Soru:
Orucun sünnetleri nelerdir?
Cevap:
Hamd, yalnızca Allah'adır.
Ramazan orucu, İslâm dîninin bir rüknüdür (esasıdır). Müslümanın, karşılığında
ecrini eksiksiz ve tastamam alması için, ister farz, isterse nâfile olsun,
orucunu devam ettirmesi ve orucu için ihtiyatlı davranması gerekir.
Oruç, en kıymetli ibâdetlerdendir. Allah rızâsı için oruç tutan oruçlunun
ecrini Allah Teâlâ'dan başka kimse bilemez.
Nitekim Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu
konuda şöyle buyurmuştur:
(( يَقُولُ اللهُ -عَزَّ وَجَلَّ-:كُلُّ عَمَلِ ابْنِ آدَمَ لَهُ،
اَلْحَسَنَةُ بِعَشْرِ أَمْثاَلِهاَ إِلىَ سَبْعِمِائَةِ ضِعْفٍ، إِلاَّ
الصَّوْمَ، فَإِنَّهُ ليِ وَ أَناَ أَجْزِي بِهِ، تَرَكَ شَهْوَتَهُ وَطَعاَمَهُ
وَشَرَابَهُ مِنْ أَجْليِ، لِلصَّائِمِ فَرْحَتاَنِ: فَرْحَةٌ عِنْدَ فِطْرِهِ،
وَفَرْحَةٌ عِنْدَ لِقاَءِ رَبِّهِ، وَلَخَلُوفِ فَمِ الصَّائِمِ، أَطْيَبُ عِنْدَ
اللهِ مِنْ رِيحِ الْمِسْكِ )) [ رواه
مسلم ]
"Allah -azze ve celle- buyuruyor ki:
-Âdemoğlunun bütün
amelleri kendisi içindir. İyilikler on katından yedi yüz katına kadar karşılık
görür. Ancak oruç bundan müstesnâdır. Orucun benim için olması ve mükafatını da
benim vermemin sebebi: Oruçlu yemesini, içmesini ve şehvetini benim için terk
etmiştir. Oruçlu için iki sevinç (anı) vardır:
Birincisi iftar ettiğinde (açlık ve susuzluğunun gitmesi ile) sevinir.
İkincisi: (Âhiret günü) Rabbine kavuştuğunda (Rabbinin kendisine
verdiği büyük sevap ile) sevinir. Andolsun ki oruçlunun ağız kokusu, Allah
katında misk kokusundan daha güzeldir."[1]
Orucun sünnetleri pek çoktur. Bu sünnetlerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
Birincisi:
Oruçlunun, birisi
kendisine kötü söz söylediği veya sataştığı zaman, onun kötülüğüne güzellikle
karşılık vermesi ve: 'Ben oruçluyum" demesi sünnettir.
Nitekim Ebu Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre,
Rasûlullah -sallallahu
aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
(( الصِّيَامُ
جُنَّةٌ ، فَلاَ يَرْفُثْ وَلاَ يَجْهَلْ ، وَإِنِ امْرُؤٌ قَاتَلَهُ أَوْ
شَاتَمَهُ فَلْيَقُلْ إِنِّي صَائِمٌ . مَرَّتَيْنِ ، وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ
لَخُلُوفُ فَمِ الصَّائِمِ أَطْيَبُ عِنْدَ اللَّهِ تَعَالَى مِنْ رِيحِ
الْمِسْكِ، يَتْرُكُ طَعَامَهُ وَشَرَابَهُ وَشَهْوَتَهُ مِنْ أَجْلِي، الصِّيَامُ
لِي ، وَأَنَا أَجْزِي بِهِ ، وَالْحَسَنَةُ بِعَشْرِ أَمْثَالِهَا.)) [ رواه البخاري ومسلم ]
"Oruç kalkandır.(Oruçlu) kötü
söz söylemesin ve câhillik etmesin.
Eğer birisi kendisine söverse veya kendisiyle kavga etmek isterse:
-İki defa- Ben oruçluyum, desin.
