Araplardan bir cemâat, Medine’de Rasûlullah (s.a.v.)’ın yanına gelip, müslüman oldular. Bir müddet sonra Medine vebâsına tutuldular. Geldiklerine pişman olarak Medine’den çıkıp gittiler. Ashâb-ı Kiram’dan bazıları onları karşılayarak:
“Siz ne diye dönüyorsunuz?” dediler.
“Medine vebasına tutulduk, Medine’den nefret ettik!” dediler. Onlara:
“Rasûlullah, size güzel bir örnek değil mi?” diye sordular. Bazıları münafıklık ettiler, bazıları da etmediler. Çünkü onlar müslümandılar.
Medine’den çıkıp gidenler hakkında Peygamberimiz (s.a.v.):
“Medine, demirci körüğü gibidir; temizi kor, kiri, pası, dışarı atar!” buyurdu.
Yüce Allâh (c.c.)’da indirdiği ayette:
“Size ne oluyor ki, münâfıklar hakkında iki fırka oluyorsunuz? Allâh, onları kazandıkları şey yüzünden tersine döndürmüştür. Allâh, her kimi saptırırsa, artık sen onun için bir yol bulamazsın! ” buyurdu.
(Nisa: 88)
Bir gün bir arabî, Peygamberimiz (s.a.v.)’e gelip İslamiyet üzerine bey’at etmişti. Ertesi günü bu adam hummaya tutulmuş olarak geldi ve:
“Ya Muhammed! Beni bedevilik haline döndür!” dedi.
Peygamberimiz (s.a.v.) onun dileğini yerine getirmeye yanaşmadı.Arabî tekrar geldi ve:
“Beni bedevîlik haline döndür.” dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) yine onun bu dilediğini kabule yanaşmadı.
Arabî çıkıp gidince, Peygamberimiz (s.a.v.) :
“Medine demirci körüğü gibidir. Temizi alıkor, kiri, pası dışarı atar.” buyurdu.Buhârî, Fezâilu'l-Medine 10, Ahkam 47, İ'tisam 16; Tirmizî, Menakıb 3920;