Seferde namazı kısaltmanın vucubiyeti;
Allah Azze ve Celle buyuruyor ki; “Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman
kâfirlerin size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda
size bir günah yoktur.”(Nisa 101)
İbnu Abbas -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem, Allah Azze ve Celle’nin korkusu dışında hiçbir korku olmadığı halde Medine’ye yolculuk yapar, dönünceye kadar namazları iki rekat kılardı.” İbnu Ebu Şeybe, Tirmizî(547) Nesâî(3/117) sahihtir. Bkz.; el İrva(3/6)
Hârise İbnu Vehb -Allah ondan razı
olsun- şöyle dedi: Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem, Mina'da bize,
sayıca en çok olduğumuz ve en ziyade güven içinde olduğumuz bir zamanda namazı
iki rek'at kıldırdı." Buharî, Hacc 84; Müslim(696)
Ya'lâ b. Ümeyye -Allah ondan razı olsun-
şöyle dedi: Ben Ömer bin el-Hattab'a: "Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman eğer
kâfirlerin size bir fenalık yapmasından korkarsanız, namazı kısaltmanızda
üzerinize bir vebal yoktur." (en-Nisâ, 4/101) buyruğu ile ilgili
olarak insanlar artık iman etmiş (ve güvenliğe kavuşmuş) bulunuyorlar, dedim.
Bana şu cevabı verdi: Senin hayret ettiğin şeye ben de hayret ettim, bunun
üzerine Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem'e buna dair soru sordum, şöyle
buyurdu: "Bu Allah'ın size verdiği bir sadakadır. O'nun sadakasını kabul
ediniz." Müslim(686) Ahmed(1/25) Ebu Ya’la(1/163) Beyhaki(3/134) Şafii el
Umm(1/179) Abdurrazzak(2/517) Fesevi(2/205) Ebu Davud(1199) Tirmizi(3034)
Nesai(3/116) İbnu mace(1065) Darimi(salat 179)
Aişe -Allah ondan razı olsun- şöyle
dedi: "Allah namazı ilk defa farz ettiği zaman iki rek'at olarak farz
etmişti. Sonra onu hazer için dörde tamamladı. Yolcu namazı ilk farz edildiği
şekilde sabit tutuldu." Buhârî(3935), Müslim(685)
Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem'in
ister hacca gitmek, ister umre yapmak, isterse de gaza yapmak üzere bütün
seferlerinde namazlarını kasr ile kıldığına dair haberler tevatür
derecesindedir. İbn Ömer dedi ki: Ben Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem ile
birlikte yolculuklarda bulundum. Yüce Allah vefat ettirinceye kadar iki
raketten fazla kılmadı. Ebu Bekir ile de yolculuklarda bulundum, o da Allah
vefat ettirinceye kadar iki rekâtten fazlasını kılmadı. Ömer ile de birlikte
oldum, o da Allah vefat ettirinceye kadar iki rekâtten fazla kılmadı. Daha
sonra Osman ile birlikte yolculuklarda bulundum. O da Allah vefat ettirinceye
kadar iki rekâtten fazla kılmadı. Yüce Allah da: "Andolsun ki sizin için... Rasûlullahda
güzel bir örnek vardır." (el-Ahzab, 33/21) diye buyurmaktadır.
Buharî(1101) Müslim(689) Nesâi(3/121 )
Abdullah b. Mesud -Allah ondan razı
olsun- şöyle dedi: Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte
Minâ'da farzı iki rekât olarak kıldım. Ebu Bekir es-Sıddîk ile birlikte Minâ'da
iki rekât kıldım, Ömer ile birlikte Minâ'da iki rekât kıldım. Dört rekât kılmak
yerine, keşke kabul olunan iki rekât nasib olsa." Muslim(695)
Muverrik el-Iclî’den; İbnu Ömer’e
seferde namazdan soruldu. Dedi ki; “İkişer ikişer kılınız. Kim sünnete
muhalefet ederse küfre sapar.” Ahmed(2/83,400) Abdurrazzak(4281) Tahavi(1/422),
Beyhaki(3/140)
Seferîlik mesafesi;
Namazın kısaltılması için ne
seferilik mesafesi ne de müddeti sınırlandırılmamıştır. İbnu Kudame el
Kafi(1/201) Menarus Sebul (1/133) İbnu Kayyım Zadul Mead (3/562)
Şayet bunun bir sınırı olsaydı
Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem mutlaka bunu beyan ederdi. “Ey Mekke
halkı dört beridlik mesafeden azında namazı kısaltmayın” şeklinde rivayet
edilen sözün ise Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’e ait olmadığı tesbit
edilmiştir. İbnu Teymiye Mecmuatur Resail(2/6) Elbani Daife(439)
Enes -Allah ondan razı olsun-
şöyle dedi: “Basra’dan Kufe’ye giden kişinin kasru's-salât yani namazını
kısaltması hakkında sorulmuştu. Şöyle cevap verdi: " Allah Rasulü
sallallahu aleyhi ve sellem üç millik (
Enes’e Basra’dan Kufe’ye giden
kişi hakkında sorulduğu için, bu hadisin “Belki orada konaklayıp yolculuğuna
devam ediyordu, yolculuğunun son durağı değildi” şeklinde yorumlanamaz. Aksi
halde Enes r.a.’ın böyle bir soruya karşı üç mil gibi bir mesafeden bahsetmesi
anlamsız kalırdı. Fethul Bari(2/567) el İrva(3/15)
Abdurrahman Bin Harmele’den;
Said Bin Müseyyeb’e Medine’ye bir beridlik (
Muhammed Bin Zeyd Bin Huleyde’den; İbnu
Ömer -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: “Üç mil (
Leclac der ki; “Ömer Bin el Hattab ile
sefere çıktık üç millik (5541 metrelik) mesafede namazı kısaltıyorduk.” İbnu Ebu
Şeybe(2/333) Sahiha(1/260) hasendir.
