Ahiret’e İman Ve Müslüman Üzerindeki Etkisi
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Muhakkak ki bize kavuşacaklarını ummayanlar, dünya hayatıyla yetinip, ona bağlananlar ve (bunca) âyetlerimizden habersiz bulunanlar (var ya) işte onların kazandıkları yüzünden varacakları yer ateştir." (Yunus, 10/7-8);
"Kim Allah'a kavuşmayı ümit ediyorsa, bilsin ki muhakkak Allah'ın belirlediği vade elbette gelecektir." (el-Ankebut, 29/5);
“O gün ki ne mal ne de evlat fayda vermez. Ancak Allah’a temiz bir kalple gelenler o günde (kurtuluşa ererler).”
“İşte o, hak gündür. Bundan sonra dileyen Rabbine varan bir yola gider.” (Nebe, 78/39)
Âhiret gününe imanın anlamı onun kaçınılmaz olarak geleceğine inanmak ve buna uygun olarak gereğince amel etmek demektir. Kıyâmetin kopmasından önce kaçınılmaz olarak ortaya çıkacak kıyametin büyük ve küçük alâmetlerine iman, ölüme, ölümden sonra kabir sorgusu, azab ve nimetine, Sûra üfürüleceğine, yaratılmışların kabirlerinden çıkacaklarına, kıyametin durak (hesap) yerindeki dehşetli ve korkulu hallere, mahşer ile ilgili tafsilatlı hususlara, sahifelerin (amel defterlerinin) açılacağına, mizanların ve sıratın ortaya konulacağına, havza, şefaate ve diğer hususlara, cennete ve en yüksek mertebesi yüce Allah'ın yüzüne bakmak olan nimetlerine, cehenneme ve en ileri derecesi yüce Allah'ı görmek nimetinden gözlerinin perdeli olması hali olan azabına iman etmek, âhirete imanın kapsamı içerisindedir.
Ahiret günü, ölüm anında kişinin cennet veya cehenneme yerleşmesine kadar geçen süreyi temsil eden önemli bir meseledir. Biz burada bizleri gafletlerimizden uyandırıp, salih amellerle bu güne hazırlanmamızı teşvik amacıyla, kısaca bu korkunç günün meselelerini özetledik. Umulur ki bu dünyamızda o gün bize fayda sağlayacak ameller hazırlarız. Ayrıca bu imanın nefislerimiz üzerindeki etkisine değindik. Bunun üzerimizde bir etkisi var mı, yok mu? Eğer varsa Allah’a hamd olsun. Şayet yoksa bunu elde etmeye çalışmalıyız...
Yardım istenecek Allah’tır.