Bu Blog içinde Ara

8 Temmuz 2025 Salı

SUİ-ZAN-HASED-TECESSÜS

       “Sakın zanna yer vermeyin. Zira zan, sözlerin en yalanıdır. Tecessüs etmeyin, haber koklamayın, rekabet etmeyin, hasedleşmeyin, birbirinize buğzetmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, ey Allah’ın kulları, Allah’ın emrettiği şekilde kardeş olun. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona (ihanet etmez), zulmetmez, onu mahrum bırakmaz, onu tahkir etmez. Kişiye şer olarak, Müslüman kardeşini tahkir etmesi yeterlidir. Her Müslümanın malı, kanı ve ırzı diğer Müslümana haramdır. Allah sizin suretlerinize ve kalıblarınıza bakmaz, fakat kalplerinize ve amellerinize bakar. Takva şuradadır -eliyle göğsünü işaret etti- : Sakın ha! Birinizin satışı üzerine satış yapmayın. Ey Allah’ın kulları kardeş olun. Bir Müslümanın kardeşine üç günden fazla küsmesi helal olmaz.” (Buhari, Nikâh 45, Edeb 57, 58, Feraiz 2, Müslim, Birr 28-34)

“Allah’ım! Beni bugün dağıtacağın her hayırdan, indireceğin her hidayet nurundan, yazacağın her rahmetten, vereceğin her rızıktan, defedeceğin her zarardan, kaldıracağın her beladan ve önleyeceğin her fitneden en fazla nasiplenen kullarından eyle…”

Allah Bize, halis, salih ve kalbi selim sahibi Müslümanlar olmayı nasip eylesin ve bize dünyada iyilik ver. Âhirette iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru. Âmin.”

"Allah'ım! Sen, hepimizi doğru yola sevk et, hepimizin tövbesini kabul buyur. Hepimizi günah yolundan döndür. Hepimize merhamet et!

"Allah’ım! Bizi, senden gafil olanların ve seni tanımayanların uykusundan uyandır!

"Allah’ım! Bütün hal ve hareketlerimizde bizi nifaktan, ikiyüzlülükten uzak tut ve bize dünyada iyilik ver. Âhirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru.

Allah’günahlarımızı affetsin. Rabbim bağışlasın ve merhamet etsin! Allah'ım! İslam'ı ve müslümanları güçlendir. Allah'ım! Müslümanları ve ölenleri bağışla! Allah'ım! Her müslüman erkeğin ve kadının işini kolaylaştır. Allah'ım! Müslümanlardan kabirde olanların kabirlerini aydınlat. Onları kabir azabından koru. Allah'ım! Hastalarımıza şifa ver. Amin.

Allah'ım! Müslümanların kalplerini yakınlaştır ve aralarını ıslah et; onları hak üzere kıl! Güvenliğimizi ve istikrarımızı koru. Bizleri nimetine şükredenlerden eyle. Amin.

Allah’ım! Hidayet ettiğin kimselerle birlikte bana da hidayet et, âfiyet verdiğin kimselerle birlikte bana da âfiyet ver, yüz çevirdiğin kimselerden benim de yüz çevirmemi nasip et, bana verdiğin nimetleri bereketli kıl, hükmettiğin şeylerin şerrinden beni koru, şüphesiz hükmü Sen veriyorsun, Sana karşı hüküm verilemez. Şüphesiz ki Senin dost edindiğin kimseler rezil olmaz.

 

Allah’ım! Kalplerimizi birleştir, aramızı ıslah et, bize kurtuluş yollarını göster, bizi karanlıklardan aydınlığa çıkar, bizi her türlü çirkinliklerden, açığından ve gizlisinden uzaklaştır. Bize kulaklarımızı, gözlerimizi, kalplerimizi, eşlerimizi ve neslimizi mübarek eyle. Tövbelerimizi kabul eyle, şüphesiz ki Sen tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametlisin. Bizi nimetlerine şükredenler, nimetlerinle seni övenler, verdiğin nimetleri kabul edenler eyle ve bize nimetlerin devamını ihsan eyle.

