Mü'minlerin annesi Âişe -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve selleme vahyin ilk başlangıcı uykusunda gördüğü salih rüya şeklinde olmuştur. Gördüğü hiç bir rüya yoktu ki tıpkı sabahın aydınlığı gibi çıkmasın. Sonra kendisine yalnızlık sevdirildi. Bir ay müddetle ki bu Ramazan ayıydı, Hira mağarasında kaldı ve İbrahim’in dini olan “Hanifiyye”den kalma ibadetlerle uğraşırdı. Ailesinden ayrılmadan önce yeteri kadar yiyeceğini alır sonra tekrar Hatice’nin -Allah ondan razı olsun- yanına gelip azığını alır ve mağarada ibadetine devam ederdi. Bu durum Hira mağarasında olduğu halde hak olan emir gelinceye kadar devam etti. Ona melek gelip: “Oku” dedi.
-“Ben okuma
bilmem” dedi. Dedi ki: “(Melek) beni aldı ve gücüm kuvvetim kesilene kadar beni
tuttu Sonra beni bıraktı”. (Melek) dedi ki: “Oku” Ben “Okuma bilmem” dedim.
Sonra beni ikinci kez alıp gücüm kuvvetim kesilinceye kadar beni tuttu. Sonra
beni bıraktı ve “Oku” dedi. Ben: “Okuma bilmem” dedim. Melek beni alıp üçüncü
kez gücüm kuvvetim kesilene kadar tuttu. Sonra dedi ki:
“Yaratan Rabbının adıyla oku! O insanı
yapışkan bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Rabbın sonsuz kerem sahibidir.” (Alak: 1-3)
Bunun üzerine
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem kendisine vahyolunan âyetler ve
başından gelen kıssayla ve korkarak Hatice binti Huveylid’in -Allah ondan razı
olsun- yanına dönüp dedi ki: “Beni örtün, beni örtün” Korkusu gidinceye kadar
onu sarıp örttüler. Ondan sonra olanları Hatîce'ye haber vererek:
"Kendimden korktum" dedi. Hatîce -Allah ondan razı olsun-:
"Sakın korkma! Allah'a yemîn ederim ki, Allah asla seni mahcup edip zor
duruma düşürmez. Çünkü sen akrabana iyilik eder, herkesin yardımına koşar,
insanların senden gayrisinde bulamadıkları maldan onlara verirsin, misafirini
ağırlarsın, musibet anında insanlara yardım edersin" dedi. Bundan sonra
Hatîce, onunla birlikte amcasının oğlu Varakatu'bnu Nevfel ibnu Esed ibnu
Abdul-Uzzâ'ya gitti. O, câhiliyet zamanında Hristiyanlığı benimsemiş, İbrânîce
yazı bilen ve İncil'den Allah'ın dilediği kadar İbrânîce yazan yaşlı ve kör
olmuş biriydi. Hatîce ona dedi ki:
- Ey amcamın oğlu!
Kardeşinin oğlunu bir dinle. Varaka:
- Ne oldu ey
kardeşimin oğlu? diye sorunca, Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem
gördüklerini ona anlattı.
Varaka O’na şöyle
dedi:
“Bu gördüğün,
Allah'ın Musa'ya gönderdiği Nâmûs'tur (Cibril). Keşke senin davet ettiğin
günlerde sana yardım etmek için genç olsaydım! Kavminin seni çıkaracakları
zaman keşke hayâtta olsaydım!”
Bunun üzerine
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki:
- "Onlar beni
çıkaracaklar mı ki?" O da:
Buhari: (3392, 4953,
4955, 4956, 4957, 6982), Muslim: (160).