Bu Blog içinde Ara

5 Nisan 2021 Pazartesi

Genel Kapsamlı Dualar

Peygamber Salallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:“Muhtevasında günahkârlık yahut akrabalık bağlarını kopartmak sözkonusu olmayan bir dua ile Allah’a dua eden herbir müslümana mutlaka Allah bu duası karşılığında üç husustan birisini verir: Ya duasındaki isteği ona dünyada verilir ya Allah o duasının karşılığını ahirette mükafat olarak ona saklar yahutta o duasının bir benzeri kötülüğü Allah ondan uzaklaştırır.”  Ashab:“O halde biz de çok dua ederiz”, deyince, Peygamber:“Allah(‘ın bağışları) daha çoktur.” diye buyurdu. [1]

{اَلْحَدُ اللهِ وَحْدَهْ, وَالصَّلاَةُ عَلَى مَنْ لاَ نَبِيَّ بَعْدَهْ}

“Elhamdulillâhi vahdeh, vessalâtu vesselâmu alâ men lâ nebiyye ba’deh.”

: Hamd yalnızca Allah’adır. Salât ve selam da kendisinden sonra Peygamber gönderilmeyecek olan (Peygamber efendimize) olsun.”

1- [رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنْفُسَنَا وَإِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ]

1- “Rabbimiz biz kendimize zulmettik, eğer bize mağfiret ve rahmet etmezsen muhakkak ki zarara uğrayanlardan oluruz.” [2]

2- [رَبِّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ أَنْ أَسْأَلَكَ مَا لَيْسَ لِي بِهِ عِلْمٌ وَإِلاَّ تَغْفِرْ لِي وَتَرْحَمْنِي أَكُنْ مِنَ الْخَاسِرِينَ]

2- “Rabbim ben bilmediğim şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve merhamet etmez isen en büyük zarara uğrayanlardan olurum.” [3]

3- [رَبِّ اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِمَنْ دَخَلَ بَيْتِيَ مُؤْمِنًا وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ]

3- “Rabbim, bana, anama, babama, mümin olarak evime girene, erkek ve kadın müminlere mağfiret buyur.” [4]

4- [رَبَّنَا تَقَبَّلْ مِنَّا إِنَّكَ أَنْتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ] [وَتُبْ عَلَيْنَا إِنَّكَ أَنْتَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ]

4- “Rabbimiz, bizden kabul buyur. Şüphesiz sen işitensin, hakkıyla bilensin... Tevbelerimizi kabul buyur. Çünkü sen tevbeleri pek çok kabul edensin. Hakkıyla esirgeyensin.” [5]

5- [رَبِّ اجْعَلْنِي مُقِيمَ الصَّلاَةِ وَمِنْ ذُرِّيَّتِي رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَاءِ]

5- “Rabbim beni de, soyumdan gelecekleri de namazı dosdoğru kılanlardan eyle! Rabbimiz, duamı kabul buyur.” [6]

6- [رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ]

6- “Rabbimiz, hesabın ayağa kalkacağı gün beni, ana babamı ve bütün iman edenleri bağışla.”  [7]

7- [رَبِّ هَبْ لِي حُكْمًا وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ] [وَاجْعَلْ لِي لِسَانَ صِدْقٍ فِي الْآَخِرِينَ] [وَاجْعَلْنِي مِنْ وَرَثَةِ جَنَّةِ النَّعِيمِ] [وَلاَ تُخْزِنِي يَوْمَ يُبْعَثُونَ]  

7- “Rabbim, bana bir hüküm bağışla ve beni salihlere kat. Sonrakiler arasında bana bir doğruluk lisanı (güzel övgü ve anılış) bağışla ve beni Naîm cennetinin mirasçılarından kıl... Öldükten sonra diriltilecekleri günde de beni zelil eyleme!” [8]

8- [رَبِّ هَبْ لِي مِنَ الصَّالِحِينَ]

8- “Rabbim, bana salihlerden bağışla!” [9]

9- [رَبَّنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَإِلَيْكَ أَنَبْنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ]

9- “Rabbimiz yalnız sana tevekkül ettik, yalnız sana yöneldik ve dönüşümüz de yalnız sanadır.” [10]

10- [رَبَّنَا لاَ تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلَّذِينَ كَفَرُوا وَاغْفِرْ لَنَا رَبَّنَا إِنَّكَ أَنْتَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ]

10- “Rabbimiz, bizi inkâr edenler için fitne konusu kılma ve bize mağfiret et. Ey Rabbimiz! Çünkü mülkünde aziz, emrinde hikmeti sonsuz olan yalnız sensin sen.” [11]

11- [رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَى وَالِدَيَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضَاهُ وَأَدْخِلْنِي بِرَحْمَتِكَ فِي عِبَادِكَ الصَّالِحِينَ]

11- “Rabbim, bana ve ana babama ihsan ettiğin nimetine şükür etmeyi bana ilham et. Razı olacağın salih amel işlemeye de muvaffak kıl. Rahmetinle beni salih kullarının arasına kat.” [12]

12- [رَبِّ هَبْ لِي مِنْ لَدُنْكَ ذُرِّيَّةً طَيِّبَةً إِنَّكَ سَمِيعُ الدُّعَاءِ]

12- “Rabbim, bana katından çok temiz bir soy bağışla. Sen duayı işitensin.” [13]

13- [رَبَّهُ رَبِّ لاَ تَذَرْنِي فَرْدًا وَأَنْتَ خَيْرُ الْوَارِثِينَ]

13- “Rabbim, beni bir başıma bırakma. Sen varislerin en hayırlısısın.” [14]

14- [لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ ]

14- “Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zulmedenlerden oldum.”  [15]

15- [رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي] [وَيَسِّرْ لِي أَمْرِي] [وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَانِي] [ يَفْقَهُوا قَوْلِي]

15- “Rabbim, göğsüme genişlik ver, işimi kolaylaştır. Bir de dilimden bağı çöz ki sözümü anlasınlar.”  [16]

16- [ رَبِّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي فَاغْفِرْ لِي ]

16- “Rabbim, gerçekten ben nefsime zulmettim. Onun için bana mağfiret eyle.”[17]

17- [رَبَّنَا آَمَنَّا بِمَا أَنْزَلْتَ وَاتَّبَعْنَا الرَّسُولَ فَاكْتُبْنَا مَعَ الشَّاهِدِينَ]

17- “Rabbimiz, indirdiklerine inandık ve o peygamberin izine uyduk. Artık bizi şahitlerle beraber yaz.” [18]

18- [رَبَّنَا لاَ تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلْقَوْمِ الظَّالِمِينَ] [وَنَجِّنَا بِرَحْمَتِكَ مِنَ الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ]

18- “Rabbimiz, bizi o zalimler topluluğunun fitnesine uğratma ve rahmetinle bizi o kâfirler topluluğundan kurtar.” [19]

19- [رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَإِسْرَافَنَا فِي أَمْرِنَا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ]

19- “Rabbimiz, günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığımızı bağışla. Ayaklarımıza iyice sebat ver. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (Al-i İmran, 3/147)

20- [رَبَّنَا آَتِنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً وَهَيِّئْ لَنَا مِنْ أَمْرِنَا رَشَدًا]

20- “Rabbimiz, bize tarafından bir rahmet, işimizde bize doğruyu bulma başarısını ver.” [20]

21- [رَبِّ زِدْنِي عِلْمًا]

21- “Rabbim, ilmimi arttır.” [21]

22- [رَبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ] [وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَنْ يَحْضُرُونِ]

22- “Rabbim, şeytanların vesveselerinden, kışkırtmalarından sana sığınırım. Rabbim yanımda hazır olmalarından da sana sığınırım.” [22]

23- [رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَأَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِمِينَ]

23- “Rabbim, mağfiret ve rahmet buyur. Zaten sen merhamet edicilerin en hayırlısısın.” [23]

24- [رَبَّنَا آَتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْآَخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ]

24- “Rabbimiz, bize dünyada bir güzellik ver. Ahirette de bir güzellik ver ve bizi ateş azabından koru.” [24]

25- [سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ]

25- “Dinledik, itaat ettik. Rabbimiz, senden mağfiret dileriz ve dönüş ancak sanadır.” [25]

26- [رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَا إِنْ نَسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا رَبَّنَا وَلاَ تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلاَ تُحَمِّلْنَا مَا لاَ طَاقَةَ لَنَا بِهِ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا أَنْتَ مَوْلاَنَا فَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ]

26- “Rabbimiz, unuttuk yahut yanıldıysak bizi sorguya çekme. Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi üzerimize ağır yükler yükleme. Rabbimiz, güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize yükletme. Bizi affet, bize mağfiret buyur ve bize merhamet eyle. Sensin bizim mevlamız. Kâfirler topluluğuna karşı da bize yardım et.” [26]

27- [رَبَّنَا لاَ تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً إِنَّكَ أَنْتَ الْوَهَّابُ]

27- “Rabbimiz, bizi doğru yola ilettikten sonra kalblerimizi saptırma. Bize katından bir rahmet bağışla. Muhakkak sen bol bol bağışlayansın.” [27]

28- [رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَذَا بَاطِلاً سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ] [رَبَّنَا إِنَّكَ مَنْ تُدْخِلِ النَّارَ فَقَدْ أَخْزَيْتَهُ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنْصَارٍ] [رَبَّنَا إِنَّنَا سَمِعْنَا مُنَادِيًا يُنَادِي لِلْإِيمَانِ أَنْ آَمِنُوا بِرَبِّكُمْ فَآَمَنَّا رَبَّنَا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّئَاتِنَا وَتَوَفَّنَا مَعَ الْأَبْرَارِ] [رَبَّنَا وَآَتِنَا مَا وَعَدْتَنَا عَلَى رُسُلِكَ وَلاَ تُخْزِنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّكَ لاَ تُخْلِفُ الْمِيعَادَ]

28- “Rabbimiz, sen bunları boşuna yaratmadın. Sen münezzehsin. Bizi ateş azabından koru. Rabbimiz, şüphe yok ki sen kimi ateşe sokarsan onu hakir kıldın demektir ve zulmedenlerin de hiçbir yardımcıları yoktur. Rabbimiz biz rabbinize iman edin diye imana çağıran bir davetçiyi işittik ve iman ettik. Rabbimiz, günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, ruhumuzu iyilerle birlikte al. Rabbimiz, bize peygamberlerin aracılığı ile vaadettiğini de ver. Kıyamet gününde bizi rüsvay etme. Şüphe yok ki sen vaadinden dönmezsin.” [28]

29- [رَبَّنَا آَمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَأَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِمِينَ]

