Hamd alemlerin Rabbi Allah’a, salat ve selam gönderilmiş bütün nebilere olsun. Bundan sonra;
“Sabahın, beyaz ipliği siyah ipliğinden ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın.”(Bakara/187)
Ebu Ubeyd, ayette
geçen siyah ve beyaz ip terkiplerine şu anlamları vermiştir: “ Siyah ip gece , beyaz ip ise fecr-i
sadıktır. Burada (ip diye tercüme edilen) خيط kelimesi renk anlamına
gelir.’’
İlim ehli konuyla
ilgili şöyle demiştir: “Beyaz ip, ufka
yatay olarak uzanan ikinci şafağın başlangıç anıdır. Şafakta ortaya çıkan bu
aydınlık ufka paralel uzanmış bir ip gibidir. Siyah ip ise bu şafakla birlikte
ufukta görülen gecenin alaca karanlığıdır.’’
İmsak saati beyaz olan şafak esas alınır. İmsak saatini
güneş doğmasına yakın esas alanlar ;sabaha yakın çıkan kızıl şafağı esas
almışlardır. Bu da tercih edilmeyen bir görüştür. Bu vakit Hanefi mezhebinin sabah namazının kılınmasını uygun gördüğü
vakittir.
Buhârî ve
Müslim’in rivayet etiği hadiste; Enes İbn Malik radiyallahu anh’dan şöyle
nakledilmiştir: “Zeyd İbn Sabit radiyallahu anh a Rasulullah sallallahu aleyhi
ve sellem ile birlikte sahur yaptıklarını sonrada namaza durduklarını bana
anlattı. Ona ‘Sabah namazı ile sahur arasında ne kadar zaman geçmişti? Diye
sordum. O da ‘Elli ya da altmış ayet
okunacak kadar bir zaman şeklinde cevap verdi.” (Buhari, 575; Müslim. Sıyam
Nesai, 2155; Tirmizi, 703; İbn Mace, 1695; Sahih)
Sahura son verip namaza başlama arasında geçen
yaklaşık elli veya 60 ayetlik zamandır. Onu da iyi bir Kur’an okuyucusu sünnete
uygun okursa 15- 20 dakikada okuyabilir.
Buhari
rivayetinde; Ebu Hazım Sehl İbn Sa’d radiyallahu anh’ın şöyle dediğini
işittiğini nakletmiştir: Ailemle birlikte sahur yapardım. Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem ile birlikte sabah namazını kılmaya yetişmek için acele
ederdim.”(Buhari. 1920;)
Sahurda acele etmek, sahur vaktinde yemeği hızla yemek
anlamına gelir. Bu da sahur vaktinin, ikinci şafağın doğmasından az bir süre
önce olduğunu gösterir.”
İbn Mace
rivayettin de; Mugîs b. Sümey 'den rivayete göre, şöyle demiştir: "Ben,
Abdullah b. Zübeyr ile birlikte sabah namazını alaca karanlıkta kıldım, selâm
verince İbn Umer radiyallahu anh’in yanına vararak: "Bu namaz da nedir
böyle?" diye sordum. "İbn Umer de: "Bu namâz bizim Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem ile Ebû Bekir ile ve Ömer ile birlikte kıldığımız
namazdır. Ömer, sabah namazında öldürülünce Osman, sabah namazını ortalık
aydınlanınca kılmaya başladı. dedi.”( İbn Mâce. 671; Sahih. )
Sahih rivayetlerde
gelenlere göre sahabenin uygulaması, sabah
namazını beyaz şafakta (alacakaranlıkta) kıldıklarıdır. Ebu Bekir ve Ömer
radiyallahu anhuma dönemlerinde de bu şekilde devam etmiştir. Ömer radiyallahu
anhu şehid edildikten sonra Osman radiyallahu anhu namazı kızıl şafakta yani
güneş doğmasına yakın kılmıştır. Bunun
sebebi beyaz şafakta (alacakaranlıkta) halifeye suikast yaptıkları içindir.
