Bu Blog içinde Ara

13 Haziran 2012 Çarşamba

HAZARİ VE SEFERİ ÂYETLER

HAZARİ VE SEFERİ ÂYETLER


Hazari âyetler çoktur. Seferi âyetlere dair misaller de mevcuttur. Araştırma sonunda şunların seferi âyetler olduğunu tesbit ettim. Bakara sûresinin ***** «Siz de ibrahim'in makamından bir namaz yeri edinin.» (125.) âyeti, Veda Haccı sırasında Mekke'de nazil olmuştur.
İbnu Ebî Hâtim ve İbnu Merdeveyh, Câbir'in şöyle dediğini rivâyet ederler «Resûlullah (s.a.v.) Kabe'yi tavaf ederken Hz. Ömer ona: Bu, atamız Halil İbrahim'in makamı değil midir diye sorunca Resûlullah; evet cevabını verdi, öyleyse onu namazgah edinmemiz uygun olmaz mı? demesi üzerine, bu âyet nâzil oldu.»
İbnu Merdeveyh Amr b. Meymûn tariki ile Ömer b. Hattab'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir «Hz. Ömer., İbrahim aleyhisselâm'ın makamı yanından geçerken; Ya Resûlallah, Rabbimizin Halili, İbrahim aleyhisselâm'ın makamında namaz kılmamız yerinde olmaz mı? Resûlullah niye olmasın deyince, öyleyse onu namazgah edinelim. Hz. Ömer'in sözü biter bitmez bu âyet nâzil oldu.»
İbnu'l-Hassâr; «Bu âyet ya kaza umresi, ya Mekke'nin fethi, ya da Veda Haccında nâzil olmuştur» der.
Bakara sûresinin***** «...evlere arkalarından girmek doğru değildir...» (189.) âyeti de seferde nâzil olmuştur. İbnu Cerir'in Zührî'den rivayetine göre bu âyet Hudeybiye umresinde nâzil olmuştur. Suddinin rivâyetine göre Veda Haccında, nâzil olmuştur.
Bakara sûresinin ***** «...Allah için haca ve umreyi tamamlayın...» (196.) âyeti de seferde nâzil olmuştur.
İbnu Ebî Hâtim, Safvân b. Umeyye'den naklettiği bir rivayete göre: Resûlullaha za'feran sürünmüş cübbeli bir kimse gelir ve şöyle der. Umrem hakkında ne buyurursun? Akabinde bu âyet nâzil olur. Resûlullah: Umre hakkında soru soran nerededir diye araştırır. Bulduğunda: Üzerindekileri çıkar, sonra yıkan diye emreder.
Bakara sûresinin aynı ***** «...içinizden hasta olan...» (196.)

Sayfa 30-31
âyeti de Hudeybiye'de seferde nâzil olmuştur.
Ahmed b. Hanbel âyetin, Ka'b b. Ucre hakkında nâzil olduğunu rivayet ederken, Vâhidi âyetin sebeb-i nüzülünü İbnu Abbas'dan nakletmiştir.
Bakara sûresinin ***** «Resul iman etti...» (285.) âyeti de seferde nâzil olmuştur. Âyetin Mekke fethinde nâzil olduğu söylenmişse de, buna dair bir delile rastlayamadım.
Bakara sûresinin ***** «Şu günden sakının ki o gün Allah'a döndürüleceksiniz...» (281.) âyetide seferi âyetlerdendir. Beyhakî'nin «D e I â i I» inde rivayet ettiği üzere Veda Haccı sırasında Mina'da nâzil olmuştur.
Âli imrân sûresinin ***** «...Allah ve Resulünün çağırısına uydular...» (172.) âyeti de seferi âyetlerdendir. Taberânî, sahih bir senedle İbnu Abbas'dan rivayet ettiğine göre âyet, Hamrâu'l-Esed mevkiinde nâzil olmuştur.
Nisa sûresinin teyemmümle ilgili (43.) âyeti de seferde nâzil olmuştur.