29- “Rabbimiz, iman ettik. Bize mağfiret ve rahmet buyur. Sen rahmet edenlerin en hayırlısısın.”  [29]

30- [رَبَّنَا اصْرِفْ عَنَّا عَذَابَ جَهَنَّمَ إِنَّ عَذَابَهَا كَانَ غَرَامًا] [إِنَّهَا سَاءَتْ مُسْتَقَرًّا وَمُقَامًا]

30- “Rabbimiz, bizden cehennem azabını geri çevir. Çünkü gerçekten onun azabı kesin bir helak oluştur. Gerçekten o ne kötü bir durak ve ne kötü bir yerdir!” [30]

31- [رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ إِمَامًا]

31- “Rabbimiz, eş ve çocuklarımızdan bize gözlerimizin aydınlığı olan kimseler ver. Bizi takva sahiblerine önder yap.” [31]

32- [رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَى وَالِدَيَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضَاهُ وَأَصْلِحْ لِي فِي ذُرِّيَّتِي إِنِّي تُبْتُ إِلَيْكَ وَإِنِّي مِنَ الْمُسْلِمِينَ]

32- “Rabbim bana, ana-babama, verdiğin nimete şükretmemi ve senin razı olacağın salih amel işlememi bana ilham et ve soyumdan gelenleri de benim için salih kimseler kıl. Şüphesiz ben sana tevbe ve ben teslim olmuşlardanım.” [32]

33- [رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِإِخْوَانِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِالْإِيمَانِ وَلاَ تَجْعَلْ فِي قُلُوبِنَا غِلًّا لِلَّذِينَ آَمَنُوا رَبَّنَا إِنَّكَ رَءُوفٌ رَحِيمٌ]

33- “Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi mağfiret eyle! Kalblerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz, şüphesiz ki sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.” [33]

34- [رَبَّنَا أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَا إِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ]

34- “Rabbimiz, bize nurumuzu tamamla ve bize mağfiret buyur. Çünkü sen herşeye güç yetirensin.” [34]

35- [رَبَّنَا إِنَّنَا آَمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ]

35- “Rabbimiz, biz gerçekten iman ettik. Artık günahlarımızı bize bağışla ve bizi ateş azabından koru.” [35]

36- [رَبَّنَا آَمَنَّا فَاكْتُبْنَا مَعَ الشَّاهِدِينَ]

36- “Rabbimiz, iman ettik. Artık bizi şahid olanlarla beraber yaz.” [36]

37- [ رَبِّ اجْعَلْ هَذَا الْبَلَدَ آَمِنًا وَاجْنُبْنِي وَبَنِيَّ أَنْ نَعْبُدَ الْأَصْنَامَ ]

37- “Rabbim, şu şehri emniyetli kıl! Beni de, oğullarımı da putlara tapmaktan uzak tut.” [37]

38- [رَبِّ إِنِّي لِمَا أَنْزَلْتَ إِلَيَّ مِنْ خَيْرٍ فَقِيرٌ]

38- “Rabbim, doğrusu bana indireceğin hayıra muhtacım.” [38]

39- [رَبِّ انْصُرْنِي عَلَى الْقَوْمِ الْمُفْسِدِينَ]

39- “Rabbim, bu fesadçılar topluluğuna karşı bana yardım et.” [39]

40- [رَبَّنَا لاَ تَجْعَلْنَا مَعَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ]

40- “Rabbimiz, bizi bu zalimler topluluğu ile beraber bulundurma.” [40]

41- [حَسْبِيَ اللَّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ]

41- “Bana Allah yeter. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. Ben ancak O’na güvenip, dayandım. O ulu Arşın Rabbidir.” [41]

42- [عَسَى رَبِّي أَنْ يَهْدِيَنِي سَوَاءَ السَّبِيلِ]

42- “Umarım Rabbim, beni doğru yola iletir.”  [42]

43- [رَبِّ نَجِّنِي مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ]

43- “Rabbim beni zalimler topluluğundan kurtar.” [43]

44- «اللَّهُمَّ آتِنَا فِى الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِى الآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ».

44- “Allah’ım bize dünyada da bir iyilik ver, ahirette de bir iyilik ver ve bizi ateş azabından koru.” [44]

45- «اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ النَّارِ وَعَذَابِ النَّارِ، وَفِتْنَةِ الْقَبْرِ وَعَذَابِ الْقَبْرِ، وَشَرِّ فِتْنَةِ الْغِنَى، وَشَرِّ فِتْنَةِ الْفَقْرِ، اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ، اللَّهُمَّ اغْسِلْ قَلْبِى بِمَاءِ الثَّلْجِ وَالْبَرَدِ، وَنَقِّ قَلْبِى مِنَ الْخَطَايَا، كَمَا نَقَّيْتَ الثَّوْبَ الأَبْيَضَ مِنَ الدَّنَسِ، وَبَاعِدْ بَيْنِى وَبَيْنَ خَطَايَاىَ كَمَا بَاعَدْتَ بَيْنَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ، اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْكَسَلِ وَالْمَأْثَمِ وَالْمَغْرَمِ».

45- “Allah’ım, ben ateş fitnesinden (azabına maruz kalmaktan) ve ateş azabından, kabir fitnesinden (kabir azabından), zenginlikle imtihanın kötülüğünden, fakirlikle imtihanın kötülüğünden sana sığınırım. Allah’ım, Mesih Deccal’in fitnesinin şerrinden sana sığınırım. Allah’ım, kalbimi karın ve dolunun suyu ile yıka. Kalbimi beyaz elbise, kirli elbiselerden nasıl ayırdedilebiliyorsa kötülüklerden öylece arındır. Benimle günahlarımın arasını doğu ile batının arasını uzak tuttuğun gibi uzak tut. Allah’ım tembellikten, günahkarlıktan ve borca boğulmaktan sana sığınırım.” [45]

46- «اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ، وَالْجُبْنِ وَالْهَرَمِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَحْيَا وَالْمَمَاتِ»

46- “Allah’ım, âcizlikten, tenbellikten, korkaklıktan, kocamışlıktan, cimrilikten sana sığınırım. Kabir azabından, ölümün ve hayatın fitnelerinden sana sığınırım.” [46]

47- «اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنْ جَهْدِ الْبَلاَءِ، وَدَرَكِ الشَّقَاءِ، وَسُوءِ الْقَضَاءِ، وَشَمَاتَةِ الأَعْدَاءِ»

47- “Allah’ım, belânın zor duruma düşürmesinden, bedbahtlığın gelip beni yetişmesinden, kaza ve hükmünün kötü olanından, düşmanların (başıma gelen musibetten dolayı) bana sevinmelerinden sana sığınırım.” [47]

48- «اللَّهُمَّ أَصْلِحْ لِي دِينِي الَّذِي هُوَ عِصْمَةُ أَمْرِي، وَأَصْلِحْ لِي دُنْيَايَ الَّتِي فِيهَا مَعَاشِي، وَأَصْلِحْ لِي آخِرَتِي الَّتِي فِيهَا مَعَادِي، وَاجْعَلْ الْحَيَاةَ زِيَادَةً لِي فِي كُلِّ خَيْرٍ، وَاجْعَلِ الْمَوْتَ رَاحَةً لِي مِنْ كُلِّ شَرٍّ»

48- “Allah’ım, işimi kötülüklerden koruyan, dinimi benim için salih kıl. Maişetimin içinde bulunduğu dünyamı benim için salih kıl. Dönüşümün kendisinde olacağı ahiretimi benim için salih kıl. Hayatı benim için her türlü hayrın artışına sebeb kıl. Ölümü de benim için her türlü kötülükten rahata kavuşacağım bir hal kıl.” [48]

49- «اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْهُدَى, وَالتُّقَى, وَالْعَفَافَ, وَالْغِنَى»

49- “Allah’ım, ben senden hidayeti, takvayı, afifliği ve muhtaç olmamayı dilerim.” [49]

50- «اللَّهمَّ إني أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ، وَالْبُخْلِ، وَالْجُبْنِ، وَالْهَرَمِ، وَعَذَابِ الْقَبْرِ، اللَّهمَّ آتِ نَفْسِي تَقْوَاهَا، وَزَكِّهَا أَنْتَ خَيْرُ مَنْ زَكَّاهَا. أَنْتَ وَلِيُّهَا وَمَوْلاَهَا. اللَّهمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ قَلْبٍ لاَ يَخْشَعُ, وَمِنْ نَفْسٍ لاَ تَشْبَعُ، وَعِلْمٍ لاَ يَنْفَعُ وَدَعْوَةٍ لاَ يُسْتَجَابُ لَهَا»

50- “Allah’ım, âcizlikten, tenbellikten, korkaklıktan, cimrilikten, yaşlanıp kocamaktan, kabir azabından sana sığınırım. Allah’ım, sen nefsimi takvalı kıl, onu temizle ve arındır. Çünkü sen onu arındırıp temizleyenlerin en hayırlısısın. Sen onun hem dostu, hem mevlâsısın. Allah’ım, fayda vermeyen ilimden, senden korkmayan kalbden, doymayan nefisten ve kabul olunmayan duadan sana sığınırım.” [50]

51- «اللَّهُمَّ اهْدِنِي وَسَدِّدْنِي، اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْهُدَى وَالسَّدَادَ»

51- “Allah’ım, bana hidayet ver, beni doğruya ilet. Allah’ım ben senden hidayeti ve doğru yolda olmayı dilerim.” [51]

52- «اللَّهمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ زَوَالِ نِعْمَتِكَ, وَتَحَوَّلِ عَافِيَتِكَ, وَفُجَاءَةِ نِقْمَتِكَ, وَجَمِيعِ سَخَتِكَ»

52- “Allah’ım, (üzerimdeki) nimetinin zeval bulmasından, bana verdiğin afiyetin dönüşmesinden, ansızın intikam alışından ve bütün gazabından sana sığınırım.”[52]

53- «اللَّهمَّ إني أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا عَلِمْتُ، وَمِنْ شَرِّ مَالَمْ أَعْمَلْ»

53- “Allah’ım, yaptıklarımın şerrinden, işlemediklerimin de şerrinden sana sığınırım.” [53]

54- «اللَّهُمَّ أَكْثِرْ مَالِي, وَوَلَدَهُ وَبَارِكْ لِي فِيمَا أَعْطَيْتَنِي»,

[وَأَطِلْ حَيَاتِي عَلَى طَاعَتِكَ وَأَحْسِنْ عَمَلِي] وَغْفِرْلِي»

54- “Allah’ım, malımı, çocuklarımı çoğalt ve bana verdiklerini mübarek kıl.”[54]

“Hayatımı sana itaat üzere uzun kıl. Benim amelimi güzelleştir ve bana mağfiret buyur.”[55]

55- «لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ الْعَظِيمُ الْحَلِيمُ, لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ, لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ رَبُّ السَّماَوَاتِ, وَرَبُّ الْعَرْشِ الْكَرِيمُ».