Buhari ve Müslim
rivayetin de; Urve İbn Zübeyr Aişe radiyallahu anh’ın kendisine şöyle haber
verdiğini nakletmiştir: “Müslüman
kadınlar, mırt adı verilen örtüye bürünerek Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem ile birlikte sabah namazına iştirak ederlerdi. Namaz bitince evlerine
dönerlerdi. Gecenin karanlığından ötürü kimse onları tanımazdı.”(Buhari,
578; Müslim, Salat. Ebu Davud, 423; Tirmizi, 153; Sahih)
Müslimin
rivayetinde; Urve b. ez-Zubeyr'den rivayete göre Nebi sallallâhu aleyhi ve
sellem'in zevcesi Âişe radıyallâhu anhâ dedi ki: Mümin hanımlardan kadınlar Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ile
birlikte elbiselerine bürünmüş olarak sabah namazına iştirâk ederlerdi. Sonra
da evlerine geri döndüklerinde Rasûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem'in
namazı (تغليس) tağlis ile (erken vakitte) kılmasından dolayı kim oldukları
tanınmazdı.”(Muslim, Salat. Nesai, Salat. Ebu Davud, 423; 545; İbn
Mace,669; Sahih)
Bu durum sabah namazı vaktinin fecrin doğmasıyla
birlikte başladığını gösterir. Ayrıca bu hadis Rasullullah sallallahu
aleyhi ve selem sabah namazına gecenin
son karanlığında başladığına delalet eder. Aişe annemizin radiyallahu
anhuma “Biz namazdan çıktığımızda
gecenin karanlığından dolayı kimse kimseyi tanımazdı.”
Buhari ve Müslim
rivayetinde; Seyyar İbn Selâme'nin şöyle dediği nakledilmiştir: "Babamla
birlikte Ebû Berze el-Eslemî'nin yanına gitmiştik. Ona namazların vakitleri
hakkında bir soru sorduk. Bize şöyle cevap verdi:
“Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem öğle
namazını güneş tepe noktasından zevale doğru meyledince kılardı. İkindi
namazının vakti ise, öğle namazından sonra bir kimsenin Medine'nin en uzak
mahallesine gidip geri dönüşüne rastlardı ve bu sırada güneş hala sıcaklığı
hissedilecek kadar canlı olurdu. Râvî şöyle demiştir; Akşam namazının vaktiyle
ilgili olarak Ebû Berze'nin ne söylediğini unuttum - Yatsı namazı konusunda ise biraz esnek davranır ve gecenin ilk üçte
birlik vaktine kadar bunu geciktirebilirdi. Ancak yatsı namazından önce
uyumayı ve namazdan sonra da sohbete dalıp konuşmayı hoş karşılamazdı. Sabah namazını kıldırıp bitirdiğinde ise
cemaatte bulunanlar yanındakini tanıyacak kadar aydınlık olurdu. Sabah
namazının her iki rekatında veya rekatlarından birinde 60-100 âyet arasında
Kur'an okurdu." (Buhari, 771; Müslim, Salat. Nesai, 530; Ebu Davut, 398;
Sahih. )
Rasullullah
sallalahu aleyhi ve sellem hadiste rivayet edildiği gibi sabah namazının ilk rekatında bazen 100 ayet okurdu 2.
Rekatında bazen 60 ayet okurdu. Şu andaki bazı taifelerin imsak saatini sabahın güneş doğmasına 41 dakika kala
almaları Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem ‘in sünnetine uygun değildir. Bu apaçık küfürdür.
Çünkü İmsak tan
sonra Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem takriben 20 dakika sonra Sabah namazına başlardı. Şu anda bunların verdiği takvime göre
Rasullullah sallallahu aleyhi ve sellem ‘in kıldığı namaz bu taifenin verdiği
süre yetmez. Çünkü bir cüz kuran en az 35 dakika okunur. Bunun rukusu
var rukudan sonra kıyam var secde var tahiyatı var onun için bunların verdiği imsaklar batıldır.
Allah azze ve
cellenin kitabını Nebi sallallahu aleyhi ve sellemin sünnetini anlamamaktır. Bu
şahısların ilimden nasipleri yoktur.
