Müslümanlar geçmiş asırlara nisbeten bu asırda olduğu kadar bu kadar şiddetli bir şekilde ittifaka birliğe muhtaç olmamıştır. Biz yeni müşkülatların zuhur ettiğine inanmıyoruz. Aksine müşkülatlar ta geçmişten günümüze gelen uzantılardır. Zaman zaman değişik şekillerde bize takdim olunduğu için sanki yeni gibi bize görünüyor. Bu da bizim ne kadar zayıf olduğumuzdan kaynaklanıyor.
Mus'ab İbnu Sa'd, babası radıyallahu anh'tan naklediyor: "Der ki: "Ey Allah'ın Resûlü! dedim, insanlardan kimler en çok belaya uğrar?""Peygamberler, sonra büyüklükte onlara ve bunlara yakın olanlar. Kişi diyaneti nisbetinde belaya maruz kalır. Kim dininde şiddetli ve sağlam olursa onun belası daşiddetli olur. Şayet dininde zayıflık varsa, allah onu da diyaneti nisbetinde imtihan eder. Bela kulun peşini bırakmaz. Tâ o kul, hatasız olarak yeryüzünde yürüyünceye kadar."Tirmizi, Zühd 57, (2400).
Bu hadisi şerifin ışığında bizim
muhatab olduğumuz müşkülatlar hiçbir zaman, Allah Rasulu sav in, Sahabeleri ra,
ondan sonra gelen ilim ehlinin karşılaşmış olduğu müşkülattan daha büyük
diyemeyiz.
Maalesef bizim zayıflığımızdan,
dinimize karşı lakayt olmamızdan kaynaklanan bir çok müşkülatlar oluşmuştur.
Müslim'in Amir bin Sa'd b. Ebu
Vakkas'ın babasından -Allah her ikisinden razı olsun- rivayet ediyor. Sa'd'ın
babası diyor ki: Peygamberimiz bir defasında bir gurup sahabi ile birlikte
Aliye'den yürüyüşe geçti. Beni Muaviye mescidinin önüne gelince içeri girdi,
iki rekat namaz kıldı, biz de öyle yaptık. Namazdan sonra uzun bir dua yaptı.
Arkasından bize doğru dönerek şunları söyledi: Rabbimden üç şey istedim,
ikisini kabul ve birini reddetti. Rabbimden ümmetimi kıtlık ve kuraklıkla helak
etmemesini diledim, bu dileğimi kabul etti. Yine Rabb'imden ümmetimi suda
boğarak veya topluca düşman topluluğu tarafından helak etmemesini diledim onu
da kabul etti. Fakat Rabb'imden ümmetimin birbirlerine düşüp aralarında
savaşmamalırını istedim, bu dileğimi reddetti." Müslim; 2889
Geçmiş ümmetlere baktığımızda bir
günahtan bir isyandan dolayı topluca yok olmuştur. Hemde bizim nazarımızda
küçük dediğimiz önemsemediğimiz bir fiilden dolayı. Allah cc bir rüzgarla bir
fırtına ile, bir sel ile, bir deprem ile, bir taş yağdırma ile helak etmiştir.
Bir Lut as ın kavminin ameli tüm kavmi helak etmiştir. Maalesef bu amel
zamanımızda çokca hemde açıktan işlenmektedir. Bir terazi de ölçüyü tartıyı
hileli tartmada bir kavim helak olmuştur. Ve bu zamanımızda açıktan alenen
işlenen günahlardan birisi. Allah cc bize merhamet etmiştir.
Bu da gösteriyor ki Allah cc bize mühlet
vermiştir. Ne için tevbe ve istiğfar etmemiz için. Fakat bizler zamanımızı
gafil olarak geçiriyor kendimizi ehlimizi toplumumuzu değiştirmiyoruz. Eğer
geçmiş milletler gibi olsaydı, yani Allah Rasulu sav efendimizin duası bu mevzuda
olmasa idi, muhakkak bizim şu an işlemiz olduğumuz günahlardan birisinden bile
helak olabirdik.
Büyük düşman topluluğu ile topluca helak etmemesini diledim, bu dileğimi
kabul etti. İslam tarihine baktığımız zaman, hiçbir zaman İslam milleti topluca
toptan yokedilmemiştir. Bir yerde hezimete uğrayan Müslümanlar başka yerde
hemen bir idare ve yaşam oluşturmuştur. Bir harple mücadele ile veya bir afetle
toptan helak olmamıştır.