55- “O pek büyük ve cahillerin cahilliklerini bağışlayan (halîm) olan, Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Pek büyük Arşın Rabbi olan Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Göklerin, yerin ve kerim olan Arşın Rabbi olan Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur.”[56]

56- «اللَّهُمَّ رَحْمَتَكَ أَرْجُو فَلاَ تَكِلْنِي إِلَى نَفْسِي طَرْفَةَ عَيْنٍ وَأَصْلِحْ لِي شَأْنِي كُلَّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ»

56- “Allah’ım, ben senin rahmetini ümit ederim. O halde bir göz açıp kapayacak bir an dahi beni bana bırakma. Bütün işlerimi benim için salih kıl. Senden başka hiçbir ilah yoktur.”[57]

57- « لاَّ إِلَهَ إِلاَّ أَنتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنتُ مِنَ الظَّالِمِينَ » .

57- “Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Şüphesiz ben zalimlerdenim.”[58]

58- «اللَّهُمَّ إِنِّي عَبْدُكَ ابْنُ عَبْدِكَ ابْنُ أَمَتِكَ، نَاصِيَتِي بِيَدِكَ، مَاضٍ فِيَّ حُكْمُكَ، عَدْلٌ فِيَّ قَضَاؤُكَ، أَسْأَلُكَ بِكُلِّ اسْمٍ هُوَ لَكَ، سَمَّيتَ بِهِ نَفْسَكَ، أَوْ أَنْزَلْتَهُ فِي كِتَابِكَ، أَوْ عَلمْتَهُ أَحَداً مِنْ خَلْقِكَ، أَوْ اسْتَأْثَرْتَ بِهِ فِي عِلْمِ الْغَيْبِ عِنْدَكَ، أَنْ تَجْعَلَ القُرْآنَ رَبِيعَ قَلْبِي، وَنُورَ بَصَرِي، وَجِلاَءَ حُزْنِي، وَذَهَابَ هَمِّي»

58- “Allah’ım, ben senin kulunum. Kulunun oğluyum. Senin cariyenin oğluyum. Benim alnım senin elindedir. Senin hükmün benim hakkımda aynen geçerlidir. Hakkımdaki hükmün de adaletlidir. Kendi zatına ad olarak verdiğin yahut Kitabında indirdiğin yahut yarattıklarından birisine öğrettiğin yahutta gayb ilminde kendin için sakladığın herbir ismin adına senden Kur’ân’ı kalbimin baharı, göğsümün nuru, hüznümün silip süpürücüsü, kederimin gidericisi kılmanı isterim.” [59]

59- «اللَّهُمَّ مُصَرِّفَ الْقُلُوبِ صَرِّفْ قُلُبَنَا عَلَى طَاعَتِكَ»

59- “Ey kalbleri evirip çeviren, kalblerimizi itaatin üzere evirip çevir.”[60]

60- «يَا مُقَلِّبَ الْقُلُوبِ ثَبِّتْ قَلْبِي عَلَى دِينِكَ»

60- “Ey kalbleri evirip çeviren, dinin üzere kalbime sebat ver.”[61]

61- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْعَافِيَةَ فِي الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ»

61- “Allah’ım, dünyada da, ahirette de senden afiyet dilerim.”[62]

62- «اللَّهُمَّ أَحْسِنْ عَاقِبَتَنَا فِي الأُمُرِ كُلِّهَا, وَأَجِرْنَا مِنْ خِزْيِ الدُّنْيَا وَعَذَابِ الآخِرَةِ»

62- “Allah’ım, bütün işlerimizde âkıbetimizi güzel kıl. Dünya rüsvaylığından ve âhiret azabından bizleri koru.”[63]

63- «رَبِّ أَعِنِّي وَلاَ تُعِنْ عَلَيَّ وَانْصُرْنِي وَلاَ تَنْصُرْ عَلَيَّ وَامْكُرْ لِي وَلاَ تَمْكُرْ عَلَيَّ وَاهْدِنِي وَيَسِّرْ هُدَايَ إِلَيَّ وَانْصُرْنِي عَلَى مَنْ بَغَى عَلَيَّ اللَّهُمَّ اجْعَلْنِي لَكَ شَاكِرًا لَكَ ذَاكِرًا لَكَ رَاهِبًا لَكَ مِطْوَاعًا إِلَيْكَ مُخْبِتًا أَوْ مُنِيبًا رَبِّ تَقَبَّلْ تَوْبَتِي وَاغْسِلْ حَوْبَتِي وَأَجِبْ دَعْوَتِي وَثَبِّتْ حُجَّتِي وَاهْدِ قَلْبِي وَسَدِّدْ لِسَانِي وَاسْلُلْ سَخِيمَةَ قَلْبِي»

63- “Rabbim, bana yardım et. Bana karşı başkasına yardımcı olma. Bana zafer ver, başkalarını bana karşı muzaffer kılma. Benim lehime takdirde bulun, aleyhime takdirlerde bulunma. Bana hidayet ver, hidayeti izlemeyi bana kolaylaştır. Bana haksızlık edenlere karşı bana yardımcı ol. Rabbim, beni sana çok şükreden, seni çok anan, senden çok korkan, sana çok itaat eden, sana çok yalvarıp yakaran çok yönelen kıl. Rabbim tevbemi kabul buyur. Günahlarımı yıka, duamı kabul eyle. Delilimi sağlam kıl, kalbime hidayet ver, dilimi doğrult, kalbimdeki kötü duyguları sıyırıp al.”[64]

64- «اللَّهُمَّ إِنِّي أسْأَلُكَ مِنْ خَيْرِ مَا سَأَلَكَ مِنْهُ نِبِيُّكَ مُحَمَّدٌ صَلَى اللهُ عَلَيْهِ وَسلَّمَ, وَنَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا اسْتَعَاذَكَ مِنْهُ مُحَمَّدٌ صَلَى اللهُ عَلَيْهِ وَسلَّمَ, وَأَنْتَ الْمُسْتَعَانُ, وَعَلَيْكَ الْبَلاَغُ، وَلاَحَوْلَ وَلاَقُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ»

64- “Allah’ım, ben senden peygamberin Muhammed Salallahu aleyhi vesellem’in diledikleri hayırlı şeylerden dilerim. Peygamberin Muhammed Salallahu aleyhi vesellem’in kendisinden sana sığındığı şeylerin kötülüklerinden sana sığınırız. Yardımı senden isteriz. Maksadımıza ulaştırmak sana düşer. Bizim Allah vermedikçe hiçbir şeye güç ve takat yetirmemiz mümkün değildir.”[65]

65- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ سَمْعِي, وَمِنْ شَرِّ بَصَرِي, وَمِنْ شَرِّ لِسَانِي, وَمِنْ شَرِّ مَنِيِّي»

65- “Allah’ım, kulağımın şerrinden, gözümün şerrinden, dilimin şerrinden, kalbimin şerrinden ve menimin şerrinden sana sığınırım.”[66]  

66- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْبَرَصِ, وَالْجُنُونِ, وَالْجُذَامِ, وَمِنْ سَيِّئِ الأَسْقَامِ»

66- “Allah’ım, baraş hastalığından, delilikten, cüzzamdan ve kötü hastalıklardan sana sığınırım.”[67]

67- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ مُنْكَرَاتِ الأَخْلاَقِ, وَالأَعْمَالِ, وَالأَهْوَاءِ»

67- “Allah’ım, kötü ahlaktan, kötü amellerden ve hevâlardan sana sığınırım.”[68]

68- «اللَّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ كَرِيمٌ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَعْفُ عَنِّي»

68- “Allah’ım, şüphesiz ki sen çok affedicisin, keremi bol olansın, affı seversin. O halde beni affet.”[69]

69- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ فِعْلَ الْخَيْرَاتِ، وَتَرْكَ الْمُنْكَرَاتِ، وَحُبَّ الْمَسَاكِينِ، وَأَنْ تَغْفِرَ لِي وَتَرْحَمَنِي، وَإِذَا أَرَدْتَ فِتْنَةَ قَوْمٍ فَتَوَفَّنِي غَيْرَ مَفْتُونٍ، وَ أَسْأَلُكَ حُبَّكَ, وَحُبَّ مَنْ يُحِبُّكَ، وَحُبَّ عَمَلٍ يُقَرِّبُ إِلَى حُبِّكَ»

69- “Allah’ım, senden hayırlı işler işlemeyi, münkerleri terketmeyi, yoksullara sevgi beslemeyi dilerim. Bana mağfiret buyurmanı, bana merhamet etmeni dilerim. Bir kavmi fitneye maruz bırakmak dilersen sen beni fitneye uğramadan canımı al. Senden seni, seni sevenleri sevmeyi, sana sevgine yakınlaştırıcı amelleri sevmeyi dilerim.”[70]

70- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ مِنَ الْخَيْرِ كُلِّهِ عَاجِلِهِ وَآجِلِهِ، مَا عَلِمْتُ مِنْهُ وَمَا لَمْ أَعْلَمْ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الشَّرِّ كُلِّهِ عَاجِلِهِ وَآجِلِهِ، مَا عَلِمْتُ مِنْهُ وَمَا لَمْ أَعْلَمْ، اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ مِنْ خَيْرِ مَا سَأَلَكَ عَبْدُكَ وَنَبِيُّكَ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا عَاذَ بِهِ عَبْدُكَ وَنَبِيُّكَ اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْجَنَّةَ وَمَا قَرَّبَ إِلَيْهَا مِنْ قَوْلٍ أَوْ عَمَلٍ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ النَّارِ وَمَا قَرَّبَ إِلَيْهَا مِنْ قَوْلٍ أَوْ عَمَلٍ، وَأَسْأَلُكَ أَنْ تَجْعَلَ كُل قَضَاءٍ قَضَيْتَهُ لِي خَيْرًا»

70- “Allah’ım, ben senden dünyada olanıyla, âhirette olanıyla bildiğim kadarıyla ve bilmediklerimle bütün hayırları isterim. Dünyada olanıyla âhirette olanıyla, bildiğimle bilmediğim bütün şerlerden de sana sığınırım. Allah’ım, ben senden kulun ve peygamberinin dilediği bütün hayırlardan dilerim. Kulun ve peygamberinin kendilerinden sana sığındığı bütün kötülüklerden sana sığınırım. Allah’ım, ben senden cenneti, ona yaklaştıran herbir söz veya ameli dilerim. Allah’ım, ateşten ve ona yakınlaştıran herbir söz ve amelden sana sığınırım. Benim için takdir buyurduğun herbir hükmü benim için hayırlı kılmanı dilerim.”[71]

