Azgınlık; sapıklık; azap; fikir karışıklığı, ayrılığı. Birşeye tutkunluk; günah, küfür, rüsvaylık, göz alıcı güzellik; mal ve evlat. Fiten, fitnenin çoğulu. Fitne, ilk önce imtihan, deneme ve sınama anlamında kullanılmış, daha sonra kapsamı genişlemiştir. Fitne kelimesi fetene-yeftinu'den mastar. Kur'an-ı Kerîm'de altmış kadar ayette bu kelime ve türevleri çeşitli anlamlarda kullanılır. Saf olanı olmayandan ayırmak için altın, gümüş gibi maddeleri ateşte eritmek manasındaki "Fetn" kökünden gelen ve imtihan etmek, denemek, tecrübe etmek anlamında bir sözcük. Madenler de, saf olanını olmayanından ayırmak için, ateşte bir nevi denemeye tabi tutulurlar.Fitne kelimesinin bu manalarından başka küfür, azgınlık, sapıklık, günah, rüsvaylık, ayrılık, birisini azdırmak, delilik, iç ihtilaf ve kargaşa, kavga, kalbin bir şeyi fazlaca beğenip, ona meyletmesi, hoşuna gitmesi, bela, azap, musîbet... gibi anlamları da vardır. Aynı zamanda insanlar arasında vukua gelen ihtilaf, ihtilâl, eşkiyalık ve kavgaya da denir. Bazı hadis ve ayetlerde söz konusu kelime daha ziyade bu manadadır.
SAHİHİ BUHARİ FİTNELER KİTABI
«Çıktığı zaman, yalnız içinizden zulmedenlere isabet etmeyecek olan bir fitneden de sakının.» (Enfâl: 25)
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem ümmetini daima fitnelerden sakındırırdı.
7048- Ebu Bekir’in kızı Esma -Allah onlardan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Ben Kıyâmet gününde havzımın başında benim yanıma gelecek olanları beklerim. Benim önümde bazı insanlar tutulacak. Bunun üzerine ben: O insanlar benim ümmetimdendir, derim. Allah Azze Ve Celle: Sen onların senden sonra dînlerinden arkalarına dönüp gittiklerini bilmezsin! buyurur."
Abdullah ibnu Ebi Muleyke duasında şöyle demiştir: Allahım! Dinimizden topuklarımız üzerinde geri dönmekten ve dinimiz konusunda fitnelere uğratılmaktan sana sığınırız. (Hadisin geçtiği yer: 6593, 7048)
7050-7051- Sehl ibnu Sad -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Ben Havz başına sizden önce varacak olan öncünüzüm. Havzımın başında benim yanıma gelip ondan içer, ondan içen kimse de asla susuzluk hissetmez. Muhakkak ki benim yanıma kavimler gelecektir. Ben onları tanırım, onlar da beni tanırlar. Sonra onlarla benim aram ayrılır."
"Sizler benden sonra dini konularda hoşunuza gitmeyecek olayların meydana geldiğini göreceksiniz."
Abdullah ibnu Zeyd -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Havzımın başında bana kavuşuncaya kadar sabredin."
7052- Abdullah ibnu Mesud -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"İleride, başınızdaki emirler, dünyalık işlerde kendi nefislerini tercih edecekler ve dini konularda da hoşunuza gitmeyecek olaylar meydana gelecektir."
