. HERŞEYDE İYİLİK VE GÜZELLİK
Ebu Ya'lâ Şeddâd b, Evs (r.a)'den, Rasululiah (s.a) buyurdu ki: "Şüphesiz Allah, her şeye ihsanı yazmıştır. O bakımdan, öldürdüğünüz vakit güzel bir şekilde öldürünüz. Kestiğiniz vakit güzel bir şekilde kesim yapınız. Sizden (kesim yapacak kişi) bıçağını iyice hileylesin ve keseceği hayvanı rahatlatsın.[
1]
Bu Hadisin Önemi:
Nevevi -Allah'ın rahmeti üzerine olsun- şöyle demektedir: Bu hadis İslâm'ın kaidelerini topluca ihtiva eden hadislerden birisidir. Çünkü bu ha-dis-i şerif her hususta ihsanın genel bir ilke olduğuna delâlet etmektedir. Muhtemeldir ki Rasulullah (S.A.S.), öldürmenin ve kesmenin güzel bir şekilde (ihsan ile) yapılmasını misal olsun diye veya bunu açıklamaya gerek duyul-duğu için emretmiştir.
Böylelikle Nevevi, derlemiş olduğu kırk hadisin kapsamı arasına bu hadisi de seçmekte isabetli ve Allah tarafından başarılı kılınmış olmaktadır. Çünkü bu hadis-i şerif her bir söz ve davranışı kapsamına alan genel bir kaideyi uygulamaya çağırmaktadır. İşte bu, O'nun kırk hadis derleme maksatlarından birisidir. [2]
İhsanın Hükmü:
Yüce Allah: "Muhakkak Allah her şeye ihsanı yazmıştır." buyruğunda geçen "yazmak" lafzı, fukahâ ve usûl âlimlerinin çoğnluğuna göre vücûba delâlet eder. Nitekim Kuran-ı Kerim'de "yazma" lafzı vacip olan hususlar hakkında kullanılmıştır. Şanı yüce ve mübarek Rabb'imiz şöyle buyurmaktadır: "Şüphesiz namaz müminler üzerine vakitleri belirli bir kitap olarak (ya-, zılmıştır).'7en-Nisö, 4/103) Bir başka yerde de: "Oruç üzerinize yazıldı. V&ıfcara, 2/183)diye buyurmuştur. Yahut da bu lafız kaçınılmaz bir kader olarak vukua gelen şey hakkında da kullanılmıştır. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Allah, 'andoisun ki ben ve Rasullerim galip geleceğim' diye yazdı. V Mücâdek, 58/21); "Andoisun ki biz, Zikirden sonra Zebur'da şunu yazdık: Şüphesiz arza benim salih kullarım mirasçı olacaktır. VEnbiya, 21/1051 Bu açıklamalardan şu sonuca varıyoruz: Bu hadis-i şerif, her hususta ihsanın vacip oluşu hususunda açık bir nastır. Ve şanı yüce Allah ihsanda bulunmayı emretmiş bulunmaktadır: "Muhakkak Allah, adaleti ve ihsanı emreder.% 16/90); "Ve ihsanda bulunun. Çünkü Allah ihsanda bulunanları sever."(Bakara. 2/195) [3]
İhsanın Tanımı:
"İhsan" masdardır. Başkalarına iyilik yapmak anlamına da kullanılır.
Bunun bir kısmı ise vacip (farz)dir. Anne-babaya ve yakın akrabalara iyiliği gerçekleştirecek ve farz olan akrabalık bağını korumayı tahakkuk ettirecek miktarda ihsanda bulunmak, vacip olan misafirliğin gereği ağırlamanın tahakkuk edeceği miktarda misafire ihsanda bulunmak gibi.
İhsanın kimisi de -nafile sadaka ve benzerleri gibi- mendubdur.
