Bu Blog içinde Ara

8 Eylül 2012 Cumartesi

Sahihi Buhari (Kurbanlıklar Kitabı)



٧۳- كِتَاب الْأَضَاحِيِّ
73- KİTABU'L-EDÂHÎ
(Kurbanlıklar Kitabı)
۱- بَاب سُنَّةِ الْأُضْحِيَّةِ وَقَالَ ابْنُ عُمَرَ هِيَ سُنَّةٌ وَمَعْرُوفٌ
1- Kurban Kesmenin Sünnet Olduğu Bâbı

Îbnu Ömer: Kurban kesmek bilinen bir sünnettir, demiştir.
٥٥٤٥- حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا غُنْدَرٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ زُبَيْدٍ الْإِيَامِيِّ عَنْ الشَّعْبِيِّ عَنْ الْبَرَاءِ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّ أَوَّلَ مَا نَبْدَأُ بِهِ فِي يَوْمِنَا هَذَا أَنْ نُصَلِّيَ ثُمَّ نَرْجِعَ فَنَنْحَرَ مَنْ فَعَلَهُ فَقَدْ أَصَابَ سُنَّتَنَا وَمَنْ ذَبَحَ قَبْلُ فَإِنَّمَا هُوَ لَحْمٌ قَدَّمَهُ لِأَهْلِهِ لَيْسَ مِنْ النُّسُكِ فِي شَيْءٍ فَقَامَ أَبُو بُرْدَةَ بْنُ نِيَارٍ وَقَدْ ذَبَحَ فَقَالَ إِنَّ عِنْدِي جَذَعَةً فَقَالَ اذْبَحْهَا وَلَنْ تَجْزِيَ عَنْ أَحَدٍ بَعْدَكَ قَالَ مُطَرِّفٌ عَنْ عَامِرٍ عَنْ الْبَرَاءِ قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَنْ ذَبَحَ بَعْدَ الصَّلَاةِ تَمَّ نُسُكُهُ وَأَصَابَ سُنَّةَ الْمُسْلِمِينَ.
5545- Berâ ibnu Âzib -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Bu bayram günümüzde ilk olarak yağacağımız şey bayram namazı kılmaktır. Sonra (evlerimize) dönüp kurban keseriz. Her kim böyle yaparsa bizim sünnetimize uygun hareket etmiş olur. Her kim de namazdan önce kurbanı keserse, bu ancak ehline takdim ettiği bir et demek olup, kurban ibadetiyle hiçbir münâsebeti yoktur." 
Bunun üzerine kurbanını bayram nazmından önce kesmiş olan Ebu Burde ibnu Niyâr ayağa kalkıp şöyle dedi: Benim sekiz dokuz aylık bir kebişim var. Onu kurban olarak kesebilir miyim? Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem: "Onu kurban olarak kes. Ancak bu senden sonra bir kimse için yeterli olmaz."
Âmir’in Bera’dan rivayetinde Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Her kim bayram namazını kıldıktan sonra kurbanını kesmiş ise kurban kesme ibadeti gerçekleşmiş ve Müslümanların sünnetine uymuş olur." 
٥٥٤٦- حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَنْ ذَبَحَ قَبْلَ الصَّلَاةِ فَإِنَّمَا ذَبَحَ لِنَفْسِهِ وَمَنْ ذَبَحَ بَعْدَ الصَّلَاةِ فَقَدْ تَمَّ نُسُكُهُ وَأَصَابَ سُنَّةَ الْمُسْلِمِينَ.
5546- Enes ibnu Mâlik -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Her kim bayram namazından önce kurbanını kesmiş ise, o ancak kendi nefsi için kesmiş olur. Her kim de bayram namazından sonra kesmiş ise kurban kesme ibadetini yerine getirmiş ve Müslümanların sünnetine uymuş olur." 
۲- بَاب قِسْمَةِ الْإِمَامِ الْأَضَاحِيَّ بَيْنَ النَّاسِ
2- İmâmın, İnsanlar Arasında Kurbanlık Hayvanlar Taksim
Etmesi Bâbı
٥٥٤٧- حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ فَضَالَةَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ يَحْيَى عَنْ بَعْجَةَ الْجُهَنِيِّ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ الْجُهَنِيِّ قَالَ قَسَمَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بَيْنَ أَصْحَابِهِ ضَحَايَا فَصَارَتْ لِعُقْبَةَ جَذَعَةٌ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ صَارَتْ لِي جَذَعَةٌ قَالَ ضَحِّ بِهَا.
5547- Ukbe ibnu Âmir el-Cuhenî -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem sahabeleri arasında kurbanlık hayvanlar taksim etti. Bana da sekiz dokuz aylık bir kebiş düştü. Bunun üzerine ben dedim ki: Ey Allah'ın Rasûlü! Bana sekiz dokuz aylık bir kebiş düştü. Onu kurban olarak kesebilir miyim? Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem: "Onu kurban olarak kes" buyurdu.
۳- بَاب الْأُضْحِيَّةِ لِلْمُسَافِرِ وَالنِّسَاءِ
3- Yolcu ve Kadın İçin Kurban Bâbı
٥٥٤۸- حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ دَخَلَ عَلَيْهَا وَحَاضَتْ بِسَرِفَ قَبْلَ أَنْ تَدْخُلَ مَكَّةَ وَهِيَ تَبْكِي فَقَالَ مَا لَكِ أَنَفِسْتِ قَالَتْ نَعَمْ قَالَ إِنَّ هَذَا أَمْرٌ كَتَبَهُ اللَّهُ عَلَى بَنَاتِ آدَمَ فَاقْضِي مَا يَقْضِي الْحَاجُّ غَيْرَ أَنْ لَا تَطُوفِي بِالْبَيْتِ فَلَمَّا كُنَّا بِمِنًى أُتِيتُ بِلَحْمِ بَقَرٍ فَقُلْتُ مَا هَذَا قَالُوا ضَحَّى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ أَزْوَاجِهِ بِالْبَقَرِ.
5548- Aişe -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Haccetmek için yola çıkmıştık. Serif mevkiine geldiğimizde ben hayız oldum. Ben ağlıyor olduğum halde Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem yanıma geldi ve dedi ki: "Sana ne oluyor, yoksa hayız mı oldun?" Ben: Evet, dedim. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bu Allah’ın Adem’in kızlarına yazdığı bir emirdir. Bir hacı ne yapıyorsa sen de aynını yap. Ancak bu halde Kâbe’yi tavaf etme." Bizler Mina’da iken bize inek eti getirildi. Ben: Bu nedir? diye sordum. Onlar bana: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem hanımlarının adına inek kurban etti, dediler.

