseye terar uğratılır bu azplandırma miktarı elli bin sene olan bir gün içinde kullar arasındaki haklar ödeninceye kadar devam eder.

Neticede o kimseye ya cennete ya cehenneme giden yol gösterilir buyurdu ya Rasulullah zekatı verilmeyen sığır ve davarların durumu nedir denildiğinde Rasulullah s.a.v. sığır ve davarların zekat hakkını ödemeyen her sığır ve davar sahibi de geniş ve düz bir araziye yatırılır bu hayvanlardan hiç birini kaybetmeksizin ve içlerinde ne iki boynuzu kıvrık ne bonuzsuz ve nede boynuzu kırılmış olmaksızın hepsi (tam ve düzgün bonuzlu olduğu halde) o kimseyi toslayacak ve ayaklarıyla çiğneyecekler.bu sürünün baş tarafı onun üzerinden geçtiğinde sonu tekrar geri döndürülür bu azaplandırma miktarı elli bin sene olan bir gün içinde kullar arasındaki haklar ödeninceye kadar devam eder. Neticede o kimseye ya cennete yada cehenneme giden yol gösterilir buyurdu ya Rasulullah zekatı verilmeyen atların durumu nedir denildiğinde Rasulullah s.a.v. atlar üç kısımdır At bazı kimseler için günah bazı kimseler için bir perde bazı kimseler içinde sırf hayırdır.

At kendisi için künah olan kimseye gelince o atın gösteriş övünüp böbürlenmek ve müslümanlara savaş için besler işte bu at o kimse için büyük günahtır.

At kendi ihtiyacı için bir perde olana gelince o kimse atını Allah yolunda bağlar sonrada gerek hayvanların sırtındaki Allah,ın hakkını cihat için binme veya bindirmek gerek.

Muayyen Allah,ın hakkı olan zekatı unutmaz işte bu at o kimse için perdedir.

At kendisi için hayır olana gelince o kimse atını müslümanların lehine Allah yolunda cihat maksadıyla bağlamıştır Atı bol otlu geniş bir çayırlıkta beslenirseatın bol otlu çayırlıktan yediği bitkilerin sayısınca sahibi için bi çok haseneler yazılır Atın gübreleri ve bevilleri içinde ona haseneler yazılır atın yıları kopsa şahlanarak bir veya iki yüksek tepeye raks ederek neşeyle koşsa yerde tırnaklarının bıraktığı izleri ve gübreleri sayısınca sahibine Allah haseneler yazar. Hayvan bir nehre uğrayıp ondan içse sahibi sulamak istememiş olsa bile Allah okimse için atının içtiği su sayısınca haseneler yazar buyurdu.

Ya Rasulullah zekatı verilmeyen eşşeklerin durumu nedir denildiğinde Rasulullah s.a.v. eşşekler hakkında bana bir şey indirilmedi ancak bana her hükmü içeren emsalsiz....

Her kim zerre miktarı bir hayır işlerse onu görecek her kim zerre miktarı bir şer işlerse onu görecektir zilzal 7.8.ayeti indirildi buyurdu. ......müslim-987./.24.......

 

Ebu hureyre r.anh.den Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu. " herkim Allah,ın kendisine mal verir de o malın zekatını vermezse kıyamet gününde zekatı verilmeyen mal sahibi için çok zehirli bir yılan şekline dönüşür bu yılanın iki gözü üstünde iki nokta vardır bu azgın yılan kıyamet gününde mal sahibinin boynuna gerdanlık yazılır sonra yılan ağzı ile sahibinin çenesini iki tarafından yakalar sonra ben senin çok sevdiğin malınım ben senin hazinenim der.

Ebu hureyre dediki: Bundan sonra Rasulullah s.a.v. Allahım kereminden kendilerine vrrdiğine cimrilik edenler onu kendileri için hayırlı sanmasınlar bilakis o kendileri için şerlidir cimrilik ettikleri şeyler kıyamet günü boyunlarına dolandırılacaktır göklerin ve yerin mirası Allah,ındır Allah yaptıklarınızı haber alandır. Ali imran 180. Ayetini okudu. ...buhari.1403 .ter 1329..

 

Ebu hureyre r.anh.Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu. Deve sahibi devesinin zekat kakkını ödemediği zaman kıyamet günü en kuvvetli ve besili haliyle sahibinin üzerine gelir onu ayaklarıyla çiğner.

Koyun sahibi koyunun zekatını vermediği zaman kıyamet günü en kuvvetli ve besili haliyle sahibinin üzerine gelir onu ayaklarıyla çiğner boynuzlarıyla ona toslar.

Nebi s.a v. Devamla bu hayvanların haklarından biri de sütlerinin sağılması ve fakirlere ondan içirilmesidir.

Hiç biriniz kıyamet günü zekatını ödemediği davarını omzunda meler bir halde ya muhammed bana yadım et diyerek yanıma gelmesin çünkü o vakit ben ona ben senin için bir şey yapmaya malik değilim ben sana bu günü tebliğ etmiştim derim .

Sizden hiç kimse zekatını vermediği devesini omzunda böğürür bir halde ya muhammed bana yardım et diyerek yanıma gelmesin çünkü o vakit ben ona ben senin için bir şey yapmaya malik değilim ben sana bu günü tebliğ etmiştim derim. ...Buhari.1402. .ter 1328....

 

Ebu hureyre r.anh. şöyle dedi: Rasulullah s.a.v. vefat ettiği zaman Ebu bekir halife oldu Arap kabilelerinden bazıları küfre dönüp irtidat ettiler.

Ebu bekir de onlara karşı ordu göndermeye bailadığında Ömer Ebu bekire şöyle dedi sen bu insanlarla nasıl savaşırsın Oysa Rasulullah s.a.v. ben insanlar la ilahe illallah deyinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum kim bu sözü söylerse o kimse o kimse islam hukukunun dışında benden malını ve canını korumuş olur ( haddi gerektirmeyen günahlarının) hesabı ise Allah,a aittir buyurdu.

Ebu bekir Allah,a yemin ederim,ki, ben namaz ile zekat vermenin arasını ayıran kimselerle savaşırım Çünkü zekat malın üzerindeki bir haktır. Vallahi onlar Rasulullah,a zekat olarak verdikleri dişi oğlağı bana vermezlerse o dişi oğlağı vermeleri için elbette onlarla savaşırım dedi.

