(9
Zilhicce l0 H./8 Mart
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem Vedâ hacında, 9 Zilhicce Cuma günü zevâlden sonra Kasvâ adlı dişi devesi üzerinde, Arafat Vâdisi'nin ortasında Gadiri Hum mevkiinde yüz bini aşkın Müslümanın şahsında bütün insanlığa şöyle hitabetti.
Bismillahirrahmanirrahim
"Hamd
Allah'a mahsustur. O'na hamd eder, O'ndan yardım isteriz. Allah kime hidâyet
ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düşürdüğünü de kimse hidâyete
erdiremez. Şehâdet ederim ki; Allah'tan başka hakkıyla ibadet edilecek başka
bir ilah yoktur. Tektir, eşi, ortağı, dengi ve benzeri yoktur. Yine şehâdet
ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlü’dür. "
Ey
İnsanlar!
Sözümü iyi
dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedî olarak bir
daha berâber olamayacağım.
Ashabım!
Bu günleriniz
nasıl mukaddes bir gün, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay, bu şehriniz Mekke
nasıl kutsal bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namus ve şerefiniz de
öylece mukaddestir; her türlü tecâvüzden masumdur.
Ashâbım!
Yarın
Rabbinize kavuşacaksınız. Bugünkü her hâl ve hareketinizden muhakkak
sorulacaksınız. Benden sonra birbirlerinin boynunu vuran kâfirlerin haline
dönmeyin. Bu vasiyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsinler.
Olabilir ki, bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak
hıfzetmiş olur.
Ashâbım!
Kimin yanında
bir emânet varsa, onu sâhibine versin . Fâizin her çeşidi kaldırılmıştır,
ayağımın altındadır. Fakat aldığınız borcun aslını ödemek gerekir. Ne zulmediniz,
ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle bundan böyle fâizcilik yasaktır.
Câhiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk
kaldırdığım fâiz de Abdülmuttalib'in oğlu amcam Abbas'ın fâiz alacağıdır.
Ashâbım!
Câhiliyet
devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan
davası, Abdülmüttalib'in torunu (amcalarımdan Hâris'in oğlu) Rabîanın kan
davasıdır.
Ey
İnsanlar!
Kadınların
haklarını gözetmenizi ve bu konuda Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz, kadınları
Allah'ın emâneti olarak aldınız. Onların nâmus ve ismetlerini Allah adına söz
vererek helâl edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin
üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki haklarınız, âile nâmusu ve
şerefinizi kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer onlar sizden izinsiz râzı
olmadığınız kimseleri âile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp
korkutabilirsiniz. Kadınların sizin üzerinizdeki hakları ise, örfe göre her
türlü (meşru ihtiyaçlarını), yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.
Mü'minler!
Size iki
emânet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bu
emânetler, Allah'ın kitabı Kur'ân ve O'nun Peygamberinin sünnetidir.
Ey
İnsanlar!
Akıp gitmekte
zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü duruma dönmüştür. Bir yıl, l2
aydır. bunlardan 4'ü Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep hürmetli aylardır.
Ashâbım!
Bugün şeytan
sizin şu topraklarınızda yeniden nüfûz ve saltanatını kurma gücünü ebedî olarak
kaybetmiştir. Fakat size yasakladığım bu şeyler dışında, küçük gördüğünüz
şeylerde ona uyarsanız, bu da onu sevindirir, ona cesâret verir. Dininizi
korumak için bunlardan da uzak kalınız.
Mü'minler!
Sözümü iyi
dinleyin, iyi belleyin. Rabbınız birdir, babanız birdir. Hepiniz Âdem'densiniz,
Âdem de topraktan yaratılmıştır. Hiç kimsenin başkaları üzerinde soy-sop
üstünlüğü yoktur. Allah katında üstünlük, ancak takvâ iledir. Müslüman
müslümanın kardeşidir. Böylece bütün müslümanlar kardeştir. Gönül hoşluğu ile
kendisi vermedikçe, başkasının hakkına el uzatmak helâl değildir. Ashabım!
Nefsinize de zulmetmeyin. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır. Bu
nasihatlarımı burada bulunanlar, bulunmayanlara tebliğ etsinler.
Ey
İnsanlar!
Cenâb-ı Hak,
Kurân da her hak sahibine hakkını vermiştir. Mirâsçı için ayrıca vasiyet etmeye
gerek yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa, ona âittir. Zina eden için ise
mahrûmiyet vardır. Babasından başkasına soy (neseb) iddiâsına kalkışan soysuz,
yahut efendisinden başkasına intisâba yeltenen nankör, Allah'ın gazabına,
meleklerin lânetine ve bütün müslümanların bedduasına uğrasın. Cenâb-ı Hak
böylesi insanların ne tevbelerini ne de adâlet ve şâhitliklerini kabûl eder.
Ashabım!
Allah'tan
korkun, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, malınızın zekatını
verin, âmirlerinize itaat edin. Böylece Rabbınızın Cennetine girersiniz.
Ey
İnsanlar!
Yarın beni
sizden soracaklar, ne dersiniz? Ashâbı kiram:
Allah'ın
dinini teblîg ettin, vazîfeni hakkıyla yaptın, bize nasihat ve vasiyette
bulundun, diye şehadet ederiz, dediler.
Allah Rasûlü sallallâhu
aleyhi ve sellem mübarek şehâdet parmağını göğe doğru kaldırdı, cemâat üzerine
çevirip indirdikten sonra üç defa:
Şâhid
ol Yâ Rab! Şâhid ol Yâ Rab! Şâhid ol Yâ Rab! buyurdu. (Hadisin Buharide geçtiği diğer yerler: 4403, 6043, 6166, 6785, 6868,
7077)