٤- بَاب مَا يُشْتَهَى مِنْ اللَّحْمِ يَوْمَ النَّحْرِ

4- Kurban Bayramının Birinci Günü Et Arzu Edilmesi Bâbı
٥٥٤٩- حَدَّثَنَا صَدَقَةُ أَخْبَرَنَا ابْنُ عُلَيَّةَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَوْمَ النَّحْرِ مَنْ كَانَ ذَبَحَ قَبْلَ الصَّلَاةِ فَلْيُعِدْ فَقَامَ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ هَذَا يَوْمٌ يُشْتَهَى فِيهِ اللَّحْمُ وَذَكَرَ جِيرَانَهُ وَعِنْدِي جَذَعَةٌ خَيْرٌ مِنْ شَاتَيْ لَحْمٍ فَرَخَّصَ لَهُ فِي ذَلِكَ فَلَا أَدْرِي بَلَغَتْ الرُّخْصَةُ مَنْ سِوَاهُ أَمْ لَا ثُمَّ انْكَفَأَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِلَى كَبْشَيْنِ فَذَبَحَهُمَا وَقَامَ النَّاسُ إِلَى غُنَيْمَةٍ فَتَوَزَّعُوهَا أَوْ قَالَ فَتَجَزَّعُوهَا.
5549- Enes -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem bayram günü şöyle buyurdu:

"Her kim bayram namazından önce kurbanını kesmişse kurbanını yeniden kessin." Bir adam kalkıp dedi ki: Ey Allah'ın Rasûlü! Bu insanların canlarının et çektiği bir gündür. -Komşularının durumundan bahsetti.- Benim, iki koyunun etinden bana daha sevimli gelen ve sekiz dokuz aylık bir kebişim var.
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem ona ruhsat verdi. Bu verilen ruhsatın ondan başkası için geçerli olup olmadığını bilmiyorum.
Sonra Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem iki koça yöneldi ve onları kesti. Bunun ardından insanlar küçük bir koyun sürüsünün yanına gittiler ve aralarında taksim ettiler. (Hadisin geçtiği yer: 954, 984, 5546, 5549, 5561)
٥-بَاب مَنْ قَالَ الْأَضْحَى يَوْمُ النَّحْرِ
5- Kurban Bayramı Gününe Yevmun-Nahr Diyen Kimse Bâbı
٥٥٥۰- حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَامٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ ابْنِ أَبِي بَكْرَةَ عَنْ أَبِي بَكْرَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِنَّ الزَّمَانَ قَدْ اسْتَدَارَ كَهَيْئَتِهِ يَوْمَ خَلَقَ اللَّهُ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ السَّنَةُ اثْنَا عَشَرَ شَهْرًا مِنْهَا أَرْبَعَةٌ حُرُمٌ ثَلَاثٌ مُتَوَالِيَاتٌ ذُو الْقَعْدَةِ وَذُو الْحِجَّةِ وَالْمُحَرَّمُ وَرَجَبُ مُضَرَ الَّذِي بَيْنَ جُمَادَى وَشَعْبَانَ أَيُّ شَهْرٍ هَذَا قُلْنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ فَسَكَتَ حَتَّى ظَنَنَّا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ بِغَيْرِ اسْمِهِ قَالَ أَلَيْسَ ذَا الْحِجَّةِ قُلْنَا بَلَى قَالَ أَيُّ بَلَدٍ هَذَا قُلْنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ فَسَكَتَ حَتَّى ظَنَنَّا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ بِغَيْرِ اسْمِهِ قَالَ أَلَيْسَ الْبَلْدَةَ قُلْنَا بَلَى قَالَ فَأَيُّ يَوْمٍ هَذَا قُلْنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ فَسَكَتَ حَتَّى ظَنَنَّا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ بِغَيْرِ اسْمِهِ قَالَ أَلَيْسَ يَوْمَ النَّحْرِ قُلْنَا بَلَى قَالَ فَإِنَّ دِمَاءَكُمْ وَأَمْوَالَكُمْ قَالَ مُحَمَّدٌ وَأَحْسِبُهُ قَالَ وَأَعْرَاضَكُمْ عَلَيْكُمْ حَرَامٌ كَحُرْمَةِ يَوْمِكُمْ هَذَا فِي بَلَدِكُمْ هَذَا فِي شَهْرِكُمْ هَذَا وَسَتَلْقَوْنَ رَبَّكُمْ فَيَسْأَلُكُمْ عَنْ أَعْمَالِكُمْ أَلَا فَلَا تَرْجِعُوا بَعْدِي ضُلَّالًا يَضْرِبُ بَعْضُكُمْ رِقَابَ بَعْضٍ أَلَا لِيُبَلِّغْ الشَّاهِدُ الْغَائِبَ فَلَعَلَّ بَعْضَ مَنْ يَبْلُغُهُ أَنْ يَكُونَ أَوْعَى لَهُ مِنْ بَعْضِ مَنْ سَمِعَهُ وَكَانَ مُحَمَّدٌ إِذَا ذَكَرَهُ قَالَ صَدَقَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ثُمَّ قَالَ أَلَا هَلْ بَلَّغْتُ أَلَا هَلْ بَلَّغْتُ مَرَّتَيْنِ.
5550- Ebû Bekre -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem bizlere kurban bayramının birinci günü  hutbe verdi.
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem : "Bugünün hangi gün olduğunu biliyor musunuz?" diye sordu.
Biz: Allah ve Rasûlü en iyi bilir, dedik.
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem bir süre sustu. Öyle ki biz Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellemin bu güne farklı bir isim vereceğini sandık.
Sonra Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem: "Bu gün, kurban kesme günü değil mi?" diye sordu.
Biz: Evet, dedik.                                                                    
Sonra, Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem: "Bu ay hangi aydır?" diye sordu.
Biz: Allah ve Rasûlü en iyi bilir, dedik.
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem bir süre sustu. Biz, Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellemin bu aya farklı bir isim vereceğini zannettik.
Sonra Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem: "Bu ay, Zul-Hicce değil mi?" diye sordu.
Biz: Evet, dedik.
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem: "Bu belde hangi beldedir?" diye sordu.
Biz: Allah ve Rasûlü daha iyi bilir, dedik.
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem bir süre sustu. Biz, onun bu beldeye farklı bir isim vereceğini zannettik.
Sonra Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem: "Burası haram belde değil mi?" diye sordu.
Biz: Evet, haram beldedir, dedik.
Bunun üzerine: Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem: "İçinde bulunduğunuz bu gününüzün, bu beldenizin (Mekke) ve bu ayınızın haram oluşu gibi, kanlarınız, canlarınız, mallarınız ve ırzlarınız da sizlere haramdır. Sizler Rabbinize kavuşacak ve sizlerin amellerinden soracak. Benden sonra birbirlerinin boynunu vuran kâfirlerin haline dönmeyin. Burada bulunanlar, burada bulunmayanlara söz­lerimi aktarsınlar. Öyle kimseler vardır ki anlatandan daha anlayışlı olabilir."
Muhammed bu hadisi zikrettiğinde şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem doğruyu söyledi. Sonra Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem: "Tebliğ ettim mi? Tebliğ ettim mi?" diye ashabına sordu.