Takvimleri
düzenleyen kuruluşlar arasında ummul kura üniversitesi var bu üniversitenin
İstanbul için verdiği imsak vakti diyanet in takvimi arasında 5 dakika fark
var. Diyanetin
belirlediği imsak saatinden 15 dakika sonra yemeye devam edenlerin önce tevbe
edip oruçlarını kaza etmeleri gerekir.
Onun için
diyanetin takvimine uyulması uyulmadığı takdirde oruçların batıl, ahiret günün
de sorumlu, akibetlerininin kötü olacağıdır.Velev ki erken
imsağı bıraksak bile bir zararı olmaz. Ama imsak geçtiği zaman yemeğe içmeye
devam edersek oruç batıl olur. Allah bizi bu durumdan muhafaza eylesin.
Fecr sadığın bir başlangıcı vardır. Başlangıcının
açılması en az bir 20- 25 dakika geçmesi
lazım ki fecr-i sadık iyice açılsın.
Rivayet edilen
hadislerde de durum bunu gösteriyor. Çünkü Âişe validemiz diyor ki “Biz namazdan çıktığımızda karanlıktan
dolayı kimse kimseyi tanımazdı. “Aişe radiyallahu anha şöyle demiştir:
"Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sabah namazını sabahın
alacakaranlığında kıldırırdı ve müminlerin hanımları namazın hemen ardından
mescidden ayrılırlardı. Hatta bu
alacakaranlıkta onları tanımak mümkün olmazdı. (başka bir rivayette birbirlerini tanımaları mümkün olmazdı.)"(Buhari.
872; Müslim. Salat. Tirmizi. 153; Sahih.)
Şu anda imsak,
güneşin doğmasına 41 dakika kaladır diyenlerin kendileri bizatihi itiraf
ediyorlar ki ;diyanetin belirlediği MİSALEN; 3;52
imsak saatinden 20 dakika sonra beyaz şafak(fecr-i sadık)çıkmaktadır.
Diyanetin
uyguladığı ihtiyat payın ise 5 dakikadır. Mekke’de sabah ezanı 4:23 güneş 5:45
takriben 1 saat 25 dakikadır. Medine de imsak 4;16 güneş 5:41’dir. Bu
şahısların verdiği imsak saati 41 dakikadir.
Güneş doğmasına yakındır. Yukarıda
belirttiğimiz gibi Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem 1. Rekatta 100 ayet 2. Rekatta 60 ayet okuduğu zaman bu şahısların
verdiği vakit bu zamana yetmiyor.
Çünkü Aişe
radiyallahu anha annemiz “Biz sabah
namazından çıkardık sabahın karanlığında kimse kimseyi tanımazdı”onun için
benim tavsiyem her sene bir tane şahsın çıkıp Allah azze ve celle’nin
ayetlerini tahrif etmesi Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hadislerini
inkar etmesi olan bir şeydir, bu yüzden
bu HASTA RUHLU kişilere tabi olmamak lazım.
Hatta kendini selefe nispet eden bazı şahısların
bunlara uyması da şaşılacak bir şeydir. Bu şaşkın şahıslar her sene akidelerini
değiştiriyorlar ve her azgın şeytanın
peşinde gidiyorlar.
“Size şeytanların kimin üzerine indiğini
haber vereyim mi?”(Şuara/221) “Her
yalancı günahkar üzerine inerler.” (Şuara/222)
“Rabbimiz bize
Hakkı Hak bilip Hakk’a tabi olmayı batılı da batıl bilip ondan uzak olmayı
nasip eylesin. AMİN.
Kim bu sahur ve
iftar vakitleri ile oynayarak Müslümanları sapıtmaya çalışıyor ve bunu da Allah
adına yapmaya çalışıyor ise o Allaha
değil şeytana hizmet ediyor. İmsak vaktine dakika eklemek iftar vaktinden
dakika çıkarmakla nasıl oluyorda doğru oluyor ve nasıl oluyorda Kitap ve Sünnete tabiyim diyerek bu
asılsız mesnetsiz sözlerin peşine gidiliyor.
Kendinize bir bakın ve asla YANİ ana gövdeye dönün ey
Müslümanlar artık uydu olmayı kuyruk olmayı ona buna ve nefsinize kul olmayı
bırakın.
