Bu Blog içinde Ara

11 Ağustos 2012 Cumartesi

AYETLE KONUŞAN KADIN

Ayetlerle Konuşan Kadın Tebe-i Tâbiîn neslinden Abdullah ibn Mübarek hazretleri anlatıyor: Hacca gidiyordum. Irak-Suriye topraklarından geçerken yalnız bir kadına rastladım. Selâm verdim; selâmımı"Söz olarak Rahîm bir rabden selâm sözüdür onların duyacağı" (Yâ-Sîn:58 ) âyetiyle aldı.

7 Ağustos 2012 Salı

kufur-meseleleri-huseyin-ebu-emre


küfür meseleleri_Huseyin_Ebu_Emre ile ebuemre

ilmiileameletmeyenler_Huseyin_Ebu_Emre


ilmiileameletmeyenler_Huseyin_Ebu_Emre ile ebuemre

Onurumuz vardı bizim...

Onurumuz vardı bizim... Zâlimler karşısında bize boyun eğdirmeyen, bizi kendimizden emin kılan, dik durmamızı sağlayan bir onurumuz vardı bizim. Onurumuz vardı bizim... Kınayanların kınamasından korkmamızı engelleyen bir onurumuz vardı bizim. En güçlünün bile haksızlık yapması durumunda, bunu ona haykırmamızı sağlayan bir onurumuz vardı bizim. Uğruna ölmeyi göze aldığımız, taviz vermeye yanaşmadığımız bir onurumuz vardı bizim... Onurumuzu yitirmeye başladık... Anlamlı, insanca bir hayat yaşamaya çalıştığımız onurumuzu yitirmeye başladık. Onurumuz yitirmeye başladık... Çıkar kapılarını açmak için yalakalık yapmaktan, onursuzluk yapanları onurlandırmaktan geri kalmadık. Onlar gibi ileride onurlandırılmak için onursuz yollardan geçmeyi ihmal etmedik. Onurumuzu yitirmeye başladık... Kuytu köşelerde terk ettik onurumuzu. Onurumuzu yitirmeye başladık ve böylece hayatımızdaki anlam karelerini tek tek silmeye başladık.

Adâlet duygumuz vardı bizim

Adâlet duygumuz vardı bizim... Kendi çıkarlarımıza ters düşse bile, haksızlık yapmamıza izin vermeyen bir adâlet duygumuz vardı bizim. Nefsimize huzursuzluk veren olaylarla karşılaştığımızda bile, yanlış kararlar almamızı engelleyen bir adâlet duygumuz vardı bizim. Adâlet duygumuz vardı bizim... "Ben"lik duygusuna köle olmamızı engelleyen bir adâlet duygumuz vardı bizim. Kendi çıkarlarımızı değil, insanlığın çıkarlarını gözetmemizi sağlayan bir adâlet duygumuz vardı bizim... Adâlet duygumuzu yitirmeye başladık... Her geçen gün sekülerleştik ve her eylemimizde, karşılaştığımız her olayda elde edeceğimiz çıkarın büyüklüğüyle ilgilendik. Hayatın adâleti yoktur deyip, gerçekte bizim eserimiz olan adâletsizliğin bizle ilgisi yokmuş rahatlığına kendimizi kaptırdık. Adâlet duygumuzu yitirmeye başladık... İnsanlık dengelerinin gözetilmediği bir dünyada adâlet duygumuzu yitirmeye başladık...

Hayâ duygumuz vardı bizim

Hayâ duygumuz vardı bizim... Alçakgönüllü olmamızı sağlayan, kibirlenmemizi engelleyen bir hayâ duygumuz vardı bizim. Yanlış bir şey yaptığımızda yanaklarımızın al al olmasına sebep olan, bizi tekrar o masum halimize döndüren bir hayâ duygumuz vardı bizim. Hayâ duygumuz vardı bizim... Yaptığımız iyilikleri, güzel şeyleri başkalarına anlatıp böbürlenmemizi engelleyen bir hayâ duygumuz vardı bizim.

