Bu Blog içinde Ara

5 Nisan 2021 Pazartesi

MEVLİD KANDİLİNİ KUTLAMANIN CAİZ OLDUĞUNU SÖYLEYEN BİR KİMSE İLE YAPILAN TARTIŞMA

 Şeyh el-El-Elbani: Mevlid kandilini kutlamak hayırlı bir amel midir, yoksa şer midir?
Sofi: Hayırlı bir iştir..

Şeyh el-El-Elbani: Bu hayırdan Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem ve sahabeleri bihaber miydi?
Sofi: Hayır.
Şeyh el-El-Elbani: Ben, senden hemen hayır demeni beklemiyorum. Ancak, böyle birşey imkansız. Bu söz konusu hayır yada başka bir meselenin Allah rasûlü ve sahabelerine gizli kalması mümkün değildir, demen gerekir. Bizler İslamı ve imanı Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem`in yolu ile öğrendik. Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem`in bilmediği bir hayrı bizler nasıl olurda biliriz. Bu imkansızdır, demelisin.
Sofi: Bu kandili kutlamak ta peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem`in anısını ihya etmek ve O`na değer vermek vardır.
Şeyh el-El-Elbani: Biz bu türden kelimeleri çok işittik. Bazı kitaplarda buna benzer şeyler okuduk. Sana, bir soru daha soracağım. Allah rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem ilk başta bu islamı bizlere tümüyle tebliğ mi etti yoksa sadece tevhidle mi davete başladı?
Sofi: Tabii ki, tevhid`le.
Şeyh el-El-Elbani: Evet insanları ilk davet ettiği şey tevhittir. Sonra namaz, oruç ve hacc ibadetlerine davet etmiştir. İşte sende bu şekilde meşru olan bu yolda adım adım yürü.
Allah rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem tarafından bilinmeyen bir hayrın olamayacağı konusunda seninle anlaştık öğle değil mi? Bizler, hayrın tümünü Allah rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem`in aracılığı ile öğrendik. Bu anlaştığımız hususta, kimsenin ihtilaf edeceğini düşünmüyorum. Ez cümle, kim bu konuda şüphe duyar ise dinden çıkar. Sözlerimi tekit eden bir çok hadis vardır. Bunlardan birisi de
“Sizleri Allaha yakınlaştıracak hiçbir şey yok ki, onu sizlere öğretmiş olmayayım” hadisidir.
Şu halde, mevlid kandili kutlamasında bir hayır olsa idi, peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem`in bunu bizlere öğretmiş olması gerekirdi.
Sen bu sözüme katılıyor musun? Bu söylediklerime harfiyen katılmadıkça senden ikna oldum demeni istemiyorum. Sen fikrini beyan etme konusunda tamamen özgürsün. Lütfen. İkna olmadığın noktayı bana bildir. Şuana dek, bahsettiklerimden anlamadığın bir konu var mı? Benim bu sunduklarıma katılıyor musun?
Sofi: Evet, katılıyorum.
Şeyh el-El-Elbani: Allah hayrını versin. O halde “Sizleri Allaha yakınlaştıracak hiçbir şey yok ki, onu sizlere öğretmiş olmayayım” hadisine tekrardan dönelim. Mevlid kandilini kutlamanın caiz olduğunu söyleyenlere biz şöyle deriz; İddialarınıza göre bu kandili kutlamak hayırlı bir şeydir. Buna binaen, Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem bu hayırlı davranışı bizlere göstermiştir yahut göstermemiştir. Bu iki şıkklı sorumuza, şayet göstermiştir diyecek olurlarsa, bizler de onlara; “Şayet doğru sözlü iseniz hadi delilinizi getirin” deriz.Ne varki, Onlar bununla ilgili hiç bir delil sunamazlar. El-Alevi`nin ve diğerlerinin bu konuda kaleme aldıkları yazıları okuduk. Hiç bir delil zikretmiyorlar. Onların, ne var ki bunda, kandil kutlamak güzel bir bidattir sözlerinden başka bir şey duymadık.
