Resûlullah'ın Nübüvveti ve Melekler
İmam-ı Ahmed «T a r i h»inde Davut b. Ebî Hind tarikiyle Şa'bi'nin şöyle dediğini rivayet eder: Kırk yaşında iken Resûlullah'a nübüvvet verildi, israfil, nübüvvetinden itibaren onunla oldu; ona kelime ve eşyayı öğretti. Bu sıra ona, kendi diliyle vahiy nâzil olmadı. Aradan üç sene geçince, Cebrail nübüvvetiyle ilgilendi; yirmi sene boyunca Resûlullah'ın diliyle (Arap dili ile) Kur'ân'ı indirdi
İbnu Asâkir israfil'in Resûlullah'a yakın olmasının hikmeti, kendisinin mahlukatın helak olacağı ve kıyametin kopacağını haber veren Sûr'u üflemekle görevlendirilmesidir. Çünkü Resûlullahın nübüvveti, kıyametin yaklaşması ve vahyin sona ermesinin belirtisidir. Nitekim, yeryüzünü dürüp kaplayacak Reyafil'e Zu'l-Karneyn, cehennemin bekçisi Mâlik'e Hâlid b. Sinan verilmişti der. (1)
İbnu Ebî Hâtim, İbnu Sâbit'in şöyle dediğini rivayet eder: Kur’ân-ı Kerim de, kıyamete kadar vuku bulacak herşey mevcuttur.
Bunları yürütme görevi üç meleğe verilmiştir. Semavî kitapları ve vahyi peygamberlere indirme, savaşlarda yardımı ulaştırma, Allah bir milleti helak etmek istediğinde helak etme görevi Cebrail'e verilmiştir. Yağmur yağdırma ve nebatatı bitirme görevi Mikail'e, ruhları kazetme görevi de Azrail'e verilmiştir. Kıyamet gününde bunlar icra ettikleriyle Kur’ân'da mevcut olanları karşılaştıracaklar, bunların birbirlerine denk olduğunu göreceklerdir.
İbnu Ebî Hâtim, Atâ b. Sâib'den şöyle dediğini rivayet eder: ilk hesaba çekilen, Cebrail'dir. Çünkü o, Allah'ın elçilerine gönderdiği sorumlu melektir.
Hâkim ve Beyhakî, Zeyd b. Sâbit'ten şöyle dediğini rivayet ederler: Resûlullah: Kur’ân ***** «Özür, yahut uyarmak için.» (Mürselât, 6.), ***** «iki dağ» (Kehf, 96.), ***** «...iyi bilin ki yaratma da, emr de onundur..» (A'raf, 54.) âyetlerinin kelimelerindeki heybetiyle, tefhimle indirmiştir, der.
Bunu İbnu'l-Enbârî, «K i t a b u' I - V a k f» adlı eserinde bu hadisin sadece: «Kur’ân-ı Kerim tefhimle indirildi» cümlesinin merfu olduğu, âyetlerden verilen örneklerin, bu hadis'in ravilerinden olan Ammar b. Abdulmelik tarafından ilave edildiğini belirtir. İbnu Ebî Hâtim, Sufyanu's Sevrî'nin şöyle dediğini nakleder: Her vahiy Arap diliyle inmiş, her peygamber bunu kendi diline çevirmiştir. İbnu Sa'd, Hz. Âişe'den şöyle dediğini nakleder: Resûlullah'a vahiy nâzil olduğunda başını hurma dalıyle örter, yüzünün rengi değişir, vücudunda bir soğukluk hisseder, inci taneleri gibi ter dökerdi.