Bu Blog içinde Ara

19 Ekim 2012 Cuma

BAYRAM VE TEŞRİK GÜNLERİ ORUÇ TUTMA MAK

BAYRAM VE TEŞRİK GÜNLERİ ORUÇ TUTMA MAK


Ahmed, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Hâkim ve Neseî'nin rivayetlerinde Resûl-i Ekrem:
“Ramazan ve kurban bayramı günleri ile teşrik günleri biz Müslümanların bayramıdır. Bunlar yemek ve içmek günleridir.” [1]buyurmuştur.

İbn Mâce'nin rivayetinde Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
Nûh aleyhisselâm seneyi boydan boya oruç tutar, yalnız rama­zan ve kurban bayram günlerini tutmazdı.” [2]
Müslim'in rivayetinde Resûl-i Ekrem:
“İki günde oruç doğru olmaz: Kurban ve ramazan bayramı gün­leri.” [3]buyurmuştur.
Ahmed ile Neseî'nin rivayetlerinde:
“Şu günleri, teşrik günleri oruç tutmayın, zira onlar yemek iç­mek günleridir.” [4]buyurulmuştur.                  

 “Aziz ve Celîl olan Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Âdemoğlu’nun her ameli kendisinindir. Oruç hâriç, o. benim içindir. Onun ecrini ben vereceğim. Oruç, ateşe karşı bir kalkandır. Sizden biriniz oruçlu bulunduğu günde kötü söz söylemesin; kavga etmesin. Şayet biri ona söver veya sataşırsa, “Ben oruçluyum.” desin. Muhammed'in nefsini elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, muhak­kak oruçlunun ağız kokusu, Allah katında, misk kokusundan daha hoştur. Oruçlunun iki sevinci vardır. Bunlardan birisi iftar ettiği za­man, diğeri de orucunun sevabı ile Allah'a kavuştuğu andır.” Sahihu Müslim, 2/807
“Allahu Teâlâ buyurmuştur: “Âdemoğlu'nun her ameli (nin se­vabı) kat kat verilir. Bir hasene (iyilik) on mislinden yediyüz misli­ne kadar mükâfatlandırılır. Yalnız oruç hâriç. Onun mükâfatını Ben veririm. Zira (oruçlu) yemesini ve şehevî arzularını sırf Benim için terkediyor. Oruçlu için iki sevinç ânı vardır: Biri iftar ettiği, diğeri de Allah'a kavuştuğu (ve tuttuğu orucun mükâfatını aldığı) vakit­tir. Oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur.” Müslim, 2/807

“Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır. Kıyamet gününde bu kapıdan ancak oruç tutanlar girer. Onlardan başkaları giremez. “Oruçlular nerede?” diye nida edilir. Onlar da kalkıp o kapıdan gi­rerler. O kapıdan, onlardan başkası giremez. Oruçlular girdikten sonra kapı kapanır ve artık oradan hiç bir kimse giremez.” [5]
Yine Resûl-i Ekrem:
“Gaza edin ganimet alın, oruç tutun sıhhat kazanın, sefere çıkın ihtiyaçtan kurtulun.” [6]buyurmuştur.

Yine Resûl-i Ekrem:
“Oruç bir siper ve cehennemden koruyucu bir kal'adır.” [7]buyurmuştur.

Yine Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuş­tur:
 “Kıyamet günü (Müslüman) kul için oruç ile Kur'an şefaat ede­ceklerdir. Oruç:
“Ya Rab, bana o (kulu) nu yemek içmek ve cinsî münâsebette bulunmaktan alıkoydum. Beni ona şefaatçi kıl.” diye­cektir. Kur'an da:
“Ya Rab, ben onu gece uykusundan alıkoydum, beni ona şefaatçi kıl.” diyecek ve her ikisi de şefaat edeceklerdir.” [8]

Bir diğer hadîste de,
“Oruca devam et, zira onun dengi yoktur.” [9]buyurulmuştur. Yine Resûl-i Ekrem:
“Kim ki Allah yolunda (rızası uğrunda) bir gün oruç tutarsa, Allahu Teâlâ o bir gün sebebiyle onun vücudunu yetmiş yıl cehen­nemden uzaklaştırır.” [10]buyurmuştur.

Yine Resûl-i Ekrem şöyle buyurmuştur:
“Kimki bir gün Allah yolunda oruç tutarsa, Allahu Teâlâ onunla cehennem arasında yer ile gök arası kadar genişlikte bir handek yapar.” [11]

“Kim Allah yolunda bir gün oruç tutarsa, bin yıl cehennemden uzaklaşmış olur.” [12]
Bazıları “Allah yolunda” kelimesini cihad ile, diğer bazıları da Allah rızası ile açıklamışlardır.