İbnu Merdeveyh'in Esla' b. Şureyk'den rivayetine göre âyet; Resûlullah'ın (s.a.v.) gazvelerinden birinde nâzil olmuştur.
Nisa sûresinin ***** «Allah size emanetleri ehline vermenizi...emreder...» (58.) âyeti de seferidir.
Mekke fethinde Kabe dahilinde nâzil olduğunu İbnu Cureyc'den rivayetle Suneyd Tefsir'inde, İbnu Merdeveyh'den İbnu Abbas'dan nakletmişlerdir.
Nisa sûresinin ***** «Sende içlerinde bulunup onlara namaz kıldırdığın vakit..» (102.) âyeti de seferi âyetlerdendir.
Âyet, Ahmed b. Hanbelin Ebû Ayyâş'iz-Zerkî'den rivayetine göre, öğle ile ikindi arasında Asfân mevkiinde nâzil olmuştur.
Nisa sûresinin ***** «Senden fetva istiyorlar. De ki: Allah size babasız ve çocuksuz kişinin mirası hakkındaki hükmünü şöyle açıklıyor...» (176.) âyeti de seferi âyetlerdendir. Âyet, Bezzâr'ın Huzeyfeden rivayetine göre Resûlullah'ın bir seferinde nazil olmuştur.
Maide sûresinin evveli de seferi âyetlerdendir.
Beyhakînin «Ş u a b u' I - i m â n» adlı eserinde Esmâ bint-i Yezid'den rivayet ettiğine göre bu âyetler, Mine'de nâzil olmuştur. Beyhakî «D e I â i - I u' n - N u b u v v e» adlı eserinde ise, Ummu Amr ve amcasından rivâyet ettiğine göre âyet Resûlullahın bir seferinde nâzil olmuştur.
Ebû Ubeyd'in Muhammed b. Kâb'den rivayetine göre Maide sûresinin Veda Haccı sırasında, Mekke ile Medine arasında indiğini nakleder.
Maide sûresinin ***** «...Bugün sizin dininizi kemale erdir
Sahih-i Buhari'de rivayet edildiğine göre âyet, Veda Haccı sırasında cuma akşamı nâzil olmuştur. Bu hadisin çeşitli tariki vardır.
İbnu Merdeveyh'in Ebû Saidi'l-Hudri'den naklettiğine göre âyet, Ğadirhum gününde inmiştir. İbnu Merdeveyh hadisin benzerini Ebû Hureyre'den de rivayet eder. Bu iki rivayette, Resûlullah (s.a.v.) Veda Haccı dönüşü Zilhiccenin 18. gününde indiği söylenirse de, her ikisi de doğru değildir.
Maide sûresinin teyemmümle ilgili 6. âyeti de seferi ayettir.
Buhari'de Hz. Aişe'den rivayet edildiğine göre, Müslümanlar Medine yoluna girdikleri sırada, Beydâ'da nâzil olmuştur. Hadisin başka metninde Beydâ yahut Zâtu'l-Ceyş isimleri geçmektedir.
İbnu Abdi'l-Berr «T e m h î d» adlı eserinde, bu âyetin Benî Mustalik gazvesin de inmiş olabileceğini söyler. Aynı ifadeyi «İ s t i z k â r» adlı eserinde kesinlikle tekrarlamıştır. Fakat bunu, İbnu Sa'd ve İbnu Hibban, daha önce zikretmişlerdir.
Beni Mustalik gazvesi, Mureysî gazvesidir. Son asır uleması, bu iddianın doğru olamayacağını, çünkü Mureysî denilen yer, Mekke cihetindeki Kadid ile sahil şehirleri arasına düşmektedir. Oysa bu kıssa Hz. Aişe'nin Beydâ ya da Zâtu'l-Ceyş, sözüne göre Hayber tarafında vukubulmuştur. Beydâ ya da Zâtu'l-Ceyş, Medine ile Hayber arasındadır. Nitekim Nevevi'nin kesin görüşü de budur. Buna karşılık İbnu't-Tîn, Beydânın Zu'l-Huleyfe olduğunu kesinlikle belirtir.