Orada bulunan sahabeler:
-Öyle bir zamanda bize ne yapmamızı emredersin? dediler. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
-"Öyle bir durumda üzerinize gereken emire itaati yerine getirir, kendi hakkınızı da Allah’tan istersiniz." (Hadisin geçtiği yer: 3603, 7052)
7056- Ubâde ibnu Samit -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Bizler Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve selleme şu şartlar üzere beyat ettik: Allah ve Rasûlü'nün emirlerini dinleyip onlara hem neşeli, hem kederli zamanımızda; hem zor, hem kolay hâlimizde itaat etmek ve âmirlerimiz kendi arzularını nefislerimiz üzerine tercîh etseler dahî onlara itaat etmek üzere beyat ettik, ancak emirin açık bir küfrünü görseniz, onun küfrü hakkında yanınızda Allah'ın Kitâbı'ndan kuvvetli bir deliliniz olması hâli müstesnadır. (Hadisin geçtiği yer. 7056, 7200)
7057- Useyd ibnu Hudayr -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Ensâr'dan bir adam:
-Ey Allah’ın Rasûlü! Falâncayı yaptığın gibi beni de sadaka toplama memuru veya bir beldeye emir tayin etmez misin? diyerek Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemden talepte bulundu. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
-"Benim ölümümden sonra sizler dünyâ işlerinde başkalarının size tercih edildiği zamanı göreceksiniz. Sizler bana Havzın başında kavuşuncaya kadar sabredin." ( Hadisin geçtiği yer: 3792, 7057)
7058- Saîd ibnu Amr -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:
Ebû Hureyre -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Ümmetimin ölümü Kureyş'ten birkaç gencin ellerindendir!" buyurdu.
7059- Zeynep bintu Cahş -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem bir keresinde yüzü kızarmış bir şekilde uykusundan uyandı ve şöyle buyurdu: "Lâ ilahe illallah! Yaklaşan şerden dolayı Arab’ın vay hâline! Bu gün Ye’cûc ve Me’cûc’ün seddinden şunun gibi bir delik açıldı"
Sufyân ibnu Uyeyne hadisi rivayet ederken başparmağı ile onu takip eden şehâdet parmağını halka yaptı. Bunun üzerine Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve selleme:
-İçimizde sâlih kimseler olduğu halde helak olur muyuz? Diye soruldu. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem:
-"Evet, günahlar çoğaldığı zaman helak olursunuz" buyurdu. (Hadisin geçtiği yer: 3346, 3598, 7059, 7135)
7060- Usâme ibnu Zeyd -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve selem yüksek bir yerden Medine’nin taştan yapılmış yüksek binalarına baktı ve: "Sizler benim görmekte olduğum tehlikeleri görüyor musunuz?" diye sordu. Orada bulunan sahabeler: Hayır görmüyoruz, dediler. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem: "Şüphesiz ben fitne ve felaketlerin evlerinizin yanlarına yağmur sularının düştüğü yer gibi düştüğünü görüyorum" buyurdu. (Hadisin geçtiği yer: 1878, 2467, 3597, 7060)
7061- Ebû Hureyre -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Zamanın birbirine yaklaşması, din adına yapılan amel eksilmesi, kalplere şiddetli cimrilik atılıp yerleştirilmesi, birçok fitnelerin ortaya çıkması ve hercin çoğalması kıyamet alametlerindendir."
-Ey Allah'ın Rasûlü! Herc nedir? diye sordular. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem: "Herc öldürmedir, öldürmedir" buyurdu. (Hadisin geçtiği yer: 85, 1036, 1412, 3609, 5635, 5636, 6037, 6506, 6935, 7061, 7115, 7121)
7062-7063- Şakîk -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Ben Abdullah ibnu Mesud ve Ebû Mûsâ el-Eşarî ile beraberdim. O ikisi şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kıyamet kopmadan önce öyle günler vardır ki, o günlerde cehalet çoğalır, (alimlerin ölümüyle) ilim kaldırılır ve ölüm çoğalır." (Hadisin geçtiği yer: 7062, 7063, 7064 , 7065)
7067- Ebu Vail -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Ebû Mûsâ el-Eşarî, Abdullah ibnu Mesud'a: Sen, Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin zikretmiş olduğu Kıyamet kopmadan önceki o Herc günlerini biliyorsun, demiş ve hadisin benzerini rivayet etmiştir.