Üç kimse vardır ki, duaları reddedilmez: İftar vakti oruçlunun, âdil hükümdar ile mazlumun dualarıdır. Allahu Teâlâ   mazlumun (duasını) bulutların üstüne yükseltir, gök kapılarını ona açar ve: “İzzet ve Celâlim hakkı için, bir zaman sonra da olsa sana yardım edeceğim.” buyurur.” [13]
“Ramazanın faziletine inanarak ve ecrini Allah'tan umarak oruç tutan kimsenin geçmiş günahları bağışlanır. Bir kimse de faziletine inanarak ecrini Allah'tan umarak kadir gecesini ibadetle ihya ederse geçmiş günahları bağışlanır.”[14] Sahih bir rivayette, “Gelecek günahları da bağışlanır.” kaydı vardır.[15] Ahmed ve oruçtan sonra hasen isnad ile bunu zikretmiştir. Yalnız Hammad, mevsül ve­ya mürsel olmasında şüpheye düşmüştür.

“Kim ramazan orucunu tutar, hududunu korur, orucunda aşırı­lık yapmaz, sakınılması gereken şeylerden sakınır ve korunursa, geç­miş günahları bağışlanır.” [16]
“Beş vakit namaz, cumalar ve ramazan orucu, kebâirden kaçın­mak şartıyle aralarındaki küçük günahlara keffâret olurlar.” Müslim, 1/209

Kâ'b İbn Âcure (r.a.) den rivayete göre şöyle demiştir: Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bir gün minbere çıkmak üzere kalktı. Birinci basamağa çıkınca, “Âmin” dedi. Sonra ikinci basama­ğa çıktı yine “Âmîn” dedi. Sonra üçüncü basamağa çıktı ve yine “Âmin” dedi. Minberden inip (namazı) bitirince, biz:
“Ya Resûlallah, bu gün sizden bir söz duyduk Cki bundan önce onu hiç duymamıştık), o ne idi?” dedik. Resûl-i Ekrem:
“Siz onu duydunuz mu?” buyurdu. Biz:
“Evet, duyduk,” dedik. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem:
“Birinci basamağa çıktığımda Cebrail aleyhisselâm bana geldi ve “Anne babasından birinin veya ikisinin  ihtiyarlık çağına yetişip de onlara yapacağı hizmetle cennete girmeğe   (hak   kazanmayan) uzak olsun.” dedi, ben de “Âmîn” dedim. Sonra ikinci basamağa çık­tığımda yine Cebrail aleyhisselâm geldi ve “Ya Muhammed, senin İsm-i şerifin yanında anıldığı halde sana salâvat-ı şerife getirmeyen uzak olsun.” dedi, ben de “Âmîn” dedim. Daha sonra üçüncü basa­mağa çıktığımda yine Cebrail aleyhisselâm geldi ve “Ey Muhammedi Ramazana erişip de mağfiret olma (sına vesile olacak amel ve ibadet yapma) yan uzak olsun.” dedi, ben de, “Âmîn” dedim,” (İşte âmin demesinin hikmeti bu idi.). Mecmeu'z-Zevaid ve Menbeu’l-Fevâid, 10/166
“Ey insanlar! Mübarek ve büyük bir ayın gölgesi üzerinize düş­müştür. Bu ay içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi var­dır. Allahu Teala bu aynı orucunu size farz ve gece ibadetini (Tera­vih namazını) nafile (sünnet) kılmıştır. Kim ki bu ayda bir iyilik ya­parsa diğer aylarda bir farz yapmış gibi sevap alır. Bu ayda bir farz yerine getiren, diğer aylarda yetmiş farz edâ etmiş gibi olur. Bu ay sabır ayıdır. Sabrın mükâfatı ise cennettir. Bu ay, yardımlaşma ayı­dır. Bu ay, müminin rızkının çoğaldığı bir aydır. Bu ayda bir oruç­luyu iftar ettirenin günahları bağışlanır ve cehennemden azad olur. Aynı zamanda o oruçlunun sevabından bir şey eksilmemek şartı ile onun sevabı gibi de sevap alır,” buyurdu. Ashâb-ı Kiram:
“Ya Resûlallah, bizim çoğumuzda oruçluyu yedirip doyuracak bir şey yok, ne yapalım?” dediler. Resûl-i Ekrem:
“Allahu Teâlâ bu sevabı; bir hurma, bir yudum su veya süt ile de olsa orucunu açtıran kimseye verir,” buyurdu. Resûl-i Ekrem de­vamla:
“Bu ayın evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu ise cehennem­den azâd olmadır. Kim ki bu ayda eli altında bulunanları esirger ve onlara kolaylık gösterirse, işlerini hafifletirse, Allahu Teâlâ onu mağ­firet edip cehennemden azâd eder. Bu ayda dört hasleti  çoğaltın. Bunların ikisi ile Rabbınızı razı edersiniz, diğer ikisinden ise hiç bir vakit Müstağni kalamazsınız.  Rabbınızı razı edeceğiniz iki haslet, şehâdet kelimesi ile istiğfara devam etmenizdir. Müstağni kalama­yacağınız hasletler de, cehennemden Allah'a sığınmanız ve cenneti­ni istemenizdir. Bu ayda oruçluya su vereni Allahu Teâlâ kıyamet günü benim havuzumdan içirir de artık ondan sonra bir daha susa­nı az.” buyurmuştur. et-Tergib ve't-Terhib, 2/217, 218   