 

Allah’ım! Senden istenen şeylerin hayırlısını, duanın hayırlısını, kurtuluşun hayırlısını, işlerin hayırlısını, sevabın hayırlısını, hayatın hayırlısını, ölümün hayırlısını istiyorum. Beni dinimde sabit kıl, mizanda sevaplarımın ağır gelmesini nasip eyle, imanımı gerçek eyle, derecelerimi yükselt, namazımı kabul eyle, günahımı bağışla. (Allah’ım!) Senden cennette yüksek dereceler istiyorum. Allah’ım! Senden benim için hayırları açmanı, işlerimin hayırla sonuçlanmasını, önceki, açığı ve gizlisi ile her türlü hayırı, cennette yüksek dereceler istiyorum.

 

Allah’ım! Senden şanımı yükseltmeni, günahlarımı silmeni, işlerimi ıslah etmeni, kalbimi temizlemeni, iffet ve namusumu korumanı, kalbimi nurlandırmanı, günahımı bağışlamanı ve cennette yüksek dereceler istiyorum. (Allah’ım!) Duamı kabul eyle. Allah’ım! Senden nefsim, kulağım, gözüm, ruhum, yaratılışım ve ahlâkım, ailem, hayatım ve ölümüm ve işlerim hakkında benden razı ol, hayır ve hasenatımı kabul eyle ve cennette yüksek dereceler istiyorum. (Allah’ım!) Duamı kabul eyle.

Allah'ım! Sözlerimizde, amellerimizde, niyetlerimizde ve isteklerimizde bizlere ihlas nasip eyle. Amin. Allah'ım! Bize hakkı, hak olarak göster ve ona uymayı nasip eyle. Bâtılı, bâtıl olarak göster ve ondan kaçınmayı nasip eyle. Bâtılı karmaşık kılıp bizi saptırma! Amin. Allah'ım! İslam'ı ve müslümanları güçlendir. Şirki ve müşrikleri küçük düşür. Allah'ım! İslam'ı ve İslam ehlini her yerde şereflendir. Amin. Allah'ım! İslam'ı ve İslam ehlini her yerde koru! Amin“Âfiyet verdiğin kimseler içinde ümmet olarak bize de âfiyet ihsan eyle!

SUİ-ZAN-HASED-TECESSÜS

Yüce Allah bizi gönderdiği kitaplar ile Peygamberler ile emir ve nehiylerle mükellef kıldı sorumlu tuttu. Allah’u Teâlâ bizleri inanç, amel, muamelat, güzel ahlak ile mükellef kılarken bunları nasıl yapacağımızı da bizlere kitapları ve Peygamberleri vasıtası ile öğretti. İnsan bu gönderilen emir ve yasakları derin tefekkür edince görecektir ki Allah’u Teâlâ insana ne kadar faydalı olacak şey varsa onu emretmiş, ne kadar zararlı olan şey var ise onu da nehy etmiştir.

 

Allah’u Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor;

 “Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır.” (Hucurat 12)

Allah’u Teâlâ bu ayetle bize insanlar hakkında su-i zanda bulunmanın günah olduğunu, bildirmektedir. Kişi Müslüman kardeşi hakkında nefsin ve şeytanın aklına getirdiği bütün vesveseleri, zanları doğru kabul ederek hareket ederse bu günahtır. Bu ayet-i kerime doğrultusunda Müslüman bir kişi bir başka Müslüman kardeşi için sui-zan etmeyerek, onun hakkında her zaman iyi düşünmeli ve hayır dilemelidir. Müslüman, bir diğer Müslüman hakkında sui-zanda bulunduğu zaman birbirlerine karşı güvensizlik oluşur, güvensizliğin hâkim olduğu toplumda huzursuzluk olur, kargaşa olur, ittifaksızlık meydana gelir böylece İslam toplumu dağılır gider.