İbnu Mesud şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kıyametin üzerlerine koptuğu kimseler, insanların en şerlileridirler."
7068- Zubeyr ibnu Adiy -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Haccac tarafından bize yapılan zulmü şikayet etmek için Enes ibnu Malik’in yanına geldik. Bunun üzerine Enes ibnu Malik -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Sabırlı olun! Sizin üzerinize öyle bir zaman gelecek ki bundan sonrası ondan daha şerli olacaktır. Taki Rabbinize kavuşana kadar.
7069- Ummu Seleme’den -Allah ondan razı olsun- O şöyle dedi: Bir gece Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem uykusundan ansızın uyanıp şöyle dedi: "Subhânallâh! Uykumda bana benden sonra gerçekleşecek fitnelerle açılacak hazineler vahyolundu. Odaların sahiplerini (yani Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin hanımlarını) namaz kılmaları için uyandırın. Dünyada nice giyinik kadınlar vardır ki, onlar ahirette çıplaktırlar." (Hadisin geçtiği yer: 115, 1126, 3599, 5844, 6218, 7069)
7070- Abdullah ibnu Ömer -Allah ondan ve babasından razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bizimle savaşmak için kılıç çeken kimse, bizden değildir." (Hadisin geçtiği yer: 6874, 7070)
7072- Ebû Hureyre -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sakın sizden biriniz silâhını çıkarıp da din kardeşine işaret etmesin! Çünkü işaret eden kimse bilmez, belki şeytân eline hız verip çeker de din kardeşini vurur bu suretle cehennemden bir çukura yuvarlanır."
7076- Abdullah ibnu Mesud -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Müslümâna sövmek fısk, onunla savaşmak küfürdür." (Hadisin geçtiği yer: 48, 6044, 7076)
7077- İbnu Ömer -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Benden sonra, kâfirlerin birbirlerinin boyunlarını vurdukları gibi, böyle yaparak onlara benzemeyin." (Hadisin geçtiği yer: 1742, 4403, 6043, 6166, 6785, 6868, 7077)
7078- Abdurrahman ibnu Ebi Bekra babasının (Ebu Bekra) şöyle dediğini bildirdi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem veda haccında Arafat günü hutbe verdi ve hutbesinde:-"Bugün hangi gündür?" diye sordu. -Allah ve Rasûlü en iyi bilendir, dediler. Biz, bu günü başka bir isimle isimlendirecek diye zannettik. -"Bugün Kurban günü değil midir?" buyurdu. -Evet öyledir ey Allah'ın Rasûlü! dedik. -"Burası hangi beldedir? Haram beldesi değil midir? diye sordu. -Evet öyledir ey Allah'ın Rasûlü! dedik. Bunun üzerine Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: -"Sizin kanlarınız, mallarınız, ırzlarınız tıpkı bu gününüzün, bu ayınızın ve bu beldenizin (Mekke) haram kılındığı gibi birbirinize haram kılınmıştır. Dikkat edin! Tebliğ ettim mi?"-Evet, tebliğ ettin, dedik. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: -"Allahım şahid ol! Burada bulunan bulunmayana bildirsin, bunu tebliğ etsin. Umulur ki burada bulunup da sözümü işiten, kendisinden daha anlayışlı birine bunu tebliğ etmiş olur. Benden sonra, kâfirlerin birbirlerinin boyunlarını vurdukları gibi, böyle yaparak onlara benzemeyin."
9- Bâb: "Yakın bir gelecekte birtakım fitneler olacaktır. Fitne zamanında ona karışmayıp oturan kişi, karışmak üzere ayakta durandan daha hayırlıdır."