٦-بَاب الْأَضْحَى وَالْمَنْحَرِ بِالْمُصَلَّى

6- Bayram Namazı Kılma Ve Deve Nahr Etme Yerinin Musallada Olduğu Bâbı
٥٥٥۱- حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِي بَكْرٍ الْمُقَدَّمِيُّ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ قَالَ كَانَ عَبْدُ اللَّهِ يَنْحَرُ فِي الْمَنْحَرِ قَالَ عُبَيْدُ اللَّهِ يَعْنِي مَنْحَرَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ.
5551- Nâfi' -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Abdullah ibnu Ömer -Allah ondan razı olsun- devesini deve kesim yerinde keserdi. Ubeydullah şöyle dedi: Yani İbnu Ömer devesini Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin kestiği yerde keserdi.
٥٥٥۲- حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ كَثِيرِ بْنِ فَرْقَدٍ عَنْ نَافِعٍ أَنَّ ابْنَ عُمَرَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا أَخْبَرَهُ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَذْبَحُ وَيَنْحَرُ بِالْمُصَلَّى.
5552- Abdullah ibnu Ömer -Allah ondan ve babasından razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem devesini ve diğer kurbanlık hayvanları bayram namazını kıldığı yerde keserdi.
٧- بَاب فِي أُضْحِيَّةِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِكَبْشَيْنِ أَقْرَنَيْنِ وَيُذْكَرُ سَمِينَيْنِ
7-Bâb: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin Kestiği Kurbanlığı Boynuzlu ve Semiz İki Koç Olduğu Hakkında
وَقَالَ يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ سَمِعْتُ أَبَا أُمَامَةَ بْنَ سَهْلٍ قَالَ كُنَّا نُسَمِّنُ الْأُضْحِيَّةَ بِالْمَدِينَةِ وَكَانَ الْمُسْلِمُونَ يُسَمِّنُونَ.
Ebû Umâme ibnu Sehl şöyle dedi: Bizler Medine'de keseceğimiz kurbanlık hayvanlarımızı besleyip semizleştirirdik, Müslümânlar da kurbanlıklarını besleyip semizleştirirlerdi.
٥٥٥۳- حَدَّثَنَا آدَمُ بْنُ أَبِي إِيَاسٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ صُهَيْبٍ قَالَ سَمِعْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ كَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُضَحِّي بِكَبْشَيْنِ وَأَنَا أُضَحِّي بِكَبْشَيْنِ.
5553- Enes ibnu Mâlik -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem iki koç kurban ederdi, ben de iki koç kurban ediyorum.
٥٥٥٤- حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ أَبِي قِلَابَةَ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ انْكَفَأَ إِلَى كَبْشَيْنِ أَقْرَنَيْنِ أَمْلَحَيْنِ فَذَبَحَهُمَا بِيَدِهِ تَابَعَهُ وُهَيْبٌ عَنْ أَيُّوبَ وَقَالَ إِسْمَاعِيلُ وَحَاتِمُ بْنُ وَرْدَانَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ أَنَسٍ.
5554- Enes -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem alacalı, boynuzlu iki koçun yanına döndü ve onları kendi eliyle kesti.
٥٥٥٥ - حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَزِيدَ عَنْ أَبِي الْخَيْرِ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَعْطَاهُ غَنَمًا يَقْسِمُهَا عَلَى صَحَابَتِهِ ضَحَايَا فَبَقِيَ عَتُودٌ فَذَكَرَهُ لِلنَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ ضَحِّ أَنْتَ بِهِ.
5555- Ukbe ibnu Âmir -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem bana ashabı arasında paylaştırmam için kurbanlık koyun sürüsü verdi. Geriye bir oğlak kaldı. Ben bunu Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem haber verdim. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem: "Kurban olarak sen de onu kes" buyurdu.
۸- بَاب قَوْلِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِأَبِي بُرْدَةَ ضَحِّ بِالْجَذَعِ مِنْ الْمَعَزِ وَلَنْ تَجْزِيَ عَنْ أَحَدٍ بَعْدَكَ
8- Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin Ebû Burde’ye: "Sen sekiz dokuz aylık olan keçi yavrusunu kurbanlık yapabilirsin. Ancak bu senden başkası için geçerli değildir" Buyurması Bâbı
٥٥٥٦- حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا مُطَرِّفٌ عَنْ عَامِرٍ عَنْ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا قَالَ ضَحَّى خَالٌ لِي يُقَالُ لَهُ أَبُو بُرْدَةَ قَبْلَ الصَّلَاةِ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ شَاتُكَ شَاةُ لَحْمٍ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ عِنْدِي دَاجِنًا جَذَعَةً مِنْ الْمَعَزِ قَالَ اذْبَحْهَا وَلَنْ تَصْلُحَ لِغَيْرِكَ ثُمَّ قَالَ مَنْ ذَبَحَ قَبْلَ الصَّلَاةِ فَإِنَّمَا يَذْبَحُ لِنَفْسِهِ وَمَنْ ذَبَحَ بَعْدَ الصَّلَاةِ فَقَدْ تَمَّ نُسُكُهُ وَأَصَابَ سُنَّةَ الْمُسْلِمِينَ تَابَعَهُ عُبَيْدَةُ عَنْ الشَّعْبِيِّ وَإِبْرَاهِيمَ وَتَابَعَهُ وَكِيعٌ عَنْ حُرَيْثٍ عَنْ الشَّعْبِيِّ وَقَالَ عَاصِمٌ وَدَاوُدُ عَنْ الشَّعْبِيِّ عِنْدِي عَنَاقُ لَبَنٍ وَقَالَ زُبَيْدٌ وَفِرَاسٌ عَنْ الشَّعْبِيِّ عِنْدِي جَذَعَةٌ وَقَالَ أَبُو الْأَحْوَصِ حَدَّثَنَا مَنْصُورٌ عَنَاقٌ جَذَعَةٌ وَقَالَ ابْنُ عَوْنٍ عَنَاقٌ جَذَعٌ عَنَاقُ لَبَنٍ.
5556- Berâ ibnu Âzib -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Dayım Ebu Burde bayram namazından önce kurbanını kesti. Bunun üzerine Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem ona: "Senin bu kestiğin ibadet maksatlı kesilmiş kurban değil, et yemek için kesilmiş bir hayvan hükmündedir" buyurdu. Dayım şöyle dedi: Ey Allah'ın Rasûlü! Benim yanımda yaşını doldurmamış oğlağım var. Onu kurban olarak kesebilir miyim? Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Onu kurban olarak kesebilirsin. Ancak bu senden başkası için bu hüküm geçerli değildir. Her kim bayram nazından önce kurbanını kesmiş ise muhakkak ki o bunu kendisi için kesmiştir. Her kim de kurbanını bayram namazından sonra kesmiş ise onun kurban ibadeti yerine gelmiş olur ve Müslümanların sünnetine isabet etmiş olur."
٥٥٥٧- حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ سَلَمَةَ عَنْ أَبِي جُحَيْفَةَ عَنْ الْبَرَاءِ قَالَ ذَبَحَ أَبُو بُرْدَةَ قَبْلَ الصَّلَاةِ فَقَالَ لَهُ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَبْدِلْهَا قَالَ لَيْسَ عِنْدِي إِلَّا جَذَعَةٌ قَالَ شُعْبَةُ وَأَحْسِبُهُ قَالَ هِيَ خَيْرٌ مِنْ مُسِنَّةٍ قَالَ اجْعَلْهَا مَكَانَهَا وَلَنْ تَجْزِيَ عَنْ أَحَدٍ بَعْدَكَ وَقَالَ حَاتِمُ بْنُ وَرْدَانَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أَنَسٍ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَقَالَ عَنَاقٌ جَذَعَةٌ.
5557- Berâ -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Ebû Burde bayram namazını kılmadan önce kurbanını kesti. Bunun üzerine Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem ona: "Onun yerine yeniden başka bir kurbân kes!" buyurdu. Ebû Burde: Yanımda yaşına basmamış dişi bir çebişten başkası yoktur, dedi.
Şu'be şöyle dedi: Ben Ebû Burde'nin: O yaşına basmamış dişi çebiş, yaşına basmış olandan daha hayırlıdır, dediğini sanıyorum. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Önceki kestiğinin yerine onu kurban olarak kesebilirsin. Ancak bu hüküm senden sonra hiçbir kimse için geçerli değildir."
۹- بَاب مَنْ ذَبَحَ الْأَضَاحِيَّ بِيَدِهِ
9- Kurbanlık Hayvanlarını Kendi Eliyle Kesen Kimse Bâbı
٥٥٥٨ - حَدَّثَنَا آدَمُ بْنُ أَبِي إِيَاسٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ أَنَسٍ قَالَ
ضَحَّى النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِكَبْشَيْنِ أَمْلَحَيْنِ فَرَأَيْتُهُ وَاضِعًا قَدَمَهُ عَلَى صِفَاحِهِمَا يُسَمِّي
وَيُكَبِّرُ فَذَبَحَهُمَا بِيَدِهِ.
5558- Enes -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

 Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem iki tane alaca koç kurban etti. Ayağını kurbanlarının yan tarafları üzerine basıp “Bismillah Allâhu Ekber” diyerek kendi eliyle keserken gördüm.
۱۰- بَاب مَنْ ذَبَحَ ضَحِيَّةَ غَيْرِهِ
10- Başkasının Kurbanını Kesen Kimse Bâbı
وَأَعَانَ رَجُلٌ ابْنَ عُمَرَ فِي بَدَنَتِهِ وَأَمَرَ أَبُو مُوسَى بَنَاتِهِ أَنْ يُضَحِّينَ بِأَيْدِيهِنَّ
İbnu Ömer kurbanını keserken bir adam kendisine yardım etti. Ebu Musa kızlarına kurbanlarını kendi elleriyle kesmelerini emretti.
٥٥٥۹- حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا قَالَتْ دَخَلَ عَلَيَّ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِسَرِفَ وَأَنَا أَبْكِي فَقَالَ مَا لَكِ أَنَفِسْتِ قُلْتُ نَعَمْ قَالَ هَذَا أَمْرٌ كَتَبَهُ اللَّهُ عَلَى بَنَاتِ آدَمَ اقْضِي مَا يَقْضِي الْحَاجُّ غَيْرَ أَنْ لَا تَطُوفِي بِالْبَيْتِ وَضَحَّى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ نِسَائِهِ بِالْبَقَرِ.
5559- Aişe -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Haccetmek için yola çıkmıştık. Serif mevkiine geldiğimizde ben hayız oldum. Ben ağlıyor olduğum halde Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem yanıma geldi ve dedi ki: "Sana ne oluyor, yoksa hayız mı oldun?" Ben: Evet, dedim. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bu Allah’ın Adem’in kızlarına yazdığı bir emirdir. Bir hacı ne yapıyorsa sen de aynını yap. Ancak bu halde Kâbe’yi tavaf etme." Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem hanımları adına sığır kurban etti.
۱۱- بَاب الذَّبْحِ بَعْدَ الصَّلَاةِ
11- Bâb: Kurban, Bayram Namazından Sonra Kesilir
٥٥٦۰- حَدَّثَنَا حَجَّاجُ بْنُ الْمِنْهَالِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ أَخْبَرَنِي زُبَيْدٌ قَالَ سَمِعْتُ الشَّعْبِيَّ عَنْ الْبَرَاءِ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ سَمِعْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَخْطُبُ فَقَالَ إِنَّ أَوَّلَ مَا نَبْدَأُ بِهِ مِنْ يَوْمِنَا هَذَا أَنْ نُصَلِّيَ ثُمَّ نَرْجِعَ فَنَنْحَرَ فَمَنْ فَعَلَ هَذَا فَقَدْ أَصَابَ سُنَّتَنَا وَمَنْ نَحَرَ فَإِنَّمَا هُوَ لَحْمٌ يُقَدِّمُهُ لِأَهْلِهِ لَيْسَ مِنْ النُّسُكِ فِي شَيْءٍ فَقَالَ أَبُو بُرْدَةَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ذَبَحْتُ قَبْلَ أَنْ أُصَلِّيَ وَعِنْدِي جَذَعَةٌ خَيْرٌ مِنْ مُسِنَّةٍ فَقَالَ اجْعَلْهَا مَكَانَهَا وَلَنْ تَجْزِيَ أَوْ تُوفِيَ عَنْ أَحَدٍ بَعْدَكَ.
5560- Berâ -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Ben Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemi bir kurban bayramı hutbesinde şöyle buyururken işittim: "Bu günümüzde bizim ilk yapacağımız şey, bayram namazı kılmaktır. Sonra evlerimize dönüp kurbanlarımızı kesmektir. Her kim böyle yaparsa bizim sünnetimize isabet etmiştir. Her kim de kurbanını bayram namazından önce kesmişse, bu onun ailesine ikram etmiş olduğu bir ettir ki kurban ibadeti adına bir şey ifade etmez." Ebu Burde dedi ki: Ey Allah'ın Rasûlü! Ben bayram namazını kılmadan önce kurbanımı kestim. Enim yanımda da yaşını doldurmamış bir kebişim vardır ki o bana yaşını doldurmuş koyundan daha hayırlıdır. Bunun üzerine Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sen onun yerine onu kurban kesebilirsin. Bundan sonra bu hüküm senden sonrası için geçerli değildir."
۱۲- بَاب مَنْ ذَبَحَ قَبْلَ الصَّلَاةِ أَعَادَ
12- Bâb: “Kurbanını Bayram Namazını Kılmadan Önce Kesen Kimse, Tekrar Kurban Keser”
٥٥٦۱- حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أَنَسٍ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ مَنْ ذَبَحَ قَبْلَ الصَّلَاةِ فَلْيُعِدْ فَقَالَ رَجُلٌ هَذَا يَوْمٌ يُشْتَهَى فِيهِ اللَّحْمُ وَذَكَرَ هَنَةً مِنْ جِيرَانِهِ فَكَأَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَذَرَهُ وَعِنْدِي جَذَعَةٌ خَيْرٌ مِنْ شَاتَيْنِ فَرَخَّصَ لَهُ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَلَا أَدْرِي بَلَغَتْ الرُّخْصَةُ أَمْ لَا ثُمَّ انْكَفَأَ إِلَى كَبْشَيْنِ يَعْنِي فَذَبَحَهُمَا ثُمَّ انْكَفَأَ النَّاسُ إِلَى غُنَيْمَةٍ فَذَبَحُوهَا.