Ramazan ayındayız güzel bir tövbe edin ve Rabbinizden dininize güzel bir bir
şekilde dönmeyi isteyin.
Tabi şeytanlarınız
boş durmayıp yukarıdaki delilleri de kafalarına göre tevile çalışıp yalanlamaya
çalışacaklar. Ama bir şeyi unutarak oda
Allahı.
Allah Cennete
gidecek amel işlemeyi nasip etsin. Allah ayaklarımızı islamdan kaydırmasın.
Esselamu aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuh.
Şüphesiz ki bu dindir öyleyse kimden aldığınıza dikkat
edin.
Dinin emirlerini
ne zamandan beri kâfirler den hasta ruhlu kişilsiz yalancılardan alıyorsunuz.
Şeytan Adem as ve
Hava annemize geldiğinde Allah adına yemin ederek sanki nasihatçı bir mümin
gibi geldi ve cenneten kovulmaya sebep verdi.
Mümin bir delikten
iki defa sokulmaz lütfen paylaşım yaparken hassas davranalım aklı yaklaşımlarla
hissiyatla değil Allah cc nin indirdiği ile hareket edelim.
Bundan 3 sene önce
bir sohbetimde cinli pardon kendini Şeyhülislam ilan etmiş birine şu nasihatı
yaptım Bu senin yayınladığın vakfın başındaki din düşmanının sözlerini
kardeşlerin arasında yayarken bak Abdulaziz Bayındır a din düşmanı dinde
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in hukmunu kabul etmeyen yerine kendi
söylemlerini din telakki eden der küfrü izale ederiz.
Ki çok açık küfrü
sabit aklına ters gelen herşeyi reddederek kendi anlayışını din edinenlerden
biri deriz. Bu anlatılan videoda bu.
Kabir azabı nı
kabul etmeyen mucizeleri kerameti inkâr eden şefaatı kabul etmeyen sünneti
vahiy kabul etmeyen recmi inkâr eden Allah haşa yarını bilmez diyen kaderi
inkâr eden nasih mensuh diye bir şey yok diyen. ... bir. .... nden Allah için
soruyorum ne alınır.
Bu zevata
nasihatımda belki Abdulaziz Bayındır başarılı olamaz ama senin gibi bizim
rengimizdenmiş gibi görünen biri bu pis teşvişli inkara sürükleyişi akli oluşup
akli yaklaşım yaparak ayetleride malzeme niyetine kullanarak içimizde bunu
yayarsan Allah cc nin lanetine uğrarsın ve bütün ifsad ettiklerinin günahınada
ortak olursun dedim.
Bugün bakın bu
fitne yayılmadan içimizde erken sahura kalkıp sahur yapan müslüman kalan
zamanında vitr kılan kuran okuyan müslüman vakit girdiğinde mescide gidip
namazını kılan müslüman şimdi ameli bırakıp Allah cc nin sınırlarını zorlamaya
başladı ameli bırakıp bıt bıt bıt konuşmaya başladı amelde gözü olan sahabe ye
gider onları tanır benimser Hami edinir.
Fasıklar
münafıklar gıt akıllı zavallılar ise asırlarında bulduğuna şeyhim her şeyi
bilir o demişse o yapmışsa dinden yapmamışsa değil der.
Allah bizlere
merhamet etsin bugun o nasihat ettiğim kaç yerden yüzüne tükürülerek kovuldu
ama pis fikirlerini benimseyen kendi gibi hastalıklı kişilikten İslam
ahlakından yoksun kendi gibileri buldu ve birçok pis fikirlerini din diye iki
ayet altına filan yerde geçiyor deyip ikide hadis yazıp çok rahat bir çoklarını
saptırdı ve saptırıyor ki saptıracakta.
Çünkü kim ihlaslı
kim Allah taraftarı kim şeytan taraftarı saflar netleşsin.
Yolun karşısına
çay içmeye giden seferi olur hale geldi.
Allah cc den tevbe
dileyin dinin ana gövdesine yapışın ve akıntıya kapılıp gidenlerden olmayın.