7081- Ebû Hureyre -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Yakın bir gelecekte birtakım fitneler olacaktır. Fitne zamanında ona karışmayıp oturan kişi, karışmak üzere ayakta durandan daha hayırlıdır. Ayakta duran yürüyenden daha hayırlıdır. Yürüyen, koşandan daha hayırlıdır. Her kim fitneye bulaşırsa, muhakkak fitneler onu helak eder. Her kim de o fitne zamanı sığınacak bir yer bulursa, hemen oraya sığınsın ve fitnelere bulaşmasın." (Hadisin geçtiği yer: 3601, 7081, 7082 )
7083- Ahnef ibnu Kays -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Ben Alî ile Muâviye arasındaki harb fitnesi günlerinde silâhımla çıkmıştım. Akabinde beni Ebû Bekre karşıladı da: -Nereye gidiyorsun? diye sordu.-Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin amcasının oğlu Ali’ye yardım etmeye gidiyorum, dedim. -Geri dön! Çünkü ben Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemi şöyle derken işittim: "Şayet iki Müslüman kılıçlarıyla birbirleriyle vuruşmak için karşı karşıya gelirlerse ölende öldürende ateştedir."
-Ey Allah’ın Rasûlü! Bu öldüren (onu anladım da) ya öldürülenin durumu nedir? diye soruldu. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem:-"O da arkadaşını öldürmek istiyordu" buyurdu. (Hadisin geçtiği yerler: 31, 6875, 7083.)
7084- Huzeyfe ibnul-Yemân -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: İnsanlar, Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem'den gelecekte meydana gelecek hayırlı işlerden sorarlardı. Ben ise onda vuku bulmak korkusuyla meydana gelecek şerli olaylardan sorardım. Dedim ki:
-Ey Allah’ın Rasûlü! Bizler Müslüman olmadan önce cehalet ve şer içinde idik. Allah bize bu hayrı gönderdi. Bu hayırdan sonra şer var mıdır? Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem: -"Evet, vardır" buyurdu. Ben: -O şer ve fitneden sonra bir hayır ve iyilik var mıdır? dedim. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem:
-"Evet, bir hayır ve iyilik vardır. Fakat onun içinde duman vardır." ben:
-Onun dumanı nedir? diye sordum. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: -"O topluluk, insanları benim sünnetim dışında idare edeceklerdir. Sen onların bazı hareketlerini dine uygun, bazılarının ise muhalif olduğunu görürsün."
Ben dedim ki: -Bu hayırdan sonra, şer gelecek mi? Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: -"Evet. Cehennem kapısına çağıran davetçiler olacak. Her kim onlara icabet ederse, onu cehenneme atacaklar."
Ben dedim ki: -Ey Allah’ın Rasûlü! O davetçileri bize vasfet! Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: -"Onlar bizim milletimizden olan ve bizim dilimizle konuşan insanlardır." Ben dedim ki: -Ey Allah’ın Rasûlü! Şayet o zamana ulaşırsam, bana ne yapmamı emredersin? Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
-Müslümanların cemaatinden ayrılma ve onların imamlarına itaat et!" Ben dedim ki: -Şayet Müslümanların cemaati ve bir imamı olmazsa ne yapayım? Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: -"O zaman o gurupların hepsinden ayrıl ve azı dişlerinle bir ağacın köklerine sarıl. Bu ölüme kadar da olsa, sen bu hal üzere devam et." (Hadisin geçtiği yer: 3606, 3607, 7058, 7084)
7086- Huzeyfe -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem bize emanet konusunda iki olaydan haber verdi. Birinin gerçekleştiğini gördüm, ikincisinin ise vuku bulmasını bekliyorum. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem bize emanetin insanların yaratılışlarından olan bir olgu olduğunu, yani onların fıtratlarının bir gereği olduğunu, sonra da insanların emanet duygusunu Kurân’dan sonra da sünnetten öğrendiklerini haber verdi. Emanetin yok edilmesi hakkında da şöyle buyurdu:
"Bir kimse uyur ve emanet duygusu onun kalbinden çekip alınır. Orada siyah renkte bir iz kalır. Sonra o kimse bir uyku daha uyur ve emanetin geri kalanı çekip alınır. Bunun izi de çalışan bir insanın elindeki iz gibi kalır. Emanet duygusu ayağına düşen bir kor yüzünden su toplayan bir yara gibidir. Daha sonra o yaranın kabardığını ve onda hiçbir şey olmadığını görürsün. İnsanlar birbirleriyle ticaret yaparlar. Onlardan hiçbiri emaneti yerine getiremez olur. “Falanca oğullarında emin, güvenilir biri var” denilir. Yine birisi için “çok akıllı, çok becerikli, çok metanetli” denilir. Halbuki o adamın kalbinde hardal tanesi kadar dahi iman yoktur."
