Ölüm
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"De ki: Size vekil kılınan ölüm meleği sizin ruhunuzu alır, sonra da Rabbinize döndürüleceksiniz.” (es-Secde, 32/11);
Ölüm her insanın mutlaka tadacağı dünyadan ayrılma merhalesi ve ahiret gününün başlangıç noktasıdır. Allah yarattığı her canlı için ölümü kaçınılmaz bir son olarak yazmıştır. Ölümde O’nun kudretine, tekrar dirilmeye ve Alemlerin Rabbinin huzuruna çıkarılmaya dair büyük bir delil vardır. Allahu Teâla şöyle buyurdu:
“Her canlı ölümü tadacaktır. Herhalde kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten en büyük başarıdır. Bu dünya hayatı ise aldanma metaından başka bir şey değildir.” (Âl-i İmran, 3/185)
Yüce Allah peygamberine hitaben şöyle buyurmaktadır:
"Muhakkak sen de öleceksin, hiç şüphesiz onlar da öleceklerdir." (ez-Zümer, 39/30);
"Senden önce hiçbir beşere ebedilik vermedik. Sen ölürsen eğer onlar ebedi mi kalacaklar?" (el-Enbiya, 21/34)
Ölüm; Eş, dost, mal, makam, gibi tüm dünya bağlarından ayrılıktır. İnsanlar ölüm esnasında melekleri görürler ve şayet mümin iseler cennet ile kafir iseler de azap ile müjdelenirler. Ruh boğaza ulaştığı zaman artık onun için tevbe kapısı kapanır ve amelleri mühürlenir. Müslümanların, ameli salihe yardımcı olması nedeniyle daima ölümü hatırlamaları gerekir. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
“Lezzetleri yıkanı bol bol anın: Ölüm”[1]
Ölen kimsenin kıyameti kopmuştur.
İnsan ölümü hatırlamaktan hoşlanmasa da, bu gün pekçoklarının yaptığı gibi onu tamamen unutmamalıdır. Yahut hatırlayıp da ondan yani anlamından gafil olmamaktır. Kimsenin tatmak istemediği ve başa gelenlerin en büyüğü ve en zorlu olan bir iştir ölüm. Allahu Teala şöyle buyurmaktadır;
“Ölüm sarhoşluğu birgün gerçekten gelir de, ‘İşte (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir’ denir.” (Kaf, 50/19)
“De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allah’a döndürüleceksiniz, O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.” (Cum’a, 62/8)