İhsan, aynı zamanda bir şeyi sağlam ve güzel bir şekilde yapmak anlamında kullanılır. Bunun da bir kısmı vacipdir. Zahiri ve batini görevleri en güzel şekilde ifa etmek gibi. Bu gibi görevlerde bu kadar bir ihsan vacibdir. Kimisi de mendubdur. Vacip olan işleri yerine getirirken, müstehab olanlarını da yerine getirmek gibi. Meselâ, namaz, hac ve bunun dışında kalan diğer farz ve vacipleri ifa ederken, bunlar için müstehab olan fiilleri de yapmak bu kabildendir. Çünkü bu farz fiiller dolayısıyla müstehab olan fiileri yapmak, vâcib değildir. [4]
Öldürmede İhsan:
Rasulullah (S.A.S.)'in: "Öldürdüğünüz vakit güzel öldürün" buyruğunda geçen öldürme ve kesme kelimelerinin kullanılış şekli, öldürme şekli ve kesme şekli anlamını ifade etmektedir. Yani kesme şeklini ve öldürme şeklini güzelleştiriniz demektir. Hadis-i şerif, öldürülmesi, çıkartılması mubah olan canların en kolay şekilde ve çabucak çıkarılmasına delil teşkü etmektedir.
İnsanoğlunu öldürmenin en kolay şekli, kılıçla boynuna vurmaktır. Aynı şekilde, işe öldürenin azalarını keserek (müsle) başlamamak da ihsanın kapsamı içerisindedir. Abdullah b. Yezid'den, Rasulullah (S.A.S.)'in talan yapmayı ve müsleyi (öldürülen kişinin organlarını kesmeyi) yasakladığı rivayet edilmektedir[5]. Şu kadar var ki katil öldürdüğü bir kimsenin azalarını kes-mişse kısas uygulanacağı vakit ona müsle uygulanır mı? Görüldüğü kadarıyla, eğer maktulün velileri böyle bir talepde bulunacak olurlarsa ona müsle uygulanır. Mâlik ve Şafii'nin görüşü de budur, Ahmed'den meşhur olan görüş de budur. İbn Hazm da kıymetli eseri el-Muhalfa'da şunları söylemektedir: "Dar-ı İslâm'da yahut da dar-ı harbde bir kimseyi müslüman olduğunu bilerek kasten öldüren bir kişi hakkında, maktulün velileri muhayyerdir. Dileyecek olurlarsa, bizzat kendisi hangi şekilde öldürmüşse -vurmak, ok atmak yahut yüksekçe bir yerden yuvarlamak, yakmak, suda boğmak, kafasını kırmak, aç bırakmak, susuz bırakmak, boğazını sıkarak boğmak, zehirlemek, bir atın çiğnemesi ve bunun dışında hangi yolla öldürmüşse, onu o şekilde öldürebilirler.[6] Daha sonra benimsediği görüşün lehine sahih ve açık delilleri zikretmektedir. Onların bazılarını aktarmak istiyorum:
Enes'ten, dedi ki: "Medine'de bir kız çocuğu, üzerinde gümüş süs eşyas-ları bulunduğu halde dışarı çıktı. Yahudinin birisi ona taş attı. Can çekişirken Rasulullah (s.a)'a getirildi. Rasulullah (s.a) ona: Filan mı seni öldürdü? diye sordu, başını kaldırdı. Üçüncüsünde: Ona filan mı seni öldürdü? diye sorulduğunda (evet anlamında) başını eğdi. Rasulullah (s.a) o yahudiyi çağırtıp başını iki taş arasında ezdi.[7]
İbn Hazm: "Güzel bir şekilde öldürünüz." hadisini delil gösterenleri red sadedinde şunları söylemektedir: Öldürmenin güzel oluşunun ifade edeceği nihai mana katilin öldürdüğü şekilde öldürülmesidir. Bu da adalet ve insafın ta kendisidir. Çünkü: "Hürmetler ise karşılıklıdır (birbirlerine kısas ile karşılıkları verilir .)fei-Bafcara, 2/194) Başkasının boğazını sıkarak, yahut suda boğarak veya kafasını kırarak öldüren bir kimsenin boynunu kılıçla vuran kişi, öldürmeyi güzel bir şekilde gerçekleştirmiş olmaz.[8]