Muharib Bin Disar’dan; İbnu Ömer -Allah
ondan razı olsun- şöyle dedi: “Gündüz vakti bir saatlik yola çıksam bile namazı
kısaltırım.” İbnu Ebu Şeybe(2/334), Fethul Bari(2/567) İrva(3/18) Sahiha(1/259)
Yine İbnu Ömer -Allah ondan razı olsun-
şöyle dedi: “Bir millik (1847 metrelik) mesafeye gitsem bile namazı
kısaltırım.” sahihtir. Fethul Bari(2/567), İrva(3/18), Sahiha(1/259)
Nafi dedi ki; “İbnu Ömer Mekke’de ikamet
ederdi. Mina’ya çıktığı zaman namazı kısaltırdı.” İbnu Ebu Şeybe(2/334), İrva (3/18)
Sahiha(1/259)
Mekke ile Mina arası bir fersah (
Mekke ile Arafat arası dört fersahtır.(
İbnu'l-Münzir dedi ki: Kendisinden ilim
bellediğimiz herkes şunu ifade etmiştir. Yolculuğa çıkmak isteyen bir kimse
ancak yolculuğa çıkacağı kasabanın evlerinin dışına çıktığı vakit namazını
kasredebilir. İbn Kudame, el-Muğni(2/260)
Enes -Allah ondan razı olsun- şöyle
dedi: "Medine 'de öğle namazını Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile
dört rek'at kıldık. Mekke 'ye gitmek üzere yola çıkıp Zülhuleyfe 'ye gelince
ikindiyi iki rek'at kıldı.'' Buharî (1039,1471-1073), Müslim(690)
Seferîlik müddeti;
Câbir -Allah ondan razı olsun- şöyle
dedi: "Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Tebük'de yirmi gün ikâmet etti
ve namazları hep kasretti. " Ebu Dâvud(1235), İbnu Hibban
Enes -Allah ondan razı olsun- şöyle
dedi: Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem ile Mekke’de bir ay kaldık ve
namazları kısalttık.” Buhari(2/34)
İbnu -Allah ondan razı olsun- şöyle
dedi: “Biz kar yolları kapattığı için Azerbaycan’da altı ay kaldık ve namazları
ikişer rekat kıldık.” İsnadı sahihtir. Ahmed (5552,6424), Mecmauz Zevaid (2/158)
Bazıları; “Belki bugün yarın çıkarım
diye niyet etmemişlerdir” şeklinde yorumladılar. Ancak bu görüş hatadır. Zira
altı ay Azerbaycan’da kalan İbnu Ömer’in bu çeşit karların birkaç günde
eriyecek bir şey olmadığını takdir etmemiş olması düşünülemez.
Enes’in Şam’da iki sene kalıp namazı
kısaltması. Beyhaki(3/152) isnadı salihtir.
Bir grup sahabenin Ramehürmüz’de yedi ay
kalarak namazları kısaltmaları da bunun gibidir. Beyhaki(3/152)
Osman et Tavil’den; Ebul Aliye (Rufey
Bin Mihran) er Riyahi dedi ki; “Bize Ebubekr şöyle bir hutbe okudu; “Evinde
oturan için namaz dört rekat, yolcu için iki rekattir. Benim doğum yerim Mekke,
hicret yerim Medinedir. Medine’den çıkınca Zulhuleyfe’den öteye iki rekat
olarak kılarım. Bu ona dönünceye kadar böyle devam eder.” Rufey Bin Mihran’a
dedim ki; “Ben memlekete geliyor iki ay kalıyorum. Namazı kısaltmalı mıyım?”
dedi ki; “Evet! Orada elli yıl kalsan bile dönünceye kadar kısaltırsın.”
