Bu konuda Hz. Ebu Hureyre, Hz. Ömer’in oğlu Abdullah, Hz. Abbas’ın oğlu Abdullah, Hz. Cabir, Hz. Aişe, Hz. Huzeyfe, Hz. Ömer, Hz. Enes, Hz. Ebu Bekre ve Hz. Ta’lik b. Ali gibi pek çok sahabî, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ‘den birçok hadis rivayet etmişlerdir.
Günümüzde önemli bir mesele olması sebebiyle, özetle şunları zikretmekte fayda mülahaza edilmiştir.
Ramazan Orucunun Başlangıç ve Bitiş Tarihlerinin Ancak Hilâl’in
Görülmesiyle Tesbit Edileceğini Belirten Hadisler:
a. Ebu Hureyre
radıyallahu anh, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle
buyurduğunu söyler: “Ramazan orucunu, hilâli gördüğünüzde tutun. Hilâli
gördüğünüzde açın. Şayet hava kapalı olursa, (ayın tesbitine mani olursa) otuzu
sayın.”(1)
Diğer bir rivayette “…Sayıyı otuza
tamamlayın.”(2)
Başka bir rivayette: “Hilâli görmedikçe orucu tutmayın. Hilâli görmedikçe orucu
bozmayın. Hilâli gördüğünüzde orucu tutun. Hilâli gördüğünüzde orucu açın.
Şayet hava kapalı olursa, (Hilâlin görülmesine engel olursa) otuz günü
sayın.”(3)
b. Abdullah b. Abbas
radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu
rivayet eder: “Orucu Ramazandan önce tutmayın. Orucu Hilâli gördüğünüzde tutun.
Hilâli gördüğünüzde açın. Şayet Hilâlin görülmesine bulut mani olursa, otuz
günü tamamlayın.”(4)
Diğer bir rivayette: Abdullah b. Abbas
radıyallahu anh der ki: Ramazan ayından önce oruca başlayanlara şaşarım.
Hâlbuki Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Orucu, Hilâli
gördüğünüzde tutun ve Hilâli gördüğünüz zaman açın. Şayet hava kapalı olursa,
(Hilâli görmenize mani olursa) sayıyı otuzgüne tamamlayın.”(5)
c. Abdullah b. Ömer
radıyallahu anh‘dan, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in, Ramazanı anlatarak
şöyle buyurduğu rivayet olunur: “Hilâli görmedikçe orucu tutmayın. Hilâli
görmedikçe orucu açmayın. Şayet hava kapalı olursa (Hilâli görmenize mani
olursa), görüldüğü gibi kabul edin.”(6)
Diğer bir rivayette Abdullah,
Rasulullah’ın şöyle buyurduğunu işittim, der: “Hilâli gördüğünüzde orucu tutun.
Hilâli gördüğünüzde onu açın. Şayet hava kapalı olursa görüldüğünü kabul
edin.”(7)
d. Cabir b. Abdullah
radıyallahu anh der ki, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Hilâli gördüğünüzde orucu tutun. Hilâli gördüğünüzde onu açın. Şayet hava
kapalı olursa (Hilâli görmenize mani olursa) otuzu sayın.”(8)
e. “Ebu Bekre
radıyallahu anh ‘dan, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu
rivayet edilir: “Hilâli gördüğünüzden dolayı orucu tutun. Hilâli gördüğünüzden
dolayı onu açın. Şayet hava kapalı olursa, (Hilâli görmenize mani olursa)
sayıyı otuza tamamlayın.“(9)
f. Ta’lik b. Ali der ki,
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Hilâli gördüğünüz zaman
orucu tutun. O’nu gördüğünüz zaman orucu açın. Şayet hava kapalı olursa, (onu
görmenize mani olursa) sayıyı tamamlayın.”(10)
g. Huzeyfe el-Yeman radıyallahu anh,
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu söyler: “Hilâli
görmedikçe veya sayıyı (Şaban ayının sayısını) tamamlamadıkça ay gelmeden önce
oruca başlamayın. Sonra Hilâli görünceye veya sayıyı (Ramazan ayının sayısını)
tamamlayıncaya kadar orucu tutun.”(11)