Kesmede İhsan:
Rasulullah (S.A.S.)'in: "Kestiğiniz zaman ^üzel kesiniz." Sizden (kesecek) herhangi bir kimse bıçağını bileylesin ve keseceği hayvanı rahatlatsın." Kesim işlemi esnasında Şeriat'te vârid olmuş vacip ve müstehab şartlara riayet etmek de aynı şekilde ihsan kabilindendir. Sözkonusu bu şartlar şöylece sıralanabilir:
1- Kesim aletinin kanı akıtacak şekilde keskin olması. Rasulullah (s.a) şöyle buyurmaktadır: "Kanı akıtılan ve üzerinde Allah adı anılandan ye. Yalnız (kesim aleti) kemik ve tırnak olmasın,[9]
Aynı şekilde Rasululiah (S.A.S.) şöyle buyurmaktadır-. "Ve sizden herhangi bir kimse bıçağını bileylesin.[10]
2- Gırtlak, nefes borusu ve iki şah damarın bir defada kesilmesi. Bununla birlikte, {kesim mümkün olmadığı taktirde) bedeninin herhangi bir yerinde tezkiyesi de mümkündür. Bu kuyuya düşmesi, yahut ürküp kaçması halinde olduğu gibi. Bu da Rasulullah (S.A.S.)in ürküp kaçan-ve ona yetişmek için beraberinde at bulunmadığından dolayı bir deveye bir kişinin attığı bir ok ile onun kaçışını önlemesi üzerine söylediği şu buyruğu- dolayısıyla böyledir: "Bu hayvanların tıpkı vahşi hayvanlar gibi ürküp kaçışları vardır. Kim onlardan bu şekilde yaparsa, siz de ona böyle yapınız.[11] İlim ehli buna kıyasen, gırtlağından veya çenesinin altından kesimi mümkün olmayan hayvanları da buna kıyas etmişlerdir.
3- Allah'ın adını anmak. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Üzerine Allah'ın adı anılmamış olanlardan yemeyiniz.'W-En'dm, 6/121) Yine Rasulullah (S.A.S.) şöyle buyurmaktadır: "Kanı akıtılan ve üzerine Allah'ın adı anılandan ye![12] Ama kesilen hayvanın üzerine Allah'ın adının anılıp anılmadığı bilinmiyor yahut da unutma sebebiyle Allah'ın adının anılması terkedilmiş ise yeme esnasında üzerine Allah'ın adını anar. Aişe (r.anha) den nakledildiğine göre, henüz cahiliyeden yeni İslâm'a girmiş bir topluluk, Peygamber (s.a)'e şöyle sordular: Bir takım kimseler bizlere et getiriyorlar. Ancak Allah'ın adını anıp anmadıklarını bilmiyoruz. Bunlardan yiyelim mi, yemeyelim mi? Rasulullah (s.a) şöyle buyurdu: "Allah'ın adını anıp yiyiniz.[13]
4- Kesenin müslüman, âkil ve baliğ yahut mümeyyiz çocuk yahut kitap ehline mensup bir kimse olmak suretiyle kesim ehliyetine haiz olması. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri de sizin için helaldir.'Vei-Maıde, 5/5)
Ancak, kitap ehline mensup kişinin kestiğinin yenilebilmesiuçin, kestiği hayvanın kiliseye ve bayramlar dolayısıyla kesilmiş kurban olmaması gerekir. Eğer bu maksatla kesilmiş kurban iseler, bunları yemeyi terketmek ihtiyata daha uygundur. Zira bunlar, kesim esnasında Allah'tan başkası adı anılarak kesilmiş olanlar kapsamına girebilir. İşte Aişe (R.A.)'nin, İbnÖmer'in, Tâvûs b. Keysân, el-Hasen, Şafii ve diğerlerinin kabul ettiği görüş de budur.