Bu hadisin senedinin Sahih olduğunu söyleyenler olduğu gibi; Tirmizî hasen olduğunu, diğerleri de zayıf olduğunu söylemişlerdir. Bunun için İbn Huzeyme hadisi “Sahih” ine almış, sonunda, “Sahih ise” demiştir.

“Kim ki helâl olan kazancından ramazanda bir oruçluya iftar verirse, melekler onun için ramazanın her gecesinde istiğfar eder. Kadir gecesinde bizzat Cebrail aleyhisselâm onunla musafaha eder. Bunun alâmeti olarak gönlü yumuşar ve göz yaşı çoğalır.” Bezzâr ve Taberâni
“Ramazan (ayı) geldiği vakit cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur ve cinler demirlenir­ler.” Müslim, 2/758

“Ramazanı Şerifin ilk gecesi olduğu vakit cennetin bütün ka­pıları açılır ve ayın sonuna kadar hiç bir kapısı kapanmaz. Cehen­nem kapılan kapanır ve ayın sonuna kadar hiç bir kapısı açılmaz. Cinler bağlanır ve her gece sabaha kadar devam etmek üzere gök­ten bir münâdi:
“Ey hayra koşan, hayrını tamamla, sana müjdeler olsun. Ey şerre yönelen, kötülüğü azalt ve aklını başına al. Yok mu mağfiret dileyen, mağfiret olunsun. Yok mu tevbe eden, tevbesi kabul olun­sun. Yok mu dua eden, duasına icabet olunsun. Yok mu isteyen, is­tediği kendisine verilsin? Allah katında ramazanın her gecesinde iftar vaktinde altmış bin kişi cehennemden azâd edilir. Bayram gü­nü olunca, Allahu Teâlâ bütün ayda affettiği kadarını top yekûn bir­den affeder ki, yekûnu otuz kere altmışbin eder.” et-Tergib ve't-Terhib, 2/104



[1] Sünenü't-Tirmizî, 3/134; Sünenü Ebi Dâvûd, 2/320; Sünenü'n-Nesei, 5/252.
[2] Sünenü İbn Mâce, 1/547.
[3] Sahihu Müslim, 2/799.
[4] Mecmeu'z-Zevâid ve Menbeu'l-Fevâid, 3/203.
[5] Sahihu’l-Buhâri, Kitabu's-Sıyâm; Sahihu Müslim, 2/808; Sünenü İbn-Mâce, 1/625.
[6] Mecmeu'z-Zevâid ve Menbeu'l-Fevâid, 3/179
[7] Mecmeu'z-Zevâid ve Menbeu'l-Fevâid, 3/180
[8] Mecmeu'z-Zevaid ve Menbeu’l-Fevâid, 3/181
[9] Sünenü'n-Neseî, 4/165.
[10] Sahihu Müslim, 2/808; Sünenü İbn Mâce, 1/548; Sünenü'n-Nesei, 4/173.
[11] Mecmeu'z-Zevâid ve Menbeu'L-Fevâid, 3/194
[12] Mecmeu'z-Zevâid ve Menbeu'l-Fevâid, 3/194
[13] Sünenü İbn Mâce, 1/557.
[14] Sünenü't-Tirmizî, 3/58; Sahihu Müslim, 2/524; Sahihu'l-Buhâri, Kitatau's-Salati't-Terâvih.
[15] Mecmeu'z-Zevâid ve Menbeu'l-Fevâid, 3/145
[16] Mecmeu'z-Zevâid ve Menbeu'l-Fevâid, 3/143, 144