5561- Enes ibnu Mâlik -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Her kim bayram namazından önce kurbanını kesmişse yeniden kurban kessin. “Bir adam kalkıp dedi ki: Bu insanların canlarının et çektiği bir gündür. Komşularının durumundan bahsetti. Sanki Nebi sallallahu aleyhi ve sellem onu tasdikledi. Adam dedi ki: Benim iki koyunun etinden bana daha sevimli gelen ve yaşına girmemiş bir keçim var. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ona ruhsat verdi. Bu verilen ruhsatın ondan başkası için geçerli olup olmadığını bilmiyorum. Bundan sonra Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem iki tane koça doğru gitti ve onları kesti. Sonra da insanlar küçük bir sürüye doğru gittiler ve onları kurbanlık olarak kestiler.
٥٥٦۲- حَدَّثَنَا آدَمُ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ حَدَّثَنَا الْأَسْوَدُ بْنُ قَيْسٍ سَمِعْتُ جُنْدَبَ بْنَ سُفْيَانَ الْبَجَلِيَّ قَالَ شَهِدْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَوْمَ النَّحْرِ فَقَالَ مَنْ ذَبَحَ قَبْلَ أَنْ يُصَلِّيَ فَلْيُعِدْ مَكَانَهَا أُخْرَى وَمَنْ لَمْ يَذْبَحْ فَلْيَذْبَحْ.
5562- Cundeb ibnu Sufyân el-Becelî  -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Ben kurban bayramı günü Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin yanında idim. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Her kim namaz kılmadan evvel kurban kestiyse onun yerine bir daha kessin. Her kim de kesmemişse kurbanını bayram namazından sonra kessin."
٥٥٦۳- حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ فِرَاسٍ عَنْ عَامِرٍ عَنْ الْبَرَاءِ قَالَ صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ذَاتَ يَوْمٍ فَقَالَ مَنْ صَلَّى صَلَاتَنَا وَاسْتَقْبَلَ قِبْلَتَنَا فَلَا يَذْبَحْ حَتَّى يَنْصَرِفَ فَقَامَ أَبُو بُرْدَةَ بْنُ نِيَارٍ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَعَلْتُ فَقَالَ هُوَ شَيْءٌ عَجَّلْتَهُ قَالَ فَإِنَّ عِنْدِي جَذَعَةً هِيَ خَيْرٌ مِنْ مُسِنَّتَيْنِ آذْبَحُهَا قَالَ نَعَمْ ثُمَّ لَا تَجْزِي عَنْ أَحَدٍ بَعْدَكَ قَالَ عَامِرٌ هِيَ خَيْرُ نَسِيكَتَيْهِ.
5563- Berâ ibnu Âzib -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem bir kurban bayramında bayram namazı kıldırdı ve şöyle buyurdu: "Kim bizim namazımızı kılar, kıblemize yönelir ise bayram namazından ayrılana kadar kurbanını kesmesin." Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin bu buyruğu üzerine Ebu Burde ibnu Dînar ayağa kalkıp şöyle dedi: Ey Allah'ın Rasûlü! Ben kurbanımı bayram namazını kılmadan önce kestim. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem: "O senin acele edip de kestiğin bir hayvandır, kurban yerine geçmez" buyurdu. Ebû Burde şöyle dedi: Benim yanımda henüz yaşını doldurmamış dişi bir çebiş vardır ki, o, iki tane yaşına basmıştan daha hayırlıdır; ben onu kurban edeyim mi? Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Evet, onu kurban olarak kesebilirsin. Sonra bu hüküm senden sonra hiçbir kimse için geçerli değildir."
Âmir şöyle dedi: O Yaşını doldurmamış dişi kebiş kestiklerinin en hayırlısı oldu.
۱۳- بَاب وَضْعِ الْقَدَمِ عَلَى صَفْحِ الذَّبِيحَةِ
13- Kesilecek Hayvanın Yanı Üzerine Ayağını Koymak Bâbı
٥٥٦٤- حَدَّثَنَا حَجَّاجُ بْنُ مِنْهَالٍ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ عَنْ قَتَادَةَ حَدَّثَنَا أَنَسٌ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يُضَحِّي بِكَبْشَيْنِ أَمْلَحَيْنِ أَقْرَنَيْنِ وَيَضَعُ رِجْلَهُ عَلَى صَفْحَتِهِمَا وَيَذْبَحُهُمَا بِيَدِهِ.
5564- Enes -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem alacalı, boynuzlu iki koç kurban ederdi ve kesme sırasında ayağını onların yanları üzerine koyar ve onları kendi eliyle keserdi.