Bunun üzerine Ömer şöyle dedi vallahi bu (savaş isteği)Allah,ın Ebu bekirin gönlünü açmasından başka bir şey değildi ben bildimki bu haktır." ......buhari..müslim.....

3..ZEKAT NİSABI (MİKTARI) BABI.

Enes bin malik r.anh şöyle rivayet etti. " ebu bekir r.anh enesi bahreyne zekat amili olarak gönderdiği vakit onun için şu mektubu yazmış. Bismillahirrahmanirrahim (Rahman va Rahim olan Allah,ın adıyla) Bu Allah,ın Rasulüne emrettiği ve Rasulullah s.a.v. müslümanlar üzerine taktir ettiği zekat farizasıdır.

Her kimden bu mektupta bildirilen miktarda zekat istenirse o kimse zekatını versin . Bundan fazlası istenirse fazlasını vermesin .

Devenin yirmi dört tanesi ve daha aşağısında koyundan (vacip olan zekat) her beş deveye bir koyundur.

Deve sayısı yirmi beşe erişince otuz altıya kadar bir bintu mahad.

Otuz yediye erişince kırk beşe kadar bir bintu lebun.

Kırk altıya erişince altmışa kadar bir hıkka.

Altmış bire erişince yetmiş beşe kadar bir cezea.

Yetmiş altıya erişince doksana kadar iki bintu lebun.

Doksan bire erişince yüz yirmiye kadar iki hıkka zekat vermek vacibdir.

Deve sayısı yüz yirmiden daha fazla olursa her kırk devede bir bintu lebun her elli devede bir hıkka zekat vardır.

Yanında dört deveden gayrı bulunmayan kimse gelince o miktarda zekat yoktur ancak deve sahibi kendi vermek isterse bu müstesnadır .

Deve adeti beşe ulaştığında ondan bir koyun zekat vermek vaciptir.

Yaylakta kalan koyunun zekatında koyun sayısı kırk olunca yüz yirmiye kadar bir koyundur.

Yüz yirmiden fazlada iki yüze kadar iki koyundur.

Koyun sayısı iki yüzden fazla olursa üç yüze kadar üç koyundur.

Koyun sayısı üç yüzden fazla olursa her yüz koyuna bir zekat vardır.

Bir kimsenin yayılır koyunu kırktan bir koyun noksan olursa bu noksan koyunda zekat yoktur.

Ancak sahibi diler verirse bu müstesnadır.

İki yüz dirhem gümüşün onda birinin dörtte biri ( yani kırkta biri miktarı) zekat vaciptir .

Gümüş miktarı yüz doksan dirhem olursa bundada zekat yoktur Ancak gümüş sahibi diler verirse bu müstesnadır. ...Buhari. 1454... ter.1380.1381.

İZAH.

İbnu mehad bir yaşını doldurmuş ve iki yaşına basmış erkek deve...

Bintu mehad bir yaşını doldurmuş ve iki yaşına basmış dişi deve..

İbnu lebun iki yaşını doldurmuş üç yaşına basmış erkek deve..

Bintu lebun iki yaşını doldurmuş üç yaşına basmış dişi devedir..

Hıkk üç yaşını doldurmuş dört yaşına basmış deve...

Hıkka üç yaşını doldurmuş dört yaşına basmış dişi deve...

Cez'a dört yaşını doldurmuş beş yaşına basmış erkek deve..

Cezea dört yaşını doldurmuş beş yaşına basmış dişi deve...

Ebu sait el hudri r.anh. den Nebi s.a.v.şöyle buyurdu beş ukiyyeden az miktar gümüşte zekat yoktur.

En aşşağı üç yaşındaki beş deveden aşşağısında zekat yoktur.

 

Beş vesk miktarının aşağısındaki hububatında zekatı yoktur. ...Buhari.1405..ter.1331.. ...müslim.979/1..

.....İZAH....

Bir ukiyye kırk dirhemdir.

Beş ukiyye ise iki yüz dirhem eder.

Vesk..bir vesk Rasulullahın saı ile atmış sa miktarıdır. Bir sa ise binkırk dirhem ayarındaki bir ölçektir...beş vesk ise net bin kilo gram etmektedir..

Ebu sait el hudri.r.anh.den Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu. Beş vesk miktarından aşağıdaki hurmada zekat yoktur.

Beş ukiyyeden az miktar gümüşte zekat yoktur. En aşağı üç yaşındaki beş deveden aşağısına zekat yoktur. ....Buhari.1459..ter.1385...

İbn ömer r.anh.den Nebi s.a.v.şöyle buyurdu. Semanın ve pınarların veya sulanmaksızın kendi damarlarıyla topraktan su emip yetişmiş olan mahsuller için uşr yani onda bir zekat.

Kuyu ve dolaplarla sulananlarda ise yirmide bir zekat vardır... ....buhari ..1483..ter.1412...

Enes bin malik r.anh. şöyle rivayet etti.. Ebu bekir r.anh. Enes,e (zekat amili yaptığında)Allah,ın Rasulu muhammed,e emrettiği zekat miktarlarını açıklayan bir mektup yazmıştı (O mektupta) kimin zekat bedeli bintu mehad,a ulaşır ve mal sahibinin yanında bintu mehad ve onun yanında bintu lebun olursa o kabul edilir.

zekat amili mal sahibine (yaş farkı olarak) yirmi dirhem veya iki koyun verir mal sahibinin yanında bintu mehad bulunmaz ve onun yanında ibnu lebun bulunursa o kabul edilir mal sahibine (yaş farkı olarak) bir şey verilmez.. ...Buhari...

............İZAH........

Bintu mehad bir yaşını doldurmuş ve iki yaşına basmış dişi deve..

İbnu lebun iki yaşını doldurmuş üç yaşına basmış erkek deve.

Bintu lebun iki yaşını doldurmuş üç yaşına basmış dişi deve..

4..ZEKAT OLARAK VERİLMEYECEK MALLAR BABI

Enes bin malik r.anh şöyle rivayet etti . Ebu bekir r.anh. enes,e ( onu zekat amili yaptığında) Allah,ın Rasulu muhammed,e emrettiği zekat miktarlarını açıklayan bir mektup yazmıştı. (O mektupta). Zekat verirken malın yaşlısı kusurlusu damızlık döl hayvanı çıkarılmaz ancak zekat amilinin bunları kabul etmesi müstesnadır... ...Buhari..1455.ter.1382....