Huzeyfe dedi ki: Ben öyle bir zamanda yaşadım ki güvenden dolayı kiminle ticaret yapacağım diye endişelenmedim. Şayet o kimse Müslüman ise İslam onu hıyanetten alıkoyardı. Şayet ticaret yaptığım kişi hıristiyan veya yahudi ise bağlı oldukları valiler hıyanetten alıkoyardı. Bugün ise Falan ve Falanca’dan başka kimselerle ticaret yapamıyorum. (Hadisin geçtiği yer: 6497, 7086, 7276)
7088- Ebû Said el-Hudri -Allah ondan razı olsun- dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Öyle bir zaman yaklaşıyor ki, o zamanda bir Müslümanın, dininden dolayı fitnelerden selâmette olması için, dağ tepelerinde ve vadinin iç kısımlarında güttüğü koyunları onun en hayırlı malı olacaktır" (Hadisin geçtiği yer: 19, 3300, 3600, 6495, 7088)
7090- Katade şöyle dedi: Enes -Allah ondan razı olsun- bu olayı Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve selemden bu şekilde rivayet ederek şöyle dedi: Her bir insan başını elbisesi içine gömerek ağlıyordu. Enes; Ben fitnelerin kötülüğünden Allah'a sığınırım, diyordu. Veya da: Ben fitnelerin kötülüğünden Allah'a sığınıyorum, diyordu. (Hadisin geçtiği yer: 93, 540, 749, 4621, 6362, 6468, 6486, 7089, 7090, 7091, 7294, 7295)
7092- Abdullah ibnu Ömer -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem minberin yanında ayağa kalktı ve doğu tarafına işaret ederek şöyle buyurdu: "Fitne bu taraftadır, fitne bu taraftadır: Şeytânın boynuzunun doğduğu yerdedir, veya: Güneşin boynuzunun doğduğu yerdedir." (Hadisin geçtiği yer: 93, 540, 749, 4621, 6362, 6468, 6486, 7089, 7090, 7091, 7294, 7295)
Halef ibnu Havşeb şöyle dedi: Selef, fitne inmesi sırasında İmru Kays'ın söylediği şu beyitleri misâl edinip söylemeyi severlerdi:
Harb evvelinde her câhil erkek için zînetiyle koşan genç bir kız olur. Nihayet ateşlendiği ve yanacak şeyleri yandığı zaman kocası olmayan bir koca karı olarak geri döner. Ki siyah saçları beyazla karışmış, renkleri sevilmez koklamak ve öpmek için sevimsiz bir hâle değişmiştir.
7098- Ebû Vâil -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Ben Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemi şöyle buyururken işittim:
"Kıyamet gününde bir kişi getirilir ve cehennemin içine atılır. Cehennemde onun bağırsakları karnından dışarı çıkar. Sonra o kişi bağırsakları etrafında değirmen eşeğinin değirmende dönüşü gibi döner. Bunun üzerine Cehennem ehli o adamın başına toplanırlar ve derler ki:-Ey Falan! Senin halin nedir böyle?! Sen bize dünyada iken iyiliği emreder, kötülükten de yasaklamaz mıydın? O adam şöyle der:-Ben sizlere iyiliği emreder, ancak kendim yapmazdım. Sizleri kötülükten yasaklar, ancak kendim kötülük yapardım. (Hadisin geçtiği yer: 3267, 7098)
7099- Ebû Bekra -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Farslıların Kisra’nın kızını başlarına yönetici seçtiklerini duyan Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"İşlerinin başına kadın getiren bir topluluk iflah olmaz." (Hadisin geçtiği yer: 4425, 7099)
7108- İbnu Ömer -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Allah Azze ve Celle bir kavme (onların kötü amellerinden dolayı) azâb indirdiği zaman, (onların görüşleri üzere olmayan kimseler dahil) o toplumda bulunan herkese isabet eder. Sonra Kıyamet Günü herkes kendi amellerine göre diriltilirler."