۱٤- بَاب التَّكْبِيرِ عِنْدَ الذَّبْحِ
14- Kurban Kesme Sırasında “Allâhu Ekber” Demek Bâbı
٥٥٦٥- حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ قَالَ ضَحَّى النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِكَبْشَيْنِ أَمْلَحَيْنِ أَقْرَنَيْنِ ذَبَحَهُمَا بِيَدِهِ وَسَمَّى وَكَبَّرَ وَوَضَعَ رِجْلَهُ عَلَى صِفَاحِهِمَا.
5565- Enes -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem iki tane alacalı ve boynuzlu koç kurban etti, onları Bismillah ve Allâhu Ekber diyerek ve ayağını boyunları üzerine koyarak kendi eliyle kesti.
۱٥- بَاب إِذَا بَعَثَ بِهَدْيِهِ لِيُذْبَحَ لَمْ يَحْرُمْ عَلَيْهِ شَيْءٌ
15- Bâb: Bir Kimse, Mekke’de Hacda Kesmek İçin Kurbanlarını Önceden Gönderdiği Zaman İhrâmlıya Haram Olan Şeyler Kendisine Haram Olmaz
٥٥٦٦- حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنْ الشَّعْبِيِّ عَنْ مَسْرُوقٍ أَنَّهُ أَتَى عَائِشَةَ فَقَالَ لَهَا يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ إِنَّ رَجُلًا يَبْعَثُ بِالْهَدْيِ إِلَى الْكَعْبَةِ وَيَجْلِسُ فِي الْمِصْرِ فَيُوصِي أَنْ تُقَلَّدَ بَدَنَتُهُ فَلَا يَزَالُ مِنْ ذَلِكِ الْيَوْمِ مُحْرِمًا حَتَّى يَحِلَّ النَّاسُ قَالَ فَسَمِعْتُ تَصْفِيقَهَا مِنْ وَرَاءِ الْحِجَابِ فَقَالَتْ لَقَدْ كُنْتُ أَفْتِلُ قَلَائِدَ هَدْيِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَيَبْعَثُ هَدْيَهُ إِلَى الْكَعْبَةِ فَمَا يَحْرُمُ عَلَيْهِ مِمَّا حَلَّ لِلرِّجَالِ مِنْ أَهْلِهِ حَتَّى يَرْجِعَ النَّاسُ.
5566- Mesrûk -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Ben Aişe’nin yanına gelip dedim ki:  Ey Müminler'in Anası! Bir adam Kabe’ye kurbanlıklar gönderiyor ve bulunduğu beldede oturuyor, beraberinde kurbanlıklar gönderdiği  kimselere   kurbanlık   develerine  kurbanlık   olduklarının bilinmesi için gerdanlık takılmasını tavsiye ediyor. İşte bu adam, kendisinde kurbanlıklar gönderdiği bu günden itibâren bütün hacılar Mekke'de ihramlarından çıkacakları zamana kadar kendi oturduğu şehirde ihrâmlı gibi olmakta devam ediyor!
 Ben perdenin arkasından ellerini birbirine çarptığını işittim. Aişe şöyle dedi: Ben Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin kurbanlıklarının iplerini bükerdim. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem de kurbanlıklarını gerdanlıklı olarak Kabe’ye gönderirdi, fakat ihrâmlı erkeklere ailesinden haram olan şeylerden hiçbiri, hacıların dönmesine kadar kendisine haram olmazdı.
۱٦- بَاب مَا يُؤْكَلُ مِنْ لُحُومِ الْأَضَاحِيِّ وَمَا يُتَزَوَّدُ مِنْهَا
16- Kurban Etlerinden Yenilmesi ve Azık Edinilmesi Bâbı
٥٥٦٧- حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ عَمْرٌو أَخْبَرَنِي عَطَاءٌ سَمِعَ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا قَالَ كُنَّا نَتَزَوَّدُ لُحُومَ الْأَضَاحِيِّ عَلَى عَهْدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِلَى الْمَدِينَةِ وَقَالَ غَيْرَ مَرَّةٍ لُحُومَ الْهَدْيِ.
5567- Câbir -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Biz Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem zamanında kurbanlık hayvanların etlerini Medine'ye kadar getirir, azık edinirdik.
٥٥٦٨- حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِي سُلَيْمَانُ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ الْقَاسِمِ أَنَّ ابْنَ خَبَّابٍ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا سَعِيدٍ يُحَدِّثُ أَنَّهُ كَانَ غَائِبًا فَقَدِمَ فَقُدِّمَ إِلَيْهِ لَحْمٌ قَالُوا هَذَا مِنْ لَحْمِ ضَحَايَانَا فَقَالَ أَخِّرُوهُ لَا أَذُوقُهُ قَالَ ثُمَّ قُمْتُ فَخَرَجْتُ حَتَّى آتِيَ أَخِي أَبَا قَتَادَةَ وَكَانَ أَخَاهُ لِأُمِّهِ وَكَانَ بَدْرِيًّا فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ إِنَّهُ قَدْ حَدَثَ بَعْدَكَ أَمْرٌ.
5568- Abdullah ibnu Habbâb -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Ebû Saîd ibnu Mâlik el-Hudrî -Allah ondan razı olsun- bir yolculuktan geldi. Ailesi kendisine kurbânların etlerinden et ikram ettiler. Bunun üzerine Saîd ibnu Mâlik şöyle dedi:
-Ben bunun hükmünü sormadıkça bundan yemeyeceğim. Ardından anne tarafından kardeşi olan ve Bedir savaşına katılan Katâde ibnu Nu'mân'ın yanına gitti. Ona kurban etlerinin üç günden fazla bekletilip yenmesinden sordu. Katade şöyle dedi: Senden sonra kurban etlerinin üç günden sonra yenilmesi yasağı ortadan kaldırıldı. (Hadisin geçtiği yer: 3997)