5..ZEKAT MALINDA TOPLU OLAN DAĞITILMAZ DAĞINIK TOPLANMAZ BABI.

Enes bin malik r.anh.şöyle rivayet etti. Ebu bekir r.anh. Enese (onu zekat amili yaptığında) Allah,ın Rasulu Muhammed,e emrettiği zekat miktarlarını açıklayan bir mektup yazmıştı (o mektupta) zekat verme endişesiyle ayrı ayrı bulunan zekat malları bir araya toplanmaz . Toplu bulunanların arasıda ayrılmaz.. ....Buhari..1450.ter.1375.....

Enes bin malik r.anh.şöyle rivayet etti. Ebu bekir r.anh. Enes,e (onu zekat amili yaptığında) Allah,ın Rasulu Muhammed,e emrettiği zekat miktarlarını açıklayan bir mektup yazmıştı (o mektupta) iki karışık sürüden oluşan sürünün zekatında bu karışık sürünün sahipleri kendi aralarında adaletli bir seviyede müracat ederler... .....Buhari 1451.ter.1376...

Suveyt bin Gafele r.anh. şöyle dedi ben gittim yahut Rasulullah,ın zekat amili ile giden haber verdi Rasulullah,ın (yazdığı zekat) ahdi şöyle idi sütlü hayvanları alma ayrık olanları birleştirme toplu olanların arasını ayırma.. ....Ebu davut 1579.. Nesei 2456. İbn mace..

6.MADENLERİN ZEKATI BABI..

Ebu hureyre r.anh.den Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu. Hayvanın zararı hederdir. Kuyunun zararı hederdir. Madenin zararı hederdir. (Tazminat lazım gelmez). Rikazda beşte bir oranında vergi vardır... Buhari 1499.ter.1429. Müslim.1710.

..........İZAH........

Rikaz gömülü olan herhagi bir maden hazine ve benzeri şeylerdir..

7..İSTİFADE EDİLEN MALLARDAN ZEKAT BABI.

İbni ömer r.anh.den Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu. Her kim bir mal (elde ederse ve on) dan istifade ederse onun üzerinden bir sene geçmedikçe o mala zekat yok. ..Tirmizi.631.ter.626. ..Begavi 1576.eş-şerh..

8..ZEKAT AMİLLERİNİ MEMNUN ETME BABI.

Cerir bin abdullah r.anh.şöyle dedi. Nedevilerden bazı kimseler Rasulullah s.a.v. a gelip zekat amilleri bize heliyor ve bizlere zulm ediyor dediler. Bunun üzerine Rasulullah s.a.v. Zekat amillerini (zekatlarınızı güzellikle ödeyerek) razı ediniz buyurdu. ....müslim 939/29..

9..ZEKAT VERENLERE ZEKAT AMİLLERİNİN DUA ETMESİ BABI.

Abdullah bin ebu evfa r.anh. şöyle dedi. Her hangi bir kavim Rasulullah s.a.v. e zekatlarını hetirdiği zaman Nebi Allahumme salli ala fulan der dua ederdi . Babam ebu evfa zekatını getirdiğinde Nebi Allahumme salli ala Ebu evfa diye dua etti. ...Buhari .1497.ter.1424. ...Müslim.1078.

10.ZEKAT AMİLLERİNİN ZEKAT VERENLERE ZULMETMEMESİ BABI.

İbni Abbas r.anh. şöyle dedi. Rasulullah s.a.v. Muaz bin cebeli yemene gönderirken ona şöyle buyurdu şüphesiz ki sen ehli kitap bir kavme gidiyorsun onların yanına vardığın vakit önce onlara la ilahe illallah muhammeder Rasulullah,a şehadet getirmeye davet et Eğer onlar şehadet getirmede sana itaat ederlerse Allah,ın kendilerine her gün ve gecede beş vakit namaz kılmayı farz kıldığını haber ver . Onlar bu beş vakit namaz kılma hususunda sana itaat ederlerse .

Allah,ın kendilerine zekatı farz kıldığını bu zekatın onların zenginlerinden alınıp fakirlerine verileceğini de haber ver Onlar bu zekat hususundada sana itaat ederlerse onların yanında en kıymetli olan malı zekat malı olarak almaktan sakın ve mazlumun bedduasından kork. Çünkü mazlum ile Allah,ın arasında perde yoktur. (onun duasına icabet eder) ..Buhari.1496.ter1423.. ..Müslim.19/29..

 

11.KÖLE VE BİNİTE ZEKAT OLMADIĞI BABI.

Ebu Hureyre r.anh. den Nebi s.a.v. şöyle buyurdu müslüman kimseye atı ve kölesi için zekat yoktur. ..Buhari.1463.ter.1390.1391.. ..Müslim.982/8...

12.GEREKTİĞİNDE VAKTİ GELMEDEN ZEKAT VERMENİN CAİZLİĞİ BABI.

Ebu Hureyre r.anh. şöyle dedi. Rasululla s.a.v. Ömer,i zekat toplamak için gönderdi. İbnu Cemil Halid bin Velid ve Rasulullahın Amcası Abbasın zekatlarını vermediği kendisine söylendi Rasulullah s.a.v. İbnu Cemil zekattan nasıl imtina edilebilirki O fakir iken Allah kendisini zengin etmişti. Halid,e gelince siz ona haksızlık ediyorsunuz Halid zırhını ve bütün silahlarını Allah yolunda hapsetmiştir. Abbas Bin Abulmuttalip,e gelince onun zekatı (daha önce verilmiş olup) bir misli ile beraber benim üzerimdedir buyurdu. ..Buhari.1468.ter.1397. ..Müslim.983/11..

13.ZEKATIN SARF EDİLECEĞİ YERLER.

Allahu teala şöyle buyurmuştur. Sadakalar(zekatlar) Allah,tan bir farz olarak fakirlere miskinlere zekat amillerine kalpleri islam,a ısındırılacak olanlara kölelik altında bulunanlara borçlulara Allah yolunda cihat edenlere ve (yolda kalmış) yolculara mahsustur. Allah bilendir hüküm ve hikmet sahibidir.. ...Tevbe 60 ...