 

71- «اللَّهُمَّ احْفَظنِي بالإِسْلاَمِ قائِماً وَاحْفَظْنِي باِلإِسْلاَمِ قاعِداً واحْفَظنِي بالإِسْلاَمِ راقِداً وَلاَ تُشْمِتْ بِي عَدُوّاً وَلاَ حَاسِداً اللَّهُمَّ إِنِّي أسْألُكَ مِنْ كُلِّ خَيْر خزائِنُهُ بِيَدِكَ وأعُوذُ بِكَ مِنْ كُلِّ شَرَ خَزَائِنُهُ بِيَدِكَ»

71- “Allah’ım, ayakta iken İslam ile beni koru, otururken İslam ile beni koru, yatarken İslam ile beni koru. Hiçbir düşmanı ve hiçbir kıskanan kimseyi başıma gelen hallerden dolayı sevindirme. Allah’ım, hazineleri elinde bulunan herbir hayırdan senden dilerim. Allah’ım, hazineleri elinde bulunan herbir kötülükten sana sığınırım.”[72]

72- «اللَّهمَّ اقْسِمْ لَنَا مِنْ خَشْيَتِكَ مَا يَحُولُ بَيْنَنَا وَبَيْنَ مَعَاصِيكَ، وَمِنْ طَاعَتِكَ مَا تُبَلِّغُنَا بِهِ جَنَّتَكَ، وَمِنَ الْيَقِينِ مَا تُهَوِّنُ بِهِ عَلَيْنَا مُصِيبَاتِ الدُّنْيَا، وَمَتِّعْنَا بِأَسْمَاعِنَا وَأَبْصَارِنَا وَقُوَّتِنَا مَا أَحْيَيْتَنَا، وَاجْعَلْهُ الْوَارِثَ مِنَّا، وَاجْعَلْ ثَأْرَنَا عَلَى مَنْ ظَلَمَنَا، وَانْصُرْنَا عَلَى مَنْ عَادَانَا وَلاَ تَجْعَلْ مُصِيبَتَنَا في دِينِنَا، وَلاَ تَجْعَلِ الدُّنْيَا أَكْبَرَ هَمِّنَا وَلاَ مَبْلَغَ عِلْمِنَا، وَلاَ تُسَلِّطْ عَلَيْنَا مَنْ لاَ يَرْحَمُنَا»

72- “Allah’ım, bize, bizim ile sana isyanın arasına engel teşkil edecek şekilde, senden korkmayı pay olarak ver. İtaatinden kendisiyle bizi cennetine ulaştıracağın kadarını, yakînden bize kendisiyle dünyanın musibetlerini hafifleteceğin kadarını ihsan et. Allah’ım, kulaklarımızla, gözlerimizle ve bütün güçlerimizle bizi hayatta bıraktığın sürece güzelce faydalandır ve bizden onları geriye mirasçı bırak (ölene kadar bu güçlerimiz, duyularımız sapasağlam kalsın). Bize zulmedenlerden intikamımızı al. Bize düşmanlık edenlere karşı bize yardım et. Bize musibet vereceksen dinimizle verme. En büyük çabamız ve ilmimizin varacağı son nokta dünya olmasın. Bize merhamet etmeyecek kimseyi başımıza geçirme.”[73]

73- «اللَّهُم إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُبْنِ، وَأَعُوذُ بِكَ أَنْ أُرَدَّ إِلَى أَرْذَلِ الْعُمُرِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الدُّنْيَا، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ»

73- “Allah’ım, korkaklıktan sana sığınırım. Allah’ım, cimrilikten sana sığınırım. Ömrün en kötü haline döndürülmekten sana sığınırım. Dünya fitnesinden ve kabir azabından sana sığınırım.”[74]

74- «اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي خَطِيئَتِي وَجَهْلِي وَإِسْرَافِي فِي أَمْرِي وَمَا أَنْتَ أَعْلَمُ بِهِ مِنِّي. اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي هَزْلِي وَجِدِّي وَخَطَئِي وَعَمْدِي وَكُلُّ ذَلِكَ عِنْدِي»

74- “Allah’ım, günahımı, cahilliğimi, işimde aşırıya gitmemi ve senin benden daha iyi bildiğin hususları sen bana bağışla. Allah’ım, şakalaşırken, ciddi iken, bilmeyerek ve bilerek işlediğim hataları sen bana bağışla. Esasen bütün bunlar yaptığım şeylerdir.”[75]

75- « اللَّهُمَّ اغْفِرْ ليِ وَارْحَمْنِي وَاهْدِنِي وَعَافِنِي وَارْزُقْنِي » .

75- “Allah’ım, bana mağfiret buyur, bana merhamet eyle, beni hidayete ilet, bana afiyet ver, bana rızık ihsan et.”[76]

76- «اللَّهُمَّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي ظُلْمًا كَثِيرًا، وَلاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ، فَاغْفِرْ لِي مَغْفِرَةً مِنْ عِنْدِكَ، وَارْحَمْنِي، إِنَّكَ أَنْتَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ»

76- “Allah’ım, ben nefsime çokça zulmettim. Günahları da senden başka kimse bağışlamaz. O halde katından bir mağfiret ile bana bağışla ve bana merhamet buyur. Çünkü günahları çokça bağışlayan ve çok merhametli olansın sen.”[77]

77- «اللَّهُمَّ لَكَ أَسْلَمْتُ، وَبِكَ آمَنْتُ، وَعَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ وَإِلَيْكَ أَنَبْتُ، وَبِكَ خَاصَمْتُ، اللَّهُمَّ أَعُوذُ بِعِزَّتِكَ، لا إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ أَنْ تُضِلَّنِي أَنْتَ الْحَيُّ الَّذِي لا يَمُوتُ، وَالْجِنُّ وَالإِنْسُ يَمُوتُونَ»

77- “Allah’ım, sana teslim oldum, sana iman ettim, sana güvenip dayandım, sana inandım ve senin adın ile davalaştım. Allah’ım, senden başka hiçbir ilah yoktur. Beni saptırmandan senin izzetine sığınırım. Sen ölmeyen haysın, cinler, insanlar hep ölürler.”[78]

78- «اللَّهمَّ إنَّا نسألُكَ مُوجِباتِ رَحْمَتِكَ وَعَزَائِمَ مغفرَتِكَ، وَالسَّلامَةَ مِنْ كلِّ إثْمٍ وَالْغَنِيمَةَ مِنْ كلِّ بِرٍّ، وَالْفَوْزَ بالجنَّةِ وَالنَّجَاةَ مِنَ النَارِ»

78- “Allah’ım, rahmetini gerektiren, mağfiretini icab ettiren hususları, her türlü günahtan esenliğe kavuşmayı, her türlü iyilikten pay elde etmeyi, cennete vararak umduğumuza kavuşmayı ve cehennem ateşinden kurtulmayı senden dileriz.”[79]

79- «اللَّهمَّ اجْعَلْ أوْسَعَ رِزْقِكَ عَلَيَّ عندَ كِبَرِ سِنِّي وانْقِطَاعِ عُمْرِي»

79- “Allah’ım, senin üzerimdeki en geniş rızkın, yaşımın ilerleyeceği ve ömrümün kesileceği zaman kıl.”[80]

80- «اللَّهُمّ اغْفِرْ لِي ذَنْبِي، وَوَسّعْ لِي فِي دَارِي، وَبَارِكْ لِي فِي رِزْقِي»

80- “Allah’ım, günahımı bana bağışla, evimi benim için genişlet ve rızkımı benim için bereketli olsun.”[81]

81- «اللَّهُمَّ إِنيِّ أَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ وَرَحْمَتِكَ فَإِنَّهُ لاَ يمَلْكُهَا إِلاَّ أَنْتَ»

81- “Allah’ım, senden, lütf-u kereminden ve senin rahmetini dilerim. Çünkü bunlara senden başkası sahib değildir.”[82]

82- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ التَّرَدِّي وَالْهَدْمِ وَالْغَرَقِ وَالْحَرِيقِ وَأَعُوذُ بِكَ أَنْ يَتَخَبَّطَنِي الشَّيْطَانُ عِنْدَ الْمَوْتِ وَأَعُوذُ بِكَ أَنْ أَمُوتَ فِي سَبِيلِكَ مُدْبِرًا وَأَعُوذُ بِكَ أَنْ أَمُوتَ لَدِيغًا»

82- “Allah’ım, yüksek yerden düşmekten, göçük altında kalmaktan, suda boğulmaktan, yangından sana sığınırım. Ölüm esnasında şeytanın beni etkisi altına almasından sana sığınırım. Senin yolunda (ilerlemek gerekirken) arkamı dönerek kaçarken ölmekten sana sığınırım. (Zehirli bir) hayvanın sokması sonucu ölmekten sana sığınırım.”[83]

83- «اللَّهُمَّ إنِّي أعُوذُ بِكَ مِنَ الجُوعِ، فَإنَّهُ بِئْسَ الضَّجِيعُ، وأعوذُ بِكَ منَ الخِيَانَةِ، فَإنَّهَا بِئْسَتِ البِطَانَةُ»

83- “Allah’ım, açlıktan sana sığınırım. Çünkü o en kötü arkadaştır. Hainlikten sana sığınırım. Çünkü o en kötü yoldaştır.”[84]

84- «اللَّهُمَّ إنِّي أعُوذُ بِكَ مِنَ العَجْزِ والكَسَلِ والجُبْنِ والبُخْلِ والهَرَمِ والقَسْوَةِ والغَفْلَةِ والعَيْلَةِ والذِّلَّةِ والمَسْكَنَةِ وأعُوذُ بِكَ مِنَ الفَقْرِ والكُفْرِ والفُسُوقِ والشِّقاقِ والنِّفاقِ والسُّمْعَةِ والرِّياءِ وأعُوذُ بِكَ مِنَ الصَّمَمِ والبَكَمِ والجُنُونِ والجُذامِ والبَرَضِ وَسَيِّىءِ الأَسْقامِ»

84- “Allah’ım, acizlikten, tenbellikten, korkaklıktan, cimrilikten, yaşlanmaktan, kalb katılığından, gafletten, fakirlikten, zilletten, yoksulluktan sana sığınırım. Fakirlikten, küfürden, fasıklıktan, ayrılık çıkarmaktan, münafıklıktan, desinler diye iş yapmaktan, riyakarlıktan sana sığınırım. Sağırlıktan, dilsizlikten, delilikten, cüzzamdan, baras hastalığından ve bütün kötü hastalıklardan sana sığınırım.”[85]

85- « اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْفَقْرِ وَالْقِلَّةِ وَالذِّلَّةِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ أَنْ أَظْلِمَ أَوْ أُظْلَمَ » .   

