Bu Blog içinde Ara

21 Haziran 2012 Perşembe

Mü'minlerin Çetin İmtihanları

Mü'minlerin Çetin İmtihanları


"Yoksa siz, sizden önce geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle yoksulluk ve sıkıntı dokunmuştu, öyle sarsılmışlardı ki, nihayet peygam­ber ve onunla birlikte inananlar: "Allah'ın yardımı ne za­man?" diyecek olmuşlardı, iyi bilin ki Allah'ın yardımı yakındır" (Bakara, 2/214).
Bu âyette Hendek savaşı sırasında müslümanların, uğradıkları meşakkat, şiddet, korku, soğuk, açlık gibi çeşitli sıkıntılardan onları teselli etmek üzere, kendilerinden önce geçen mü'minlerin şiddette mesel olmuş halleri kendilerine hatırlatılır. Allah, meseli sonra onların acâib imtihanlarıyla açar: Onların başlarına öyle sıkıntılar gelmiş ki, öyle dara düşmüşler ki, yürekleri oynatan korkularla depreme çarpılmışlar gibi öyle şiddetle sarsılmışlar ki, nihayet sabırları tükenince, peygamberleri ve onunla birlikte mü'minler "Allah'ın yardımı ne zaman?" demek durumun­da kalmışlardır.[1] Allah, tarih boyunca mü'minleri böyle sıkıntılarla denemiş, imanlarını olgunlaştırmıştı.[2] Gaye mü'minleri tesellî etmek ve onların sabır ve metanetlerini artırmaktır. Nitekim âyetin sonunda "İyi bilin ki Allah'ın yardımı yakındır" müjdesi verilmiştir.[3].