Aynı konuda Ebû Ubeydi'l-Bekri, Beydâ'nın Mekke yolu üzerindeki Zu'l-Huleyfe karşısında bulunan Şeraf denilen yer adı olduğunu, Zâtu'l-Ceyş'in ise Medine'ye bir konak beride bulunduğunu söyler.
Maide sûresinin ***** «Ey mü'minler Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani bir topluluk size el uzatmaya yeltenmişti de...» (11.) âyetide seferi âyetlerdendir.
İbnu Cerir'in Katâde'den rivayetine göre âyet, Resûlullah (s.a.v.) yedinci gazvesi sırasında Batnu'n-Nahle mevkiinde iken Benû Sa'lebe ve Benû Muharib O'nu öldürmek istediklerinde nâzil olmuş, durumu Allah Teâlâ bu âyetle kendisine bildirmiştir.
Maide Sûresi'nin "Allah seni insanlardan korur..." (67.) âyeti de seferidir.
İbn-u Hibban'ın Sahih'inde, Ebû Hureyre'den rivayetine göre âyet, Rasulullah'ın bir seferinde nâzil olmuştur. İbn-u Ebî Hâtim ve İbn-u Merdeveyh, Câbir'den rivayet ettiklerine göre âyet, Benû Enmâr gazvesinde, Batnunahle'nin tarafına düşen Zâtürrika'da nâzil olmuştur.
Enfâl sûresinin ilk âyetleri de seferî ayetlerdendir.

Sayfa 32-33
Ahmed b. Hanbel'in Said b. Ebî Vakkas'dan rivayetine göre âyet, Bedir gazvesi sonunda nâzil olmuştur. Bu sûrenin ***** «Siz Rabbinizden yardım istiyordunuz...» (9.) âyeti de seferde nâzil olmuştur.
Tevbe sûresinin ***** «Altını ve gümüşü yığıp...» (35.) âyeti, seferde nâzil olmuştur. Ahmed b. Hanbel'in Sevbân'dan rivayet ettiğine göre âyet, Resûlullah (s.a.v.)'ın seferlerinden birinde nâzil olmuştur. Bu sûrenin***** «Geçici bir dünya menfaati...» (42.) âyetinden sonrakiler, seferidir. İbnu Cerir'in İbnu Abbâs'dan rivayetine göre âyetler, Tebûk gazvesinde nâzil olmuştur.
Tevbe sûresinin ***** «Eğer onlara sorsan: 'Biz sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk' derler...» (65.) âyeti, seferi âyetlerdendir. İbnu Ebî Hâtim'in İbnu Ömer'den rivayetine göre âyet, Tebûk gazvesinde nâzil olmuştur.
Tevbe sûresinin ***** «...ne peygambere, ne de mü'minlere yaraşan bir işdir...» (113.) âyeti de seferi âyettir. Taberânî ve İbnu Merdeveyh, İbnu Abbâs'dan rivayet ettiklerine göre âyet, Resûlullah (s.a.v) Umre yapmak üzere yola çıktığında Asfân sırtlarından inerek annesinin kabrini ziyaret etti, kendisine istiğfar dileğinde nazil oldu.
Nahl sûresinin son âyeti de seferde nâzil olmuştur. Beyhakî ve Bezzarın Ebû Hüreyre'den rivayet ettiklerine göre âyet, Resûlullah (s.a.v) şehid düşen Hamza'nın başucunda dururken Uhud'da nâzil olmuştur. Tirmizi ve Hâkim'in Ubeyy b. Ka'b'dan rivâyetlerine göre de Mekke fethi sırasında inmiştir.
İsrâ sûresinin ***** «Neredeyse seni yurdundan çıkarmak için tedirgin edeceklerdi...» (76.) âyeti, seferi âyetlerdendir. Beyhakî «D e I â i I» inde zikrettiği gibi Ebû'ş-Şeyh de, Şehr b. Hûşeb tarikiyle Abdurrahmân b. Ganem'den rivayet ettiklerine göre âyet, Tebûk gazvesinde nâzil olmuştur.