-Nefsim elinde olan Allah'a
yemin olsun ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha
güzeldir. Oruçlu yemesini, içmesini ve
şehvetini benim için terk etmiştir. Oruç benim içindir ve mükafatını da ben vereceğim. İyilikler on katıyla
karşılık görür."[2]
İkincisi:
Oruçlunun sahur yemeği yemesi sünnettir.
Nitekim Enes b. Mâlik'ten -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle
buyurmuştur:
(( تَسَحَّرُوا، فَإِنَّ فيِ السَّحُورِ
بَرَكَةً.) [ متفق
عليه ]
"Sahur yemeği yeyiniz. Çünkü sahur
yemeğinde bereket vardır."[3]
Üçüncüsü:
Sahuru geciktirmek sünnettir.
Nitekim Enes b. Mâlik -Allah
ondan râzı olsun-, Zeyd b. Sâbit'ten -Allah ondan râzı olsun- rivâyet ettiğine göre, Zeyd b. Sâbit şöyle demiştir:
(( تَسَحَّرْنَا مَعَ النَّبِيِّ H، ثُمَّ قَامَ إِلَى الصَّلاَةِ،
قُلْتُ: كَمْ كَانَ بَيْنَ الأَذَانِ وَالسَّحُورِ؟ قَالَ: قَدْرُ خَمْسِينَ آيَةً.)) [
رواه البخاري ]
"Biz, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ile
beraber sahur yemeği yedik. Sonra Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- namaza
kalktı.
(Enes der ki: Zeyd b. Sâbit'e:)
-Ezân ile sahur yemeği arasında ne kadar zaman vardı?
dedim.
(Zeyd b. Sâbit):
-Elli âyet okunacak kadar süre idi, dedi."[4]
Dördüncüsü:
(Güneşin batmasıyla
birlikte) iftarı açmakta acele etmektir.
Nitekim Nebi
-sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
(( لَا يَزَالُ النَّاسُ بِخَيْرٍ مَا عَجَّلُوا الْفِطْرَ.)) [ رواه البخاري ومسلم ]
"İnsanlar iftarlarını erken yaptıkları (iftarda acele ettikleri) sürece hayır üzeredirler."[5]
Beşincisi:
Oruçlunun, iftarı taze (yaş)
hurma ile, taze (yaş) hurma bulamazsa, kuru hurma ile, onu da bulamazsa su ile
orucunu açması sünnettir.
Nitekim Enes b. Mâlikten
-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:
(( كَانَ رَسُولُ اللَّهِ H يُفْطِرُ
قَبْلَ أَنْ يُصَلِّىَ عَلَى رُطَبَاتٍ ، فَإِنْ لَمْ تَكُنْ فَتَمَرَاتٍ، فَإِنْ
لَمْ تَكُنْ حَسَا حَسَوَاتٍ مِنْ مَاءٍ.)) [ رواه أبو داود والترمذي وصححه
الألباني في صحيح أبي داود
]
"Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem- akşam namazını kılmazdan önce birkaç tane taze (yaş) hurma ile orucunu açardı (iftar ederdi). Eğer taze (yaş)
hurma yoksa, birkaç kuru hurma ile orucunu açardı (iftar ederdi). Birkaç
kuru hurma da yoksa, birkaç yudum su yudumlardı."[6]
Altıncısı:
Oruçlunun, iftar etmek istediği zaman sünnette belirtilen duâ ile iftarı
açması sünnettir. Sünnette belirtilen ise Besmele'dir. Doğru olan görüşe göre;
-Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in bu konuda emri gereği- Besmele farzdır.
Sünnette şu duâ da gelmiştir, fakat hadis zayıftır:
(( اللَّهُمَّ لَكَ
صُمْتُ، وَعَلَى رِزْقِكَ أَفْطَرْتُ، تَقَبَّلْ مِنِّي إِنَّكَ أَنْتَ السَّمِيعُ
الْعَلِيمُ.))
