Bu Blog içinde Ara

23 Haziran 2012 Cumartesi

ÇOCUĞUN TÜKÜRÜK VE SALYASININ HÜKMÜ:

ÇOCUĞUN TÜKÜRÜK VE SALYASININ HÜKMÜ:


Bu mesele hayatta sık sık karşılaşılan bir durumdur. Sari Hazretleri, çocuğun çokça kusacağını, ağzını yıkamanın mümkün olmayacağını, onu yetiştiren ve taşıyan kimsenin üzerine tükürük ve salyasının devamlı akacağını bildiğinden dolayı bu gibi sebeplerle elbisenin yıkanmasını emretmemiş, o elbise içinde namaz kılmayı yasaklamamış, çocuğun tükü­rüğünden sakınmayı da gerekli görmemiştir.
Bazı fakihler şöyle demişlerdir:
Bu, taş ile temizlendikten sonra arta kalan necasete ya da mest ve ayakkabı yere sürüldükten sonra altında kalan necasete benzemektedir.
Üstadımız İbn Teymiye ve diğer ashabımız şöyle demişlerdir:
"Kedinin tükürüğü nasıl kendi ağzını temizliyor­sa ihtiyaçtan dolayı çocuğun tükürüğü de kendi ağzını temizlemektedir. Nitekim Peygamber (a.s.) kedinin fare v.s. yediğini bildiği halde necis olmadığını söylemiştir. Ebu Katâde bu hadisten, kedinin ağzının ve tükürüğünün temiz olduğuna hükmetmiş ve içmesi için kedinin ağzına su kabını tutmuştur."
Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber içmesi için su kabını kediye uzatır ve artakalan suyla da abdest
alırdı. Bu kedinin Medine gibi bir yerde iki kulle'den fazlav su kabından içmiş olma ihtimali son darece zayıftır. Hatta şayet, pek çok su arasında bile olsaydı tükürüğünün temizleyici özelliği olmadıkça bu ihtimâl, ağzındaki bilinen necaseti ortadan kaldırmazdı. Demek ki, ihtiyaçtan dolayı tükürük, kedinin ve çocuğun ağızlarını temizlemektedir. Tükürüğün ağzı temizlemesi, şu tür temizliklerden daha efdaldir:
Büyük ihtiyacı gördükten sonra taş ile temizlenme, mest ayakkabı ve Malik ile Ahmed'in mezhebindeki iki görüşten birine göre, yalınayak olan kişinin ayağının toprak ile temiz­lenmesi, güneşin ve rüzgarın kurutarak temizlemesi, temiz­leyici olduğunu kabul edenlere göre, sirke ve benzeri sıvı maddelerin temizlemesi, kılıç, ayna, bıçak v.b. gibi parlak cisimlerin, bez ve çaput gibi şeylerle silinerek temizlenmesi... Nitekim ashab-ı kiram kılıçlarını yıkamaksızın, sadece silerler ve o kılıçlarla namaz kılarlardı. Zira kılıçlar yıkandığı zaman paslanır ve iş göremez hale gelir. Peygamber (a.s.) Afra'nın iki oğlunun kılıçlarına bakmış ve üzerindeki kan izlerinden Ebu Cehl'in (leanehullah) öldürülmesine iştirak ettiklerini anlamış ve onların bu kılıçlarla namaz kıldıklarını bildiği halde, yıkamalarını emretmemiştir. Allahu a'lem.. [1]




[1] İbn Kayyim El-Cevziyye, İslamda Çocuk Bakımı Ve Terbiyesi, Esra Yayınları: 285-286.