Çocuk Yetiştiren Ekin Tarlaları


"Kadınlarınız sizin tarlanızdır. O halde tar­lanıza dilediğiniz şekilde varın. Öz benlikleriniz için önceden bir şeyler gönderin. Allah'tan korkun ve bilin ki, O'na mutlaka ulaşacaksınız. İman sahiple­rine müjde ver." (Bakara: 2/223)
Türkçe çeviride "tarla" olarak verdiğimiz keli­menin Arapça'daki orijinal karşılığı "hars" dır. Hars; aslında ziraat gibi ekin ekmek demek olup ekin yeri, ekilecek tarla anlamına isim de olur ki bu ayette bu manada kullanılmıştır. Bu ifade ile kadının kadınlık organı bir yere, erkeğin spermi to­huma, doğacak çocuk da bitecek ürüne benzetilerek sembolize edilmiştir. Ve bununla Allah'ın emrettiği ekin yeri açıklanarak şu sonuca varılmıştır:
"Kadınlar sizin ekinliğinizdir, siz onlara insan ve müslüman tohumlan ekip, ürün olarak nesil/döl yetiştireceksiniz. Öyle ise tarlanıza -tarla anlamı unutulmamak ve ekin yerinden olmak şartıyla- dilediğiniz taraftan, cinsellik noktasında hangi pozisyonda isterseniz gidiniz. "
Allah kadınları sadece erkeklerin hoşça vakit geçirmesi için yaratmamıştır. Kadınla erkek arasın­daki ilişki, tarla ile çiftçi arasındaki ilişki kadar cid­didir. Çiftçi tarlasına sadece hoşlandığı için değil, onu ekmek ve ürün almak için de gider. Aynı şekilde bir erkek de karısına çocuk üretmek amacıyla yak­laşmalıdır. Allah'ın kanunu tarlanın ekilme meto­duyla ilgilenmez; fakat, çiftçiden ekmek için başka yere değil, kendi tarlasına ve üretim için gitmesini ister.
Ayetin iniş nedeni olarak bir çok olay rivayet edilmiştir. Biz bu rivayetlerden sadece ikisini ko­nunun daha iyi anlaşılması için vereceğiz.
a) Buhari'de yer alan bir ifade: Yahudiler: "Eğer kişi karısıyla arka taraftan cinsi ilişkide bulunursa çocuk şaşı olur" derlerdi. Bunun üzerine, "kadın­larınız sizin için bir tarladır. O halde tarlanıza dilediğiniz gibi varın" ayeti nazil oldu.
b) Müminlerin annesi Hz. Hafsa'ya bir kadın gelerek; "Benim kocam bana yüzüstü ve arkaüstü yaklaşıyor. Ben bundan hoşlanmıyorum" demişti. Durum Rasulullah (s.a.v.)'e ulaşınca şöyle buyurdu:
"Aynı noktadan olursa bunda bir sakınca yok­tur".
Yine Hz. Cabir'den gelen bir hadiste de Efendimiz (s.a.v.): "Haya ediniz. Şüphe yok ki Allah haktan haya etmez. Kadınlara arka yoldan yaklaş­manız helal değildir." buyurmuştur.
Hüseyin Hatemi de "Kadının Çıkış Yolu" adlı kitabında Garaudy’nin "tarla" simgesini yanlış anla­yarak, kadının cansız bir nesne gibi gösterildiğini sanması üzerine şu açıklamalarda bulunur.
Oysa kadınlar giysileriniz gibidir, siz de onlara giysi hükmündesiniz simgesinde nasıl gocunacak bir şey yoksa, burada da yoktur. "Tarla" simgesinin kullanılması, "livata" gibi çirkin bir fiilin nezih bir ifade ile yasaklanabilmesi içindir. Allah bu simgeleri kullanır, bunlarda bir hikmet vardır. (Bakara: 2/26). Önemli olan, bu simgenin niye kul­lanıldığını kavrayabilmektir. Aksi takdirde, birisine "güvercinim!" diye hitap edilmiş olmasından da mesela "kuş beyinli!" sövgüsü çıkarılabilir.[4]
Verdiğimiz ayette yer alan "Ve kaddimu lienfüsiküm" yani "nefisleriniz için öne alın" veya "ken­diniz için önceden iyi ameller gönderin" şeklinde türkçeye çevrilen bu ifadede "neyin öne alınması gerektiği açıklanmadığından" müfessirler bu konu­da farklı yorumlarda bulunmuşlardır.
Arapça kelimeler çok geniş anlamlıdır. Bu ifade; soyunuzun devam etmesi için çocuk yapmalısınız anlamına gelebilir. Aynı zamanda şu anlamada gelebilir: Çocuklarınızı doğru yolda yetiştirebilmek için birçok zorluğa katlanmalısınız. Bu ayette iki anlam da kastedilmiştir. Bu nedenle ikinci ayette müminler, bu vecibeleri yerine getirmediklerinde cezalandırılacakları konusunda uyarılıyorlar.[5]
"Ve kendiniz için önceden iyi ameller gönderin" ayeti İbn Abbas'ın yorumuna göre şu anlama da gelebilir: "Göndermeniz gereken salih amellerdir. Bu ise Allah'ın size yasaklamış olduğu davranışların karşıtı olan amellerdir. Ya da "önce­den gönderilmesinden" kasıt çocuk istemek, yahut ilişki sırasında besmele getirmek veya ilişkiden önce öpüşmek ve sevişmek kastedilmiş olabilir."
Ali Rıza Demircan da "İslam'a Göre Cinsel Hayat" kitabında üzerinde durduğumuz ayet konusunda şunları söylemektedir:
Ayette üreme organından ilişki konu edildiği için Taberi gibi bazı müfessirler Allah Resulü'nün il­işkiden önce besmele çekilmesi ve şeytandan Allah'a sığınılması şeklindeki emirlerinden yararlanarak öne alınması gerekenin "besmele ve şeytandan Al­lah'a sığınmak" olduğunu ileri sürmektedirler. Allah Resulü sevişmeksizin ilişkiyi yasakladıkları için biz de aynı metodu izleyerek buna "sevişmenin öne alınması" gerçeği nüktesine de işaret ediyoruz.
Yine ayette geçen "El-müminun" kelimesinin elif lamlı olması, müjdelenen müminlerin adet hali temasından ve ters yoldan ilişkiden kaçınarak yal­nızca üreme organından yaklaşan ve öne alınması gerekenleri (besmele, dua ve sevişme) öne alıp ilahi huzurda hesaba çekilecekleri gerçeğini bilen takva sahibi müminlere işaret buyurmak içindir.[6]
Allah Rasulü (s.a.v.) sözlü ve fiili sünnetiyle cin­sel ilişki öncesinden sevişmeye teşvik buyurmuştur.
Bir hadiste bu şöyle ifadeye koyulmuştur:
"Hiç biriniz eşiyle hayvanlar gibi -sevişmeksizin- cinsi münasebette bulunmasın. Arada bir elçi bulunsun." Soruldu:
"Ya Rasulallah! Sözünü ettiğiniz elçi nedir?"
"Aşk fısıltıları ve öpüşmedir."[7] 



[1] Âlûsî, II, 103; Zemahşerî, el-Keşşâf, I, 355-356.
[2] S. Ateş,s.32.
[3] Ş. Mansûr,s.1-98. Prof. Dr. Velî Ulutürk, Kur’an’da Temsili Anlatım (Emsâlü’l-Kur’an), İnsan Yayınları: 41
[4] Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, Kadının Çıkış Yolu, S. 184.
[5] Mevdudi, Tefhimu'l Kur'an, C. 1, S. 175.
[6] Ali Rıza Demircan, İslam'a Göre Cinsel Hayat, S. 23-24.
[7] İhya, Nikah, 2/64. Necmettin Şahinler, Kur'an'da Sembolik Anlatımlar, Beyan Yayınları: 44-48.