Şaban Ayının Dikkatle Hesaplanması Hakkındaki Hadisler:
a. “Ebu Hureyre radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in
şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: “Ramazan ayı için Şaban ayının Hilâlini
hesaplayın.”(12)
b. “Hz. Aişe radıyallahu anha şöyle
buyuruyor: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Şaban ayının Hilâline
gösterdiği titizliği başkasına göstermezdi. Sonra Hilâli görünce (Ramazan)
orucunu tutardı. Şayet hava kapalı olursa, (O’nun görülmesine mani olursa) otuz
günü sayar, sonra oruç tutardı.”(13)
c. Ebu Hureyre radıyallahu anh,
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ‘in şöyle buyurduğunu söyler: “Orucu,
Hilâli gördüğünüzde tutun ve onu gördüğünüzde açın. Şayet hava kapalı olursa,
(görmenize engel olursa) Şaban ayının sayısını otuza tamamlayın.”(14)
Hilâlin Görülmemesi Halinde Ramazan Orucunun Otuz Güne Tamamlanacağını
Bildiren Hadisler:
a. Ebu Hureyre
radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem‘in şöyle buyurduğunu
rivayet eder: “Hilâli gördüğünüzde orucu (Ramazan orucunu) tutun. Hilâli
gördüğünüzde orucu açın (bitirin). Şayet hava kapalı olursa, (Hilâli görmenize
mani olursa) otuz gün oruç tutun.”(15)
b. Ebu Hureyre radıyallahu anh,
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den şu hadis-i şerifi rivayet ediyor:
“Önceden devam eden bir orucunuzun tesadüf etmesi hariç, Ramazan’dan bir veya
iki gün önce oruca başlamayın. Hilâli gördüğünüzde oruç tutmaya başlayın.
Hilâli gördüğünüzde orucu açın. Şayet hava kapalı olursa (Hilâli görmenize mani
olursa) otuz günü tamamlayın, sonra orucu açın.”(16)
c. Abdullah b. Abbas radıyallahu anh,
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem‘in şöyle buyurduğunu söylüyor: “Önceden
devam eden bir orucunuzun tesadüf etmesi hariç, Ramazan’dan bir veya iki gün
önce oruç tutmaya başlamayın. Orucu, Hilâli gördüğünüzde tutun ve Hilâli gördüğünüzde
açın. Şayet bulut Hilâlin görülmesine mani olursa sayıyı otuza tamamlayın.
Sonra orucu bozun. Ay yirmidokuzdur.” İmam Ahmed: ‘Yani, ay eksiktir’ şeklinde
tefsir etmiştir.(17)
Bir Kameri Ayın Yirmidokuz veya Otuz Gün Olabileceğini, Bundan Fazla veya Eksik
Olamayacağını Belirten Hadisler:
A. Abdullah b. Ömer
radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu
rivayet ediyor: “Ayın yirmidokuzuncu gecesi olunca, Hilâli görmeden orucu
tutmayın. Hilâli görmeden orucu açmayın. Şayet hava kapalı olursa, (görmenize
mani olursa) sayıyı otuza tamamlayın.”(18)
B. Diğer bir rivayette Abdullah şöyle
der: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Ramazan’dan bahsetti. İki elini
birbirine vurarak: “Bir ay şöyle şöyle ve şöyledir” dedi. Üçüncü defasında
başparmağını kapattı ve şöyle buyurdu: “Orucu Hilâli gördüğünüzde tutun ve
Hilâli gördüğünüzde açın. Şayet hava kapalı olursa, (size engel olursa) ayı
otuza göre takdir edin”(19) Görüldüğü gibi, Rasulullah iki elini üç defa
birbirine vurarak oruç günlerinin sayısını parmaklarla ifade etmiştir. Üç kere
on, otuz olduğuna göre, orucun da otuz olduğu ortaya çıkmaktadır. Ancak
Rasulullah son defasında başparmağını kapatarak günlerin sayısının yirmidokuz
da olabileceğini beyan etmiştir.
