RAMAZANDA BİR GÜN OLSUN ORUÇ TUTMAMAK YOLCULUK VE HASTALIK GİBİ
ÖZÜRLERİ OLMAKSIZIN HERHANGİ BİR ŞEKİLDE KASDEN
ORUCU BOZMAK
“Her kim ramazanda ruhsatsız ve hastalık (gibi bir
özrü) olmaksızın bir gün orucu yerse, bir yıl boyu oruç tutsa da o günü kaza
etmiş olmaz.”[3] Buhârî de aynı hadisi talik olarak zikretmiş ve Ebû
Hureyre (r.a.) yolu ile merfû olduğunu söylemiştir. Ali ve İbn Mesûd
(radıyallahu anhüma) bu hadîsin zahirini alarak, “Bir gün orucunu yiyen bir yıl
oruç tutsa da onu kaza etmiş olamaz.” demişlerdir. Her ne kadar Ebû Dâvûd bu
rivayet hakkında susmuş ise de Nevevî, hadîsin isnadının garip olduğunu
söylemiştir. Nehai ise daha da ileri giderek bir güne üçbin gün orucu şart koştu.[4]
İbn'l-Müseyyeb de,
“Bir gün için otuz gün oruç tutması vacip olur.” demiştir.
İmâm Mâlik'in hocası
Rebi'a, “Ramazanda yediği her gün için oniki oruç tutması gerekir.” demiştir.
Fakat çoğunluk, “Her ne kadar faziletini ihraz edemezse de”
[5]âyeti gereğince bir gün kâfidir.” demişlerdir. İbn Huzeyme İle İbn Hibbân
“Sahih-lerindeki rivayetlerinde; Resûl-i Ekrem:
“Ben uyuyordum ki, iki kişi gelip elimden tuttu ve beni sarı bir dağın
eteğine getirdiler de bana:
“Hadi buradan çık,” dediler. Ben:
“Buradan çıkamam,” dedim. Onlar:
“Korkma, biz sana yardım ederiz,” dediler. Ben de
gayret ettim. Dağın tepesine çıktığımda birtakım korkunç ve tüyler ürpertici
sesler, çığlıklar duydum. Onlara:
“Bu çığlıklar nedir?” diye sordum. Onlar:
“Bu vaveylalar, cehennemlilerin sesleridir,” dediler.
Sonra ilerledik. Bacaklarından asılı ve yanaklarından kanları akan birtakım
kimselere rastladık. Ben:
“Bunlar kimlerdir?” diye sordum. Onlar:
“Bunlar, oruçlarını tamamlamadan bozanlardır,”
dediler. (Yâni
Ahmed'in mürsel olarak
rivayetinde Resûl-i Ekrem şöyle buyurmuştur:
“Dört şey vardır ki, Allahu Teâla onları İslâm'da farz
kılmıştır. Her kim bunlardan üçünü yaparsa, dördünü yapmadıkça, bu üç şey ona
bir fayda sağlamaz. Bunlar: namaz, zekât, ramazan orucu ve hacdır.”[7]
Dâre Kutni'nin
rivayetinde, “Ramazandan bir gün iftar
eden bir deve kurban etsin.” buyurulmuştur.
Tembih:
Ramazandan bir gün olsun oruç tutmamanın, yolculuk ve hastalık gibi
mazeretleri olmaksızın herhangi bir şekilde kasten orucu bozmanın büyük
günahlardan olduklarını, yukardaki hadîslere dayanarak ifâde etmişlerdir.
Şüphesiz bu cezalar böyle bir vacibi vakitli bir orucu terketmekten lâzım
gelir. Namazı ve zekâtı terkedenler hakkında şiddetli ve mükerrer veîdler
varken, orucu terkedenler hakkında bu kadar veîdlerin bulunmaması -Allah bilir
ya- orucu daha az kimselerin terketmesi bakımındandır. Nitekim namazlarını
kılmayan pek çok kimseler oruçlarını tutarlar. Namaz ile zekâta gelince;
insanların çoğu burada tembellik ederler. Çok kimseler namaz kılmadıkları halde
oruç tutar ve çokları da yalnız ramazanda namaz kılarlar.
[1] Mecmeu'z-Zevâid ve Menbeu'l-Fevâid, 1/47 (Ebû Yâlâ’nın
rivayetinden naklen).
[2] et-Tergib ve't-Terhîb, 2/110.
[3] Sünenü't-Tirmizi, 3/92; Sünenü Ebî Dâvûd, 2/315;
Sünenü İbn Mâce, 1/535.
[4] Doğrusu bu düşündürücü bir mübalâğadır. Bunu açıkça
Allah affetmez demek daha kolaydır. Bu mübalâğa İslama zarar getirebilir.
Ancak hadîsden anlaşılan bir gerçek vardır, o da ramazan hâricinde ne kadar oruç
tutarsa tutsun, ramazan ayında tutulan orucun sevabını alamaz, yoksa borcu
ödeyemez demek değildir.
[5] el-Bakara: 2/184.
[6] et-Tergib ve't-Terhib, 2/108, 109 (İbn Huzeyme ve İbn
Hibbân'ra rivayetlerinden naklen).
[7] Mecmeu'z-Zevâid ve Menbeu'l-Eevâid, 1/47 (Ahmed ve
Taberânî'nin rivayetlerinden naklen. Senedde İbn Lunay'a vardır).