85- “Allah’ım, fakirlikten, azlıktan, zilletten sana sığınırım. Allah’ım, başkasına zulmetmekten yahut zulme uğramaktan sana sığınırım.”[86]

86- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ جَارِ السُّوءِ فِي دَارِ الْمُقَامَةِ، فَإِنَّ جَارَ الْبَادِيَةِ يَتَحَوَّلُ»

86- “Allah’ım, kalıcılık yurdunda kötü komşudan sana sığınırım. Çünkü geçici konaklama yerlerindeki komşular başka yere giderler.”[87]

87- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ قَلْبٍ لاَ يَخْشَعُ، وَدُعَاءٍ لاَ يُسْمَعُ، وَمِنْ نَفسٍ لاَ تَشْبَعُ، وَمِنْ عِلمٍ لاَ يَنْفَعُ أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَؤُلاَءِ الأَرْبَعِ»

87- “Allah’ım, huşû’suz kalbten, kabul olunmayan duadan, doymayan bir nefisten, fayda vermeyen ilimden sana sığınırım. Evet, bu dördünden sana sığınırım.”[88]

88- « اللَّهمَّ إنّي أعوذُ بكَ منْ يَوْمِ السُّوءِ ومنْ لَيْلَةِ السُّوءِ ومنْ ساعَةِ السُّوءِ ومنْ صَاحِبِ السُّوءِ ومنْ جَارِ السُّوءِ فِي دَارِ المُقامَةِ»

88- “Allah’ım, kötü günden, kötü geceden, kötü andan, kötü arkadaştan ve kalıcı yurtta kötü komşudan sana sığınırım.”[89]

89- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْجَنَّةَ وَأَسْتَجِيرُ بِكَ مِنَ النَّارِ»

89- “Allah’ım, ben senden cenneti dilerim, cehennem ateşinden de sana sığınırım.”[90]

90- «اَللَّهُمَّ فَقِهْنِي فِي الدِّينِ»

90- “Allah’ım, dinde beni fakih (derin bilgi sahibi) kıl.”[91]

91- «اللَّهُمَّ إنِّي أَعُوذُ بِكَ أَنْ أُشْرِكَ بِك وَأَنَا أَعْلَمُ, وَأَسْتَغْفِرُك لِمَا لاَ أَعْلَمُ»

91- “Allah’ım, bile bile sana ortak koşmaktan sana sığınırım, bilmediklerimden dolayı da senden mağfiret dilerim.”[92]

92- «اللَّهُمَّ انْفَعْنِي بِمَا عَلَّمْتَنِي, وَعَلِّمْنِي مَا يَنْفَعُنِي, وَزِدْنِي عِلْمًا»

92- “Allah’ım, bana öğrettiklerinle beni faydalandır. Bana faydalı olacak şeyleri bana öğret ve ilmimi arttır.”[93]

93- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ عِلْمًا نَافِعًا, وَرِزقًا طَيِّبًا, وَعَمَلاً مُتَقَبَّلاً»

93- “Allah’ım, senden faydalı bir bilgi, hoş bir rızık ve kabul olunan bir amel niyaz ederim.”[94]

94- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ يَا اللهُ، بِأَنَّكَ الْوَاحِدُ الأَحَدُ الصَّمَدُ، الَّذِي لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ، وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ، أَنْ تَغْفِرَ لِي ذُنُوبِي، إِنَّكَ أَنْتَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ»

94- “Allah’ım, ey Allah, bir, tek, samed, doğmayan ve doğurmayan ve kimsenin kendisine denk olmamak özelliğinle senden günahlarımı bana bağışlamanı dilerim. Çünkü şüphesiz sen günahları çok çok bağışlayansın, çok merhametlisin.”[95]

95- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكُ بِأَنَّ لَكَ الْحَمْدُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ [وَحْدَكَ لاَ شَرِيكَ لَكَ] الْمَنَّانُ [يَا] بَدِيعُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرِضِ ذُو الْجَلاَلِ وَالإِكْرَامِ، أَسْأَلُكَ الْجَنَّةَ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ النَّارِ»  

95- “Allah’ım, hamdin yalnız sana ait olmasıyla, senden başka hiçbir ilah bulunmayıp, ortaksız bir ve tek olmak özelliğinle senden niyaz ederim. Ey lutfu bol olan, ey gökleri ve yeri yoktan var eden, ey celal ve ikram sahibi, ey hayy ve kayyûm olan, ben senden cenneti dilerim, cehennem ateşinden sana sığınırım.”[96]

96- «اللَّهمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ بِأَنِّي أَشْهَدُ أَنَّكَ أَنْتَ الله، لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ الأَحَدُ الصَّمَدُ، الَّذِي لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ، وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ»  

96- “Allah’ım ben senden niyaz ederim. Çünkü ben senden başka hiçbir ilah olmadığına, bir ve tek olduğuna, samed olduğuna, doğmayan ve doğurmayan olduğuna ve hiçbir kimsenin senin dengin olmadığına şahitlik ederim.”[97]

97- «رَبِّ اغْفِرْلِي, وَتُبْ عَلَيَّ, إِنَّكَ أَنْتَ التَّوَّابُ الْغَفُورٌ»

97- “Rabbim, bana mağfiret buyur, tevbemi kabul et. Çünkü şüphesiz ki sen tevbeleri çok kabul edensin, mağfireti bol olansın.”[98]

98- «اللَّهمَّ بِعِلْمِكَ الْغَيْبَ وَقُدْرَتِكَ عَلَى الْخَلْقِ، أحيني مَا عَلِمْتَ الْحَيَاةَ خَيْرًا لِي، وَتَوَفَنِي إِذَا عَلِمْتَ الْوَفَاةَ خَيْرًا لِي، اللَّهمَّ وَأَسْأَلُكَ خَشْيَتَكَ في الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ، وَأَسْأَلُكَ كَلِمَةَ الْحَقِّ في الرِّضَا وَالْغَضَبِ، وَأَسْأَلُكَ الْقَصْدَ في الْفَقْرِ وَالْغِنَى، وَأَسْأَلُكَ نَعِيمًا لاَ يَنْفَدُ، وَأَسْأَلُكَ قُرَّةَ عَيْنٍ لاَ تَنْقَطِعُ، وَأَسْأَلُكَ الرِّضَاءَ بَعْدَ الْقَضَاءِ، وَأَسْأَلُكَ بَرْدَ الْعَيْشِ بَعْدَ الْمَوْتِ، وَأَسْأَلُكَ لَذَّةَ النَّظَرِ إِلَى وَجْهِكَ وَالشَّوْقَ إِلَى لِقَائِكَ في غَيْرِ ضَرَّاءَ مُضِرَّةٍ وَلاَ فِتْنَةٍ مُضِلةٍ، اللَّهمَّ زَيِّنَّا بِزِينَةِ الإِيمَانِ، وَاجْعَلْنَا هُدَاةً مُهْتَدِينَ»

98- “Allah’ım, gaybı bilmenle, bütün yaratıklara kadir olmanla, hayatım benim için hayırlı olduğunu bildiğin sürece beni hayatta bırakmanı, ölümün benim için hayırlı olduğunu bildiğin takdirde canımı almanı dilerim. Allah’ım, ben gizlide ve açıkta senden korkmayı niyaz ederim. Kızgınken de, hoşnutken de hak söz söylemeyi, zenginken de, fakirken de orta yollu davranmayı dilerim. Senden sonu gelmeyecek bir nimet, senden arkası kesilmeyecek bir göz aydınlığı dilerim. Hükmünü hakkımda takdir edip gerçekleştirdikten sonra ona razı olmayı dilerim. Ölümden sonra senden rahat bir hayat dilerim. Yüzüne bakma lezzetine erişmeyi, sana kavuşma şevkini duymayı -zarar verici herhangi bir husus ve saptırıcı hiçbir fitne olmaksızın- dilerim. Allah’ım iman süsü ile bizleri süslendir, bizleri hidayete ulaştıran ve hidayet bulanlardan kıl.”[99]

99- «اللَّهُمَّ ارْزُقْنِي حُبَّكَ وَحُبَّ مَنْ يُحِبُّكَ وَحُبَّ مَنْ يَنْفَعُنِي حُبُّهُ عِنْدَكَ, اللَّهُمَّ مَا رَزَقْتَنِي مِمَّا أُحِبُّ فَاجْعَلْهُ قُوَّةً لِي فِيمَا تُحِبُّ, اللَّهُمَّ مَا زَوَيْتَ عَنِّي مِمَّا أُحِبُّ فَاجْعَلْهُ فَرَاغًا لِي فِيمَا تُحِبُّ»

99- “Allah’ım, seni sevmeyi, sevgisi nezdinde bana fayda verenin sevgisini bana nasib et. Allah’ım, sevdiklerimden bana verdiğin rızıkları senin sevdiğin şeyler için bana güç kaynağı kıl. Allah’ım, sevip de bana vermediğin şeyleri senin sevdiğin şeyler için fırsat verecek haller kıl.”[100]

100- «اللَّهمَّ طَهِّرْنِي مِنَ الذُّنُوبِ وَالْخَطَايَا، اللَّهُمَّ نَقِّنِي مِنْهَا كَمَا يُنَقَّى الثَّوبُ الأَبيَضُ مِنَ الدَّنَسِ, اللَّهُمَّ طَهِّرْني بالثَّلْجِ ، وَالْبَرَدِ ، وَالْمَاءِ الْبَارِدِ»

100- “Allah’ım, büyük ve küçük günahlardan beni arındır. Allah’ım, beyaz bir elbise, kirli elbiseden nasıl seçilebiliyorsa beni günahlarımdan arındır. Allah’ım kar, dolu ve soğuk su ile beni pir-u pâk kıl.”[101]

101- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْبُخْلِ, وَالْجُبْنِ, وَسُوءِ الْعُمْرِ, وَفِتْنَةِ الصَّدْرِ, وَعَذَابِ الْقَبْرِ»

101- “Allah’ım, cimrilikten, korkaklıktan, ömrün kötü hallerinden, kalbin fitneye maruz kalmasından ve kabir azabından sana sığınırım.”[102]

102- «اللَّهُمَّ ربِّ جِبْرَائِيلَ, وَمِيكَائِيلَ, وَرَبِّ إِسْرَافِيلَ, أَعُوذُ بِكَ مِنْ حَرِّ النَّارِ, وَمِنْ عَذَابِ الْقَبِرِ»