C. Abdullah’dan nakledilen diğer bir
rivayet ise şöyle varid olmuştur: “Bir ay yirmidokuz olur. Hilâli görmeden
orucu tutmayın. Ve Hilâli görmedikçe orucu açmayın. Şayet hava kapalı olursa
(görmenize engel olursa), O’nu takdir edin.”(20)
Bu hadis-i şerifte zikredilen “Onu takdir
edin” ifadesinden neyin kastedildiği hususunda:
a. İmam Malik, İmam Şafii, İmam Ebu
Hanife, selef ve haleften cumhur ulema, diğer hadisleri de göz önünde
bulundurarak, bunun manasının “Şayet Hilâli göremezseniz, ayı tam sayı olan
otuza göre takdir edin” olduğunu söylemişlerdir.
b. İmam Ahmed b. Hanbel ise, “Şayet
Hilâli göremezseniz, onun bulut altında olduğunu takdir edin.” manasını ifade
ettiğini bildirmiş ve ayın yirmidokuzunda hava açık olur da Hilâl görülmezse,
otuza tamamlanacağını, buna mukabil hava bulutlu veya sisli olur da görülmezse,
bu hadise göre Hilâlin var sayılacağını ve o ayın yirmidokuz kabul edileceğini
söylemiştir.
c. İbn Şureyh, İbn Kuteybe gibi üçüncü bir kısım âlimler ise, buradaki “O’nu
takdir edin” ifadesinden, “Şâyet Hilâli göremezseniz, astronomik hesaplara göre
onu takdir edin” anlamının kasdedildiğini ileri sürmüşler, ancak bu görüşleri
âlimler tarafından kabul görmemiştir. Çünkü diğer bir rivayette:
“…Şayet Hilâli görmenize hava durumu
mani olursa, ayın sayısını otuza göre takdir edin” diye varid olmuştur.(21)
Burada dikkat edilmesi gereken husus
şudur: Ramazan ayının başlangıç ve bitiş tarihlerinin tesbitinde başvurulacak
yol, Hilâle bakmaktır. Hilâl görülmediği takdirde, birinci görüşe göre bu ayın
otuz olduğu takdir edilecek; ikinci görüşe göre, Hilâlin bulutlar altında var
olduğu farzedilecek ve üçüncü görüşe göre ise, astronomik hesapların takdirine
başvurulacaktır. Bu son görüşün kabule şayan olmadığı belirtilmiştir.
Dolayısıyla herşeyi bırakıp takvim hesaplarını esas almak fevkalade yanlıştır.
Bundan derhal vazgeçmek gerekir.
D. Abdullah b. Ömer radıyallahu anh,
Rasulullahsallallahu aleyhi ve sellem‘in şöyle buyurduğunu rivayet eder:
“Allah, Hilâlleri, vakitleri bildiren vasıtalar kıldı. Hilâli gördüğünüzde
orucu tutun. Hilâli gördüğünüzde orucu açın. Şayet hava kapalı olursa, (buna
mani olursa) takdire çalışın ve bilin ki, bir kameri ay otuz günden fazla
olmaz.”(22)
Ramazan Hilâlini Görmede Tek Kişinin
Şahitliğinin Yeterli Oluşunu Bildiren Hadisler:
Ramazan orucunun başladığını tesbit için tek kişinin Hilâli gördüğüne dair
şahitliği, şu hadis-i şeriflere dayanılarak yeterli görülmüştür:
a. Nafi’, Hz. Ömer’in oğlu Abdullah’ın
şöyle buyurduğunu rivayet eder: “İnsanlar, Hilâli izliyorlardı. Ben, Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem‘e O’nu (Hilâli) gördüğümü haber verdim. Bunun
üzerine Rasulullah oruç tuttu ve insanlara oruç tutmalarını emretti.”(23)
b. İkrime, Abdullah b. Abbas’ın şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: “Bir bedevi,
Rasulullah’a geldi. “Ben Hilâli gördüm” dedi. Rasulullah: “La ilahe illallah
Muhammedür Rasulullah’a (Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in
Allah’ın Rasulü olduğuna) şahidlik eder misin?” dedi. Bedevi; “evet” dedi.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz: “Ey Bilal, insanlara bildir de yarın oruç
tutsunlar” dedi.”(24)
Tirmizi, bu hadis-i şerifi rivayet
ettikten sonra şunları söylüyor: “İlim ehlinin çoğu bu hadisle amel ederek,
oruç tutmak için yalnız bir kişinin şahitliği makbuldür demişlerdir. Nitekim
İbnü’l-Mubarek, Şafii, İmam Ahmed ve Küfe ehli bu görüştedir. Buna mukabil
orucun bozulması için en az iki kişinin şahitliğinin gerekli olduğunda ihtilaf
yoktur, ittifak vardır.”
