Bu Blog içinde Ara

27 Haziran 2012 Çarşamba

Kişinin Sebepler Hususunda Yanlış Yapması

Kişinin Sebepler Hususunda Yanlış Yapması


Nefsinin bu sebepler hakkında yanlış yapma­sına karşı uyanık olmak. Bu en önemli hususlardandır. Çünkü kul günahın ve faletin kendisinin dünya ve ahiretine mutlaka zarar verecek "sebeplerden" olduğunu bilir.
Ancak nefsi onu ba­zen Rabbinin affına ve bağışlamasına güvenmek, bazen dille tevbe ve istiğfar etmesini ertelemek, bazen farzları bırakıp mendupları (yapılması sadece tavsiye edilen şeyleri) yapmakla meşgul olmakla, bazen ilimle, bazen kaderi bahane etmekle, ba­zen akranlarını Örnek getirmekle, bazen ekâbire uymakla onu aldatır.

İstiğfarda Yanlış Anlama


Bir çok insan yaptığını yapıp sonra "Estağfirullah" "Al-lah'dan mağfiret diliyorum!" dediğinde günahının ortadan kalk­tığını, günahının istiğfarla yok olduğunu sorar. Bana, kendini fı-kıhçı sayan biri şöyle dedi: "Ben yaptığımı yapıyor, sonra yüz de­fa "Sübhanallahi ve bihamdih" diyorum, böylece yaptıklarımın tümü affolunuyor. Zira peygamber (s.) sahih bir hadiste şöyle buyuruyor: "Günde yüz kez "Sübhanallahi ve bihamdih" derse hataları deniz köpüğü kadar olsa da affolunur. Mekkeli birisi bana "Bizden biri yaptığım yapar, sonra gusledip Kabe'yi yedi kez tavaf eder, böylece yaptıkları günahlar silinir." dedi. Bana bir başkası da şöyle dedi: "Sahih bir hadis te Rasûlullah (s.) şöyle buyurmuştur: "Bir kul bir günah işler. 'Ey Rabbim, bir günah işledim, beni bağışla' der, Allah da onu bağışlar. Allah'ın diledi­ği bir süre sonrasında tekrar bir günah işler ve "Rabbim! bir gü­nah işledim, beni bağışla" der. Nihayet Allah şöyle der: "Kulum günahını bağışlayan ve silen bir Rabbının olduğunu bildi. Artık kulumu affettim dilediğini yapsın!" Adam devamla şöyle dedi: "Ben de günahı affeden ve silen bir Rabbimin olduğundan şüp­he etmiyorum!"
Bu tür insanlar ümit verici nasslara (=Kur'an ve Sün-net'ten delillere) tutunmuşlar, onlara iki elleriyle sımsıkı sarıl­mışlardır. Bu kişi yaptıkları hatalardan ve günahlara dalışın­dan dolayı yerildiğinde, Allah'ın (c.) rahmet ve bağışlamasının genişliğiyle ilgili delilleri ve ümit verici nassları teker teker zik­reder. Bu tür cahil insanların bu konuda garip ve hayret verici sözleri vardır. Örneğin birisi şiirinde şöyle diyor:
Elinden geldiğince günahlarını çoğaltmaya bak Ne de olsa gidişin o cömert zâta.
Başka birisi: "Günahlardan sakınmak Allah'ın afnnın ge­nişliğinden gafil olmaktır." der.
Bir diğeri: "Günahları terketmek Allah'ın mağfiretini kü­çümsemek ve ona karşı küstahlıktır." der.

Cebre Tutunmak


Bu aldananlardan bazıları cebir (=hiçbir eylemde özgür olamayış) meselesine tutunurlar. Onlara göre kulun, kendine ait hiçbir fiili ve seçim hakkı yoktur. O, günahları işlemeye zor­lanır, mecbur bırakılır.

Mürciecilik Fikrine Tutunmak


Bunlardan kimisi de Mürcie fikrine tutunurlar. Onlara gö­re iman sadece kabul etmekten ibarettir, ameller imandan de­ğildir ve en fasık kişinin imanı bile Cebrail ve Mikaü'in imanı gibidir.

Sevgi Ve Akrabalık Bağlarına Aldanmak


Bu kimselerden bazıları da sofilere, şeyhlere ve salihlere olan sevgilerine, sık sık kabirlerini ziyaret edip onlara yalvar­malarına aldanırlar. Bunlar kabirlerde onlardan şefaat diler, onları Allah önünde vesile edinirler. Allah'tan, onların değeri ve üzerindeki hakkı hürmetine dilekte bulunurlar.
Bunlardan bazıları da babalarına ve analarıyla aldanırlar. Onların Allah nezdinde büyük değerlere sahip, salih kimseler olduklarını, torunlarını da kurtaracaklarını düşünürler. Bunu krallarda gördükleri duruma benzetirler. Zira krallar yakın adamlarının hatın için onların çocuklarının ve akrabalarının suçlarım affederler. Onlardan birisi yasak bir iş yapsa, babası veya dedesi şöhretine ve makamına dayanarak onu cezadan kurtarır.

Allah Diyerek Aldanmak


Bunlardan bazıları kendilerini, Allah'ın ona azap etmeye ihtiyacının olmadığı, azabının mülkünde hiçbir şeyi artırmaya­cağı, rahmet edip bağışlamasının da mülkünde hiçbir şeyi ek­siltmeyeceği düşüncesiyle kandırırlar. Bu şöyle der: Ben Al­lah'ın rahmetine muhtacım, O ise zenginlerin zengini. Şayet fa­kir, biçare ve bir bardak suya muhtaç birisi bir zenginin nehir kıyısındaki evinde misafir olsa, zengin o bir bardak suyu ondan esirgemez. Allah ise daha cömerttir, daha geniş rahmetlidir. Ba­ğışlaması O'ndan hiçbir şeyi eksiltmez, cezalandırması da mül­künde hiçbir şeyi artırmaz.