- Hz. Ömer bir keresinde şöyle buyurdu: “Hem erkekler ve hem de kadınlar üç çeşittir: Bir kadın vardır ki müslüman, yumuşak huylu, doğurgan ve iffetlidir. Zamana ve hayatın zorluklarına karşı aile efradına yardımcı olur; ailesinin başına gelen kötülüklere karşı kor ki böyle bir kadın çok az bulunur. İkincisi sadece kap vazifesini görür ki onun çocuk doğurmaktan başka bir hüneri yoktur.
Üçüncüsü ise kötü ahlaklı olanlardır ki Allah Teâlâ bunları kullarından dilediklerinin boynuna takar, sonra dilediğinde çıkarır. Aynı şekilde bir erkek vardır ki iffetli, yumuşak huylu, bilgili ve akıllıdır. Başına bir şey geldiğinde onun içinden çıkmasını bilir. İkincisi bir zorlukla karşılaştığında kendi gücüyle onun altından kalkmayan erkeklerdir. Böyleleri bu konuda bilgi ve tecrübe sahibi kimselerle istişarede bulunur ve onların önerileri doğrultusunda hareket eder. Üçüncüsü ise şaşkın ve bir hedefi olmayan erkeklerdir. Bunlar ne kendileri bir şey yapabilirler ve ne de kendilerine gösterilen yoldan giderler”
Üçüncüsü ise kötü ahlaklı olanlardır ki Allah Teâlâ bunları kullarından dilediklerinin boynuna takar, sonra dilediğinde çıkarır. Aynı şekilde bir erkek vardır ki iffetli, yumuşak huylu, bilgili ve akıllıdır. Başına bir şey geldiğinde onun içinden çıkmasını bilir. İkincisi bir zorlukla karşılaştığında kendi gücüyle onun altından kalkmayan erkeklerdir. Böyleleri bu konuda bilgi ve tecrübe sahibi kimselerle istişarede bulunur ve onların önerileri doğrultusunda hareket eder. Üçüncüsü ise şaşkın ve bir hedefi olmayan erkeklerdir. Bunlar ne kendileri bir şey yapabilirler ve ne de kendilerine gösterilen yoldan giderler”
ALLAH HAYIRDA BİR ARAYA GELEBİLMEYİ NASİP ETSİN. HAYIR GÖRDÜĞÜNDE DEĞİL.
- Hüzeyfe (r.a.) şöyle buyurmuştur: Dört çeşit kalb vardır. Birincisi kılıflı ve bomboş olan kalbdir ki bu kafirin kalbidir. İkincisi iki yüzlü olanlardır ki bu da münafıkların kalbidir. Üçüncüsü dümdüz ve içerisinde pırıl pırıl parlayan bin kandilin bulunduğu kalbdir ki bu da mü’minin kalbidir. Dördüncüsü ise içerisinden hem nifak ve hem de iman bulunan kalbdir İman temiz sularla sulanan ağaca benzer. Nifaksa irin ve kanla bezenen çıbana benzer”
- Mücahid şöyle anlatıyor: Bir gün İbn Ömer’ le birlikte dolaşıyorduk. Bir harabenin yanından geçerken İbn Ömer bana “Şu harabeye sahiplerinin ne olduğunu sor!” dedi: “Ey harebe! Sahiplerine ne oldu?” dediğimde de “Onlar gittiler; geride sadece amelleri kaldı” buyurdu.
- Hz. Hasan şöyle buyurmuştur: “İnsanlar dört kısımdır. Birincisi dünyadan nasipleri olup da ahlaktan yoksun olanlardır. İkinci kısım insanlar ahlaklı fakat dünyadan nasibi olmayanlardır. Üçüncüsü ne ahlaktan ve ne de dünyadan nasibi olmayanlardır ki insanların en kötüsü bunlardır. Dördüncüsü ise hem ahlaklı ve hem de dünyadan nasibi olan kimselerdir ki insanların en üstünü bunlardır”
- Meşhur sahabi Şeddad b. Evs (r.a.) şunları söylemiştir: “Siz hayrın kendisini değil ancak sebeplerini görüyorsunuz. Hayrın tamamı cennette, şerrin tamamı da cehennemdedir. Dünya iyi-kötü herkesin kendisinden yediği bir metâdır. Ahiretse kesinlikle gelecek olan bir gündür ki o gün güç ve kudret sahibi Allah Teâlâ hükmedecektir. Dünyanın ve ahiretin bazı dostları vardır. Siz, ahiretin dostları olmaya bakınız ve sakın dünyanın dostlarından olmayınız”.
- İbn Mes’ud (r.a.) bir gün arkadaşlarına “Sakın herhangi biriniz “immea” olmasın!” dedi. Onların “Ey Eba Abdirrahman! İmmea da nedir?” diye sormaları üzerine de şunları söyledi: “İmmea “Ben halka bağlıyım. Onlar doğru yolda olurlarsa ben de doğru yolda olur; onlar dalalette (sapıklıkta) olursa ben de dalalette olurum” diyen kişidir. Allah’a yemin ederim ki halk tamamen kâfir olsa dahi siz kendinizi kâfir olmamak için zorlamak mecburiyetindesiniz”
- Ebu Musa el-Eş’arî, Basra valisi iken halka bir hutbe irat ederek şunları söyledi: “Ey insanlar! Ağlayınız! Eğer ağlayamıyorsanız hiç olmazsa ağlar gibi olunuz. Çünkü cehennemlikler gözyaşları bitinceye kadar ağlarlar. Göz yaşlarının bitmesi üzerine de kan ağlarlar. Hem o kadar çok ağlarlar ki döktükleri gözyaşlarından ve kandan içinde gemilerin yüzebileceği göller oluşur’