102- “Ey Cebrail’in ve Mikail’in Rabbi, İsrafil’in Rabbi olan Allah’ım! Cehennem ateşinin sıcağından ve kabir azabından sana sığınırım.”[103]

103- «اللَّهُمَّ أَلْهِمْنِي رُشْدِي, وَأَعِذْنِي مِنْ شَرِّ نَفْسِي»

103- “Allah’ım, bana doğru yolu bulmayı ilham eyle, nefsimin şerrinden beni koru.”[104]

104- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ عِلْمًا نَافِعًا, وَأَعُوذ بِكَ مِنْ عِلْمٍ لاَيَنْفَعُ»

104- “Allah’ım, senden faydalı bir ilim dilerim. Fayda vermeyen ilimden sana sığınırım.”[105]

105- «اللَّهُمَّ رَبَّ السَّماَوَاتِ [السَّبْعِ] وَرَبَّ العَرْشِ العَظِيمِ رَبَّنَا وَرَبَّ كُلِّ شيء، فَالِقَ الحَبِّ وَالنَّوَى وَمُنْزِل التَّوْرَاةِ وَالإِنْجِيلِ وَالفُرْقَانِ, أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ كُلِّ شَيْءٍ أَنْتَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهِ, اللَّهُمَّ أَنْتَ الأَوَّلُ فَليْسَ قَبْلكَ شَيْءٌ وَأَنْتَ الآخِرُ فَليْسَ بَعْدَكَ شَيْءٌ وَأَنْتَ الظَّاهِرُ فَليْسَ فَوْقَكَ شَيْءٌ وَأَنْتَ البَاطِنُ فَليْسَ دُونَكَ شَيْءٌ إِقْضِ عَنَّا الدَّيْنَ وَأَغْنِنَا مِنَ الفَقْرِ»

105- “Yedi göğün Rabbi, arzın Rabbi, büyük Arşın Rabbi olan Allah’ım,. Bizim Rabbimiz ve herşeyin Rabbi! Çekirdeği ve taneyi açıp yaran, Tevrat’ı, İncil’i ve Furkan’ı indiren Allah’ım! Perçeminden tuttuğun herbir şeyin kötülüğünden sana sığınırım. Allah’ım, sen evvel (ilk)sin, senden önce hiçbir şey yoktur. Sen âhirsin, senden sonra hiçbir şey olmayacaktır. Sen zahirsin, senden yukarda (senden üstün ve güçlü) hiçbir şey yoktur. Sen batınsın, senin ötende hiçbir şey yoktur. Borcumuzu ödet, fakirlikten bizi kurtar.”[106]

106- «اللَّهُمَّ أَلِّفْ بَيْنَ قُلُوبِنَا وَأَصْلِحْ ذَاتَ بَيْنِنَا وَاهْدِنَا سُبُلَ السَّلاَمِ وَنَجِّنَا مِنْ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ وَجَنِّبْنَا الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَبَارِكْ لَنَا فِي أَسْمَاعِنَا وَأَبْصَارِنَا وَقُلُوبِنَا وَأَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا وَتُبْ عَلَيْنَا إِنَّكَ أَنْتَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ وَاجْعَلْنَا شَاكِرِينَ لِنِعْمَتِكَ مُثْنِينَ بِهَا عَلَيْكَ قَابِلِيهَا وَأَتِمَّهَا عَلَيْنَا»

106- “Allah’ım, kalblerimizi birbirine kaynaştır, aramızı düzelt. Bizi doğru yola ilet. Karanlıklardan bizi kurtar, aydınlığa çıkar. Açıkta olanıyla, gizlisiyle hertürlü hayasızlıktan bizleri uzak tut. Kulaklarımızı, gözlerimizi, kalblerimizi, eşlerimizi, soyumuzu, sopumuzu bizim için mübarek kıl. Tevbemizi kabul buyur, şüphesiz ki sen tevbeleri çok kabul edensin, çok merhametlisin. Bizi nimetlerine şükredenlerden, onlardan ötürü seni övenlerden, nimetlerini kabul edenlerden kıl, üzerimizdeki nimetlerini tamamla.”[107]

107- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خَيْرَ الْمَسْأَلَةِ, وَخَيْرَ الدُّعَاءِ وَخَيْرَ النَّجَاحِ, وَخَيْرَ الْعَمَلِ وَخَيْرَ الثَّوَابِ, وَخَيْرَ الْحَيَاةِ, وَخَيْرَ الْمَمَاتِ وَثبِّتْنِي, وَثَقِّلْ مَوَازِينِي, وَحَقِقْ إِيْمَانِي, وَارْفَعْ دَرَجَاتِي, وَتَقَبَّلْ صَلاَتِي, وَاغْفِرْ خَطِيئَتِي, وَأَسْأَلُكَ الدَّرَجَاتِ الْعُلَى مِنَ الْجَنَّةِ, اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ فَوَاتِحَ الْخَيْرِ وَخَوَاتِمَهُ, وَجَوَامِعَهُ وَأَوَّلُهُ, وَظَاهِرَهُ وَبَاطِنَهُ, وَالدَّرَجَاتِ الْعُلَى مِنَ الْجَنَّةِ آمِين. اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خَيْرَ مَا آتَي وَخَيْرَ مَا أَفْعَلَ وَخَيْرَ مَا أَعْمَلَ وَخَيْرَ مَا بَطَنَ وَخَيْرَ مَا ظَهَرَ وَالدَّرَجَاتِ الْعُلَى مِنَ الْجَنَّةِ آمِين. اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ أَنْ تَرْفَعَ ذِكْرِي وَتَضَعَ وِزْرِي وَتُصْلِحَ أَمْرِي وَتُطَهِّرَ قَلْبِي وَتُحَصِّنَ فَرْجِي وَتُنَوِّرَ لِي قَلْبِي وَتَغْفِرْ لِي ذَنْبِي وَأَسْأَلُكَ الدَّرَجَاتِ الْعُلَى مِنَ الْجَنَّةِ آمِين. اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ أَنْ تُبَارِكَ لِي فِي نَفْسِي وَفِي سَمْعِي وَفِي بَصَرِي وَفِي رُوحِي وَفِي خَلْقِي وَفِي خُلُقِي وَفِي أَهْلِي وَفِي مَحْيَايَ وَفِي مَمَاتِي وَفِي عَمَلِي فَتَقَبَّلْ حَسَنَاتِي وَأَسْأَلُكَ الدَّرَجَاتِ الْعُلَى مِنَ الْجَنَّةِ آمِين»

107- “Allah’ım, senden en hayırlı şeyleri dilemeyi dilerim. Senden en hayırlı duaları yapmayı, hayırlı başarıları, hayırlı ameli, hayırlı mükafatı, hayırlı bir hayatı, hayırlı ölümü dilerim. Sen bana (hak üzere) sebat ver. Terazilerimi ağır bastır, imanımı gerçekleştir, derecelerimi yükselt. Namazımı kabul buyur, günahımı bağışla. Senden cennetlerin yüksek derecelerini dilerim. Allah’ım, ben senden hayrın başlarını da, ortalarını da, genel ve kapsamlı olanlarını da, ilkini de, açıkta olanını da, gizli olanını da dilerim. Cennetteki yüksek dereceleri niyaz ederim. Amin. Allah’ım, ben senden ettiğimin, yaptıklarımın, işlediklerimin hayırlısını dilerim. Gizli şeylerin de, açıkta olanların da hayırlısını, cennetin yüksek derece ve mertebelerini dilerim. Amin. Allah’ım senden şanımı yüceltmeni, günahımı kaldırmanı, işimi salih kılmanı, kalbimi temizlemeni, namus ve iffetimi korumanı, kalbimi nurlandırmanı dilerim. Günahlarımı bağışlamanı niyaz ederim. Senden cennetteki yüksek mertebeleri niyaz ederim. Amin. Allah’ım, nefsimi, kulağımı, gözümü, ruhumu, yaratılışımı, ahlakımı, aile halkımı, hayatımı, ölümümü, amelimi mübarek kılmanı dilerim. Benim yaptığım iyilikleri kabul buyur. Senden cennetin yüksek mertebelerini niyaz ederim. Amin.”[108]

108- «اللَّهُمَّ جَنِّبْنِي مُنْكَرَاتِ الأَخْلاَقِ, وَالأَهْوَاءِ, وَالأَعْمَالِ, وَالأَدْوَاءِ»

108- “Allah’ım, kötü huylardan, hevâlardan, amellerden ve hastalıklardan beni uzak tut.”[109]

109- «اللَّهُمَّ قَنِّعْنِي بِمَا رَزَقْتَنِي, وَبَارِكْ لِي فِيهِ, وَاخْلُفْ عَلَيَّ كُلِّ غَائِبَةٍ لِي بِخَيْرٍ»

109- “Allah’ım, bana verdiğin rızka beni kanaatkâr kıl, o rızkı benim için bereketli kıl ve huzurunda olmayan herbir hususta benim yerime sen güzel bir şekilde onu kolla ve gözet.”[110]

110- «اللَّهُمَّ حَاسِبْنِي حِسَابًا يَسِيرًا»

110- “Allah’ım, sen beni kolay bir şekilde hesaba çek.”[111]

111- «اللَّهُمَّ أَعِنَّا عَلَى ذِكْرِكَ, وَشُكْرِكَ, وَحُسْنِ عِبَادَتِكَ»

111- “Allah’ım seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzel bir şekilde ibadet etmek için bize yardımcı ol.”[112]

112- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ إِيمَانًا لاَيَرْتَدُّ, وَنَعِيمًا لاَيَنْفَدُ, وَمُرَافَقَةَ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم فِي أَعْلَى جَنَّةِ الْخُلْدِ»

112- “Allah’ım, senden geri çevrilmeyecek bir iman, bitip tükenmeyecek bir nimet ve ebedilik cennetinin en yükseğinde Muhammed Salallahu aleyhi vesellem ile arkadaşlık dilerim.”[113]

113- «اللَّهُمَّ قِنِي شَرَّ نَفْسِي, وَاعْزِمْ لِي عَلَى أَرْشَدِ أَمْرِي, اللَّهُمَّ اغْفِرْلِي مَا أَسْرَرْتُ وَماَ أَعْلَنْتُ, وَمَا أخْطَأْتُ, وَمَا عَمَدْتُ, وَمَا عَلِمْتُ, وَمَا جَهِلْتُ»

113- “Allah’ım, nefsimin şerrinden beni koru. İşimde en doğru olana beni ilet. Allah’ım gizlediklerimi, açıkladıklarımı, bilmeyerek yaptıklarımı, kastederek yaptıklarımı, bildiklerimi ve bilmediklerimi bana bağışla.”[114]

