GÜNDÜZ VE GECE İNEN ÂYETLER
Gündüz inen âyetler için pek çok misal vardır. İbnu Habib: «Kur’ân'ın çoğu gün düz inmiştir» der.
Gece inen âyetleri araştırdım, şu misalleri buldum.
Kıblenin tahvili hususunda nâzil olan Bakara sûresinin (144.) âyeti Sahihayn'ın İbnu Ömer'den rivayetine göre, geceleyin nâzil olmuştur. İbnu Ömer şöyle der. «Müslümanlar sabah namazında Kubâ mescidinde iken biri onlara gelerek: Bu gece Resûlullah'a bir âyet nâzil oldu, kıbleye dönmesi emredildi.» Müslim'in Enes'den rivayetine göre Resûlullah (s.a.v.) Beytu'l-Makdise yönelmiş halde namaz kılarken ***** «Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilip durduğunu görüyoruz..» (Bakara, 144.) âyeti nâzil olmuş, Benû Seleme kabilesinden biri onlara giderek, sabah namazının ikinci rükûunda yetişmiş: «Bilesiniz ki, kıbleniz Kâbe'ye çevrilmiştir» şeklinde haber vermiştir. Bunun üzerine namazdakiler yönlerini kıbleye çevirmişlerdir.
Fakat Sahihayn'ın Berâ'dan rivayetlerine göre Resûlullah (s.a.v.) 16 veya 17 ay Beytu'l-Makdise doğru namaz kılmıştı. Bu süre içinde bütün arzusu Kâbe'ye doğru yönelmekti. Kâbe'ye doğru ilk kıldığı namaz, yanında bir cemaat olduğu halde, ikindi namazı idi. Cemaattan biri ayrılarak Kubâ mescidine geldi. Onlara rukûda iken yetişti ve şöyle dedi: «Allah'a yemin ederim ki Resûlullah'la beraber Kâbe'ye doğru namaz kıldım. Onlar da namazı bozmadan Kâbe'ye yöneldiler.»
Bu rivayetten de anlaşıldığı üzere âyet, gündüzün öğle ile ikindi arasında nâzil olmuştur.
Kadı Celâluddîn'e göre; ileri sürülen delillerin gereği olarak âyet, gece nâzil olmuştur. Çünkü Kubâ mescidinde vuku bulan kıblenin tahvili, sabah namazında gerçekleşmiştir. Kubâ mescidi ise Medine'ye yakın bir yerdedir. Resûlullah (s.a.v.) ikindi vakti inen bir âyeti ertesi günün sabahına kadar haber vermemesi, gerçeğe uygun değildir.
İbnu Hacer bu âyetin, gündüz nâzil olduğu ihtimalinin daha kuvvetli olduğunu belirtir.
Sayfa 38-39
İbnu Ömer'in rivayet ettiği hadise şu karşılık verilebilir Âyetin nüzul haberi Medine'de oturan Benû Hârise'ye ikindi vakti, Medine dışındaki Kubalı Benû Amr b. Avf kabilesine de sabah namazı vaktinde ulaşmıştır. İbnu Ömer'in rivayetinde geçen «bu gece nâzil oldu» ifadesi, bir önceki günün bir kısmını içine alan geceden mecazdır.
Şurasını açıklamak isterim ki; bu sözü, Nesâî'nin Ebû Saîd b. Muallâ'dan yaptığı rivayet doğrular. Ebû Said şöyle der «Bir gün Resûlullah (s.a.v.) minberde iken yanından geçiyorduk. Yeni bir durum olduğunu hissedince oturdum; Resûlullahın (s.a.v.), kıblenin tahvilini bildiren âyeti okuduğunu duydum. Sonra minberden indi, öğle namazını kıldı.
Âli imrân sûresinin son âyetleri de geceleyin inmiştir.
