Bu Blog içinde Ara

5 Nisan 2021 Pazartesi

Söylentiler ve onun fertlere ve topluluklara karşı tehlikeleri

 §  Aslında bu konu oldukça önemli ve hassas bir konudur. Bu konunun tedavi yolları üzerine çalışmak veya zararlarından korunmak için bir defa da tekrar etmek gerekir. Çünkü bu tekrar ilkesi çok tercih edilen bir ilkedir, insanlar üzerinde din ve dünya işlerinde etkilidir.


بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

إِنَّ الْحَمْدَ لِلَّهِ ، نَحْمَدُهُ ، وَنَسْتَعِينُهُ ، وَنَسْتَغْفِرُهُ ، وَنَعُوذُ بِاللَّهِ مِنْ شُرُورِ أَنْفُسِنَا ، وَمِنْ سَيِّئَاتِ أَعْمَالِنَا ، مَنْ يَهْدِهِ اللَّهُ فَلاَ مُضِلَّ لَهُ ، وَمَنْ يُضْلِلْ فَلاَ هَادِيَ لَهُ ، وَأَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ ، وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ.

 يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ حَقَّ  تُقَاتِهِ وَلا تَمُوتُنَّ  إِلاَّ وَأَنْتُمْ مُسْلِمُونَ.

يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالا كَثِيرًا وَنِسَاءً وَاتَّقُوا اللَّهَ الَّذِي تَتَسَاءَلُونَ بِهِ وَالأَرْحَامَ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيبًا.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَقُولُوا قَوْلا سَدِيدًا . يُصْلِحْ لَكُمْ أَعْمَالَكُمْ  وَيَغْفِرْ  لَكُمْ  ذُنُوبَكُمْ وَمَنْ يُطِعْ  اللَّهَ  وَرَسُولَهُ فَقَدْ فَازَ فَوْزًا عَظِيمًا.

  أما بعد :

 فإن أصدق الحديث كتاب الله ، وخير الهدي هدي محمد  ، وشر  الأمور محدثاتها ، وكل محدثة بدعة، وكل بدعة ضلالة ، وكل ضلالة في النار

 

Allah-u Teâlâ'ya hamd olsun! O’na şükreder, O’ndan yardım diler, O’nun bağışlamasını isteriz. Nefislerimizin şerrinden, kötü amellerimizden O’na sığınırız. Allah-u Teâlâ  kime hidayet ederse onu saptıracak, kimi de saptırırsa ona hidayet edecek yoktur. Şehadet ederim ki; Allah-u Teâlâ‘dan başka ibadete layık ilah yoktur. O tektir, O’nun ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki; Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem O’nun kulu ve rasulüdür.

"Ey iman edenler! Allah’tan korkulması gerektiği gibi korkun ve sizler ancak müslümanlar olarak ölün!" (Ali İmran: 102)

"Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının! Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allahtan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten sakının! Şüphesiz Allah sizin üzerinize gözetleyicidir." (Nisa: 1)

"Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve sözün en doğrusunu söyleyin ki Allah, amellerinizi ıslah etsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah’a ve rasulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur." (Ahzab: 70-71)

En doğru söz; Allah-u Teâlâ'nın kitabı ve en hayırlı yolu gösteren Rasulünün sünnetidir. En şerli şey; bidat olan şeydir. Her bidat dalalettir. Her dalalet ateştedir.
Günümüzde insanların en büyük sorunu, iman küfür sınırlarını bilmemeleri dolayısıyla müslüman ve kafir ayrımını yapamamalarıdır.

 

§  Aslında bu konu oldukça önemli ve hassas bir konudur. Bu konunun tedavi yolları üzerine çalışmak veya zararlarından korunmak için bir defa da tekrar etmek gerekir. Çünkü bu tekrar ilkesi çok tercih edilen bir ilkedir, insanlar üzerinde din ve dünya işlerinde etkilidir.