14.ZENGİNLERE ZEKAT VERİLMEYECEĞİ BABI.

İbni Ömer r.anh. den Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu. Zekat almak zengin ve uzuvlarında noksanlık olmayan kimselere helal değildir.. ..Buhari. 3/329.T.kebir. ..Ebu davut 1634.. ..Nesei 252..  ..Tirmizi.652..

15.EHLİ BEYTİN ZEKAT AMİLLİĞİ YAPAZLIĞI BABI.

Abdulmuttalip bin Rabia Bin El Haris Rivayet edip şöyle dedi. Rabia Bin El-Haris ve Abbas Bin Abdulmuttalip toplanıp (Beni ve Fadl,ı kastedetek) Vallahi şu iki oğlanı Rasulullah,a. s.a.v. göndersek bunlar onunla konuşsalar o da bunları zekat üzerine amil tayin etse.  Zekat amili kimselerinin yaptıklarını yapsalar onların aldığı ücreti bunlarda alsalar şeklinde konuştular. Abdulmuttalip dedi ki onlar bu şekilde konuşurlarken Ali Bin Ebi Talib bunu yapmayın Vallahi Rasulullah s.a.v. bunu yapmaz dedi. Rabia Bin el-Haris itiraz edip vallahi sen bunu bize hasedinden yapıyorsun sen Rasulullahın s.a.v. damatlığına eriştinde biz seni asla hased etmedik dedi.

Ali peki iki oğlanı gönderin dedi ikisi çıkıp gittiler Ali de yan üstü uzandı. Abdulmuttalib dedi ki Rasulullah s.a.v. öğlen namazını kıldırınca ondan önce hücresine gidip hücrenin yanında durduk. Nihayet Rasulullah s.a.v. geldi ve kulaklarımızı tuttuktan sonra içinizdeki sakladığınız şeyleri çıkarın buyurdu sonra hücreye girdi bizde yanına vardık kendisi o gün zeyneb binti cahş,ın yanındaydı biz her ikimiz de sözü diğerimize havale edib söze başlamasını bekledik sonra birimiz şöyle konuştu Ya Rasulullah s.a.v. sen insanların en iyisisin ve insanlara pek çok iyilikler ulaştırırsın bizler buluğ çağına varmış haldeyiz biz sana şu zekatlardan bazısına bizleri zekat amili(memuru)tayin etmen için geldik.

Eğer amill (memur)tayin edersen onların eda ettiği görevi bizde eda ederiz onların isabet ettiği gelire bizde isabet ederiz dedi.

Rasulullah s.a.v. uzun müddet hatta biz tekrar konuşmak isteyinceye kadar sukut etti. Tam bu sırada zeyneb perdenin arkasından bizlere Rasulullah s.a.v. ile konuşmayın diye işaret etmeye başladı bundan sonra Rasulullah s.a.v. şüphesiz bu zekat amilliği muhammedin ailesine yaraşmaz sadaka insanların kirleridir mahmiyyeyi (Bu şahıs ganimetlerden alınan beşte bir gelirin sorumlusu idi) ve Haris bin Abdulmuttalib oğlu Nevfeli bana çağırın dedi bunlar yanına geldiklerinde Rasulullah s.a.v. mahiyye kızını Fadl,a nikahladı sonra Rasulullah s.a.v. Nevfel bin el Harise kızını bu gence nikahla buyurdu o da kızını bana nikahladı.  müteakiben Rasulullah s.a.v. Mahiyyeye bu gençler için kızlara humus malından şu kadar şu kadar mihir ver buyurdu.. ..Müslim.1072/167..

16.EHLİ BEYTİN ZEKAT ALMASI YASAKLANMIŞTIR BABI

Ebu Hureyre r.anh. şöyle dedi. Ali r.anh.nın oğlu Hasan r.anh. zekat hurmasından bir hurma alıp ağzına koydu. Nebi s.a.v. kıh kıh onu at dedi. Sonrada sen bizim zekat mallarından yemediğimizi bilmiyor musun buyurdu. ..Buhari.1491.Ter.1419.1485.. ..Müslim.1069/161..

Ebu Hureyre r.anh. şöyle dedi. Nebi s.a.v.ye yiyecek bir şey getirildiğinde bu hediye midir yoksa sadakamıdır diye sorardı Eğer o safakadır denilirse ashabına yiyin der kendi yemezdi . Eğer o hediyedir denilirse elini ona vurur ashabı ile beraber ondan kendisi de yerdi. ..Buhari.2576... ..Müslim.1077/175..

Enes bin Malik r.anh.şöyle dedi. Berire r.anh. kendisine sadaka olarak verilmiş olan bir et parçasını Rasulullah s.a.v.e hediye etti Rasulullah s.a.v.bu et berireye bir sadakadır bize ise bir hediyedir buyurdu. ..Buhari.1495.ter.1422.. ..Müslim.1074/170..

17.ALTIN VE GÜMÜŞÜN ZEKAT ORANI.

........GÜMÜŞ.......

200..Dirhem gümüş.

Günümüz karşılığı

595.600..Gr gümüş

.......ALTIN......

22..Dinar.

Günümüz karşılığı.

24.Ayar altın . 85 Gr altın

22.Ayar altın. 97 Gr altın

18.Ayar altın.113 Gr altın

Üzerinden 1 yıl geçtikten sonra bu oranların kırkta biri zekat olarak verilir.

Ehnef ibnu Kays r.anh. Şöyle dedi. Kureyş kavminin ileri gelenlerinin yanına oturdum . Bu esnada kaba saçlı kaba elbiseli ve kaba saba bir kimse geldi . O topluluğun yanında durdu ve selam verdi sonra şöyle dedi . Altın ve gümüşleri biriktirip infak etmeyenlere üzeri cehennem ateşinde kızdırılmış taşlarla azap olunacakları haberini ver . Sonra bu taşlar onlardan her birinin göğsünün ortasına konulur ve bu taş sıcaklığından dolayı iki kürek kemiğinden ortasından çıkar böylelikle o kızgın taş kürek kemikleri ile göğsü arasında gider gelir ... .............BUHARİ............

18.KOYUNUN ZEKAT ORANLARI.

40-120. Arası için bir koyun.

