Fütüvvet Nedir ?
Arapça Fetâ; genç, yiğit, delikanlı, mert demektir. Çoğulu fityan ve fitye'dir. Farsça Civanmerd ve bunun çoğulu olan Civanmerdim da aynı anlamdadır. Yiğit bir delikanlıda bulunması gereken üstün vasıf ve meziyetleri ve bunlardan özellikle cömertliği, eli açıklığı İfade eder.
Aşağı yukarı Mürüvvet 'le aynı anlama gelir. Erlik, adamlık, insaniyet, karşılıksız iyilik ve yardım, elinin emeği, alnının teriyle geçinen bir kişilik vakarı demektir. Fetâ kelimesi genç delikanlı anlamında Kur'an-ı Kerim'de de geçer. [1] Eski Araplar fetâ terimiyle İdeal olarak zihninde yaşattığı "asil ve tam anlamıyla insan" ı kastetmektedir. Fetâ'nın misafir severliği ve eli açıklığı sonuna kadar, yani kendisinin hiç bir şeyi kalmayıncaya ve büsbütün fakir düşünceye kadar devam eder. Mücadelede de fetâ, arkadaşlan uğruna hayatını ortaya koyar. Fütüvvetin cömertlik açısından örneği Hâtem-i Tâî ve yiğitlik açısından da Hz. Ali (r.a.) dır.
Fütüvvet bir yiğitlik payesi olmuştu ve Peygamber ailesi mensuplan kendilerini, fütüvvetin gerçek temsilcileri sayıyorlardı. Tarihte bir çok devlet adamı ve emirlere bu paye tevcih edilmişti.
Fütüvvet, peygamberlerden kalma bir ahlâk ve yaşantı tarzıdır. Onlara göre fütüvvet, kendi nefsini aşağılamak ve başkalarını kendinden üstün bilmek (melâmet) ti. Bunun için başkalarının kusurları karşısında hoşgörülü olmak, sessiz ve sakin kalmak, sonsuz fedakârlık, belâ ve musibetlere katlanmak, iyiliği ve hayn sessiz ve gösterişsiz yapmak, gizlemek, kendi kusur ve kabahatlerini, kötülüklerini gizlememek, halkın rağbetine aldırmamak ve kınamasından korkmamak gibi ilkeleri vardır. Melâmetle fütüvvet, biri teorik, diğeri pratik, biri ideoloji ve hal, diğeri yaşayış ve örgüt olmak üzere aynı şey sayılmıştır. Melâmet ve fütüvvet mensuplarının diğer tasavvuf mensuplanndan farklan, hayat mücadelesinde aktif olmalarıdır. Bunlar, tekkelerde oturup vakıf malı ile geçinmeyi kabul etmezlerdi. Herkesin bir iş güç sahibi olmasını, geçim için kimseye boyun eğmemesini, kimsenin sırtından geçinmemesini, bir yandan nefisleriyle, bir yandan da hayatın güçlükleriyle savaşmalarını şart koşardı.
Ahmed ibn Hanbel: Fütüuvet: Korktuğun şey olan cehennem için, arzu ettiğin şey olan nefsinin istek ve arzulanndan vazgeçmektir.
Fütüvvet: Cömertlik ve ikramda bulunmak, daima başkalarının işlerini düzeltmeye çalışmak ve faydasına koşmaktır. İyilik yapmak, insanlann gizli şeylerini örtmek ve kötülükleri affetmektir. Sevdiğine ihsanda bulunmak ve başkalannı kendine tercih etmektir.
Kısaca fütüvvet her kötülüğü bırakmak, her durum ve pozisyonda bütün güzel huylan yaşamaktır.
Ayrıca Peygamber (s.a.v.) Efendimizin; " Ben yiğidim, yiğit oğluyum, yiğit kardeşiyim " diyerek kendisi ile birlikte büyük atası Hz.İbrahİm (a.s)'a ve kardeş edindiği Hz.Ali (r.a.)'a fütüvvetle övdüğü, bir başka sözünde: " Ali'den başka yiğit, Zülfikar'dan başka kılınç yok ?" dediği nakledilir.