114- «اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ غَلَبَةِ الدَّيْنِ, وَغَلَبَةِ عَدُوِّ, وَشَمَتَةِ الأَعْدَاءِ»

114- “Allah’ım, borcun galib gelmesinden, düşmanın üstünlüğünden ve dost olmayanların başıma gelen musibetlere sevinmesinden sana sığınırım.”[115]

115- «اللَّهُمَّ اغْفِرْلِي, وَاهْدِنِي, وَارْزُقْنِي, وَعَافِنِي, أَعُوذُ بِاللهِ مِنْ ضِيقِ الْمُقَامِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ»

115- “Allah’ım, bana mağfiret buyur, beni doğru yola ilet, bana rızık ihsan et, bana afiyet ver. Kıyamet gününde kalınacak yerin darlığından Allah’a sığınırım.”[116]

116- «اللَّهُمَّ مَتِّعْنِي بِسَمْعِي, وَبَصَرِي, وَاجْعَلْهُمَا الْوَارِثَ مِنِّي, وَانْصُرْنِي عَلَى مَنْ يَظْلِمُنِي, وَخُذْ مِنْهُ بِثَأْرِي»

116- “Allah’ım, kulağımla, gözlerimle beni hayırlı bir şekilde faydalandır. Onları bana mirasçı kıl (hayat boyunca onlar sağlıklı olsunlar). Bana zulmeden kimselere karşı bana yardım et ve ondan benim intikamımı al.”[117]

117- «اللَّهُمَّ إِنِّي أسْأَلُكَ عِيشَةً نَقِيَّةً, وَمِيتَةً سَوِيَّةً, وَمَرَدًّا غَيْرَ مُخْزٍ وَلاَ فَاضِحٍ»

117- “Allah’ım, senden tertemiz bir hayat dilerim. Dosdoğru bir ölüm, rezil ve rüsvay etmeyecek bir dönüş niyaz ederim.”[118]

118- «اللَّهُمَّ أَحْسَنْتَ خَلْقِي فَأَحْسِنْ خُلُقِي»

118- “Allah’ım, yaratılış ve suretimi güzel kıldın, huyumu da güzelleştir.”[119]

119- «اللَّهُمَّ ثَبِّتْنِي وَاجْعَلْنِي هَادِيًا مَهْدِيًا»

119- “Allah’ım, bana sebat ver, beni hidayete ileten ve hidayet bulmuş kimse kıl.”[120]

120- «اللَّهُمَّ آتِنِي الْحِكْمَةَ الَّتِي مَنْ أُوتِيَهَا فَقَدْ أُوتِيَ خَيْرًا كَثِرًا»

120- “Allah’ım, kendisine verildiği takdirde kendisine pek çok hayır verilmiş olan o hikmeti bana da ver.”[121]

اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَأَصْحَابِهِ أَجْمَعِينَ.

Allah’ım, Muhammed’e, onun aile halkına ve bütün ashabına salat ve selam olsun.

 



[1] Tirmizi, V, 566, 462; Ahmed, II, 18. Ayrıca bk. Sahihu’t-Tirmizi, III, 140.

[2] el-A’raf, 7/23

[3] Hud, 11/47

[4] Nuh, 71/28

[5] el-Bakara, 2/127-128

[6] İbrahim, 14/40

[7] İbrahim, 14/41

[8] eş-Şuara, 26/83-85,87

[9] es-Saffat, 37/100

[10] el-Mümtehine, 60/4

[11] el-Mümtehine, 60/5

[12] en-Neml, 27/19

[13] Al-i İmran, 3/38

[14] el-Enbiya, 21/89

[15] el-Enbiya, 21/78

[16] Taha, 20/25-28

[17] el-Kasas, 28/16

[18] Al-i İmran, 3/53

[19] Yunus, 10/85-86

[20] el-Kehf, 18/10

[21] Taha, 20/114

[22] el-Muminun, 23/97-98

[23] el-Muminun, 23/118

[24] el-Bakara, 2/201

[25] el-Bakara, 2/285

[26] el-Bakara, 2/286

[27] Al-i İmran, 3/8

[28] Al-i İmran, 3/191-194

[29] el-Muminun, 23/109

[30] el-Furkan, 25/65-66

[31] el-Furkan, 25/74

[32] el-Ahkaf, 46/15

[33] el-Haşr, 59/10

[34] et-Tahrim, 66/8

[35] Al-i İmran, 3/16

[36] el-Maide, 5/83

[37] İbrahim, 14/35

[38] el-Kasas, 28/24

[39] el-Ankebut, 29/30

[40] el-Araf, 7/47

[41] et-Tevbe, 9/129

[42] el-Kasas, 28/22

[43] el-Kasas, 28/21

[44] Buhari, VII, 163; Müslim, IV, 2070

[45] Buhari, VII, 161; Müslim, IV, 2078

[46] Buhari, VII, 59; Müslim, IV, 2079

[47] Buhari, VII, 155; Müslim, IV, 2080. Hadisin lafzı şu şekildedir: Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem belanın ağır basmasından, fakirliğin gelip yetişmesinden, kötü ve kaza ve takdirden, düşmanların da başına gelen işler dolayısıyla sevinmelerinden Allah’a sığınırdı.

[48] Müslim, IV, 2087

[49] Müslim, IV, 2087

[50] Müslim, IV, 2088

[51] Müslim, IV, 2090

[52] Müslim, IV, 2097

[53] Müslim, IV, 2085

[54] Buna Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in Enes’e yaptığı şu dua delildir: “Allah’ım, malını ve çocuklarını çoğalt ve ona verdiklerini de bereketli kıl.” (Buhari, VII, 154) Bu hadisi Müslim de rivayet etmiştir.

[55] Buhari, el-Edebu’l-Müfred, Hadis no: 253; el-Elbani, Silsiletu’l-Ahadiîsi’s-Sahiha, Hadis no: 2241’de ve Sahihu’l-Edebi’l-Müfred, s. 244’de sahih olduğunu belirtmektedir. Hayatı uzatmak ve amelinin güzelliği ile ilgili ifadeye de Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’e: İnsanların en hayırlısı kimdir diye sorulduğu zaman: “Ömrü uzun olup, ameli güzel olandır” şeklinde verdiği cevab delil teşkil etmektedir. Bu hadisi Tirmizi ve Ahmed rivayet etmiş olup, el-Elbani, Sahihu’t-Tirmizi, II, 271’de sahih olduğunu belirtmiştir. Ben de büyük ilim adamı İbn Bâz’a bu şekilde dua etmenin sünnet olup olmadığını sorduğumda, evet cevabını vermiştir.

[56] Buhari, VII, 154; Müslim, IV, 2092

[57] Ebu Davud, IV, 324; Ahmed, V, 42. Bu hadisi el-Elbani ve başkaları hasen kabul etmiştir.

[58] Tirmizi, V, 529. Hakim hadisin sahih olduğunu belirtmiş, Zehebi de ona muvafakat etmiştir. Bk. el-Müstedrek, I, 555. Ayrıca bk. Sahihu’t-Tirmizi, III, 168. Hadisin lafzı şu şekildedir:

“Zünnun (Yunus)’un balığın karnında iken yaptığı dua şudur: Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni hertürlü eksiklikten tenzih ederim. Şüphesiz ki ben zalimlerden oldum. Bu duayı müslüman bir adam herhangi bir şey hakkında yaptı mı mutlaka Allah onun o duasını kabul eder.”

[59] Ahmed, I, 391, 452; Hakim, I, 509. Hafız (İbn Hacer) el-Ezkar’daki hadislerin tahricinde hasen olduğunu belirtmekte, el-Elbani sahih olduğunu söylemektedir. Bk. Tahricu’l-Kelimi’t-Tayyib, s.73

[60] Müslim, IV, 2045

[61] Tirmizi, V, 238; Ahmed, IV, 182; Hakim, I, 525 ve 528’de sahih olduğunu belirtmiş, Zehebi de ona muvafakat etmiştir. Ayrıca bk. Sahihu’l-Cami, VI, 309; Sahihu’t-Tirmizi, III, 171. Ummu Seleme radiyallahu anha: “Bu Peygamber efendimizin en çok yaptığı duadır.” demiştir.

[62] Tirmizi, V, 534 ve başkaları. Hadisin lafzı şöyledir: “Yüce Allah’tan dünyada ve ahirette afiyet isteyiniz.” Bir lafızda da şöyle denilmektedir: “Yüce Allah’tan affedilmeyi ve afiyeti dileyiniz. Çünkü hiçbir kimseye yakînden sonra afiyetten daha hayırlı bir şey verilmiş değildir.” Bk. Sahihu İbn Mace, III, 180; III, 185; III, 170. Bu hadisin başka birtakım tanıkları da vardır. Bk. Ahmed Şakir’in tertibi ile İmam Ahmed’in Müsned’i, I, 156-157

[63] Ahmed, IV, 181; Taberani, el-Mucem el-Kebir, Hafız el-Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, X, 178’de Ahmed’in rivayeti ile hadisin senedindekiler ve Taberani’nin senedlerinin birisindeki raviler sika (güvenilir) kimselerdir.

[64] Ebu Davud, II, 83; Tirmizi, V, 554; İbn Mace, II, 1259; Hakim, I, 519 sahih olduğunu belirtmiş Zehebi de ona muvafakat etmiştir. Ayrıca bk. Sahihu’t-Tirmizi, III, 178; Ahmed, I, 127

[65] Tirmizi, V, 537; İbn Mace, II, 1264  -bu anlamda-

[66] Ebu Davud, II, 92; Tirmizi, V, 523; Nesai, VIII, 271 ve başkaları. Ayrıca bk. Sahihu’t-Tirmizi, III, 166; Sahihu’n-Nesai, III, 1108

[67] Ebu Davud, II, 93; Nesai, VIII, 271; Ahmed, III, 192. Ayrıca bk. Sahihu’n-Nesai, III, 1116; Sahihu’t-Tirmizi, III, 184

[68] Tirmizi, V, 575; Ayrıca İbn Hibban, Hakim ve Taberani’de rivayet etmiştir. Bk. Sahihu’t-Tirmizi, III, 184

[69] Tirmizi, V, 534; Bk. Sahihu’t-Tirmizi, III, 170

[70] Bu lafızla Ahmed, V, 243; Tirmizi yakın ifadelerle, V, 369; Hakim, I, 521; Tirmizi hadisin hasen olduğunu belirtmiş ve şöyle demiştir: Ben Muhammed b. İsmail’e -Buhari’yi kastediyor- sordum da bu hadis hasen, sahih bir hadistir, demiştir. Hadisin sonunda da, Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: “Gerçek şu ki bu bir haktır. O bakımdan onu öğreniniz ve belleyiniz.”