Mervezi Musnedi Ebu Bekr(135) Ebu Nuaym Hilye(2/222)
Hasan.’dan; Enes Bin Malik Nisabur’da
bir veya iki sene kaldı namazları kısalttı. İbnu Ebu Şeybe (2/341), Cemül
Fevaid(1944)
Simak Bin Seleme, İbnu Abbas’dan; “Bir
beldede beş ay kaldım ve namazı kısalttım.” İbnu Ebu Şeybe(2/341)
Abdurrahman Bin Misver’den; “Sa’d Bin
Malik ile Umman’da iki ay kaldık ve
namazı kısalttık” İbnu Ebu Şeybe (2/341), Abdurrazzak(4350)
Ebu Cemre Nasr Bin Umran’dan; “İbnu
Abbas’a; “Horasan’da kalmaya devam edersek ne dersin?” diye sordum. Dedi ki;
“On sene kalacak olsan bile namazı iki rekat kıl.” İbnu Ebu Şeybe (2/341)
Hasan’dan; Abdurrahman Bin Semure
Kabil’de bir veya iki kış geçirdi, namazları kısalttı.” İbnu Ebu Şeybe (2/341),
Abdurrazzak (4352)
Malik’den; “Cabir Bin Zeyd’e; “Bir veya
iki sene Kesker’de kalsam oranın halkından sayılırım” dedim. O da; “Namazları
kısalt” dedi. İbnu Ebu Şeybe (2/341)
Ebu Vail’den; “Mesruk ile Silsile’de iki
yıl kaldım. Namazları kısaltıyordu.” İbnu Ebu Şeybe (2/342)
İbrahim en Nehai’den; Alkame ile
Havarizm’de iki yıl kaldık, namazları kısaltıyordu.” İbnu Ebu Şeybe (2/342)
Zekeriya Bin Amir’den; “Alkame Merv’de
iki yıl kaldı ve namazları kısalttı.” İbnu Ebu Şeybe (2/341)
Eğer bir yerde ikamet etmeye, orasını
vatan edinmeye niyet ederse artık seferî olmaz;
Yukarıda naklettiğimiz Cabir hadisi ve
diğer rivayetler dikkate alındığında bu anlaşılmaktadır. Eğer o yerde ikamete
niyet etmezse, orada kaldığı sürece seferîdir.
Seferînin cemaatle namaz kılması:
Musa Bin Seleme’den; İbnu Abbas’a;
“Mekke’de iken cemaatle kılmazsam nasıl
kılayım?” diye sordum. Dedi ki; “Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’in
sünneti seferde iki rekat kılmaktır.” Müslim(688), Nesai(3/119)
Şa’bî’den; İbnu Ömer Mekke’de namazı
yalnız iken ikişer rekat kılıyor, cemaatle kıldığında ise imam kaç rekat
kılarsa o kadar kılardı.” İbnu Huzeyme (954)
Ömer, Mekke’ye geldiğinde onlara iki
rekat kıldırdıktan sonra dedi ki; “Ey Mekke halkı! Namazınızı tamamlayınız.
Zira biz seferîyiz.” Malik Muvatta(1/149)
Seferde nafile namaz;
Müekked namazlar seferde
kılınmaz. Ancak seferde duha, teheccüd gibi diğer nafile namazlar kılınabilir.
Fethul bari (2/578)
İbnu Ömer -Allah ondan razı
olsun- şöyle dedi: Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem'e onsekiz defa
refakat ettim. Ancak, sefer sırasında nafile kıldığını hiç görmedim. Allah
Teâlâ hazretleri şöyle buyurmuştur: "Rasulullah'ta sizin için güzel örnek
vardır" (Ahzâb 21 ). İbnu Ömer devamla der ki: "Eğer nâfileyi
kılsaydım namazı da tam kılardım." Buharî, Taksîru's-Salât 11; Müslim(689)
Cuma
günü yolculuğa çıkmak; Eğer Cuma
ezanı okunmamışsa sefere çıkmak caizdir. Okunmuşsa sefere çıkmaması gerekir.
Temamul Minneh (s.320)
Cuma
günü yolculuktan mutlak olarak alıkoyan sahih
bir şey varit olmamıştır.
Ebu
Hureyre -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve
sellem buyurdu ki; “Seferî olana Cuma namazı yoktur.” el İrva(592,594)
Esved
Bin Kays babasından naklediyor; Ömer Bin el Hattab yolculuk hazırlığında olan
birini gördü ve onun şöyle dediğini işitti; “Şayet bugün Cuma olmasaydı yola
çıkacaktım.” Bunun üzerine Ömer dedi ki; “Yola çıkabilirsin. Zira Cuma
yolculuktan alıkoymaz.” İbnu Ebu Şeybe (2/205)
Gemide veya Uçakta Namaz Kılmak
Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve
sellem'e gemide nasıl namaz kılınacağı soruldu. Dedi ki: “Ayakta durarak namaz
kıl. Ancak boğulmaktan korkarsan hayır yani oturarak namaz kılabilirsin.”
Bezzar (
“Yaşlandığında ise Allah Rasulü
sallallahu aleyhi ve sellem namaz kıldığı yerde bir direk diktirmiş ve ona
yaslanmıştır.” es-Sahiha (319), el-İrva (