Bu Blog içinde Ara

11 Haziran 2012 Pazartesi

Sahabelerin Zühdü

Sahabelerin Zühdü:


1- Ebû Hureyre'den rivayet olunduğuna göre; Cafer b. Ebî Talib yoksulları sever, onlarla beraber oturup konuşurdu. Onlar da kendisi ile konuşurlardı. Resulullah (S.A.V.), bu sebeple ona yok­sullar babası künyesini vermişti."[
1]
2- Hasan'dan rivayet olunduğuna göre; "Selman'ın maaşı 5000 dirhem olup yaklaşık (30.000) kişinin emirî idi. İnsanlara konuşma yaparken abasının bir ucunu yere yayar, bir kısmını da giyerdi. Maaşı çıkınca imza eder, fakat kendi emeğinin ürününden başkasını yemezdi."[2]
3- "Abdullah b. Ömer, sofrasında mutlaka bir yetim bulun­dururdu."[3]
4- Meymun b. Mihran'dan rivayet edildiğine göre; şöyle de­miştir: "İbn Ömer'e bir toplantıda bulunduğu sırada (22000) dinar para gelmişti. İbn Ömer bu parayı dağıtmadan o meclisten kalk­madı.”[4]
5- Yine İbn Ömer'in şöyle dediği rivayet olunmuştur: "Şüpheli olanı bırak, şüpheli olmayanı al.”[5]
6- Nâfi'den rivayet olunduğuna göre; İbn Ömer, hangi ma­lından hoşlanırsa Allah için bu malı mutlaka elinden çıkarırdı. Bir­gün İbn Ömer, bir mecliste (30.000) dinar sadaka dağıtmıştı. İbn Âmir kendisine iki kere (30.000) dinar vermişti. Bunun üzerine Nafi’e şöyle dedi: "İbn Âmir'in verdiği dirhemlerin beni fitneye sokmasından korkuyorum. Artık sen git, hürsün." Nafi İbn Ömer'in kölesi idi.
Nâfi' yine şöyle anlatmıştır: Ramazan ayı ile yolcular dışın­da, ayda sadece bir kere et yemeği yemek gerekir. Nâfi diyor ki: bir aylık bir zaman geçerdi de İbn Ömer et parçası tatmazdı.[6]
7- Mücahiddcn rivayet olunduğuna göre; şöyle demiştir: "İbn Ömer'e arkadaşlık ettim, ona hizmet etmek istiyordum, fakat o bana daha çok hizmet ediyordu."[7]
8- Nâfi'den rivayet olunduğuna göre; "İbn Ömer kendisine ait bir toprağı 200 deveye satıp bunların yüz tanesini Allah yoluna vakf etti ve develerin sahiplerine Vadi-i Kura'yı geçinceye kadar bu develeri satmamalarını şart koşmuştu."[8]
9- Mücahid'den rivayet olunduğuna göre; İbn Ömer (R.A.) mihrapta namaz kıldırırken: "Sevdiklerinizden veriniz.”[9] âyetine gelince, kendisi ile evlenmeyi düşündüğü güzel bir cariyesini azad etmişti."[10]
10- "İbn Abbas'ın şöyle dediği rivayet olunmuştur: Arkada­şının ayıplarını hatırlamak istediğin zaman, önce kendi ayıplarını hatırla."[11]
11- Saîd b. Müseyyeb'ten rivayet olunduğuna göre; şöyle demişti: "İbn Abbas'ın dilini tutup şöyle dediğini gördüm: Dilin ile hayır söyle ki ganimet elde edesin, yahut sükût et ki, pişman ol­madan selâmet bulursun."[12]


[1] İbn Hanbel, a.g.e., 276/1033.
[2] İbn Hanbel, a.g.e., 219/812.
[3] İbn Hanbel, a.g.e., 280/1047.
[4] İbn Hanbel, a.g.e., 283/1060.
[5] Ibn Hanbel, A.g.e, 284/1065.
[6] İbn Hanbel, a.g.e., 284/1066.
[7] İbn Hanbel, a.g.e., 285/1070.
[8] İbn Hanbel, a.g.e., 285/1073.
[9] Âl-i İmran: 3/92.
[10] İbn Hanbel, a.g.e., 285/1072.
[11] İbn Hanbel, a.g.e., 278/1044.
[12] İbn Hanbel, a.g.e., 1041.