120-200. Arası için iki koyun.

200-300. Arası için üç koyun.

300, den sonrası için her yüz koyunda bir koyun.

Ebu Hureyre r.anh.şöyle dedi. Allah Rasulu s.a.v. şöyle buyurdu. Kıyamet günü deve kendisinin zekat hakkını vermeyen sahibine gelir ve en iyi haliyle ve onu tabanlarıyla çiğner . Yine kıyamet günü hakkı verilmeyen koyun en iyi haliyle sahibini tırnaklarıyla çiğner ve boynuzuyla ona vurur . Bu hayvanların hakkı su başlarında sütlerinin sağılması ve oradaki miskinlere ve ihtiyaç sahiblerine dağıtılmasıdır. Kıyamet günü sizden hiçbiriniz omzunda koyunu meleşir bir halde taşıyarak gelip ey Muhammed s.a.v.demesin ben ona derimki ben senin için hiç bir şey yapamam ben size bunu tebliğ ettim bu hükümleri size açıkladım .

Sizden hiç biriniz devesini böğürür bir halde taşıyarak yanıma gelib de ey Muhammed s.a.v.demesin ben ona derimki ben bu gün senin için bir şey yapamam ben bunları tebliğ etmiştim.. .......Buhari....

19.SIĞIRIN ZEKAT ORANI

30-39.Arası..

1yaşını doldurmuş bir erkek yada dişi sığır.

40-50.Arası..

2 yaşını doldurmuş bir dişi sığır

60 sayısına ulaşınca..

1 yaşını doldurmuş iki sığır.

60 sayısı üzeri her 30 sığır için..

1 yaşını doldurmuş sığır.

60 sayısı üzeri her 40 sığır için.

2 yaşını doldurmuş bir dişi sığır

Ebu Zer r anh.o şöyle dedi. Allah Rasulu s.a.v.nun yanına vardım o şöyle buyurdu. Nefsim elinde olan Allaha yemin olsunki veya da O,ndan başka hiç bir ilah bulunmayana veya da nasıl yemin ettiyse öyle yemin etti . Develeri veya sığırları veya koyunları olupda bunların haklarını yani zekatlarını vermeyen kimseye muhakkak kıyamet günü bu hayvanlar en güçlü ve en semiz halleriyle getirilecekler ve onu ayaklarıyla çiğneyecek boynuzlarıylada ona vuracak . İnsanlar arasında hüküm verilinceye kadar o sürülerin sonları geçtikçe ön tarafları tekrar o adam üzerine döndürülecektir. ...........BUHARİ...........

20.DEVENİN ZEKAT ORANI

1-24.arası deve için .

Her beş deve için bir koyun.

25-35.arası deve için.

Bir yaşını doldurmuş dişi deve.

36-45.arası deve için.

İki yaşını doldurmuş bir dişi deve.

46-60.arası deve için.

Üç yaşını doldurmuş bir dişi deve.

61-75.arası deve için.

Dört yaşını doldurmuş bir dişi deve .

76-90.arası deve için .

İki adet iki yaşını doldurmuş deve.

91-120.arası deve için.

Üç yaşını doldurmuş iki adet dişi deve.

Yüz yirmi deveden sonra her kırk deve için iki yaşını doldurmuş bir dişi deve .

Her elli deve için üç yaşını doldurmuş bir dişi deve.

Ebu Zer r.anh. O şöyle dedi. Ben Allah Rasulu s.a.v. yanına vardım o şöyle buyurdu. Nefsim elinde olan Allaha yemin olsunki veya da O,ndan başka hiç bir ilah bulunmayana veya da nasıl yemin ettiyse öyle yemin etti . Develeri veya sığırları veya koyunları olupda bunların haklarını yani zekatlarını vermeyen kimseye muhakkak kıyamet günü bu hayvanlar en güçlü ve en semiz halleriyle getirilecekler ve onu ayaklarıyla çiğneyecek boynuzlarıylada ona vuracak . İnsanlar arasında hüküm verilinceye kadar o sürülerin sonları geçtikçe ön tarafları tekrar o adam üzerine döndürülecektir. ...........BUHARİ...........

 1.SADAKANIN FAZİLETLİ OLDUĞU VE ONA TEŞVİK BABI.

1. Ebu Hureyre r.anh.den Rasulullah s.a.v.şöyle buyurdu. Her kim helal kazancından bir hurma değerinde bir sadaka verirse ki Allah helal maldan verilen sadakadan başka hiç bir sadakayı kabul etmez.

Allah bu sadakayı sağ eliyle kabul eder sonra onu dağ gibi olana kadar sizin birinizin sütten kesilmiş tayını büyüttüğü gibi onu sadaka sahibi için büyütür. ..Buhari.1410 ter1337.. ..Müslim.1014/63..

2. Ebu Hureyre r.anh.den Rasulullah s.a.v.şöyle buyurdu. Aziz ve Celil olan Allah . Ey kulum sen infak etki bende sana infak edeyim buyurdu. Rasulullah s.a.v.devamla şöyle buyurdu Allah,ın eli doludur harcamak onu eksiltmez o gece ve gündüz aralıksız devam eder. Allah,ın göğü ve yeri yarattığı günden beri infak ettiği nimetleri düşündünüz mü şüphesiz ki onun elindeki nimetlerden hiç bir şey eksilmemiştir. Onun arşı (tahtı) su üzerindedir. Adalet terazisi onun elindedir terazinin kefesi bazen aşağı iner bazende yukarı kalkar. Bu sebeble bazı kullarına yetecek kadar bazı kullarınada fazla rızık verir .. ..Buhari.4684.ter.4459.4460.. ..Müslim.993/36..

3. Ebu Hureyre r.anh.den Nebi s.a.v.şöyle buyurdu. Benim uhud dağı kadar altınım olsa üzerimdeki bir borç için sakladığım hariç üçüncü gece gelirken omdan benim yanımda bir dinarın bulunması beni sevindirmez.. ..müslim..991/31..

4. Ebu Musa r.anh.den Nebi s.a.v. Şöyle buyurdu. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki o zamanda bir kimse Altınının sadakasını vermek için dolaşacak da elinden sadakasını alcak bir fakir bulamıyacak . O zamanda erkeklerin azlığından ve kadınların çokluğundan kırk kadının bir erkeğin arkasından gitmekte olduğu ve onun himayesine sığındığı görülecektir.. ..Buhari.1414.ter.1340.. ..Müslim.1012..

