Ebû Hureyre'nin Zühdü:
1- Ebû Hureyre'den rivayet olunduğuna göre; bir topluluk Rebeze'de Ebû Zer'e uğradılar ve kendisine nafaka vermek istediler. Ebû Zer şöyle karşılık verdi: Bizim keçimiz vardır, onu sağarız, kırmızı devemiz vardır onunla eşyamızı taşırız, kölemiz vardır, bize hizmet eder. Fazla olarak da bir abamız vardır ki, bundan dolayı hesaba çekilmekten korkuyorum.
”[1]
2- Yine Ebû Zer şöyle demiştir: "İki dirhem parası olan kişi bir dirhem olandan daha çok hesaba çekilecektir."[2]
3- Abdullah b. Sâmit'den rivayet olunduğuna göre; şöyle demiştir: "Ebû Zer ile beraber bulunuyordum, divandan maaşı çıkmıştı. Bu esnada cariyesi de yanında bulunuyordu. Aldığı maaş ile ihtiyaçlarını sağlıyordu, bir miktar para da artmıştı. Cariyesine:
Artan parayı say, dedi. O da saydı ve:
Yedi dirhem veya yedi dinar kaldı, dedi. Bunun üzerine o para ile fulus satın almasını emretti. Cariye diyor ki;
Ey Ebû Zer! Bu parayı ilerideki bir ihtiyacın için, yada misafirlerin için saklasan! dedim. Şöyle cevap vermişti:
Dostum Resulullah (S.A.V.) bana şu tavsiyede bulunmuştu: "Herhangi bir altın ya da gümüş para stok edilirse, Allah yolunda harcanıncaya kadar, bunlar Kıyamet gününde sahibi için bir ateş korudur."[3]
4- Ubeydullah b. Muhammed'in şöyle dediği rivayet olunmuştur: Hocamızdan duyduğuma göre, Ebû Zer şöyle derdi: "Ey insanlar! Ben size öğüt veriyorum. Ben size karşı çok şefkatli davranıyorum. Kabirdeki ürküntüye karşılık gece karanlığında namaz kılın, öldükten sonra dirilme günü için yıl boyu oruç tutun, zor olan günün korkusunu allatmak için sadaka verin. Ey insanlar! Ben size öğüt veriyorum, ben size acıyorum, size şefkatli davranıyorum.[4]