Bu Blog içinde Ara

5 Nisan 2021 Pazartesi

Karşılıksız Kalmayan İsyanlar

 Abdullah bin Ömer -radiyallahu anhümâ-dan rivayet edilen bir Hadis-i şerif’lerinde Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Şu beş şey sizin aranızda vuku bulsa nasıl olursunuz? Onların aranızda vuku bulmasından veya onlara ulaşmanızdan Allah’a sığınırım.

Bir toplulukta kötülükler ortaya çıktığı, fuhuş açıktan yapıldığı zaman, orada tâun ve geçmiş nesillerde görülmeyen hastalıklar ortaya çıkar.

Bir topluluk zekât vermeye mâni olduğunda, gökyüzünden gelen yağmur onlardan kesilir. Hayvanlar olmasaydı hiç yağmur yüzü görmezlerdi.

Bir topluluk ölçü ve tartıyı eksik tuttuklarında, kıtlık, geçim sıkıntısı ve zâlim idareci ile cezalandırılırlar.

Âmirleri Allah’ın indirdiğinden başka şeylerle hükmettiklerinde Allah, onların üzerlerine düşmanları musallat kılar ve ellerinde bulunan şeylerin bir kısmını tüketir.

Allah’ın kitabını ve Resulullah’ın sünnetlerini bir kenara bıraktıklarında, Allah birbirine düşürür.” (İbn-i Mâce: 4019)

 

Hadis-i şerif’in açıklaması:

“Bir toplulukta kötülükler ortaya çıktığı, fuhuş açıktan yapıldığı zaman, orada tâun ve geçmiş nesillerde görülmeyen hastalıklar ortaya çıkar.”

Şimdiki zaman tarif ediliyor. Öyle hastalıklar var ki, ismi bile belli değil. Bir ahlâksızlık başgösterdiği zaman Allah-u Teâlâ bir hastalık musallat ediyor.

“Bir topluluk zekât vermeye mâni olduğunda, gökyüzünden gelen yağmur onlardan kesilir. Hayvanlar olmasaydı hiç yağmur yüzü görmezlerdi.”

Zamanımızdaki bütün bölücüler fakirin kapısını kapatıp hakkını gasbediyorlar. Zekâtı kendileri toplayıp, aralarında bölüyorlar. Zekât paraları ile bina kuruyorlar, lüks ve refah içinde yaşıyorlar. Bu ise büyük bir hıyanettir, gadab-ı ilâhî’ye vesiledir.

Bunun içindir ki kuraklık, harp, zelzele gibi çeşitli ibtilâlara, âfatlara bu millet maruz kalabilir.

Ve nihayetinde de Allah-u Teâlâ bunları yapanların kökünü keser. Şimdilik onlara ruhsat veriyor.

Halk hâlâ bunları müslüman zannediyor. Çünkü halk da balık otu yutmuş.

“Bir topluluk ölçü ve tartıyı eksik tuttuklarında, kıtlık, geçim sıkıntısı ve zâlim idareci ile cezalandırılırlar.”

İşte bugün olduğu gibi.

“Âmirleri Allah’ın indirdiğinden başka şeylerle hükmettiklerinde Allah, onların üzerlerine düşmanları musallat kılar ve ellerinde bulunan şeylerin bir kısmını tüketir.”

Aynı bugün olduğu gibi.

“Allah’ın kitabını ve Resulullah’ın sünnetlerini bir kenara bıraktıklarında, Allah onları birbirine düşürür.” (İbn-i Mâce: 4019)

Bugün olduğu gibi müslümanlar paramparça olmuşlar, herkes kendi dinini kendi partisini kuvvetlendirmek ve ayakta tutmak için çalışıyor. İslâm dini umurunda bile değil, İslâm dini ile onun hiçbir ilgisi yok.

Sevban -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif’lerinde Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Size çullanmak üzere yabancı kavimlerin, tıpkı sofraya çağrışan yiyiciler gibi birbirini çağıracakları zaman yakındır.” buyurdu.

Orada bulunanlardan biri:

“O gün sayıca azlığımızdan mı?” diye sordu.

“Hayır! Bilâkis siz o gün çoksunuz. Fakat sizler bir selin getirdiği çer-çöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan çer-çöp durumunda olacaksınız. Allah düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize Vehen atacak!” cevabını verdi.

“Vehen nedir yâ Resulellah?” denildiğinde:

“Dünyayı sevmek ve ölüm korkusu!” buyurdu. (Ebu Dâvud: 4297)

Ebu Mâlik el-Eş’arî -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyurmuştur:

“Benim ümmetimden bazı insanlar muhakkak ki içki içip ona adından başka isim takacaklar. Baş uçlarında çalgılar çalınacak ve şarkıcı kadınlar şarkı-türkü söyleyecekler. Allah onları yere batırsın ve onlardan maymunlar, domuzlar yapsın!” (İbn-i Mâce: 4020)

Geçmiş ümmetlerde bu durum gerçekten olmuştur. Kıyamete yakın dönemde sapıtmış insanların başına bu felâketler gelebilir.