5. Ebu Hureyre r.anh.den Nebi s.a.v.şöyle buyurdu. Kulların sanaha erdiği her gün içerisinde iki melek iner bu iki melekten biri ey Allah,ım infak edene sen bir bedelini ver der . Diğeri de ey Allahım infak etmeyene sen malına telef ver der. ..Buhari.1442.ter.1364.1365.. ..Müslim.1010..

6. Adiy bin el Hatim r.anh. şöyle buyurdu. Ben Nebi s.a.v.nin yanında bulunduğum sırada ona bir adam geldi ve fakirlikten şikayet etti . Sonra ona başka bir adam geldi ve yol kesilmesinden şikayet etti Nebi s.a.v. ya Adiy sen hira şehrini gördünmü dedi ben onu görmedim fakat orası hakkında bana haber verildi dedim . Nebi s.a.v. eğer hayatın uzun olursa sen hevdeci içinde yolculuk eden kadının hira şehrinden hareket edip Allahtan başka kimseden korkmadan gelip kabe yi tavaf edeceğini göreceksin Ben buna hayret ederek kendi kendime beldelerde fitne ve fesat çıkarmış olan Tay kabilesinin eşkiyaları nerede ki acaba dedim eğer hayatın uzun olursa göreceksinki kisranın hazineleri fethedilecektir buyurdu ben kisra bin hümüz,ün hazineleri mi dedim Nebi s.a.v.evet kisra bin hümüz,ün hazineleri . Eğer hayatın uzun olursa göreceksin ki bir kimse elinin dolusu altını veya gümüşü sadaka olarak çıkaracak da bunu kendisinden kabul edecek bir kimse arayacak fakat onu kendisinden kabu edecek hiç kimseyi bulamıyacak . Yemin ederimki biriniz Allah,a kavuşacağı gün Allah ile kendisi arasında konuşmayı tercüme edecek bir tercüman olmaz halde Allah,a kavuşacak Allah ona ben sana Rasul göndermedim mi diye soracak.

O kul da evet gönderdin diyecek Allah ben sana vermedim mi bu şekilde sana ihsanda bulunmadım mı diyecek kul evet diyecek derken kul sağına bakar cehennem den başka bir şey görmez soluna bakar yine cehennem den başka bir şey görmez .

Adiy r.anh. şöyle dedi ben Nebi s.a.v.den işittim şöyle buyuruyordu O halde hepiniz yarım hurma tanesi ile veya onuda bulamazsa güzel bir sözle olsun kendisini cehennemden korusun ..

Adiy r.anh.şöyle dedi ben hira şehrinden hevdeci içinde yolculuğa çıkıp Allah,tan gayrı hiç kimseden korkmadan gidip kabe yi tavaf eden kadını gördüm ben kisra bin Hümüz,ün hazinelerini fetheden ordunun içinde bulundum yemin olsun eğer sizlerin hayatı uzun olursa Nebi Ebu Kasım s.a.v.ın söylediği elinin dolusu altını sadaka olarak çıkaracak kimseleri de siz göreceksiniz.. ..Buhari.3595.ter.3371..

 2.HER MÜSLÜMANA SADAKANIN GEREKLİLİĞİ BABI

1. Ebu Musa el-Eşari r.anh.den Nebi s.a.v.şöyle buyurdu. Her müslüman üzerine sedaka vermek vacibdir. Sahabeler ey Allah,ın Nebisi sadaka verecek bir şey bulamaz ise ne yapar Dediler . Nebi s.a.v. Eliyle çalışır hem kendine fayda verir hem de tasadduk eder buyurdu çalışmaya,da güç bulamaz ise ne yapar dediler. Nebi s.a.v. şiddetli ihtiyaç sahibine bunalmış mazluma yardım eder buyurdu .

Sahabeler bunda güç bulamaz ise ne yapar dediler Nebi s.a.v.Maruf işlesin Münker işlemesin bu da o kimse için bir sadakadır buyurdu. ..Buhari.1445.ter.1368.6022. ..Müslim.1008..

2. Ebu Hureyre r.anh.den Rasulullah s.a.v.şöyle buyurdu. İçerisinde güneşin doğduğu her günde insan bedeninden her bir eklem için sadaka vardır. İki kişi arasında adalet bir yapmak sadakadır Binitine binmek isteyen ve ya eşyasını ona yüklemek isteyen kimseye yardım edip binitine bindirmek yahut eşyasını kaldırıp yüklemek bir sadakadır. Güzel söz bir sadakadır Namaza giderken sahibinin attığı her adım sadakadır . Yoldan geçenlere eziyet veren şeyleri oradan gidermek bir sadakadır. ..Buhari.2989.ter.2791.2707.. ..Müslim.1009/56

3. Ebu Zer r.anh.den Nebi s.a.v. Şöyle buyurdu. Sizden her birinizin bedeninde her bir eklem için sadaka vardır. Her tesbih bir sadakadır . Her tahmid bir sadakadır. Her tahlil bir sadakadır.  Her tekbir bir sadakadır.  İyiliği emretmek bir sadakadır. Kötülüğü yasaklamak bir sadakadır. Bir kimsenin kuşluk vakti kılacağı iki rekat namaz onlar(dan bazısın)a kifayet eder. ..Müslim.720/84..

........İZAH............

Tesbih. subhanallah demektir.

Tahmid. elhamdulillah demektir.

Tahlil. la ilahe illallah demektir.

Tekbir. Allah,u ekber demektir.

 3.HER MAARUF SADAKADIR.

1. Cabir bin Abdullah r.anh.den Nebi s.a.v.şöyle buyurdu . Her maaruf (iyi ve hayırlı şeyler) Bir sadakadır.  ..Buhari.6021.ter.6011. ..Müslim.1005/52..

 4.HANGİ SADAKANIN DAHA FAZİLETLİ OLDUĞU BABI.