Hayâ duygumuz vardı bizim... Bizi yalanlardan, yapmacık davranışlardan uzak tutan bir hayâ duygumuz vardı bizim. İçimizdeki çocuğun ölmediğini, onu orada hep yaşattığımızı gösteren bir hayâ duygumuz vardı bizim...

Kayıp Giden Değerlerimiz

Kayıp Giden Değerlerimiz   

Değerlerimiz vardı bizim...  Bizi gerçekte biz kılan,  bizi yüce bir varlık kılan değerlerimiz vardı bizim...  Sevgimiz vardı bizim...  Tertemiz, çıkarsız, içten gelen bir sevgimiz vardı bizim... Ve yüce sevdalarımız vardı bizim...

"Doğru sözlülük, emaneti yerine getirmek, beni ilgilendirmeyen şeyi terketmek. "

İmam Mâlik anlatıyor: "Bana ulaştığına göre, Lokman Hekim'e: "Sende gördüğümüz bu (meziyetin mahiyeti) nedir?" diye sormuşlardı. (Bununla onun faziletlerini kastetmişlerdi). Şu cevabı verdi: "Doğru sözlülük, emaneti yerine getirmek, beni ilgilendirmeyen şeyi terketmek. "Bir rivâyette şu ziyade gelmiştir: "Vaadime vefakârlık etmek." (Muvatta, Kelâm 17, h.no: 2, 990)

“Allah’tan korkmak (emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınmak) ve güzel ahlâklı olmak”

“İnsanların cennete girmelerine en çok sebep olan nedir ya Rasûlullah?” dediler. “Allah’tan korkmak (emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınmak) ve güzel ahlâklı olmak” buyurdu. “İnsanların cehenneme girmelerine en çok sebep olan nedir?” suâline karşı da; “İnsanın ağzı ve avret yeridir” cevabını verdi.” (Tirmizî, Birr 61-62; İbn Mâce, Zühd 29)

“Kim rızkının bol ve ömrünün uzun olması kendini sevindirirse, o kimse yakınlarıyla ilgilensin”

Enes b. Mâlik (r.a.)’dan; Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Kim rızkının bol ve ömrünün uzun olması kendini sevindirirse, o kimse yakınlarıyla ilgilensin” Tirmizî’nin rivâyeti şöyledir: “Akraba ve yakınlarınızı tanıyın (onlarla alâkayı devam ettirin). Çünkü sıla-i rahim (yakınlarla alâkayı sürdürmek), yakınlar arasında sevgi meydana getirir, malı çoğaltır ve ömrün uzamasına sebep olur.” (Buhârî, Büyû’ 13; Müslim, Birr ve’s-Sıla 20)-21; Ebû Dâvud, Zekât 43; İmam Hafız el-Munzirî, Terğib ve Terhib, c. 5, s. 144, Hds no: 3)

Güzel Huylar ve Çirkin Huylar (Faziletler ve Reziletler Listesi)

Güzel Huylar ve Çirkin Huylar (Faziletler ve Reziletler Listesi)

1-      Fazilet (erdem) – Rezilet (çirkinlik, alçaklık)

Aşırı ahlakın iki şubesi

Aşırı ahlakın iki şubesi
1. Küfür/inkâr ahlakı
Küfür veya inkâr ahlakı inkâr üzerine kurulmuştur. Allah’a kitaplarına ve Peygamberine imanı reddeder. İnkâr ahlakını benimseyen güruh, hayatın maneviyatından ve ruhtan uzak olduğuna, Allah, Peygamber, kitap, diriliş, sevap ve cezanın olmadığına inanır.

Kıyametin Küçük Alâmetleri:

Kıyametin Küçük Alâmetleri:


Bunlar kıyametten oldukça uzun zaman önce ortaya çıkan alâmetlerdir. Bunlar alışılagelen türden olurlar. Kimileri de büyük alâmetlerle birlikte de ortaya çıkabilir. Kıyametin küçük alâmetleri oldukça çoktur.