Hac sûresinin ilk âyeti de seferidir. Tirmizi ve Hâkim'in İmrân b. Husayndan rivayet ettiklerine göre âyet, Resûlullah'ın bir seferinde nâzil olmuştur. İbnu Merdeveyh'in Kelbî tarikiyle Ebû Sâlih ve İbnu Abbâs'dan rivayet ettiğine göre, âyet Resûlullah (s.a.v.) Benû Mustalik yolunda iken inmiştir.
Hac sûresinin ***** «İşte şunlar...iki taraf...» (19.) âyeti de seferde nâzil olmuştur. Kadı Celâluddin el-Bulkaynî âyetin, Bedir gazvesinde, âyetteki ***** lafzının da işaret ettiği gibi, karşılıklı iki grubun çarpışması esnasında nâzil olabileceğini ileri sürer.
Hac sûresinin ***** «Kendileriyle savaşılan -mü'min-lere,
savaşma- izni verildi...» (39.) âyeti de seferi âyetlerdendir.
Tirmizi'nin İbnu Abbâs'dan rivayetine göre âyet, Resûlün Mekke'den hicreti sırasında Hz. Ebû Bekr'in: «Nebilerini Mekke'den kovdular, Allah onları helak etsin» sözü üzerine nâzil olmuştur. İbnu'l-Hassâr, bu hadisten faydalanarak bazıları âyetin, hicret esnasında nâzil olduğu kanaatine vardıklarını söyler.
Furkân sûresinin ***** «Görmedin mi Rabbin gölgeyi nasıl uzattı...» (45.) âyeti de seferî âyetlerdendir. İbnu habib bu âyetin Tâif'de nâzil olduğunu söyler. Ancak İbnu Habib'in bu sözünü destekleyen bir senede rastlayamadım.
Kasas sûresinin ***** «Kur'ân'ı sana farz kılan...» (85.) âyeti de seferî âyetlerdendir. İbnu Ebî Hâtim'in Dahhâk'dan rivayetine göre Hicret esnasında Cuhfe'de nâzil olmuştur.
Rûm sûresinin ilk âyetleri seferidir. Tirmizinin Ebû Saidi'l-Hudri'den rivayet ettiğine göre Bedir muharebesine katılan Müslümanlar, Bizans (Rûm)ın İran'a galib geldiğini duyunca şaşırmışlardı. Bunun üzerine sûrenin ilk dört âyeti nâzil olmuştur. Tirmizi, âyette ***** kelimesindeki ***** harfinin meftuh okunduğunu, bu rivayetin sonunda ilâve eder.
Zuhruf sûresinin ***** «Senden önce gönderdiğimiz elçilerden sor...» (45.) âyeti, seferî âyetlerdendir. İbnu Habib bu âyetin İsrâ gecesi Beytu'l-Makdis'de indiğini söyler.
Muhammed sûresinin ***** « Seni çıkaran şehirden daha kuvvetli nice şehirler var ki...» (13.) âyeti, seferi âyetlerdendir.
Sehâvî, «C e m â I u' I - K u r r â» adlı eserinde ifade ettiğine göre; Resûlullah (s.a.v.) Mekke'den ayrılıp Medine'ye hicret edeceği sırada durup Mekke'ye baktı. Kendini tutamayarak ağlayınca bu âyet nâzil oldu.
Fatiha sûresi bütünüyle seferidir.
Hâkim ve diğerleri, Misver b. Mahreme ile Mervân b. Hakem'den rivayet ettiklerine göre sûre, baştan sona kadar Hudeybiye musalahası sırasında, Mekke ile Medine arasında nâzil olmuştur. Ayrıca Hâkim «M ü s t e d r e k» inde Mecma' b. Câriye'den rivayetle sûrenin ilk âyetleri Kurâi'l-Gamim adlı yerde nâzil olduğunu nakleder.
Hucurât sûresinin ***** «Ey insanlar muhakkak sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık...» (13.) âyeti seferidir.