1. Ebu Hureyre r.anh.şöyle dedi. Bir adam Nebi s.a.v.ye geldi ve ya Rasulullah ecir ve sevab yönünden hangi sadaka daha büyüktür dedi. Rasulullah s.a.v. senin sıhhatli çok cimri olduğun fakirlikten korktuğun ve zenginliği ümit ettiğin halde infak ettiğin sadakadır . Can boğaza ulaşıp bu malım falan içindir bu malım filan içindir diyeceğin ve bunlarda mirasçıların olacağı için sadakanı geri bırakma buyurdu. ..Buhari.1419.ter.1345.. ..Müslim.1032/92..

 5.ZEVCENİN VEYA HİZMETKARIN SADAKASI

1. Aişe r.anh dan Rasulullah s.a.v.şöyle buyurdu.. Kadın evinin yiyeceğinden ifsat etmeden infak ettiği vakit onun için ifakı sebebiyle bir sevap vardır bu malı kazanması sebebiyle kocası için bir sevap vardır malı bekleyen için bekleme sebebiyle bir sevap vardır . Bunlardan bazılarının ecri diğerlerinin ecrinden hiç bir şeyi noksanlaştırmaz.. ..Buhari.1425.ter.1352.. ..Müsli.1024/80..

 6.SADAKANIN İMKAN NİSBETİNDE OLACAĞI BABI

1. Esma bin Ebu Bekir r.anh. Şöyle dedi. Ben ya Rasulullah benim hiç malım yoktur. Ancak malım kocam Zübeyr bin Avvam,ın bana getirdiği mallardır ben bu mallardan tasadduk edeyim,mi diye sordum . Rasulullah s.a.v. tasadduk et malı kap içinde saklama sonra o sanada saklanır buyurdu. ..Buhari.2590.ter.2386.. ..Müslim.1029/88..

 7.ÇANLITI VEYA HAKSIZ YERE ALINMIŞ MALDAN SADAKA KABUL EDİLMEZ BABI.

1. İbni Ömer r.anh.dedi ki Ben Rasulullah s.a.v.ı işittim Abdessiz hiç bir namaz . Hiyanetle elde edilmiş maldan, da sadaka kabul olunmaz buyurdu. ..Müslim.224.. ..Tirmizi.2.. ..ibni mace.272.. ..Ahmet.1965.. ..Albani.120 el irva..

 8.AKRABA VE YAKINLARA SADAKA VERMENİN FAZİLETİ BABI.

1.Enes bin Malik r.anh.şöyle dedi. Ebu Talha r.anh. Medine,de hurmalık mal yönünden ensar,ın en zengini idi mallarının kendine en değerlisi de beyruha (bostanı) idi beyruha mescidin hemen karşısındaydı . Rasulullah s.a.v. beyruha,ya girer onun içindeki güzel sudan içerdi . Enes r.anh. dediki  (siz sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe ermiş olamazsınız . Her ne infak ederseniz şüphesiz Allah onu bilir... Ali imran 92.) Ayeti inince Ebu Talha r.anh.kalkıp doğru Rasulullah s.a.v.a geldi . Ya Rasulullah s.a.v. e Allah,u Tebareke ve Teala (sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe ermiş olamazsınız...) buyuruyor bana malımın değerli olanı beyruha,dır beyruha Allah için sadakadır . Bu sadakanın hayrını ve onun Allah katında bir iyilik ve azık olmasını ümid ediyorum . Allah,ın sana gösterdiği cihete onu koy sarfet dedi. Ennes r.anh.dedi ki  Rssulullah s.a.v. bunun üzerine Ne hoş işte bu kazançlı bir maldır işte bu kazançlı bir maldır. Ben senin söylediğin sözü işittim Ben bu bostanı akrabalarına infak etmeni uygun görüyorum buyurdu. Ebu Talha r.anh. ya Rasulullah ben de senin istediğin gibi yaparım dedi . Sonra Ebu Talha r.anh. Beyruha,yı akrabaları ve amca oğulları arasında taksim etti ..... ..Buhari.1462.ter.1388.. ..Müslim.998/42..

Ticaret Mallarında Zekâtın Hesaplanması

Ticaret mallarında zekâtın farz olduğu bilinen bir gerçektir. İslâm bilginleri bu hükme, zekâtı farz kılan nassların genelinden (umumu) ulaşmışlardır. Çünkü ilgili nasslarda zikredilen varlıkların geneli içerisine öncelikle ticaret malları girer.

Yüce Allah konuyla ilgili olarak şöyle buyurmuştur: "Onların mallarından sadaka (zekât) al ki, bununla onları temizleyip arıtmış olasın. Ve onlara dua et. Şüphesiz ki senin duan onlar için bir sükûnettir. Allah; işitendir, bilendir." et-Tevbe, 9/ 103

"Onların mallarında yoksullar ve muhtaçlar için de bir hak vardır." ez-Zâriyât, 51/19

"Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak size yerden çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse, gözünüzü yummadan almayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir, övgüye lâyıktır." el-Bakara, 267

Semure b. Cudeb'in (r.a.) rivayet ettiği "Hz. Peygamber satışa arz ettiğimiz mallarımızdan zekât vermemizi emrederdi" Ebû Dâvud, "Zekât", 2 mealindeki hadis de ticaret malından zekâtın verilmesinin gerekli olduğunu gösterir.

Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Deve, sığır ve kumaş gibi mallardan zekât gerekir". ed-Dârekutnî, II, 100

Nevevî der ki: "İsabetli olan ticaret mallarında zekâtın farz olduğu şeklindeki görüştür. Sahabe, tabiîn ve onlardan sonra gelen İslâm âlimlerinin tümü bu görüştedir. İbnü'l-Münzir, bütün ilim ehlinin ticaret mallarında zekâtı farz gördüğünü, Hz. Ömer, İbn Abbas (r.a.), Medine'nin meşhur yedi fakîhi ve dört imamla birlikte birçok fakihden de bu görüş nakledilmiştir."

Ticaret mallarına gelince onlar için zekât farzdır. Zira İbnü'l-Münzir şöyle demiştir: Üzerinden bir yıl geçen ticaret mallarından zekât gerekir.

Bu görüş Hz. Ömer ve oğlu, İbn Abbas, yedi Medine fakîhi, Hasenu l-Basrî, Câbir b. Zeyd, Meymûn b. Mehrân, Tavus, Nehâ'î, Sevrî, Evza'î, Ebû Hanife, Ahmed b. Hanbel, İshak b. Râhuye ve Ebû Ubeyd gibi İslâm bilginlerinden nakledilmiştir.