7111- Nâfi -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Medîne’de yaşayanlar, Yezîd ibnu Muâviye'nin beyatinden çıktıkları zaman İbnu Ömer kendisinin sözünü dinleyenleri, hizmetçilerini ve oğullarını topladı ve onlara şöyle dedi:
-Ben Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemi şöyle derken işittim: "Verdiği sözünde durmayıp ahde vefasızlık yapan kişi, bu vefasızlığı nedeniyle Kıyamet günü bir sancak dikilir."
7113- Huzeyfe ibnul-Yemân -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Bugünkü münafıklar, Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin zamanındaki münafıklardan daha şerlidirler. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin zamanındaki münafıklar kendilerini gizlerlerdi, bugün ise onlar münafık olduklarını açığa vurmaktadırlar.
7114- Huzeyfe -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Nifak, Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem zamanında mevcut idi. Bugün ise nifak imandan sonra küfürdür.
7115- Ebû Hureyre -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir adam, bir kabrin yanından geçerken: Keşke şu mezarda yatan ölünün yerinde ben olsaydım, diyerek ölümü temenni etmedikçe Kıyamet kopmayacaktır." (Hadisin geçtiği yer: 85, 1036, 1412, 3609, 4635, 4636, 6037, 6506, 6935, 7061, 7115, 7121)
7116- Ebû Hureyre -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Devs kabilesi kadınlarının kaba yerleri tekrar Zul-Halasa puthânesinin etrafında tavaf ederek birbirine vurmadıkça, kıyamet kopmaz."
Zul-Halasa, Devs kabilesinin câhiliyet devrinde ibâdet ede-geldikleri bir puttur.
7117- Ebû Hureyre -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kahtân oğullarından bir kişi çıkıp insanları asasıyla sevk ve idare etmedikçe (yani onların başına kral olup onlara sahip olmadıkça) kıyamet kopmayacaktır." (Hadisin geçtiği yer: 3517, 7117)
7118- Ebû Hureyre -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Hicaz topraklarından bir ateş çıkmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Öyle bir ateş ki, (Şam bölgesinde bulunan) Busrâ'daki develerin boyunlarını ışıklandıracaktır."
7119- Ebû Hureyre -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Fırat nehrinin suyu çekilerek altın hazinesinin açıklaması zamanı yaklaşıyor. Her kim o zaman orada hazır bulunursa, ondan bir şey almasın!"
7120- Harise ibnu Vehb -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sadaka verin. Öyle bir zaman gelecek ki, kişi sadaka verecek birini arar da verecek kimseyi bulamaz." (Hadisin geçtiği yer: 1411, 1424, 7120)
7121- Ebû Hureyre -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "İkisi de Müslüman olan iki gurup arasında büyük bir savaş meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır. Yine sayıları otuza yakın yalancı deccal ortaya çıkmadıkça kıyamet kopmayacaktır. O yalancı deccallerin hepsi de kendisinin Allah’ın peygamberi olduğunu iddia edecektir.(Âlimlerin ölümüyle) ilim kaldırılarak cehalet ve fitneler yayılmadıkça, depremler çoğalmadıkça, zaman birbirine yaklaşmadıkça, fitneler ortaya çıkmadıkça ve herc çoğalmadıkça Kıyamet kopmaz. Herc, öldürmedir, cinayettir. Mallar çoğalıp taşmadıkça kıyamet kopmaz. Hattâ mal sahibi, sadakasını kimin kabul edeceği endişesine düşer, bununla kederlenir. Öyle ki mal sahibi sadakayı verecek birini bulur da ona sadaka verir, ancak o kimse, benim buna ihtiyacım yok, der.İnsanlar birbirleriyle bina yapma yarışına girmedikçe ve bir kimse, birinin kabrine uğrayıp da: Keşke şu anda onun yerine yatan ben olsaydım, diyerek ölümü temenni etmedikçe Kıyamet kopmaz.