[71] İbn Mace, II, 1264; Ahmed, VI, 134; Hakim sahih olduğunu belirtmiş, Zehebi de ona muvafakat etmiştir, I, 521. Ayrıca bk. Sahihu İbn Mace, II, 327

[72] Hakim, I, 525’te sahih olduğunu belirtmiş, Zehebi de ona muvafakat etmiştir. Ayrıca bk. Sahihu’l-Cami, II, 398 ve Silsiletu’l-Ahadiîsi’s-Sahiha, IV, 54, hadis no: 1540

[73] Tirmizi, V, 528; Hakim, I, 258’de sahih olduğunu belirtmiş, Zehebi de ona muvafakat etmiştir; İbnu’s-Sünni, hadis no: 446; Ayrıca bk. Sahihu’t-Tirmizi, III, 168; Sahihu’l-Cami, I, 400

[74] Buhari -Fethu’l-Bari ile-, XI, 181

[75] Buhari, -Fethu’l-Bari ile-, XI, 196

[76] Müslim, IV, 2073, IV, 2078

[77] Buhari, I, 203; Müslim, IV, 2078

[78] Buhari, VIII, 167; Müslim, IV, 2086

[79] Hakim, I, 525 sahih olduğunu belirtmiş ve Zehebi de ona muvafakat etmiştir. Ayrıca bk. Nevevi, el-Ezkar, s. 340. Muhakkik Abdu’l-Kadir el-Arnavut hadisin hasen olduğunu belirtmiştir.

[80] Hakim, I, 542. Ayrıca bk. Sahihu’l-Cami, I, 396; el-Ahadiîsu’s-Sahiha, Hadis no: 1539

[81] Ahmed, IV, 63, V, 375. Ayrıca bk. Sahihu’l-Cami, I, 399

[82] Hadisi Taberani rivayet etmiş olup, el-Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, X, 159’da ravileri Muhammed b. Ziyad dışında Sahih’in ravileridir. Muhammed de sika (güvenilir) bir ravidir demektedir. Ayrıca bk. Sahihu’l-Cami, I, 404

[83] Ebu Davud, II, 92. Ayrıca bk. Sahihu’n-Nesai, III, 1123

[84] Ebu Davud, II, 91; Nesai, VIII, 263 ile İbn Mace rivayet etmiştir. Ayrıca bk. Sahihu’n-Nesai, III, 1112

[85] Hakim ve Beyhaki rivayet etmiştir. Ayrıca bk. Sahihu’l-Cami, I, 406; İrvau’l-Ğalil, Hadis no:852

[86] Nesai ve Ebu Davud, II, 91’de rivayet etmiştir. Bk. Sahihu’n-Nesai, III, 1111; Sahihu’l-Cami, I/407

[87] Hakim, I, 532’de sahih olduğunu belirtmiş, Zehebi de ona muvafakat etmiştir. Ayrıca hadisi Nesai, VIII, 274’te rivayet etmiştir. Ayrıca bk. Sahihu’l-Cami, I, 408; Sahihu’n-Nesai, III, 1118

[88] Tirmizi, V, 519; Ebu Davud, II, 92. Ayrıca bk. Sahihu’l-Cami, X, 410; Sahihu’n-Nesai, III, 1113

[89] Hadisi Taberani rivayet etmiş olup el-Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, X, 144’te: Hadisin ravileri, Sahih’in ravileridir demiştir. Ayrıca bk. Sahihu’l-Cami, I, 411

[90] Tirmizi, IV, 700; İbn Mace, 1453; ve Nesai rivayet etmiştir. Bk. Sahihu’t-Tirmizi, II, 319; Sahihu’n-Nesai, III, 1121. Hadisin lafzı şu şekildedir: “Her kim cenneti üç defa Allah’tan dileyecek olursa, cennet: Allah’ım, onu cennete koy der. Her kim de cehennem ateşinden üç defa sığınırsa ateş: Allah’ım, onu ateşten koru der.”

[91] Bu duaya Buhari ve Müslim’in, Peygamber (s.a)’ın İbn Abbas radıyallahu anhuma’a yaptığı dua delil teşkil etmektedir. Bk. Buhari -Fethu’l-Bari ile-, I, 44; Müslim, IV, 1797

[92] Ahmed, IV, 403’te ve başkaları rivayet etmiştir. Ayrıca bk. el-Elbani, Sahihu’t-T?erğib ve’t-Terhib, I, 19

[93] İbn Mace, I, 92; Bk. Sahihu İbn Mace, I, 47

[94] İbn Mace, I, 298. Ayrıca bk. Sahihu İbn Mace, I, 152

[95] Bu lafızla Nesai, III,52 ve Ahmed, IV, 338. Ayrıca bk. Sahihu’n-Nesai, II, 279

[96] Ebu Davud, II, 80; İbn Mace, II, 1268; Nesai, III, 52; Tirmizi, V, 550. Ayrıca bk. Sahihu’n-Nesai, I, 279

[97] Ebu Davud, II, 79; Tirmizi, V, 515; İbn Mace, II, 1267; Ahmed, V, 360; Ayrıca bk. Sahihu’t-Tirmizi, III, 163

[98] Ebu Davud ve -lafız kendisine ait olmak üzere- Tirmizi, Nesai ve İbn Mace, II, 1353’te rivayet etmiştir. Ayrıca bk. Sahihu İbn Mace, II, 321; Sahihu’t-Tirmizi, III, 153

[99] Nesai, III, 54,55; Ahmed, IV, 364. Senedi ceyyiddir. Ayrıca bk. Sahihu’n-Nesai, I, 280, 281

[100] Hadisi Tirmizi, V, 523’te rivayet etmiş ve hasen olduğunu belirtmiştir. Abdu’l-Kadir el-Arnavut: Hadisin durumu dediği gibidir, demiştir. Bk. Camiu’l-Usul, IV, 341’deki el-Arnavut’un tahkiki.

[101] Nesai, I, 198,199; Tirmizi, V, 515. Ayrıca bk. Sahihu’n-Nesai, I, 86

[102] Nesai, VIII, 255. Hadisin lafzı şu şekildedir: Peygamber (s.a) beş şeyden (Allah’a) sığınırdı. “Cimrilikten, korkaklıktan, kötü ömürden, kalb fitnesinden ve kabir azabından.” Hadisi Ebu Davud, II, 9’da rivayet etmiştir. Ayrıca bk. Camiu’l-Usul, IV, 363 -el-Arnavut’un tahkiki ile-

[103] Nesai, VIII, 278. Ayrıca bk. Sahihu’n-Nesai, III, 1121

[104] Hadisi Ahmed, IV, 444; Tirmizi -lafız kendisinin-, V, 519; Ahmed’deki senediyle hadis ceyyiddir.

[105] İbn Mace, II, 1263. Ayrıca bk. Sahihu İbn Mace, II, 327. Hadisin lafzı: “Allah’tan faydalı bir bilgi isteyiniz ve fayda vermeyen ilimden de Allah’a sığınırız” şeklindedir.

[106] Hadisi Müslim, IV, 2084’te Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan rivayet etmiştir.

[107] Hadisi Hakim, I, 265’te zikretmiş olup, Müslim’in şartına göre sahihtir, demiş ve Zehebi de ona muvafakat etmiştir.

[108] Hakim, I, 520’de Ummü Seleme’den (Peygamber Efendimize) merfu olarak rivayet etmiş, sahih olduğunu belirtmiş ve Zehebi de ona muvafakat etmiştir.

[109] Hakim, I, 532’de Müslim’in şartına göre sahihtir demiş, Zehebi de ona muvafakat etmiştir.

[110] Hakim, I, 510’da rivayet etmiş sahih olduğunu belirtmiş, Zehebi de ona muvafakat etmiştir.

[111] Ahmed, VI, 48; Hakim, I, 255’te rivayet etmiş olup, Müslim’in şartına göre sahihtir demiş Zehebi de ona muvafakat etmiştir. Aişe radıyallahu anh dedi ki: Peygambere:

“Ey Allah’ın Peygamberi kolay hesab ne demektir?” diye sordum. Şöyle buyurdu:

“Onun kitabına (amel defterine) bakılarak onun (günahlarının) bağışlanması sorgulanmamasıdır. Çünkü o gün kim inceden inceye hesaba çekilecek olursa -ey Aişe- helak olur. Müminin başına gelen herbir musibet sebebiyle yüce Allah onun karşılığında onun günahlarını siler. Hatta ona batan bir diken bile olsa.”

[112] Hakim, I, 499’da rivayet etmiş, sahih olduğunu belirtmiş olup Zehebi de ona muvafakat etmiştir. Durum da dedikleri gibidir. Ebu Davud, II, 86; Nesai, III, 53’te belirttiklerine göre Peygamber (s.a)’a Muaz’a her namazın akabinde bu sözleri söylemesini tavsiye etmiştir.

[113] İbn Hibban, s. 604, hadis no: 2436’da, İbn Mesud (r.a)’dan mevkuf olarak (İbn Mesud’un sözü olarak) rivayet etmiş olup, Ahmed, I, 386 ve 400’de başka bir yoldan rivayet ettiği gibi Nesai, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle, no: 869’da rivayet etmiştir.

[114] Hakim, I, 510’da sahih olduğunu belirtmiş, Zehebi de ona muvafakat etmiştir. Ahmed, IV, 444. Hafız (İbn Hacer) el-İsabe’de senedi sahihtir demiştir.

[115] Nesai, VIII, 265. Ayrıca bk. Sahihu’n-Nesai, III, 1113

[116] Nesai, III, 209; İbn Mace, I, 431 ve başkaları. Ayrıca bk. Sahihu’n-Nesai, I, 356; Sahihu İbn Mace, I, 226

[117] Hadisi Tirmizi rivayet etmiştir. Ayrıca bk. Sahihu’t-Tirmizi, III, 188; Hakim, I, 523’de sahih olduğunu belirtmiş, Zehebi de ona muvafakat etmiştir.

[118] Zevaidu Müsnedi’l-Bezzar, II, 442, no: 2177 ve Taberani rivayet etmiştir. Bk. Mecmau’z-Zevaid, X, 179’da, Taberani’nin senedi ceyyiddir, demektedir.

[119] Ahmed, VI, 68, 155, I, 403; el-Elbani, İrvau’l-Ğalil, I, 155’de sahih olduğunu belirtmektedir.

[120] Buna Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in Cerir radıyallahu anh’a yaptığı dua delil teşkil etmektedir. Bk. Buhari -Fethu’l-Bari ile-, VI, 161

[121] Şanı yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

“O hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse muhakkak ona pekçok hayır verilmiş demektir.” (el-Bakara, 2/269)