Ebû Davud'un kitabında Semure'den (r.a.) şöyle bir rivayet yer alır: "Hz. Peygamber (s.a.v.) ticaret için ayırdığımız mallardan zekât vermemizi emrederdi." Ebû Dâvud, "Zekât", 2

Hammâs'dan da şöyle bir bilgi nakledilir: "Bir gün Hz. Ömer bana uğradı ve, "Malının zekâtını ver" dedi. Ben de malım yalnızca okluk ve tabaklanmış derilerden oluşuyor" dedim. Bunun üzerine "Değerini belirle ve zekâtını ver" dedi. İbn Kudâme, el-Muğnî, IV, 249

İmam Mâlik ve onun yolunu izleyenlere göre işadamları iki kısma ayrılır: Birincisi bekleyen diğeri ise işini sürdürendir. Bekleyenden şu kişi kastedilir: Kişi malı alır, piyasaları gözetler, öyle olur ki bazen bu mal yıllarca satılmaksızın o kişinin elinde kalabilir. İşte bu şekildeki bekleyen tacire bu mal için zekât gerekmez. Ancak mal satıldığında, satıldığı yılın zekâtını verir.

Mâlik'in dayanağı şudur: Zekât çoğalan mallarda farz kılınmıştır. O tüccar, dükkânında bekleyen mal için her yıl zekât verirse -ki bu malın talep yetersizliğinden dolayı değeri de düşebilir-maliyetinin altına düşer ve bu durumda o kişi zarar eder. Oysa mal satıldıktan sonra verilen zekât, malda birikmiş olan kârın zekâtıdır. Kâr nisaba ulaşmazsa zaten zekât gerekmez, nisabı aşan miktarın ise az olsun çok olsun zekâtı verilmelidir.

İşini sürdürene gelince, o malı yıl içerisinde, yanında bekletmeksizin satar ve dolayısıyla yıl içindeki bütün kazancından zekâtını verir. Kendisine zekât hesaplayacağı bir tarih belirler ve bu tarih gelince elindeki ticaret mallarını, nakitleri ve ödeme gücü bulunan güvenilir kişilerdeki garantili alacaklarını hesaplar ve bakiye, bir dirhem dahi olsa zekâtını verir. Eğer malı nakit satmamış; bedel o yıl içinde tahsil edilmeyecekse bu durumda o malın zekâtını o yıl içinde vermesi gerekmez."

Dolayısıyla kendisine zekât farz olan kişi şöyle bir yöntem takip etmelidir. Zekât vermeyi kararlaştırdığı ay girince, dükkanındaki mevcut ticaret malları, nakitleri ve insanlardaki garantili alacaklarını toplar, bu malların piyasa fiyatından değerini belirler ve bu miktara yıl içinde elde ettiği kâr, tasarruflar ve garantili alacaklarından oluşan nakitlerini ekler ve varsa borçlarını öder sonra kalanın %2,5'u oranında zekâtını verir.

Örneğin, zekât vermek isteyen bir tüccar Ramazan ayı girince mal varlığını hesaplıyor ve sonuçta dükkânda piyasa değeri 120 bin Lira olan satılmamış mal, kasada nakit 40 bin Lira, 65 bin Lira garantili alacak ve 25 bin Lira da borcunun bulunduğunu görüyor. Bu kişinin mallarının değeri ile nakit ve alacakları toplamının 225 bin Liraya ulaştığı görülür. Toplam meblağdan borçlar ödenince geriye 200 bin Lira kalır. İşte bu kişi, kalan 200 bin Liranın %2,5 luk kısmını zekât olarak verir ki bu da 5 bin Lira tutar.

Ancak şurası önemle belirtilmeli ki raf, dekor ve makine-donanım gibi işyeri için gerekli olan malzemeler zekât malı kapsamına girmez. Örneğin, iş yerinde kullanılmak üzere araba, buzdolabı, depo, bina, vb. eşyalar olsa bunlar zekât malı kapsamında hesaplanmaz. Zira zekât ticarete ayrılmış ve devri daim eden mallardan verilmelidir. Nitekim Semure b. Cündeb'-in rivayet ettiği hadiste Hz. Peygamber "Satışa arz edilmiş olan mallarda zekâtı emrettiği" belirtilir.

Fukahanın çoğunluğuna göre zekâtı verilmek üzere malların değeri hesaplanırken, o günün toptan satış fiyatı esas alınır. Tüccarın zekâtını, ticaretini yaptığı malların bizzat kendisinden vermesi caizdir. Örneğin, gıda maddeleri satan bir tüccar zekâtını pirinç, un ve şekerden verebilir.

 

Arsa ve Daire Zekâtı:

Arsalar iki maksadla alınır: Ya üzerinde ev veya akar getiren bir bina yapmak için, Ya da arsayı arsa olarak tutup kâr elde etmek için... Birinci niyetle alınan arsalarda ticaret niyeti olmayıp mülk edinmek gayesi olduğundan, kıymetleri itibariyle zekâta girmezler. Getirdikleri kira bedelinden zekâtları verilir.

Ticaret maksadı ile satın alınan arsalar parsellenerek veya tüm olarak satışa arzedildiklerinden ticaret eşyası kısmına girerler. Bunların kıymetleri üzerinden zekâtları verilir.

İnşa edilerek kiraya verilen veya oturulan binaların kıymeti üzerinden zekât yoktur, getirdikleri kiralardan zekat verilir.

Satış için inşa edilen bina ve apartman daireleri, ticaret malı kısmına girdiklerinden, bunların da kıymetleri üzerinden zekâtları verilir.

Ev, tarla, arsa gibi gayri menkullerin zekatı yoktur. Bunların gelirleri varsa gelirlerinden zekat verilir.

Ancak ev, arsa veya tarla alım satımı yapılıyorsa, yani bu gayrimenkulleri ticari eşya gibi alıp satıyorsa, bunlara da zekat gerekir.

Buna göre:

Ticaret, yatırım, paranın değerini koruma gibi amaçlarla edinilmiş ev, arsa gibi istenildiği zaman hemen satılamayan ve fiyatı da zaman içinde değişen malvarlıklarının zekatı, satılmadığı sürece, "maliyeti ile raic bedelinin ortalaması" üzerinden ödenmelidir.