Güneş batıdan doğuncaya kadar kıyamet kopmaz. Güneş batıdan doğduğu zaman, insanların hepsi onu görürler ve hepsi iman ederler. de toptan hepsi îmân ederler. İşte bu, «Rabbinin mucizelerinden bazısının geldiği gün, daha önce îman etmemiş, yahut îmanı halinde hayır kazanmamış olan kimseye îmanı fayda vermez.» (Enâm: 158) olduğu zamandır. Muhakkak ki Kıyamet kopacak ve o anda kumaşçı kumaşını satmak için yayacak, ancak müşteri o kumaşı alamayacak ve kumaşçı da kumaşlarını düremeyecektir. Muhakkak ki Kıyamet kopacak ve o anda kişi devesinin sütünü sağıp getirecek ancak ondan tadamayacaktır. Muhakkak ki Kıyamet kopacaktır ve o anda kişi taşlarla havuz yapacak ancak onu kullanamayacaktır. Muhakkak ki Kıyamet kopacak ve onda kişi sofradan lokmayı ağzına götürecek ancak lokmayı yiyemeyecektir." (Hadisin geçtiği yer: 85, 1036, 1412, 3609, 5635, 5636, 6037, 6506, 6935, 7061, 7115, 7121)
7122- Mugîre ibnu Şu'be -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Hiçbir kimse benim sorduğum kadar Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem'e Deccâl'den sormamıştır. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem bana: "Deccâl sana zarar vermeyecektir" buyurdu. Ben dedim ki: Deccalden yana bir korku vardır. Çünkü insanlar onun beraberinde ekmek dağı ve su nehri olduğunu söylüyorlar! Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Mü'minlerin sapıtmasına sebep olacak bu çeşitten bir şey yapmak Allah üzerine çok kolaydır." (Hadisin geçtiği yer: 3057, 3337, 3439, 4402, 7122)
7123- İbnu Ömer -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Deccâl, sağ gözü şaşıdır. Onun gözü sanki salkımından dışarı çıkmış, iri bir üzüm tânesi gibidir." (Hadisin geçtiği yer: 3057, 3337, 3439, 4402, 6175, 7123, 7127, 7407)
7124- Enes ibnu -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Deccâl gelecek ve Medine'nin bir tarafına inecek. Sonra Medine üç kere sallanacak ve orada bulunan her kâfir ve münafık ona doğru çıkıp gidecek." (Hadisin geçtiği yer: 1881, 7124, 7134, 7473)
7126- Ebû Bekra -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Medine'ye Mesih Deccâl'in korkusu dahi giremeyecektir. O gün Medine’nin Medine'nin yedi kapısı ve her bir kapısında da ikişer melek olacaktır." (Hadisin geçtiği yer: 1879, 7125, 7126)
7127- Abdullah ibnu Ömer -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem insanlar içinde ayağa kalktı, Allah'ı lâyık olduğu sıfatlarla övdü. Sonra Deccâl'i zikredip şöyle buyurdu: "Ben sizleri onun şerrinden sakındırıyorum. Hiç bir peygamber yoktur ki, kavmini ondan sakındırmamış olsun. Ancak ben sizlere hiçbir peygamberin kavmine söylemediği bir sözü söyleyeceğim: Deccal şaşıdır, Allah ise şaşı değildir." (Hadisin geçtiği yer: 3057, 3337, 3439, 4402, 6175, 7123, 7127, 7407)
7129- Âişe -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Ben Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemden namazı içinde Deccâl fitnesinden Allah'a sığınırken işittim. (Hadisin geçtiği yer: 832, 833, 2397, 6375, 6376, 6377)
