Bu Blog içinde Ara

13 Haziran 2012 Çarşamba

Vahyin Geliş Şekilleri

Vahyin Geliş Şekilleri


Ulema, vahyin geliş şekilleri ile ilgili şu görüşleri ileri sürer.

a- Buhari'de ifade edildiği gibi Cebrâil Peygambere (s.a.v.) zil sesi gibi bir ses çıkarak gelirdi. Ahmed b. Hanbel «M u s n e d»inde Abdullah b. Ömerden şu rivayette bulunur; Resûlullah'a: Ya Resûlallah, vahyin geleceğini önceden hissediyor musun? diye sordum. Resûlullah da: «Bir takım sesler duyuyorum, o anda sukut edip dinliyorum. Vahyin her gelişinde, ruhumun kabzedileceğini sanıyorum,» cevabını verir.
Hattabî, bu sesten murad, işittiği uyarı sesidir, kendisini vahye hazırlayıncaya kadar devam ettiğini söyler. Bu sesin Cebrâil'in kanatlarını çırpmasından doğan ses olduğu söylenir. Bu sesin vahiyden önce gelmesinin hikmeti, dikkati vahye çekmektir. Böylece vahyin dışında her hangi bir şeye yer verilmemiş olur. Buhari'de ifade edildiğine göre bu hal, vahyin geliş hallerinin en zorudur. Cebrâil'in (a.s) bu şekilde ancak, tehdid ve vaîd âyetlerini indirirken geldiği söylenir.
b- Vahyin Resûlullah'ın ruhuna üfürülmesidir. Resûlullah (s.a.v.) «Ruhu'l-Kudüs ruhuma üfledi» demekle bunu açıklamıştır. Bu rivayeti Hâkim nakletmiştir. Vahyin bu şekli, birinci hale uyar veya meleğin iki keyfiyetinden birinde gelmesiyle ruhuna üfler.
c- İnsan şeklinde gelmesi ve onunla konuşmasıdır. Buhari'de rivayet edildiği üzere Resûlullah şöyle buyurur: «Bazan melek bana insan şeklinde görünür, benimle konuşur, dediğini kavrarım.» Ebû Avâne «S a h i h»inde bu ibareye: «Bu şekil, bana en kolay gelenidir,» cümlesini ilave eder.
d- Meleğin uykuda gelmesidir. Daha önce geçtiği gibi bazı ulema, Kevser sûresini bu kabilden saymıştır.
e- Allah'ın kendisine İsrâ gecesinde olduğu gibi uyanık halde iken, veya Muâz'ın rivayet ettiği hadisde olduğu gibi uykuda iken, konuşmadır. Resûlullah: «Rabbim rüyamda bana geldi, melekler topluluğu hangi konuda birbirine hasım kesiliyor?..» şeklinde devam eden sözü söyledi.Bildiğim kadarıyla Kur’ân'da bu kabilden bir âyet nâzil olmamıştır. Önceden de ifade ettiğimiz gibi Bakara sûresinin son âyetleri ile İnşirah sûresinin bazı âyetlerini, bu kabilden saymak mümkündür.
İbnu Ebî Hâtim, Adiyyu'bnu Sâbit'in şöyle dediğini rivayet eder; Resûlullah (s.a.v.): Rabbime bir mesele sordum. Onu sormamış olmamı isterdim. Şöyle dedim: Ey Rabbim, İbrahim'i kendine dost edindin, Musa ile açıkça konuştun, Allahu Taâlâ şu karşılğı verdi: Ey Muhammed, seni yetim olarak buldum, merhamet edip barındırmadım mı? (Çocukluğunda) kaybolmuş iken, yolunu doğrultmadım mı? Fakir iken zenginleştirmedim mi? Yükünü üzerinden atmadım mı? Şanını yüceltmedim mi? Adın, her zaman adımla beraber anılmadı mı?»