Bu Blog içinde Ara

15 Eylül 2012 Cumartesi

Ehl-İ Sünnet olanlar;

Ehl-İ Sünnet olanlar;
Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve hayrı ve şerri ile kadere inanırlar.
Allah'ın bütün mükemmelliklere tek başına sahip bulu­nan rab, ilah ve ma'bud olduğuna şahitlik ederler.
Dinî yalnız­ca O'na has kılarak, ihlasla yalnızca O'na ibadet ederler.

FİTNELER

Azgınlık; sapıklık; azap; fikir karışıklığı, ayrılığı. Birşeye tutkunluk; günah, küfür, rüsvaylık, göz alıcı güzellik; mal ve evlat. Fiten, fitnenin çoğulu. Fitne, ilk önce imtihan, deneme ve sınama anlamında kullanılmış, daha sonra kapsamı genişlemiştir. Fitne kelimesi fetene-yeftinu'den mastar. Kur'an-ı Kerîm'de altmış kadar ayette bu kelime ve türevleri çeşitli anlamlarda kullanılır. Saf olanı olmayandan ayırmak için altın, gümüş gibi maddeleri ateşte eritmek manasındaki "Fetn" kökünden gelen ve imtihan etmek, denemek, tecrübe etmek anlamında bir sözcük. Madenler de, saf olanını olmayanından ayırmak için, ateşte bir nevi denemeye tabi tutulurlar.Fitne kelimesinin bu manalarından başka küfür, azgınlık, sapıklık, günah, rüsvaylık, ayrılık, birisini azdırmak, delilik, iç ihtilaf ve kargaşa, kavga, kalbin bir şeyi fazlaca beğenip, ona meyletmesi, hoşuna gitmesi, bela, azap, musîbet... gibi anlamları da vardır. Aynı zamanda insanlar arasında vukua gelen ihtilaf, ihtilâl, eşkiyalık ve kavgaya da denir. Bazı hadis ve ayetlerde söz konusu kelime daha ziyade bu manadadır.