[
رواه أبو داود وضعفه ابن القيم في زاد المعاد ]
"Allahım!
Senin için oruç tuttum ve senin rızkınla orucumu açtım.Bunu benden kabul buyur.Şüphesiz sen,
hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin."[7]
Yine sünnette şu duâ da gelmiştir:
(( ذَهَبَ
الظَّمَأُ وَ ابْتَلَّتِ الْعُرُوقُ، وَ ثَبَتَ اْلأَجْرُ إِنْ شَاءَ اللهُ.))
[ رواه أبو داود والبيهقي وحسنه الألباني في إرواء الغليل ]
"(Kuruluğun gitmesiyle)
susuzluk gitti, damarlar ıslandı, (yorgunluk ortadan kalktı ve) Allah’ın
izniyle ecir sâbit oldu."[8]
Yedincisi:
Oruçlunun bol bol duâ etmesi müstehaptır.
Nitekim
Enes b. Mâlikten -Allah ondan râzı olsun- rivâyet
olunduğuna göre, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
((ثَلاَثُ دَعَوَاتٍ
لاَ تُرَدُّ، دَعْوَةُ الْوَالِدِ، وَدَعْوَةُ الصَّائِمِ، وَدَعْوَةُ الْمُسَافِرِ.))
[ رواه البيهقي
وصححه الألباني في سلسلة الأحاديث الصحيحة ]
"Üç duâ reddolunmaz (kabul olunur): Babanın (evladına) duâsı, yolcunun duâsı ve oruçlunun duâsı."[9]
Başka bir hadiste Nebi
-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
(( ثَلَاثَةٌ لَا تُرَدُّ دَعْوَتُهُمْ : الْإِمَامُ
الْعَادِلُ ، وَالصَّائِمُ حَتَّى يُفْطِرَ، وَدَعْوَةُ الْمَظْلُومِ.))
[ رواه أحمد وصححه محققو المسند بطرقه وشواهده ]
"Üç sınıf kimsenin duâsı
reddolunmaz (kabul olunur): Adâletli devlet başkanının duâsı, oruçlunun iftar vaktindeki duâsı ve mazlumun duâsı."[10]
İmam Nevevî -Allah
ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:
"Oruçlunun, oruçlu iken hem kendisi, hem de
müslümanlardan sevdiği kişiler için dünya ve âhiretle ilgili önemli konularda
duâ etmesi müstehaptır." [11]
Ebu Ümâme'den -Allah ondan râzı olsun- merfû olarak rivâyet olunduğuna
göre, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
((
إِنَّ لِلَّهِ عِنْدَ كُلِّ فِطْرٍ عُتَقَاءَ.)) [ رواه أحمد وصححه الألباني في صحيح الترغيب ]
"Şüphesiz
Allah'ın,
her iftar vaktinde (cehennemden) azat
ettiği kimseler vardır."[12]
Ebu Said el-Hudrî'den -Allah
ondan râzı olsun- merfû olarak rivâyet olunduğuna göre, Nebi -sallallahu aleyhi
ve sellem- şöyle buyurmuştur:
(( إِنَّ لِلَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى عُتَقَاءَ فِي كُلِّ يَوْمٍ وَلَيْلَةٍ
-يَعْنِي فِي رَمَضَانَ-، وَإِنَّ لِكُلِّ مُسْلِمٍ فِي كُلِّ يَوْمٍ وَلَيْلَةٍ دَعْوَةً
مُسْتَجَابَةً.)) [ رواه البزار
وصححه الألباني في صحيح الترغيب ]
"Şüphesiz Allah'ın,
Ramazan'ın her gece
ve gündüzünde (cehennemden) azat
ettiği kimseler vardır.
Yine Ramazan'ın her gece ve gündüzünde her müslümanın
kabul olunan bir duâsı vardır."[13]
Oruçlunun tuttuğu oruç Ramazan orucu ise, şunları yapması
müstehaptır:
- Kur'an okumak ve Allah'ı anmak için mescitte oturmak.