Kıyametin Büyük Alâmetleri:

Kıyametin Büyük Alâmetleri:


Bunlar kıyametin yaklaştığının delilidirler. Bu alâmetler ortaya çıktığı takdirde kıyamet de onların akabinde olur. Ehl-i sünnet, Peygamber -sallahu aleyhi ve sellem-’den geldiği şekilde bu alâmetlere inanırlar.

Ahiret’e İman Ve Müslüman Üzerindeki Etkisi

Ahiret’e İman Ve Müslüman Üzerindeki Etkisi


Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Muhakkak ki bize kavuşacaklarını ummayanlar, dünya hayatıyla yetinip, ona bağlananlar ve (bunca) âyetlerimizden habersiz bulunanlar (var ya) işte onların kazandıkları yüzünden varacakları yer ateştir." (Yunus, 10/7-8);

Ahiret Gününe İman’ın Müslüman Üzerindeki Etkileri

Ahiret Gününe İman’ın Müslüman Üzerindeki Etkileri


Ahiret gününe iman’ın aşağıda saydığımız gibi birçok etkileri vardır.

Ölüm


Ölüm


Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"De ki: Size vekil kılınan ölüm meleği sizin ruhunuzu alır, sonra da Rabbinize döndürüleceksiniz.” (es-Secde, 32/11);

Kabir

Kabir


Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
"Kul kabrine yerleştirilip, arkadaşları onu bırakıp gittiklerinde, kendisi henüz ayaklarının seslerini duymakta iken ona iki melek gelir, onu (kabirde) oturtur ve şöyle derler: Sen -Muhammed Sallallahu aleyhi vesellem'i kastederek- bu adam hakkında ne diyordun? Mü'min kimse: Ben şehâdet ederim ki o Allah'ın kulu ve rasûlüdür, der. Melekler ona: Cehennemde kalacağın yere bir bak. Yüce Allah şimdi o kalacağın yerden bedel olarak cennetten sana bir yer vermiştir. O bu iki yeri de bir arada görür."

Ba’s (Yeniden Diriliş) Ve Haşr

Ba’s (Yeniden Diriliş) Ve Haşr


"İnsan hiç bizim kendisini bir nutfeden yarattığımıza bakmaz mı? Böyleyken o apaçık bir hasım olup çıkıyor. Kendi yaratılışını unutarak bize bir misal getirerek dedi ki: 'Çürümüş haldeki kemikleri kim diriltecek?' De ki: 'Onları ilk defa yaratan kim ise O’ onları diriltecektir." (Yasin, 36/77-79)

Hesab

Hesab

Peygamber şöyle buyurmaktadır:
"Kıyamet gününde kâfir getirilir ve ona: Ne dersin? Eğer yer dolusu kadar altının olsa bunu (kurtulmak için) fidye olarak verir miydin? diye sorulacak. O: Evet diye cevap verecek. Bu sefer şöyle denilecek: Senden bundan daha basit ve kolay olan bir şey istenmişti. Bir rivayette: Ben senden bundan daha basit bir şeyi, sen Adem'in sulbünde iken istemiştim. Bana hiçbir şeyi ortak koşmamanı (istemiştim), fakat sen şirk koşmaktan başka bir şey kabul etmedin."

Sırat

Sırat


Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şefaat hadisinde şunları söylemektedir:
"Sonra köprü getirilir, cehennemin iki tarafı üzerine yerleştirilir."

Cennet

Cennet


Müminler itminan ve güven içinde hazla sırat’ı geçip cennete yönelirler. Melekler cennetin kapılarını açar ve müminleri karşılarlar. Böylece cennet ehli cennete girmiş olur.

Cehennem

Cehennem

Kafirlerin de sorguları sona erip, aynı müminler gibi cehennemin üzerindeki köprüyü geçmek istedikleri zaman melekler onlara müsade etmez ve hepsini şiddet kullanarak cehenneme sevkederler.

Kurtuluş Arayanlara..

Kurtuluş Arayanlara..


Allahu Teâla, şöyle buyurur;
“... Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı çetindir” (Haşr, 59/7).