7130- Huzeyfe -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve selem Deccâl hakkında şöyle buyurdu: "Deccâl çıktığı zaman beraberinde bir su, bir de ateş bulunacaktır. İnsanların ateş olarak gördükleri soğuk bir sudur. İnsanların soğuk bir su olarak gördükleri ise yakıcı bir ateştir." (Hadisin geçtiği yer: 3450, 7130)
7131- Enes ibnu Mâlik -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Ümmetini, bir gözü şaşı ve çok yalancı olan Deccal’den sakındırmayan hiçbir peygamber gönderilmedi. Haberiniz olsun ki, o şaşı gözlüdür. Rabb'iniz ise şaşı gözlü değildir. Muhakkak ki Deccâl'in iki gözünün arasında “Kâfir” (كَافِرٌ) yazılmıştır." (Hadisin geçtiği yer: 7131, 7408 )
7132- Ebû Saîd el-Hudrî -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem bize Deccâl hakkında uzun bir konuşma yaptı. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin bize anlattıklarından bir kısmı şöyleydi: "Deccâl, Medine'nin kapılarından geçmesi kendisine haram olduğu halde Medine’nin civarındaki boş çakıllı bir araziye gelecek. O gün onun karşısına insanların en hayırlısı veya en hayırlı insanlardan birisi çıkacak ve şöyle diyecek: Ben şehadet ederim ki, sen Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve selemin hadisinde bahsettiği Deccâl'sin! Bunun üzerine Deccâl şöyle der: Bunu öldürsem, sonra da diriltsem bunda şüpheye düşer misiniz? Onlar, hayır, derler. Deccâl o adamı öldürür ve sonra diriltir. Adam da diriltilince şöyle der: Vallahi, senin Deccal olduğun hakkında şu ana kadar hiç böylesine kesin bir imana sahip olmamıştım! Bunun üzerine Deccâl şöyle der: Bu adamı yine öldürün ki bir daha ona bulaşmayayım." (Hadisin geçtiği yer: 1882, 7132)
7133- Ebû Hureyre -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Medine'nin kapılarında melekler nöbet tutar. Medine'ye veba (taun) hastalığı ve Deccâl giremez." (Hadisin geçtiği yer: 1880, 5731, 7133)
7135- Zeynep bintu Cahş -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem bir keresinde telâşla kendi evine girdi ve şöyle buyurdu:
"Lâ ilahe illallah! Yaklaşan şerden dolayı Arab’ın vay hâline! Bu gün Ye’cûc ve Me’cûc’ün seddinden şunun gibi bir delik açıldı"
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem bunu söylerken başparmağı ile onu takip eden şehâdet parmağını halka yaptı. Bunun üzerine ben dedim ki:
-Ey Allah’ın Rasûlü! İçimizde sâlih kimseler olduğu halde helak olur muyuz? Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem:
-"Evet, günahlar çoğaldığı zaman helak olursunuz" buyurdu. (Hadisin geçtiği yer: 3346, 3598, 7059, 7135)
7136- Ebû Hureyre -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Allah bugün Ye’cûc ve Me’cûc’ün seddinden bunun gibi bir yer açtı."
Vuheyb ibnu Hâlid, Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in “Şunun gibi” işaretini göstermek için başparmağın sırtının bir tarafını, şehâdet parmağının iki boğumu arasına koymak ve şehâdet parmağının bir tarafını da onun üzerine koymak suretiyle “doksan” işareti yapmıştır. (Hadisin geçtiği yer: 3347, 6543, 7136)