§  Allah (Azze ve Celle) doğruluk hususunda şöyle buyurdu:

§  “Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve doğrularla beraber olun.” (Tevbe Suresi 119. Ayet meali)

§  Rabbimiz bizi yalana karşı ikaz etmektedir ve yalancılar hakkında şöyle buyurmaktadır:

§  “… Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azab vardır.” (Bakara Suresi 10. Ayet meali)

§  Ve başka bir ayette Allah (Azze ve Celle) şöyle buyuruyor:

§  “Hem o kıyamet günü görürsün ki Allah’a karşı yalan söyleyenlerin yüzleri kararmıştır. Kibirlenenleri yeri cehennem değil mi?” (Zümer Suresi 60. Ayet meali)

§  Rabbimiz bize bir haber ulaştığında onu araştırmamız gerektiğini, sadece duymakla o haberi kabul etmememiz gerektiğini emrediyor, hatta o haberi düzeltmemizi ve çok dikkatli olmamız gerektiğini, duyduğumuz her şeyi yaymamamız gerektiğini emrederek bir ayette şöyle buyuruyor:

§  “Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse, onu etraflıca araştırın. Yoksa cehalet sonucu bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.” (Hucurat Suresi 6. Ayet meali)

§  Peygamberimiz Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)bizi söylentileri götürüp getirme hususunda uyararak şöyle buyuruyor: “Bir kişinin iddia ettiği şeyler ne kötü bir vasıtadır.” “Kişiye her duyduğunu söylemesi yalan olarak yeter.” Bir haberi kesinleştirmek ve onu nakletmek, onun hakkında hüküm vermek onu araştırmayı gerekli kılar. Sizler, bir şeye sadece duyarak hüküm vermeyin. Belki de konuşan kişi kötü niyetli, kin tutmuş ve asılsız sözleri yaymak dışında hiçbir şeyi önemsemeyen, önyargılı birisidir ve belki de sen suçsuz olduğun halde sana yanlışlar, cehalet ve yalan isnat etmiştir.

§  Yalan büyük bir iştir. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)yalancıların görüntüsünü tasvir ederken şöyle buyurmuştur: “Yalancının görüntüsüne gelince, yalancı yalan söylerken çene kemiği yarılır, ufuklara kadar götürülür ve kıyamet gününe kadar bu böyle devam eder.” Aynı şekilde Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Vay o kimsenin haline ki, o kavmini güldürmek için konuşur ve yalan söyler, vay ona, vay ona.” (24)

§  Kardeşler!

§  Söylenti, laf yayma meselesi de büyüktür. En büyüğü ise suçsuz bir Müslümanın hakkında söylenti yaymak, konuşmadığı şeyi ona isnat etmek, yapmadığı şeyi yapmış gibi anlatmaktır. Allah (Azze ve Celle) buyurdu ki:

§  “İnananlar arasında kötü söz ve davranışın yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da, ahirette de acı veren bir azab vardır. Her şeyi Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Nur Suresi 19. Ayet meali)

§  Çirkin işleri yaymayı, yayınlamayı, nakletmeyi, çoğaltmayı, o işle ilgili müminlere yalan ve iftira isnadında bulunmayı seven kimse ve müminlerden çirkin işleri yaymayı sevenlerle ilgili olarak Allah (Azze ve Celle) bizi şöyle uyarıyor;

§  “Mümin erkeklere ve mümin kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler de bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.” (Ahzab Suresi 58. Ayet meali)

§  Devamında Rabbimiz o kimseleri şöyle tehdit ediyor:

§  “Hamd olsun ki, eğer münafıklar ve kalplerinde bir hastalık olanlar ve Medine’de dedikodu yapanlar bu yaptıklarından vazgeçmezlerse mutlaka seni onlara musallat ederiz. Sonra seninle orada az bir zamandan fazla komşu kalamazlar. Mel’un olarak nerede bulunurlarsa yakalanırlar ve öldürülürler.” (Ahzab Suresi 60-61. Ayet meali)