Şevval Hilâlini Tesbitte İki Şahidin Gerekliliği Hakkındaki Hadisler:
Aşağıda zikredilen hadis-i şerifler, Ramazan’ın bittiğini gösteren Şevval
Hilâlini tesbitte iki şahidin gerekli olduğunu ifade etmektedirler:
a. Rib’i b. Haraş, Peygamber Efendimizin sahabelerinden birinin şöyle
buyurduğunu rivayet eder: “İnsanlar, Ramazan’ın son günü hakkında ihtilafa
düşmüşlerdi. Bu sırada iki bedevi geldi ve “Dün akşam Hilâli gördük” diyerek
Rasulullah’ın yanında Allah’a yemin edip şahidlik ettiler. Bunun üzerine
Rasulullah, insanların orucu bozmalarını emretti.”(25)
b. Bu ravilerden nakledilen ikinci bir rivayet şöyledir: “Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem, Ramazan’ın otuzuncu gününü tamamlamak üzere oruçlu iken
sabahleyin iki bedevi geldi. Allah’tan başka ilah olmadığına ve dün Hilâli
gördüklerine dair şahitlik ettiler. Bunun üzerine Rasulullah emretti ve
insanlar orucu bozdular.”(26)
c. Yine aynı ravilerden nakledilen üçüncü bir rivayet şöyledir: “İnsanlar,
Ramazan’ın otuzuncu gününü tamamlamak üzere oruçlu iken, iki bedevi geldi ve
dün akşam Hilâli gördüklerine dair şahidlik ettiler. Bunun üzerine Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem emretti, insanlar da oruçlarını bozdular.”(27)
Rib’i b. Haraş, aynı hadisi, Ebu Mes’ud el-Ensarî’den rivayet ederek şöyle
söylediğini nakletti: “Biz, Ramazan’ın otuzuncu gününün sabahında idik. İki
bedevi geldi ve Rasulullah’ın huzurunda, dün Hilâli gördüklerine dair şahidlik
ettiler. Bunun üzerine Rasulullah emretti, insanlar da oruçlarını
bozdular.”(28)
d. Ebu Umeyr b. Enes der ki: Rasulullah’ın sahabilerinden olan Ensar kabilesine
mensup amcalarım şu hadisi rivayet ederek dediler ki: “Havanın elverişsizliği
yüzünden Şevval ayının Hilâlini göremedik ve oruç tutuyorduk. Gündüzün geç
vakitlerinde bir kafile geldi. Dün Hilâli gördüklerine dair şahitlik ettiler.
Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, insanların oruçlarını
bozmalarını ve ertesi gün bayram namazına gitmelerini emretti.”(29)
e. Hz. Enes radıyallahu anh’den şu hadis-i şerif rivayet edilir: Enes’in
amcaları “Rasulullah’ın huzurunda Hilâli gördüklerine dair şahidlik ettiler.
Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, insanlara oruçlarını
bozmalarını ve ertesi gün bayram namazına gitmelerini emretti.”(30)
f. Abdurrahman b. Ebu Leyla şöyle der: “Ömer radıyallahu anh ile beraber
bulunuyorduk. O’na bir adam geldi ve ‘Şevval Hilâlini gördüm’ dedi. Bunun
üzerine Hz. Ömer radıyallahu anh, “Ey insanlar orucunuzu bozun’ dedi…”(31)
Her ne kadar Hz. Ömer radıyallahu anh’den rivayet edilen bu haber tek kişinin
şahitliği ile de Ramazan orucunun bozulabileceğini ifade ediyorsa da, diğer
hadislerde iki veya daha çok kişinin şahitliği beyan edildiğinden, Ramazan
orucunun sona erdiğine karar vermek için, en az iki şahidin gerektiği hükmüne
varılmıştır.
————————————————–
1. Müslim, Kit. Siyam, bab: 19, 20 hn. 1081; Nesâi, Kit. Siyam, bab: 9, 11;
Darimi, Kit. Savm, bab: 2: Müsned, İmam Ahmed. c. 2, sh. 282, 415, 409.
2. Müsned, İmam Ahmed, c. 2, sh. 422
3. Müsned, İmam Ahmed. c. 2, sh. 456, 430
4. Nesâi, Kit. Siyam, bab: 13; Tirmizi, Kit. Savm, bab: 5, hn: 688
5. Nesâi, Kit. Siyam, bab: 12; Müsned İmam Ahmed, c. 1, sh. 221; Muvatta, Kit.
Siyam, bab: 1, hn. 3.
