Kişinin Sebepler Hususunda Yanlış Yapması
Nefsinin bu sebepler hakkında yanlış yapmasına karşı uyanık olmak. Bu en önemli hususlardandır. Çünkü kul günahın ve faletin kendisinin dünya ve ahiretine mutlaka zarar verecek "sebeplerden" olduğunu bilir.
Ancak nefsi onu bazen Rabbinin affına ve bağışlamasına güvenmek, bazen dille tevbe ve istiğfar etmesini ertelemek, bazen farzları bırakıp mendupları (yapılması sadece tavsiye edilen şeyleri) yapmakla meşgul olmakla, bazen ilimle, bazen kaderi bahane etmekle, bazen akranlarını Örnek getirmekle, bazen ekâbire uymakla onu aldatır.
İstiğfarda Yanlış Anlama
Bir çok insan yaptığını yapıp sonra "Estağfirullah" "Al-lah'dan mağfiret diliyorum!" dediğinde günahının ortadan kalktığını, günahının istiğfarla yok olduğunu sorar. Bana, kendini fı-kıhçı sayan biri şöyle dedi: "Ben yaptığımı yapıyor, sonra yüz defa "Sübhanallahi ve bihamdih" diyorum, böylece yaptıklarımın tümü affolunuyor. Zira peygamber (s.) sahih bir hadiste şöyle buyuruyor: "Günde yüz kez "Sübhanallahi ve bihamdih" derse hataları deniz köpüğü kadar olsa da affolunur. Mekkeli birisi bana "Bizden biri yaptığım yapar, sonra gusledip Kabe'yi yedi kez tavaf eder, böylece yaptıkları günahlar silinir." dedi. Bana bir başkası da şöyle dedi: "Sahih bir hadis te Rasûlullah (s.) şöyle buyurmuştur: "Bir kul bir günah işler. 'Ey Rabbim, bir günah işledim, beni bağışla' der, Allah da onu bağışlar. Allah'ın dilediği bir süre sonrasında tekrar bir günah işler ve "Rabbim! bir günah işledim, beni bağışla" der. Nihayet Allah şöyle der: "Kulum günahını bağışlayan ve silen bir Rabbının olduğunu bildi. Artık kulumu affettim dilediğini yapsın!" Adam devamla şöyle dedi: "Ben de günahı affeden ve silen bir Rabbimin olduğundan şüphe etmiyorum!"
Bu tür insanlar ümit verici nasslara (=Kur'an ve Sün-net'ten delillere) tutunmuşlar, onlara iki elleriyle sımsıkı sarılmışlardır. Bu kişi yaptıkları hatalardan ve günahlara dalışından dolayı yerildiğinde, Allah'ın (c.) rahmet ve bağışlamasının genişliğiyle ilgili delilleri ve ümit verici nassları teker teker zikreder. Bu tür cahil insanların bu konuda garip ve hayret verici sözleri vardır. Örneğin birisi şiirinde şöyle diyor:
Elinden geldiğince günahlarını çoğaltmaya bak Ne de olsa gidişin o cömert zâta.
Başka birisi: "Günahlardan sakınmak Allah'ın afnnın genişliğinden gafil olmaktır." der.
Bir diğeri: "Günahları terketmek Allah'ın mağfiretini küçümsemek ve ona karşı küstahlıktır." der.
Cebre Tutunmak
Bu aldananlardan bazıları cebir (=hiçbir eylemde özgür olamayış) meselesine tutunurlar. Onlara göre kulun, kendine ait hiçbir fiili ve seçim hakkı yoktur. O, günahları işlemeye zorlanır, mecbur bırakılır.
Mürciecilik Fikrine Tutunmak
Bunlardan kimisi de Mürcie fikrine tutunurlar. Onlara göre iman sadece kabul etmekten ibarettir, ameller imandan değildir ve en fasık kişinin imanı bile Cebrail ve Mikaü'in imanı gibidir.
Sevgi Ve Akrabalık Bağlarına Aldanmak
Bu kimselerden bazıları da sofilere, şeyhlere ve salihlere olan sevgilerine, sık sık kabirlerini ziyaret edip onlara yalvarmalarına aldanırlar. Bunlar kabirlerde onlardan şefaat diler, onları Allah önünde vesile edinirler. Allah'tan, onların değeri ve üzerindeki hakkı hürmetine dilekte bulunurlar.
Bunlardan bazıları da babalarına ve analarıyla aldanırlar. Onların Allah nezdinde büyük değerlere sahip, salih kimseler olduklarını, torunlarını da kurtaracaklarını düşünürler. Bunu krallarda gördükleri duruma benzetirler. Zira krallar yakın adamlarının hatın için onların çocuklarının ve akrabalarının suçlarım affederler. Onlardan birisi yasak bir iş yapsa, babası veya dedesi şöhretine ve makamına dayanarak onu cezadan kurtarır.
Allah Diyerek Aldanmak
Bunlardan bazıları kendilerini, Allah'ın ona azap etmeye ihtiyacının olmadığı, azabının mülkünde hiçbir şeyi artırmayacağı, rahmet edip bağışlamasının da mülkünde hiçbir şeyi eksiltmeyeceği düşüncesiyle kandırırlar. Bu şöyle der: Ben Allah'ın rahmetine muhtacım, O ise zenginlerin zengini. Şayet fakir, biçare ve bir bardak suya muhtaç birisi bir zenginin nehir kıyısındaki evinde misafir olsa, zengin o bir bardak suyu ondan esirgemez. Allah ise daha cömerttir, daha geniş rahmetlidir. Bağışlaması O'ndan hiçbir şeyi eksiltmez, cezalandırması da mülkünde hiçbir şeyi artırmaz.