- Ramazan'ın son on gününde itikafa girmek.
- Terâvih namazını (mescitte) kılmak.
- Bol bol sadaka vermek ve hayırlı ameller yapmak.
- Karşılıklı Kur'an okumak (ezberi gözden geçirmek).
Nitekim İbn-i Abbas'tan
-Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre o şöyle
demiştir:
(( كَانَ رَسُولُ
اللَّهِ H أَجْوَدَ النَّاسِ ، وَكَانَ أَجْوَدُ مَا
يَكُونُ فِي رَمَضَانَ حِينَ يَلْقَاهُ جِبْرِيلُ ، وَكَانَ يَلْقَاهُ فِي كُلِّ
لَيْلَةٍ مِنْ رَمَضَانَ فَيُدَارِسُهُ القُرْآنَ ، فَلَرَسُولُ اللَّهِ H أَجْوَدُ
بِالخَيْرِ مِنَ الرِّيحِ المُرْسَلَةِ.)) [
رواه البخاري ومسلم ]
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- insanların en
cömerdi idi. O’nun cömertliğinin coşup taştığı zamanlar da Ramazan’da
Cebrâîl -aleyhisselâm-’ın kendisi ile buluştuğu vakitlerdi. Cebrâîl
-aleyhisselâm-, Ramazan’ın her gecesinde O'nunla buluşur, (karşılıklı)
Kur’ân okurlardı. Bu sebeple Rasûlullah
-sallâllahu aleyhi ve sellem- Cebrâîl ile buluştuğunda, hiçbir engel tanımadan
esen rahmet rüzgârlarından daha cömert davranırdı."[14]
Oruçlu, çok uyumak ve çok şaka yapmak
gibi vaktini kendisine fayda vermeyen, hatta orucuna zarar verebilen şeylerle
kaybetmemeli, iftarda tek düşüncesinin türlü yemekler yemek ve içecekler içmek
olmamalıdır. Çünkü bütün bunlar, oruç sırasında onu pek çok salih amelden
mahrum bırakabilir.
Allah Teâlâ en iyi bilendir.
[1] Buhârî,
hadis no: 1904. Müslim, hadis
no: 1151
[2] Buhârî,
hadis no: 1894. Müslim, hadis
no: 1151
[3] Buhârî,
hadis no: 1923. Müslim, hadis
no: 1095
[4] Buhârî,
hadis no: 1921
[5] Buhârî, hadis no: 1957. Müslim, hadis no: 1098
[6] Ebû Dâvud, hadis no: 2356.
Tirmizî, hadis no: 696. Elbânî, 'İrvâu'l-Ğalîl', c:4, s:45'te hadisin hasen olduğunu belirtmiştir.
[7] Ebu Davud, hadis no: 2358. İbn-i Kayyim, 'Zâdu'l-Meâd, c: 2, s:
51'de hadisin zayıf olduğunu belirtmiştir.
[8]
Ebu Dâvud, hadis no: 2357. Beyhakî, 4/239. Elbânî, 'İrvâu'l-Ğalîl', c: 4, s:
39'da hadisin hasen olduğunu belirtmiştir.
[9]
Beyhaki, 3/345. Elbânî, 'Silsiletu'l-Ehâdîsi's-Sahîha, hadis no: 1797'de
hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.
[10] Ahmed, hadis no: 8043. Müsned'i tahkik edenler, hadisin başka yollarlla ve
şâhitlerle sahih olduğunu belirtmişlerdir.
[11] Nevevî, "el-Mecmû'", c: 6, s: 375
[12] Ahmed, hadis no: 21698. Elbânî, 'Sahîhu't-Terğîb, c: 1, s: 491'de hadisin sahih olduğunu
belirtmiştir.
[13] Bezzâr rivâyet etmiş, Elbânî, 'Sahîhu't-Terğîb, c: 1, s: 491'de hadisin sahih olduğunu
belirtmiştir.
[14] Buhârî, hadis no: 6.
Müslim, hadis no: 2308