6. Buhârî Kit. Savm bab: 11; Müslim, Kit. Siyam, bab: 2, hn. 1080; Nesâi, Kit.
Siyam, bab: 10; Darimi Kit. Savm bab: 25
7. Müslim, Kit. Siyam bab: 2 hn. 1080; Nesâi, Kit. Siyam bab 10; İbn Mace Kit.
Siyam bab:7 hn. 1654.
8. Müsned İmam Ahmed, c. 3, sh. 42
9. Müsned, İmam Ahmed, c. 5, sh. 42.
10. Müsned, İmam Ahmed, c. 4, sh. 23
11. Ebu Davûd, Kit. Savm, bab: 6 hn. 2326; Nesâi, Kit. Siyam, bab; 13, hn.
2128, 2129.
12. Tirmizi Kit. Savm, bab: 1. hn. 687, Müstedrek, c. 1, sh. 42
13. Ebû Dâvûd, Kit. Savm, bab: 6, hn. 2325; Müsned İmam Ahmed, c. 6, sh. 149;
Müstedrek, c. 1, sh. 423.
14. Buhârî, Kit. Savm, bab: 11
15. Müslim, Kit. Siyam, bab: 17, hn. 1081; İbn Mace, Kit. Siyam, bab: 7, hn.
1655; Nesâi, Kit. Siyam, bab: 10; Müsned, c. 3, sh. 25
16. Müsned İmam Ahmed, c. 2 sh. 438, 497.
17. Ebû Dâvûd, Kit. Savm, bab: 7, hn. 2327; Müsned İmam Ahmed, c. 1, sh. 258
18. Buhârî, Kit. Savm, bab: 11
19. Müslim, Kit. Siyam, bab: 2,4 hn. 1080
20. Müslim, Kit. Siyam, bab; 3,7, hn. 1080; Ebû Dâvûd, Kit. Savm, bab. 4, hn.
2320; Darimî, Kit. Savm. bab. 5; Muvatta, Kit. Sıyam. bab. 1
21. Buhârî Şerhi Umdetü’l-Kari c. 10, sh. 281; Müslim, Şerhi Nevevi, c. 7, sh.
190
22. Hakim, Müstedrek c. 1, sh. 423. Miistedrek’in sahibi Hakim, bu hadisin
Buhârî ve Müslim’in şartlarına göre sahih olduğunu ve bunlar tarafından rivayet
edilmediğini söylemiştir.
23. Ebû Dâvûd Kit. Savm. bab. 7, hn. 2342; Darimi, Kit. Savm, bab. 9; Müstedrek
c.1, sh. 423.
24. Tirmizi, Kit. Savm. bab. 7, hn. 891; İbn Mace, Kit. Siyam, bab: 6, hn.
1652; Ebû Dâvûd, Kit. Savm, bab. 14, hn. 2340. 2341; Nesâi, Kit. Siyam, bab. 9,
hn. 2115; Darimi, Kit. Savm, bab. 7; Müstedrek, c. 1, sh. 423.
25. Ebû Dâvûd, Kit. Savm, bab. 13, hn. 2339; Darakutni, Kit. Siyam, bab. 12
26. Darakutni, Kit. Siyam, bab. 14
27. Müsned, İmam Ahmed c. 4. sh. 314, c. 5, sh. 363
28. Darekutni, Kit. Siyam, bab. 22
29. İbn Mace, Kit. Siyam, bab. 6, hn. 1653; Müsned İmam Ahmed, c. 5, sh. 57,
58; Darekutni, Kit. Siyam, bab. 14; Nesâi, Kit. el-’İdeyn, bab. 21.
30. Müsned İmam Ahmed, c. 3, sh. 279
31. Müsned İmam Ahmed, c. 1, sh. 28
32. Müslim, Kit. Siyam, bab. 5, hn. 1087; Ebû Dâvûd, Kit. Savm, bab. 9, hn.
2332; Tirmizi, Kit. Savm, bab. 9, hn. 692; Nesâi, Kit. Savm, bab. 7, hn. 2113;
Darekutni, Kit. Siyam, bab. 21; Müsned İmam Ahmed c. 1, sh. 306.