5- Bıçağın kesilecek hayvanın önünde bileylenmemesi gerekir. İbn Abbas {r.a)'dan nakledildiğine göre, adamın birisi {kesmek maksadıyla) bir koyunu bıçağını bileyerek yatırdı. Rasuîullah (s.a) şöyle buyurdu: "Sen bunu iki defa mı öldürmek istiyorsun, niye onu yatırmadan önce bıçağını büeylemedin?[14]
6- Şer'i kesim tamamlanmadan ve kesilen hayvan ölmeden, ondan herhangi bir şey kesmemesi de, kesimde aşırıya kaçarak başını ilk defada ko-parmaması da, kesimde ihsanın kapsamı içerisindedir. Çünkü bu şekilde davranmak bir kötülüktür. Böyle yapacak olursa, bu kötü davranışa rağmen yenilebilir. [15]
Hadisten Çıkartılan Bazı Hükümler:
1- Hadis-i şerifte hayvana merhamet ve şefkat teşvik edilmektedir. Avrupa toplumlarında insanoğlu tepelerine çöreklenen zulümden inim inim inlerken, orada ve başka yerlerde son zamanlarda kurulan hayvanlara yumuşak davranma cemiyyetlerinden Önce İslam bu alanda ileriye geçmiştir.
2- Hadis-i şerif, aynı şekilde öldürüldükten sonra haklı herhangi bir gerekçe olmaksızın insana müsle yapmayı da yasaklamaktadır. [16]
[1] Müslim, IV, 622; {Müslim, Sayd 57; Ebu Dâvud, Edâhi 11; Tirmizi, Diyât 14; Nesâi, Dahâyâ 22, 26, 27 us. -Çeviren-)
Nazım Muhammed Sultan, Ana Çizgileriyle İslam (Nevevi Kırk Hadis Şerhi), Guraba Yayınları: 179.
[2] Nazım Muhammed Sultan, Ana Çizgileriyle İslam (Nevevi Kırk Hadis Şerhi), Guraba Yayınları: 190.
[3] Nazım Muhammed Sultan, Ana Çizgileriyle İslam (Nevevi Kırk Hadis Şerhi), Guraba Yayınları: 190.
[4] Nazım Muhammed Sultan, Ana Çizgileriyle İslam (Nevevi Kırk Hadis Şerhi), Guraba Yayınları: 190-191.
[5] Buhâri, VI, 228, Sayd ve Zebâih, 25.
[6] e/-Muhalld,Xll, 33.
[7] Buhâri, Vlll, 37 (Diy&t, 5)
[8] el-Muha!ia, XII, 61
Nazım Muhammed Sultan, Ana Çizgileriyle İslam (Nevevi Kırk Hadis Şerhi), Guraba Yayınları: 191-192.
[9] Buhâri, IV, 227, (Sayd ve Zebâih, 23), Müslim,IV, 639 {Ed&hi 20)
[10] Müslim, IV, 622 (bk. 1 nolu not)
[11] Buhâri, VI, 227. (Sayd've Zebâih, aynı bab)
[12] Buhâri, VI, 226; {Sayd 22) Musiim, IV, 639;
[13] Buharı, VI, 226 (Sayd el-Zebaih 21)
[14] el-elbani es- silsile 24 de sahih olduğunu ifadde etmiştir.
[15] Nazım Muhammed Sultan, Ana Çizgileriyle İslam (Nevevi Kırk Hadis Şerhi), Guraba Yayınları: 192-194.
[16] Nazım Muhammed Sultan, Ana Çizgileriyle İslam (Nevevi Kırk Hadis Şerhi), Guraba Yayınları: 194.