Bu kandilin, olduğunu iddia edenler ile onu inkar edenlerin söz birliği ettikleri tek bir konu vardır. Her iki taraf ta, mevlid kandilinin ne peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ne sahabeler ve ne de büyük alimlerin zamanında olmadığını söyler.
Bu kutlamayı hoş görenler, sadece şunu söyleyebilmektedirler; “Mevlid kutlamakta ne gibi bir zarar olsun ki? Biz kandil kutlayarak Allah rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem`i anmakta, O`na salât etmekteyiz.
Bizler de onlara şu cevabı veririz: ” Bu yapılan hayırlı bir iş olsaydı onu önce peygamber ve sahabeleri yapardı”.
Ayrıca Allah rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem`in şu hadisini sen de biliyorsundur;
“İnsanların en hayırlısı benim asrım(daki ashâbım)dır. Sonra onları takib edenler, sonra onları takib edenlerdir.” Bu hadisi, Buhari ve Müslim rivâyet etmiştir. Peygamberin asrı ile onun yaşadığı zaman ve sahabeler kast edilir. Onları takip edenler, tâbiun ve ardından gelenler de etbâu`t-tâbiindir. Bu husuta bir ihtilaf olduğunu sanmıyorum. İlim ve amel bakımından o kimseleri geçtiğimiz bir hayırın var olabileceğine inanıyor musun? Bu sence mümkün müdür?
Sofi: Ama, Allah rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem kendi çağındakilere yer küre dönüyor deseydi şayet bilimsel açıdan…
Şeyh el-Elbani: Bir dakika…! Kaçamak cevap verme, ben sana yalnızca amel ve ilim bakımından sordum. Teşekkür ederim senin bu lafı başka yere çekme girişimin benim için faydalı oldu. Ben burada ilim derken, dini ilimleri kastediyorum, bilimsel ilimden bahsetmiyorum. Tıp ve benzeri modern ilmi mevzubahis etmiyorum. Mesela ibn-i Sina`dan sonra yaşamış bir doktor bilimsel olarak birçok konuda O`ndan öne geçmiş olabilir. Çünkü aradan uzun zaman geçmiş ve bir çok tecrübe kazanmıştır. Bunu söyleyebiliriz.
Ancak bu ilim kişiyi, Allah katında değerini arttırmaz ve hayırla yâd olunan nesillerin önüne geçirmeye yeterli olmaz. İnsanı bildiği şer-i ilim değerini artırır. Sana sorduğum soruları daha dikkatle dinlemelisin. Allah seni mübarek eylesin. Sen bizim sahabelerden şer-i ilimler konusunda daha ileride olabileceğimize inanıyor musun? Kastımız tamamen din-i ilimdir. Pratik ilimler, astronomi, kimya, coğrafya ve fizik gibi ilimleri konu etmedik burada. Modern ilimlerden birinde kâfir bir kişi insanların en bilgilisi de olsa onu bu bildikleri Allah`a yaklaştırabilir mi?
Sofi: Elbete, hayır.
Şeyh el-El-Elbani: O halde biz burada modern ilimlerden değil şer-i ilimden, Allah`a bizleri yaklaştıracak ilimden bahsediyoruz. İstersen, az önceki konumuz olan mevlid kandiline geri dönelim. Şimdi yeniden soruyorum, ikinci kaçamağını yapmadan açık ve net cevap vermeni umuyorum. Sence şer-i ilimlerde sahabeden, tâbiinden ve müçtehid imamlardan, ahir zamanda yaşayanlar olarak bizler daha çok bilgili olabilir miyiz? Selefi-Salihinden, Allah-u tealâya yakınlaşmada ve hayırlı işlerde daha çabuk ve hırslı olmamız mümkün mü?
Sofi: Şer-i ilimden kastın Kur`ân tefsiri midir?
Şeyh el-El-Elbani: Onlar, Kur`ân tefsirini bizlerden daha iyi biliyordu. Allah rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem`in hadislerinin açıklamasını da elbette bizlerden çok daha iyi biliyorlardı. Sonuç olarak onlar, İslam dini ile ilgli, bizlerden daha çok bilgiliye sahip kimselerdi.