Vâhidî'nin İbnu Ebî Muleyke'den rivayet ettiğine göre bu âyetin Hz. Bilâl, Mekke fethi günü Kâbe'ye çıkıp ezan okuduğu sırada, bazılarının: Bu siyahi köle Kâbe'ye çıkıp ezan okuyor. demeleri üzerine nâzil olduğunu nakleder.
Kamer sûresinin ***** «Yakında o topluluk dağılacak...» (45.) â

Sayfa 34-35
yeti, seferi âyetlerdendir.
İbnu'l-Feres'in rivayetine göre bu âyet, Bedir savaşında nâzil olmuştur. Ancak, 12. bölümde görüleceği üzere bu rivayet merdûddur. Fakat İbnu Abbasdan yapılan bir rivayetin bunu teyit ettiğini gördüm.
Vâkıa sûresinin ***** «Öncekilerden büyük bir kütle...» 13.) ve ***** «Şimdi siz, bu sözümü küçümsüyorsunuz? (81.) âyetleri, seferde nâzil olmuştur. Resûlullah (s.a.v.) Medine'ye hicret ederken nâzil olmuştur. Ancak, bunu teyit edecek bir senede rastlayamadım.
Gene aynı sürenin ***** «Rızkınızı yalanlamazdan ibaret mi kalıyorsunuz.» (82.) âyeti de seferidir.
İbnu Ebî Hâtim, Yakûb tarikiyle Mücâhid'den, o da Ebû Hazre'den rivayet ettiğine göre şöyle der: Bu âyet, Tebûk gazvesi sırasında Ensardan bir kimse hakkında nâzil olmuştur. Şöyle ki, Resûlullah ve beraberindekiler Hicr denilen mevkiye geldiğinde Ashâbına buradan su almamalarını emreder. Başka bir yere geldiklerinde, susuz kaldıklarını Resûlullah'a bildirirler Bunun üzerine Resûlullah dua'da bulunur. Allah, üzerlerine bulut göndererek, susuzluklarını giderecek şekilde yağmur yağdırır. Bu olayı gözetleyen münafıklardan biri, bu yağmur, yağmur yıldızının kaymasıyla yağdı, şeklinde konuşunca âyet nâzil oldu.
Mümtehine sûresinin ***** «Ey mü'minler, mü'min kadınlar göç ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin...» (10.) âyeti de seferde nâzil olmuştur. İbnu Cerir et-Taberî'nin Zühri'den rivayet ettiğine göre âyet, Hudeybiye sırtlarının alt kısmında nâzil olmuştur.
Münafikûn sûresi bütünüyle seferidir.
Tirmizi Zeyd b. Erkam'dan rivayet ettiğine göre de, Beni Mustalik gazvesinde nâzil olmuştur. İbnu İshâk ve diğerleri de bu görüştedir.
Mürselât sûresi bütünüyle seferidir. Buhari ve Müslim, İbnu Mesud'un şöyle dediğini rivayet ederler: «Resûlullah'la (s.a.v.) beraber Mine mağarasında iken bu sûre nâzil oldu.»
Mutaffifîn sûresinin tamamı veya bir kısmı seferidir. Nesefî ve diğer muhaddislerin rivayetine göre hicret kasdiyle yola çıkıldığında, henüz Medine'ye varılmadan nâzil olmuştur.
Sahihayn'ın rivayetin göre, Alak sûresinin ilk âyetleri Hira mağarasında nâzil olmuştur.
Kevser sûresi de seferidir. İbnu Cerir, Said b. Cübeyr'den naklen, sûrenin Hudeybiye musalahası sırasında nâzil olduğunu rivayet ederse de bunda kesinlik yoktur.
Nasr sûresi de seferidir.

Bezzâr ve Beyhâkî İbnu Ömer'in şöyle dediğini naklederler: Bu sûre Kurban günleri içinde nâzil olmuş, Resûlullah son günlerini yaşadığını anlamıştı. Bundan dolayı Kusva' adlı devesini istemiş, yola koyulmuştur. Veda Haccı hutbesini verdiği yere gelince, devesi üzerinde son meşhur hitabını yapmıştır.