Işığı Kaybedenler
"Onların durumu şu kişinin durumuna benzer: Bir ateş tutuşturmak istedi. Ateş, çevresindekileri aydınlattığında, Allah onların ışığını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı; artık görmezler." (Bakara: 2/17)
Ayet, münafıkların durumunu ortaya koymakta ve onların ruhsal özelliklerinden bahsetmektedir. Münafıklar, İslam ve müslümanlar için en tehlikeli, en sinsi ve kendisine karşı en fazla tetikte durulması, şiddetle çekinilmesi gereken bir gruptur. Verdiğimiz ayetin öncesinde Yaratıcı Kudret olan Allah; müminleri "3", kafirleri "2" ayetle bize anlatırken münafıklara "13" ayet ayırması bu gerçeği bir kez daha vurgulamaktadır. Yine Kur'an'da münafıklar için ayrı bir surenin var olduğunu bilmek de bu düşüncemizi doğrular niteliktedir.
Allah Resulü'nün daveti ve doğru yolu göstermesi karşısında münafıkların durumu da tıpkı ateş yakıcının parlattığı ışık karşısında gözleri Allah tarafından görmez oluverenlerin durumu gibidir. Bunlar kafirlerin yaptığı gibi başlangıçta hidayetten yüz çevirmiş; kulakları duymaktan, gözleri görmekten, kalpleri anlayıştan mahrum kalmış kimseler değildirler. Aslında bunlar, gerçeği elde etmek için gayret göstermişler ve önlerinde hak açıkça tecelli ettikten sonra gözlerini kapayıp ondan yüz çevirmişlerdir. ..
Bir ateş yakıyorlar, ateşin nuru kendilerine aydınlık temin ediyor ve önceden arzuladıkları bu aydınlıktan faydalanmıyorlar, daha doğrusu faydalanmak istemiyorlar. Bu durum karşısında da Allah, önce arzulayıp sonra terkettikleri ışıklarını gideriyor ve bu nurdan yüz çevirmelerinin cezası olarak onları karanlıklar içinde, görmez bir halde bırakıyor. Kulaklar, diller, gözler, nur ve hidayeti bulmak yolunda vazife görmek için yaratılmışlardır. Bunlar ise kulaklarını hakkı duymaz hale getirdikleri için "sağır", dillerini hakkı söylemez hale getirdikleri için "dilsiz" ve gözlerini hakkı görmez hale getirdikleri için "kör" dürler. Hakka dönemezler. Hidayete ve nura giden yollar kapanmıştır bunlara. . .
İşte hidayete karşılık dalaleti değişen münafıkların, doğru yola karşılık eğriyi seçenlerin durumu böyledir. Onlar önce iman etmişlerdi ve ateş yakan kimselerin aydınlandığı gibi iman nuruyla kalpleri aydınlanmıştı. Sonra küfrettiler, Allah onların nurunu çekip aldı, tıpkı bu ateşin bitmesi gibi ve böylece onları karanlıkta görmez halde bırakmıştır.
Bu kaçınılmaz son "inanmadıkları halde Allah'a ve ahirete inandık" diyen ve "Allah'ı ve inanmış olanları aldatma yoluna gidenleri" beklemektedir.
Gerçekte ise "onlar öz benliklerinden başkasını aldatmıyorlar. Ama ne var ki, bunun farkında olamıyorlar." (Bakara: 2/8-9)[1]