İbnu Hibbân «S a h i h» inde, İbnu Munzir, İbnu Merdeveyh ve «K i t a b u' t - T e f e k k ü r» sahibi İbnu Ebi'd-Dünya Hz. Âişe'den şöyle rivayet ederler: «Sabah ezanını okumak üzere Hz. Bilâl Resûlullah'a gelir. Ağladığını görünce 'Neden ağlıyorsunuz' diye sorar. Resûlullah cevaben: 'Niye ağlamayayım? bu gece bana gerçekten göklerin ve yerin yaratılışında akıl sahipleri için birçok delil vardır, meâlindeki âyetler nâzil oldu, bunları okuyup da düşünmeyenlere yazıklar olsun' der.»
Maide sûresinin ***** «Allah seni insanlardan korur...» (67.) âyeti geceleyin inmiştir.
Tirmizi ve Hâkim, Hz. Âişe'den şöyle rivayet ederler Resûlullah (s.a.v.) bu âyet ininceye kadar ashâbı tarafından korunurdu. İndikten sonra hâne-i saadetinden başını çıkanp şöyle seslenmiştir: «Ey nâs dağdınız. Allahu Teâlâ beni koruyacağına dair vaadde bulundu.»
Taberâni, İsmet b. Mâlik el-Hutami'nin şu sözünü rivayet eder «Bu âyet nâzil olana kadar, Resûlullahı (s.a.v.) geceleri biz korurduk. Âyetin nüzûlünden sonra, bu vazifemiz sona erdi.»
En'âm sûresi bütünüyle geceleyin nâzil olmuştur.
Taberânî, «F e d â i I» adlı eserinde Ebû Ubeyd, İbnu Abbas'ın şu kavlini rivayet ederler «En'âm sûresi bütünüyle geceleyin Mekke'de yetmiş bin meleğin tesbih sesleri arasında nâzil olmuştur.»
Tevbe sûresinin ***** «...geri kalanlar...» (118.) âyeti, geceleyin nâzil olmuştur.
Buhârî ve Müslim, Ka'b b. Mâlik'in şöyle dediğini rivayet etmişlerdir. «Cenâb-ı Hak tevbelerimizi gecenin son üçte birinde kabul etti.»
Meryem sûresi de geceleyin nâzil olmuştur. Taberâni, Ebû Meryem el-Gâssâni'nin şöyle dediğini rivayet eder «Resûlullah'a geldim, bu gece bir kızım
nâzil oldu, kızına Meryem adını ver, buyurdu.
Hac sûresinin ilk âyetleri de geceleyin nâzil olmuştur.
Bunu, İbnu Habib ve«Kitabun-Nasih ve'l-Mensuh»unda Muhammed b. Berekâti's-Saîdî zikretmişlerdir. Sehâvî «C e m â I u' I - K u r r â» da bunu desteklemiştir. İbnu Merdeveyh'in İmrân b. Husayn'dan şu rivayeti buna delil teşkil etmektedir. Bu âyet Resûlullah'ın bir gazvesinde geceleyin sahabenin bir kısmına uyku basınca dağılmalarından sonra nâzil oldu. Resûlullah yüksek sesle, inen bu âyeti onlara duyurdu.
Ahzâb sûresinin, kadınlann örtüleriyle çıkma iznini veren âyeti de, geceleyin inmiştir. Kâdî Celâluddin, bunun ***** «Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle...» (59.) âyet olmasının daha doğru olacağını belirtir.
Buhârî, Hz. Âişe'den naklettiği bir rivayete göre; ezvacı mutahhare'den Sevde, örtü âyeti indikten sonra bir iş için evinden çıkmıştı. İri yapılı bir kadın olduğundan, herkesce tanınıyordu. Hz. Ömer yolda onunla karşılaşınca «Ya Sevde, Allaha yemin ederim ki bu halinle gözümüzden kaçmıyor, herkesce tanınıyorsun; dışarı nasıl çıkman gerekeceğini biraz düşün,» dedi. Bunun üzerine Sevde: «Hemen Resûlullaha (s.a.v.) döndüm, elinde küçük bir et parçası olduğu halde akşam yemeğini yerken yanına geldim, ve: Ya Resûlallah, bazı ihtiyaçlarımı görmek üzere dışarı çıkmıştım. Ömer bana şöyle dedi, şeklinde konuştu. Onun bu müracaatı üzerine, elindeki eti henüz bırakmadan, âyet nâzil oldu ve: Allah size ihtiyaçlarınızı görmek için dışarı çıkmanıza izin verdi, buyurarak endişesini izâle etti.