Sofi: Günümüzde yazılan Kur`ân tefsirleri, geçmişe göre daha fazladır. Mesela şu ayet: “Dağları yerinde donmuş gibi durur görürsün, oysa onlar bulutlar gibi geçerler. Bu her şeyi sağlam tutan Allah`ın yaratmasıdır. Doğrusu O, yaptıklarınızdan haberdardır.” (Neml/88). Şayet, Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem kendi yaşadığı zamanda bir kimseye dünya dönüyor deseydi? O kimse bu haberi tasdik eder miydi? Kesinlikle, O`na kmse inanmazdı.

Şeyh el-Elbani: Şimdi artık kusura bakma ama ikinci kaçamağıda yaparken suçüstü yakalandın. Ben sana İslam dininin tümünden soruyorum, bir bölümünden değil. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ve sahabesinden bu dini daha iyi bilen birisi var mıdır?

Sofi:
Elbette yoktur. Onlar bu dini herkesten daha iyi bilmekteydiler.

Şeyh el-Albani: Allah tealâ seni mûbarek kılsın. İşte senden beklediğim cevap bu. Sonra gelelim şu ortaya attığın tefsir meselesine. Bu konunun, fikir ve kavrama ile alakası vardır, amelle bir bağlantısı yoktur. Yeryüzünün döndüğüne dair yukarıdaki ayeti delil olarak sunanlar hata etmektedirler. Zira bu ayet kıyamet gününü anlatmaktadır. “Yerin başka bir yer ile semavatın da başka bir semavat ile yer değiştirdiği gün Kahhar ve tek olan Allah`ın huzuruna çıkarılacaklar.” İbrâhim/48.
Asıl konumuzdan kopmayalım.
Sonradan gelen bir kimsenin ilmi ya da kevni olarak bir hakikâti sahabe yada tabiinden daha iyi bildiğini varsayarak kabul etsek bile, bunun salih amelle bir ilgi ve alakasının olmadığını ortaya koymalıyız.
Mesela bugün kafirler astroloji ve diğer bir çok konuda bizlerden çok daha öndeler.
Bundan ne faydaları oldu? Hiçbirşey…! Hiçbir anlam ifade etmeyen bu konuya şimdi girmeyelim. Bizi Allah`a yakınlaştıracak amellerden bahsedelim. Tekrardan mevlid kandili konumuza geri dönelim. Gerçekten, bu mevlid kandilini kutlamakta bir hayır olsa idi, sahabeler bu konuda bizden daha süratli olurlardı, kuralında seninle anlaştık. Bundan bir şüphen varmı?

Sofi:
Hayır, Bunda şüphem yok.

Şeyh el-Elbani: Pratik bilgilerle, bizleri Allaha yakınlaştıracak olan şer-i ilimlerin bir bağlantısı yok. Lütfen artık kaçamak yapma. Herkes kabul etmekte ki, bu kandil ne peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem, ne sahabe ne tabiinin ve ne de büyük imamlar zamanında yoktu. Şimdi sormamız gereken soru şu: böyle bir hayır nasıl olurda onlar tarafından dikkate alınmadı?
Bu soruya, ancak şu iki şıktan biri ile cevap verilebilir.
Birincisi; Bizim bildiğimiz gibi onlarda bu mevlidi biliyorlardı. Onların bilgi konusunda bizlerden çok daha ilerideydi.

İkincisi; Onların bu mevlitten haberleri olmadı. Peki o zaman bizler nasıl oldu da onların bilmediği bu konuyu bilip, amel ettik?

Onlar bu kandilden haberdarlardı desek -ki bu görüş, kandili kutlamanın caiz olduğunu savunanları için daha uygun olacaktır-. O halde, sahabeler ve tabiin bu hayır ile neden amel etmediler? Bizler Allah Tealâ`ya ümmetin en hayırlıları olan bu insanlardan daha mı yakınız? Onlardan hiçbir kimse neden bu mevlidi kutlamadı? Onların böyle bir hayrı kaçırmalarını aklın alıyor mu? Bizden daha bilgili daha salih ve bir o kadar da Allah`a yakın kimselerdi. Ve sayıları milyona ulaşıyordu.

Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem`in şu hadisini sanırım sende biliyor olmalısın.”
“Ashabıma sövmeyiniz. Muhammed`in nefsini elinde tutana yemin olsun ki, sizden birisi uhud dağı kadar sadaka vermiş olsa onlardan birinin bir müd (iki avuç) sadakasına hatta bunun yarısına da ulaşamaz .”
İşte bak. Onlarla aramızaki farkı gördün mü? Çünkü onlar peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ile birlikte Allah yolunda cihad ettiler ve ilmi O`ndan hiçbir aracı olmaksızın bizzat kendisinden tahsil ettiler. Bu manayı kasdeden diğer bir hadis-i şerifte şöyledir;
“Kim Kur`an`ı indiği gibi ter-ü taze bir şekilde okumak istiyorsa İbn Ümmi Abd`in kıraatiyle okusun.” Yani, Abdullah b. Mes`ud`u kast etmektedir. Sahabelerin, kendilerini Allah`a yakınlaştıran bu hayrı bilmemeleri ve bizim onu bilmemiz mümkün müdür?
Onlarda bunu bilyorlardı bizler de biliyoruz demek ise, onların bu hayrı ihmal edip, amel etmedikleri anlamına gelir ki bunu kesinlikle söylemeye cesaret edemeyiz. Hakkında konuştuğumuz bu konu senin için inşaallah açıklığa kavuşmuştur.

Sofi: Elhamdulillah.