 

Resulullah ()  buyurdular ki:

“Sakın zanna yer vermeyin. Zira zan, sözlerin en yalanıdır. Tecessüs etmeyin, haber koklamayın, rekabet etmeyin, hasedleşmeyin, birbirinize buğzetmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, ey Allah’ın kulları, Allah’ın emrettiği şekilde kardeş olun. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona (ihanet etmez), zulmetmez, onu mahrum bırakmaz, onu tahkir etmez. Kişiye şer olarak, Müslüman kardeşini tahkir etmesi yeterlidir. Her Müslümanın malı, kanı ve ırzı diğer Müslümana haramdır. Allah sizin suretlerinize ve kalıblarınıza bakmaz, fakat kalplerinize ve amellerinize bakar. Takva şuradadır -eliyle göğsünü işaret etti- : Sakın ha! Birinizin satışı üzerine satış yapmayın. Ey Allah’ın kulları kardeş olun. Bir Müslümanın kardeşine üç günden fazla küsmesi helal olmaz.” (Buhari, Nikâh 45, Edeb 57, 58, Feraiz 2, Müslim, Birr 28-34)

“Zandan sakının”

Resulullâh () insanları ilk bakışta menfi olarak değerlendirmek ve bu zan ile hareket etmenin ve bu zan üzerine konuşmanın konuşulan sözlerin en yalanı olduğunu beyan ediyor. Bazı kişiler buna hiç dikkat etmezler, daha ilk görüşte menfi düşünceler edinerek bunu etrafa da yayarlar. Böylece insanlar arasında soğukluk meydana gelir, bu menfi görüşler yayıldıkça Müslümanlar arasında nefret duygusu çoğalır, yardımlaşma, merhamet gibi güzel hasletler yok olmaya mahkûm olur. Yine bu kesim tarafından, insanlarda bulunan iyi hasletler görülmek istenmediğinden, kişide mevcut çirkin taraflar öne çıkarılarak kişiler birbirlerine zarar verecek duruma geliyorlar.

Bakınız Allah’u Teâlâ’nın “ “ “Şüphesiz sen büyük bir ahlaka sahipsin” (Kalem 4) buyurduğu Peygamber efendimiz () bize bu konuda nasıl yol gösteriyor. Hz. Peygamber () ashabıyla beraber yürürken yol kenarında bir köpek ölüsüne denk gelirler. Sahabelerden bazıları manzara karşısında “Bu leş ne kadar da pis kokuyor.” demekten kendilerini alamazlar. Bu durum karşısında Allah Rasûlünün tepkisi ise hayli farklı olmuştur: “Köpeğin ne güzel dişleri var!” Hakkında Allah’u Teâlâ’nın;

 “Yemin ederim ki, muhakkak ki size, Allah’a ve son güne ümit besleyip de Allah’ı çokça ananlar için Allah’ın Resulünde pek güzel bir örnek vardır!” (Ahzab 21) buyurduğu, leş de bile güzel olanı görmeyi başaran Resûl-i Ekrem () efendimizi her konuda olduğu gibi bu konuda da örnek almamız gerekmez mi?

Tecessüs etmeyin

 

 (ve tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini, hatalarını araştırmayın), merak etmeyin) (Hucurat 12) Allah’u Teâlâ tecessüsü haram kılmıştır.

İnsanların gizli şeylerini araştırmak, Müslümanların ayıplarını ifşa etmek, tanımadığı kişiler hakkında araştırma yapmak, onların hatalarını öğrenmeye gayret etmek, kendisini ilgilendirmeyen işlerin peşine düşmekte, emraz-ı kalbiye den yani kalp hastalıklarından biri olup kötü bir ahlaktır. İnsanlar hata edebilirler, kusurları olabilir, hatasız ve kusursuz insan olmaz. Ancak Müslüman’a, toplum içinde kardeşlerinin hatalarının ve kusurlarının gizlenmesi, saklanması tavsiye edilmiştir. İnsanların gizli kalmasını istedikleri sırlarını ifşa etmek onların şeref ve haysiyetlerini düşürmek demektir ki bunu ancak Allah ve Resulüne teslim olmayanlar yapabilir.