§  Çirkin işlerle uğraşarak bunları yayanlar ve dedikoducular yalan söylerler ve bu yalanları ve asılsız iddialarını yayarlar, suçsuz günahsız insanlar hakkında iftira atarak ileri geri konuşurlar. Bu iftiralarını abartarak yayarlar. Allah (Azze ve Celle) buyurdu ki:

§  “Kim bir kötülük işler yahut nefsine zulmeder, sonra da Allah’tan bağışlanmasını dilerse Allah’ı bağışlayıcı ve esirgeyici bulur. Kim bir kötülük işlerse, kendi nefsine kötülük etmiş olur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir, hikmet sahibidir. Kim bir hata veya bir günah işler de sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, muhakkak iftira etmiş ve apaçık bir günah yüklenmiş olur.” (Nisa Suresi 110-112. Ayet meali)

§  Nice söylentiler vardır insanların aklını çeler, onları kandırır ve pek çokları da insanları hataya düşürürler. Masum insanları yererek azarlar ve onlar hakkında asılsız iddialarını, söylemedikleri sözleri dağıtırlar. Yapmadıkları şeyleri yapmış gibi gösterirler, bütün böyle şeyler şahsi çıkarları tarafından yönlendirilen kıskanç ve kindar, kalplerinde hastalık olan insanlar tarafından yöneltilir ve başka insanları aşağılayarak, onlara kötülük yaparak nefislerinden taraf olurlar.

§  Bize gereken şey, Allah’a (Azze ve Celle) sığınıp bu asılsız söylentilere karşı uyanık olmaktır.

§  Birçok çirkin, pis forumlar bu çirkin işleri, asılsız iddiaları ve yalan yanlış şeyleri yayıyorlar. Allah (Azze ve Celle) bizi muhafaza etsin ve bize afiyet versin. Âmin.

§  Ey Müslüman!

§  Sana kötü bir iş yapmış bir adam gelirse, sana kötü şeyler söylerse, sana gereken, bu işi araştırıp doğruluğundan emin olmandır. Belki de sana gelen kin tutmuş, cahil, kötülüğü isteyen bir kişidir. Belki de bu insan sadece kötülüğü işitir, kötülüğü anlar ve anladığı bu kötü şeyleri istediği gibi ifade eder.

§  Eğer bir âlime isnat edilen, ama ona ait olmadığını düşündüğün şüpheli bir fetva görürsen hemen o âlime ulaş ve bu söylenilen hakkında ondan bilgi al, belki bu fetvayı ulaştıran kötü düşünceli, kötü davranışla bir nakledicidir. Bizim görevimiz söylentileri kabul etmemektir. Yöneticilerin kusurlarını ortaya döküp onları yeren, onların yapmadıklarını, söylemediklerini olmuş gibi yayan kimseler bunu kaos ortamının yayılması, kalplerin kin, kıskançlık dolması için yaparlar. İşte böyle yay şahsi çıkarları tarafından yönlendirilen insanlarda hayır yoktur. Çünkü Müslüman Allah’tan (Azze ve Celle)ve O’nun Kitabından, Peygamberinden (sallallahu aleyhi ve sellem) ve Müslüman ümmetten nasihat alır. Müslümanların geneli de doğru ve hedefe yönelik nasihatleri itibar ettikleri kanallardan alırlar. Onlar şöhret ve riyakârlık istemezler, sadece doğru olanın, hak olanın, doğru konuşmaların ahlâk ve saygı çerçevesi içerisinde sunulmasını isterler. İşte Müslüman bu ahlak ve görüş alışverişi üzerinde durur.

§  Allah (Tebâreke ve Teâlâ) bizim nefislerimize doğruluğu, başkalarının kusurlarını görmeden önce kendi kusurlarımızı düzeltmek için düşünmeyi nasip etsin. Bize gereken, kendi kusurlarımızı görerek hatalarımızı düzeltmektir. Belki de böylesi hayırlı olandır. Allah (Tebâreke ve Teâlâ) yardımcımız olsun ve bizden razı olsun.