Bu Blog içinde Ara

31 Mart 2025 Pazartesi

İsra Sûresi: 23-39

 

"Rabbin, kendisinden başkasına asla ibâdet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı, kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlarsa, sakın onlara “öff” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı. Rabbiniz, içinizde olanı en iyi bilendir. Eğer siz iyi kimseler olursanız, şunu bilin ki, Allah tövbe edenleri çok bağışlayandır. Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma.Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı nankörlük etmiştir. Eğer rabbinden umduğun bir rahmeti istemek için onlardan yüz çevirecek olursan, o zaman onlara yumuşak bir söz söyle. Eli sıkı olma, büsbütün eli açık (savurgan) da olma. Sonra kınanır ve çaresiz kalırsın. Şüphesiz Rabbin, dilediğine rızkı bol bol verir ve (dilediğine) kısar. Çünkü O, gerçekten kullarından haberdardır ve onları görmektedir. Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da, sizi de biz rızıklandırırız. Onları öldürmek gerçekten büyük bir günahtır. Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur. Haklı bir sebep olmadıkça, Allah’ın, öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. Kim haksız yere öldürülürse, biz onun velisine yetki vermişizdir. Ancak o da (kısas yoluyla) öldürmede meşru ölçüleri aşmasın. Çünkü kendisine yardım edilmiştir. Rüştüne erişinceye kadar, yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın, verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü söz (veren sözünden) sorumludur. Ölçtüğünüzde ölçüyü tam yapın, doğru terazi ile tartın. Bu daha hayırlı, sonuç bakımından daha güzeldir. Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi onlardan sorumludur. Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin. Bütün bu sayılanların kötü olanları, Rabbinin katında sevimsiz şeylerdir. Bunlar, Rabbinin sana vahyettiği bazı hikmetlerdir. Allah ile birlikte başka ilah edinme. Sonra kınanmış ve Allah’ın rahmetinden kovulmuş olarak cehenneme atılırsın." (İsra Sûresi: 23-39)

En’am Sûresi: 151-153

 "(Ey Muhammed!) De ki: Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. (Zina ve benzeri) çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Meşru bir hak karşılığı olmadıkça, Allah’ın haram (dokunulmaz) kıldığı canı öldürmeyin. İşte bunlar, aklınızı kullanasınız diye, size Allah’ın emrettikleridir. Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın. Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız. Birisi hakkında konuştuğunuz zaman, yakınınız bile olsa âdil olun. Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte bunları Allah size öğüt alasınız diye emretti. İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip, O’nun yolundan ayırır. İşte size bunları Allah sakınasınız diye emretti." (En’am Sûresi: 151-153).

Dua

 

“Allah’ım! Beni bugün dağıtacağın her hayırdan, indireceğin her hidayet nurundan, yazacağın her rahmetten, vereceğin her rızıktan, defedeceğin her zarardan, kaldıracağın her beladan ve önleyeceğin her fitneden en fazla nasiplenen kullarından eyle…”

Allah Bize, halis, salih ve kalbi selim sahibi Müslümanlar olmayı nasip eylesin ve bize dünyada iyilik ver. Âhirette iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. Âmin.”

PEYGAMBERİMİZİN ÜÇ DEFA AMİN DEDİĞİ DUA

 

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir keresinde minbere çıkarken, üç adımında da “âmin” demişti. Hutbesi bittikten sonra: “Yâ Rasûlallah! Minbere çıktığınız zaman “âmin” dediniz, her adımınızda bunu neden söylediniz?” diyerek sebebi soruldu. “Cebrail aleyhisselâm üç dua etti, ben de onlara “âmin” dedim” buyurdular.

Birincisinde Cebrail aleyhisselâm: “Annesine, babasına veya sadece onlardan birine ulaşmış bir evlat, onlara hizmet edip cenneti kazanamadıysa, ona yazıklar olsun, rahmetten uzak olsun!” demiş, Peygamberimiz de âmin demişti. Anne ve babamızla olan hukukumuz, diğerleri ile münasebetlerimizin en önemlisi ve önceliklisidir.

İkincisinde Cebrail aleyhisselâm: “Bir insanın yanında anıldığın zaman, sana salât ü selâm getirmezse; ona yazıklar olsun, rahmetten uzak olsun!” demiş, Peygamberimiz de âmin demişti. Rasûlullah Efendimizle hukukumuz, Allah ile olan hukukumuzu tayin eder, çünkü O bize Rabbimizin en büyük ikramıdır. O’na ittibâ Allah’ın rızasının ve sevgisinin aslî şartıdır.

Üçüncüsünde Cebrail aleyhisselâm: “Ramazan’a erişip de günahları affedilmeyen kimse rahmetten uzak olsun!” demiş, Peygamberimiz yine âmin demişti.

Buharî, el-edebu’l-müfred- 1419/1998, Riyad- 1/338; Taberanî-evsat- h. no: 8994; Bezzar, h. no: 1405; Mecmau’z-zevaid, 10/164, Hâkim, IV, 170/7256; Tirmizî, Deavât, 100/3545

Peygamberimizin Kısa ve Öz Üç Nasihati

           Sahabenin “Yâ Rasûlallah! Bana öz ve kısa bir şekilde nasihat eder misiniz?” isteğine Peygamberimizin (s.a.s.) verdiği cevap.

Beni İsrâil zamanında bir genç ilim yolculuğuna çıkmak istedi. Zamanın peygamberi o genci yanına çağırdı ve kendisine geçmiş ve gelecek bütün ilmin içinde olduğu üç nasihatte bulunacağını söyledi. O genç bu nasihatleri işittikten sonra yolculuğa çıkmaktan vazgeçti, çünkü aradığını işitmişti. O nasihatler şöyleydi:

Gizlide de açıkta da Allah’tan kork!

Halka karşı dilini tut, onları ancak hayırla an!

Rızkının helalden olmasına gayret et!

Ramazan'da Kazanan ve Kaybeden

Günahlarla Ramazan'ı karşılayan anne-babasına kötülük eden, akrabaları ile bağını kesen, kardeşlerini terkeden, sözlerinde gıybet (dedikodu) ve nemime (laf taşıma) olan Ramazan'dan nasıl faydalansın? 

 Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: "Kim boş sözü ve boş sözle amel etmeyi bırakmazsa onun yemesini ve içmesini terketmesine Allah'ın ihtiyacı yoktur." Bu hadisi Buhari rivayet eder.