Kadı Celâluddin der ki: Bu âyetin gece indiğini söylemiştik. Çünkü kadınlar, Buhâri'nin ifk ile ilgili Hz. Âişe'den naklettiği rivayette olduğu gibi ancak geceleri ihtiyaçları için çıkarlardı.
Zuhruf sûresinin ***** «Senden önce gönderdiğimiz elçilerimizden sor...» (45.) âyeti, geceleyin nâzil olmuştur. İbnu Habib'e göre bu âyet, isrâ gecesi nâzil olmuştur.
Fetih sûresinin de ilk âyetleri, gece nâzil olmuştur.
Buhârî, Hz. Ömer'den rivayet ettiğine göre: Resûlullah (s.a.v.) Fetih sûresinin ilk âyetlerini okuyarak: «Bu gece bana bir sûre nâzil oldu ki benim için her şeyden daha sevimlidir» buyurdu ve ***** «Ey Muhammed biz sana apaçık bir fetih ihsan ettik...» (Fetih, 1.) âyetini okudu.
Münafikûn sûresi, Tirmizi'nin Zeyd b. Erkam'dan rivayet ettiğine göre, geceleyin nâzil olmuştur.
Mürselât sûresi de geceleyin nâzil olmuştur.
Sayfa 40-41
yete göre süre, karanlık bir gecede Hirâ'da inmiştir. Bu rivayet sıhhati olmayan bir rivayettir.
ismailî «S a h i h»inde Buhari'den naklettiği bir rivayette gördüğüme göre, bu sürenin Arefe gecesi Mina mağarasında indiğini söyler. Bu rivayet Buhari ile Müslim'de, arefe gecesi sözü olmaksızın, nakledilmektedir. Arefe gecesinden maksat, Zilhiccenin dokuzuncu gecesidir. Çünkü Resûlullah (s.a.v.) Mina'da bu gece kalmıştı.
Muavvizeteyn sûreleri de geceleyin nâzil olmuştur.
İbnu Eşte «K i t a b u' I - M e s â h i f» inde şöyle der: Bize, Muhammed b. Ya'kûb ona Ebû Davûd, ona Osman b. Ebî Şeybe, ona Cerir, ona Kays ve ona da Ukbe b. Âmiri'l-Cuhenî rivayet ettiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur. «Bu gece bana, misli görülmeyen âyetler nâzil olmuştur. Bu âyetler de, Felak ve Nâs sûrelerinin âyetleridir.»
1 - Gece İle Gündüz Arasında Seher Vaktinde inen Âyetler
Maide sûresinin teyemmümle ilgili ***** «Ey müminler namaza kalkmayı dilediğinizde...» (6.) âyeti bunlardandır.
Buhâri'nin Âişe'den rivayetine göre; sabah namazı vaktinde Resûlullah kalkıp su aradı; bulamayınca bu âyet nâzil oldu.
Âli imrân sûresinin ***** «Sana o işte hiçbir şey düşmez...» (128.) âyeti de bu vakitte nâzil olmuştur.
Buhâri'nin rivayetine göre âyet, Resûlullah sabah namazının son rekâtında iken Ebû Sufyân ve avanesine beddua etmek istediği sırada nâzil olmuştur.
Burada şunu hatırlatmak isterim: Hâkim'in «T a r i h»inde rivayet ettiği üzere Cabir'in merfu olarak rivayet ettiği: «Rüyanın en doğru olanı, gündüz görülen rüyadır. Çünkü Allahü Teâlâ vahyi bana gündüz indirdi,» mealideki hadîsine ne dersin diye sorulursa, hadisin münker olduğunu, onunla delil getirilemeceğini söylerim.