Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
"(Ey Peygamber! Günahlarda ısrar ederek) nefislerine kötülük etmekte ileri giden kullarıma söyle: (Günahlarınızın çokluğundan dolayı) Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz ki Allah, (günahlara tevbe eden ve bir daha onlara dönmeyen kullarının bütün) günahlarını bağışlar. Çünkü O, (tevbe eden kullarının günahlarını) çok bağışlayıcı, (onlara) çok merhametlidir."[1]
Bureyde'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna
göre, Mâiz b. Mâlik el-Eslemî -Allah ondan râzı olsun- Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem-'e gelerek şöyle dedi:
"Ey Allah'ın
elçisi! Ben nefsime zulmettim ve zinâ ettim, beni (had cezâsı uygulayarak) temizlemeni istiyorum, dedi.
Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem- onu
reddetti (geri çevirdi). Ertesi gün olunca Mâiz Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e tekrar geldi ve:
- Ey Allah'ın
elçisi! Ben zinâ ettim, dedi.
Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem- onu
ikinci defa reddetti (geri çevirdi).
Ardından Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- onun kavmine birisini yollayarak:
- Onun aklında
bir noksanlık biliyor musunuz? Normal bulmadığınız bir davranışına rastladınız
mı? diye sordurdu.
Onlar (Mâiz'in kavmi):
- Biz onu
gördüğümüz kadarıyla, aramızdaki salih kişilere denk akıl sahibi olarak
biliyoruz, dediler.
Daha sonra Mâiz
üçüncü defa Rasûlullah -sallallahu
aleyhi ve sellem-'e geldi ve:
- Ey Allah'ın
elçisi! Ben zinâ ettim, dedi.
Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem- Mâiz'in
kavmine birisini yollayarak onun
hakkında sordurdu. Onlar da ne Mâiz'de, ne aklında bir kusur olduğunu
söylediler.
Mâiz dördüncü
defa gelince, Rasûlullah -sallallahu
aleyhi ve sellem- onun
recmedilmesini (taşlanarak öldürülmesini)
emretti. Bunun üzerine (Mâiz) recmedildi.
Râvi dedi ki:
Ğamid
kabilesinden bir kadın da gelerek:
- Ey Allah'ın
elçisi! Ben zinâ ettim ve beni (had cezâsı
uygulayarak) temizle, dedi.
Fakat
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- onu
reddetti (geri çevirdi).
Ertesi gün
olunca tekrar gelerek:
- Ey Allah'ın
elçisi! Beni niye reddediyorsun. Görüyorum ki, beni de Mâiz gibi geri çevirmek
istiyorsun. Allah'a yemîn ederim ki ben hâmileyim de, dedi.
Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:
- Öyle ise sen,(ayıbını örtmek, tevbe etmek ve söylediğin sözünden
dönmek istersen) git çocuğunu doğurup da gel,ondan sonra recmedilirsin,
buyurdu.
Râvi dedi ki:
- Kadın çocuğu
doğurunca, onu bir beze sarmış bir halde geldi.
-İşte çocuk,
onu doğurdum, dedi.
Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem-:
-Git, sütten
kesinceye kadar emzir, sonra gel, buyurdu.
Kadın çocuğu
sütten kesince çocukla birlikte geldi. Çocuğun elinde bir ekmek parçası vardı.
-Ey Allah'ın
elçis! İşte çocuk, sütten kestim, yemek de yedi, dedi.
Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- çocuğu alıp, müslümanlardan birine teslim etti.Sonra
insanlara bir çukur kazmalarını (ve onu recmetmelerini)
emretti, onlar da onu recmettiler.
Hâlid b. Velid -Allah ondan râzı olsun- elinde bir taşla ilerledi, başına atınca yüzüne kan
fışkırdı, bunun üzerine kadına hakaret etti. Allah'ın Peygamberi -sallallahu aleyhi ve
sellem- Hâlid'in kadına hakaretini işitince:
- Ey Hâlid! Yavaş ol! Nefsim elinde olan Allah'a yemîn
ederim ki, bu kadın öyle bir tevbe etti ki, şayet halktan haksız yere toplanan
vergilere el koyan kimse öyle tevbe etseydi affedilirdi, buyurdu.
Ardından Rasûlullah
-sallallahu aleyhi ve sellem-
cenâzenin hazırlanmasını emretti. Onun cenâze namazını kıldırdıktan sonra kadın
defnedildi."[2]
Konunun
Açıklaması:
Sahâbe -Allah ondan râzı olsun-
îmânda büyük bir kemâle ve olgunluğa erişmelerine rağmen onlar masum
değillerdi.
Nitekim onlardan birisi günah işlediği zaman hemen tevbe ederek Allah'a sığınır
ve günahından temizlenmek için kendisine had cezâsı uygulanmasını isterdi.
Konudan
Çıkarılan Hükümler:
1. Sahâbenin -Allah onlardan râzı
olsun- îmânları güçlü ve tevbeleri samimî idi.
2. Allah Teâlâ'nın rahmeti pek
geniştir. Tevbe edenlerin tevbelerini
kabul eder.