٥٥٦۹- حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي عُبَيْدٍ عَنْ سَلَمَةَ بْنِ الْأَكْوَعِ قَالَ قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَنْ ضَحَّى مِنْكُمْ فَلَا يُصْبِحَنَّ بَعْدَ ثَالِثَةٍ وَبَقِيَ فِي بَيْتِهِ مِنْهُ شَيْءٌ فَلَمَّا كَانَ الْعَامُ الْمُقْبِلُ قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ نَفْعَلُ كَمَا فَعَلْنَا عَامَ الْمَاضِي قَالَ كُلُوا وَأَطْعِمُوا وَادَّخِرُوا فَإِنَّ ذَلِكَ الْعَامَ كَانَ بِالنَّاسِ جَهْدٌ فَأَرَدْتُ أَنْ تُعِينُوا فِيهَا.

5569- Seleme ibnul Ekva -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Sizlerden her kim kurban kesecek ise onun etini üç günden fazla evinde bulundurmasın." Ertesi sene yine böyle bir kurban gününde ashab: Ey Allah'ın Rasûlü! Kurbanlarımızın etlerini geçen sene gibi evlerimizde üç günden fazla durdurmayacak  mıyız? diye sordular. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Keseceğiniz kurbanlarınızın etlerinden kendiniz yiyin, başkalarına da ikram edin ve evinizde azık olarak saklayın. Geçen sene insanlar meşakkat içerisinde idiler. Bu sebepten dolayı zor durumda olan kardeşlerinize yardım etmenizi istedim."
٥٥٧٠- حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنِي أَخِي عَنْ سُلَيْمَانَ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا قَالَتْ الضَّحِيَّةُ كُنَّا نُمَلِّحُ مِنْهُ فَنَقْدَمُ بِهِ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِالْمَدِينَةِ فَقَالَ لَا تَأْكُلُوا إِلَّا ثَلَاثَةَ أَيَّامٍ وَلَيْسَتْ بِعَزِيمَةٍ وَلَكِنْ أَرَادَ أَنْ يُطْعِمَ مِنْهُ وَاللَّهُ أَعْلَمُ.
5570- Âişe -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Bizler Medine’de iken kurban etlerini tuzlayarak sakalr ve daha sonra Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve selleme takdim ederdik. Bunun üzerine Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sizler kurban etlerini üç günden sonra yemeyin" buyurdu.
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem bu yasaklayışı kesin bir haram kılış değil idi. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem bizim kurban etlerinden bakarlına da ikram etmemizi istiyordu. En iyisini bilen yalnızca Allah Azze ve Celle’dir.
٥٥٧۱- حَدَّثَنَا حِبَّانُ بْنُ مُوسَى أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ قَالَ أَخْبَرَنِي يُونُسُ عَنْ الزُّهْرِيِّ قَالَ حَدَّثَنِي أَبُو عُبَيْدٍ مَوْلَى ابْنِ أَزْهَرَ أَنَّهُ شَهِدَ الْعِيدَ يَوْمَ الْأَضْحَى مَعَ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ فَصَلَّى قَبْلَ الْخُطْبَةِ ثُمَّ خَطَبَ النَّاسَ فَقَالَ يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَدْ نَهَاكُمْ عَنْ صِيَامِ هَذَيْنِ الْعِيدَيْنِ أَمَّا أَحَدُهُمَا فَيَوْمُ فِطْرِكُمْ مِنْ صِيَامِكُمْ وَأَمَّا الْآخَرُ فَيَوْمٌ تَأْكُلُونَ مِنْ نُسُكِكُمْ.
5571- Ebû Ubeyd -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Bir kurban bayramı günü kendisi Ömer ibnul-Hattâb ile beraberdi. Ömer ibnul-Hattâb hutbeden önce bayram namazını kıldırdı. Sonra hutbe verdi ve hutbesinde şöyle dedi: Ey insanlar! Şüphesiz ki, Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem sizleri şu iki bayram gününde oruç tutmaktan yasakladı: Birisi orucunuzdan iftar ettiğiniz Ramazan bayramınızın günü, diğeri de kurbanınızdan yediğiniz gün."

٥٥٧۲-  قَالَ أَبُو عُبَيْدٍ ثُمَّ شَهِدْتُ الْعِيدَ مَعَ عُثْمَانَ بْنِ عَفَّانَ فَكَانَ ذَلِكَ يَوْمَ الْجُمُعَةِ فَصَلَّى قَبْلَ الْخُطْبَةِ ثُمَّ خَطَبَ فَقَالَ يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّ هَذَا يَوْمٌ قَدْ اجْتَمَعَ لَكُمْ فِيهِ عِيدَانِ فَمَنْ أَحَبَّ أَنْ يَنْتَظِرَ الْجُمُعَةَ مِنْ أَهْلِ الْعَوَالِي فَلْيَنْتَظِرْ وَمَنْ أَحَبَّ أَنْ يَرْجِعَ فَقَدْ أَذِنْتُ لَهُ.

5572- Ebû Ubeyd -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Sonra ben Osmân ibnu Affân ile bir bayramda beraber idim. Bayram günü Cuma günü ile aynı güne rast gelmişti. Osman ibnu Affân hutbaden önce bayram nazmını kıldırdı. Sonra hutbe verdi ve hutbesinde şöyle dedi: Ey insanlar! Bugün iki bayramın bir araya geldiği bir gündür. Medine’nin Avâli bölgesinde oturup da Cuma namazını beklemk isterse beklesin. Her kim de bayram namazından sonra evine dönmek isterse ona da evine dönmesi için izin verdim.
٥٥٧۳- قَالَ أَبُو عُبَيْدٍ ثُمَّ شَهِدْتُهُ مَعَ عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ فَصَلَّى قَبْلَ الْخُطْبَةِ ثُمَّ خَطَبَ النَّاسَ فَقَالَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَهَاكُمْ أَنْ تَأْكُلُوا لُحُومَ نُسُكِكُمْ فَوْقَ ثَلَاثٍ وَعَنْ مَعْمَرٍ عَنْ الزُّهْرِيِّ عَنْ أَبِي عُبَيْدٍ نَحْوَهُ.
5573- Ebû Ubeyd -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:

Sonra ben Alî ibnu Ebî Tâlib'in kıldırdığı bir bayram namazında O’nunla beraber idim. Bayram namazını hutbeden önce kıldırdı. Sonra insanlara hutbe verdi. Hutbesinde şöyle dedi: Muhakkak ki Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem kurban etlerinizi üç günden fazla yemenizi yasaklamıştır.
٥٥٧٤- حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحِيمِ أَخْبَرَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ عَنْ ابْنِ أَخِي ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَمِّهِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَالِمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كُلُوا مِنْ الْأَضَاحِيِّ ثَلَاثًا وَكَانَ عَبْدُ اللَّهِ يَأْكُلُ بِالزَّيْتِ حِينَ يَنْفِرُ مِنْ مِنًى مِنْ أَجْلِ لُحُومِ الْهَدْيِ.
5574- Abdullah ibnu Ömer -Allah ondan ve babasından razı olsun-şöyle dedi: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kurbanların etlerinden üç gün içinde yiyin." Abdullah ibnu Ömer, kurban develerinin etlerini yemekten sakınmak için Minâ'dan hareket ederken ekmeği zeytinyağı ile yerdi.