 

Hased etmeyiniz

Hased bir nevi Allah’u Teâlâ’ya gizli bir itirazdır. Allah bir kişiye mal verirken kimseye sormaz

 “Göklerin ve yerin kilitleri O’na aittir. O dilediğine rızkı genişletir ve daraltır. Şüphesiz ki O, her şeyi hakkıyla bilir.” (Şura 12)

O halde bir kişiye Allah’u Teâlâ’nın ihsan eylediği mal, ilim, evlat gibi şeylerin zayi olmasını istemek hakkını insan nereden alıyor. Bu çok kötü bir huydur. Belki farkında değil ama verilenlerin zail olmasını istemekle Allah’u Teâlâ’ya itirazda bulunmuş, günaha düşmüş oluyor.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Haset etmekten sakının. Zira ateşin odunu (veya otları) yiyip bitirdiği gibi haset de iyilikleri yer bitirir.” (Ebû Dâvûd, Edeb 44.)

Hased etmekle kişi Muhbir-i Sadık efendimizin bildirdiğine göre sadece günaha düşmekle kalmıyor ayrıca yaptığı iyiliklerin de yok olmasına sebep oluyor.

Buğz etmeyin

Müslüman kardeşinin iyi tarafları değil, kötü tarafları görülerek buğz ediliyor. Hâlbuki onda bulunan iman nuru görülse bu buğz meydana gelmeyecek. Allah’u Teâlâ “ancak müminler kardeştir” buyuruyor. Allah’u Teâlâ’nın Müslüman’ları kardeş kılması onlardaki iman nurundan dolayıdır. Allah’u Teâlâ bu iman nuruna bakar, insanları onunla değerlendirir. O halde kişi, kardeşinin hoş olmayan hallerini araştırıp sadece onlara dikkat kesilerek buğzun oluşmasına fırsat vermemelidir. Buğz merhametsizliğe, kine, düşmanlığa sebep olur. O iman nuru bir kişi de bulunursa ne kadar günahkâr da olsa “” Allah’u Teâlâ dilerse onu af eder. Allah’u Teâlâ’nın iman nuru ile kardeş kıldıkları hakkında buğz etmek bizim haddimiz değildir.

 Birbirinize sırt çevirmeyin

Müslüman kardeşine herhangi bir hatasından dolayı sırt çevrilmez, ondan yardım esirgenemez. “Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun.” Peygamber efendimiz bizlere birbirimizin ayıplarını araştırmadan, hased etmeden, buğz etmeden kardeş olmamız gerektiğini buyuruyor.

Ebû Hüreyre  radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem  şöyle buyurdu:

Bir kul, bu dünyada başka bir kulun ayıbını örterse, kıyamet gününde Allah da onun ayıbını örter.”  Müslim, Birr 72. Ayrıca bk. Buhârî, Mezâlim, 3; Ebû Dâvûd, Edeb 38; Tirmizî, Birr 19; İbni Mâce, Mukaddime 17

Bir kişi bir Müslümanın şahit olduğu günahını setr ederse Allah’da onun kıyamet gününde ayıbını setr eder, yani onun günahını af eder.

 “ Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona (ihanet etmez), zulmetmez, onu mahrum bırakmaz, onu tahkir etmez

Tekebbür sahibi olanlar kendileri dışındakileri küçük görürler, bu Müslüman ahlakı değildir. Müslümanlar öyle yapmazlar, İslamiyet’in fıtratında büyüklenmek yoktur. Allah’u Teâlâ herkesi farklı yaratmıştır, kimini zengin, kimini fakir, kimini zeki, kimini akıllı kimin âlim yapmıştır. Herkes kendi halinden mükelleftir. Akıllı veya âlim olan bir kişinin sorumluluğu daha fazladır. Bir kişi ehli ilim olmuşsa onun Allah’ın huzurunda hesap vermesi daha da zordur. Fakir olanın hesabı kolay, zenginin hesabı daha zordur. İnsanların büyüklüğü zenginlikle, akılla olmaz, bununla kendini büyük gösterirse o da hesabını zorlaştırmış olur.

Peygamber efendimiz –göğsünü işaret ederek- “takva buradadır” buyuruyor. Kişi için kardeşini küçük görmesi şer olarak yeterlidir.

Her Müslümanın malı, kanı ve ırzı diğer Müslümana haramdır.”

Müslüman bir kişi başkasını öldüremez, malına, namusuna dokunamaz. Kimse kimsenin malını haksız yere yiyemez bu haramdır. Bir kişi diğer bir kişinin malını, gasp ederse, çalarsa veya haksız bir şekilde onun malını almaya çalışırsa bu ona haram olur, bu hareketle günaha girer. Başkasının namusuna bakmak, dokunmak haramdır İslam bunu yasaklamıştır. Bir kişinin bir Müslümanı öldürmesi haramdır, bugün Müslüman Müslümanı öldürüyor, nereden fetva bulunuyor belli değil.

Allah sizin suretlerinize ve kalıblarınıza bakmaz, fakat kalplerinize ve amellerinize bakar.” Allah hiç kimsenin şekline, güzelliğine çirkinliğine bakmaz, yaptığı işlerdeki niyetine bakar.

Ne niyet ile yapmış o önemlidir. Bir kişi sabahtan akşama kadar riya için ibadet ederse Allah’u Teâlâ o ibadeti kabul etmez. Bir adam güzel bir surete bürünmüş, uzun bir sakal bırakmış, İslami kisve giyinmiş ama niyeti bozuk, bununda Allah’ın yanında bir değeri olmaz.

Teşbihte hata olmaz, münafıklar hakkında ki ayetler kâfirler hakkında olanlardan hem daha fazladır hem de onlar için daha şiddetli azaptan haber vermektedir. Peygamber efendimiz zamanında yaşayan Abdullah bin Übeyy bin Selûl aynı Müslümanlar gibi giyiniyor, birlikte rükû yapıyor, secdeye gidiyor, Müslümanların toplantılarında bulunuyordu fakat kalbi iman etmemişti. Onun yaptığı ameller, sureti Allah’ın yanında geçerli değildir, Allah’ın yanında geçerli olan kalp ve niyettir. Kalp doğru, niyet halis olursa ameller o zaman Allah’ın yanında makbul oluyor, geçerli oluyor. Kalbinde riya, kin, nefret varsa bunlarla birlikte kişi ne kadar şeklini güzelleştirse de, İslami bir kisve edinse de bu bir anlam ifade etmez.

Bu hadisi şerifin başka bir rivayetinde şöyle bir ifade de var “İnsanlarla katı konuşmayınız” Bazı insanlar var kalp kırıcı ifadelerle, sürekli küfürlü konuşurlar veya dili ile insanlara zarar verirler işte bu da çirkin bir davranış, İslam’ın men ettiği bir haldir.

Sakın ha! Birinizin satışı üzerine satış yapmayın.”

 Bir alışverişi bozmayı Allah’ın Resulü men ediyor. Birinin yaptığı alışverişi bozmak toplumda fitneye neden olur. Kin ve nefret tohumlarını ekmiş oluyor. Bütün bunlara dikkat etmek gerekiyor.

Bakınız Resulullah efendimiz bir hadisi şerifi ile bizlere neler öğretti. Sadece bu nasihatleri yerine getirir isek fevkalade bir toplum, örnek bir millet haline geliriz. Eğer bizler yukarıda yazmaya çalıştığımız ayet ve hadislere göre hareket eder isek,  nasıl mükemmel bir toplum meydana gelir. Maalesef bu nasihatlerin birçoğunu yapmıyoruz işte bunun için her gün daha geriye gidiyor, düşkün bir toplum, cinnet geçiren bir millet haline geliyoruz.

Ey Müslümanlar! Geliniz hep birlikte Resulü Ekrem Efendimizin bu sözlerine dikkatlice kulak verelim, hayatımızda tatbik edelim o zaman hem birey hem de toplum olarak çok büyük merhaleler kat edeceğiz. Mutlu, müreffeh bir ümmet haline geleceğiz inşallah.